Neyi hatırlamaya çalıştığımı hatırlamaya çalışıyorum. Beli belirsiz bir düşünce bulutu içinde, dalıp gittiğim uzak bir yerden dönme telaşındayım. Sakladım diye yüreğimdekileri, aklım karışık!

Okyanusun ortasında tek başına sessizce süzülen bir gemi gibiyim. Şehre girdiğimde, en büyük binalardan bile yüksek duruyorum. Gel gör ki; okyanusun ortasında çaresiz küçücük bir tekneyim.

Hatırladım! Aşkı düşünüyordum. Gerçekten aşkı tanıyıp tanımadığımı, gerçekten onunla karşılaşıp karşılaşmadığımı sorguluyordum.

Belki de aşk, benim anlattığım şey değildir. Belki çikolatanın da tadı benim bildiğim gibi değildir. Belki tat almak, sadece aklımın bir oyunudur ve ben kilo aldığıma göre, aklımın çizdiği bu oyun çok eğlenceli olmalı.

Bütün hayatını aşkın üstüne kuran biri, hayattan aşkın haricinde ne isteyebilir ki? Belki de ben orada duruyordum, aşkı gelip benim üstüme inşa ettiler. Ne fark eder zaten, sonuçta elimde kalan tek şey yüreğim.

Aklımın kuytularından yüreğimin derinlerine giden bir tünel olmalı. Kimseye görünmeyen hayalet düşüncelerim, komşuya kahveye gider gibi, çat orda çat burada dolaşıyor olmalı.

Aşkın bilmediğimiz bir yanı olmalı! En azından benim bilmediğim bir yanı olmalı! Benim aşk dediğimle, başkalarının aşk dediği; benim sevgi dediğimle başkalarının sevgi dediği; benim tutku dediğimle başkalarının tutku dediği; benim haz dediğimle başkalarının haz dediği genellikle uyuşmuyorsa, bir yerde bir hata olmalı!

Bu sabah beni ağlayarak arayan ve aşık olduğunu söyleyen kız arkadaşım, akşam arayıp başka birine aşık olduğunu anlatıyorsa; benim bildiğim aşkla başkalarının aşkı arasında büyük bir uçurum olmalı! Kamasutra’nın her pozisyonunu başka bir adamla yaşamaya aşk diyorsa bir kadın; benim yüreğim ve aklım, ne aşkı, ne kadınlığı bilmiyor olmalı!

Candan Ünal

Çok güzel bir metin ,teşekkür ederim Zeynep'ciğim.

çook güzeL teşekkürler...

canım çok güzel paylaşım teşekkürler

begenmenize sevindim kizlar