Senin İçin

Özgür koymak gözyaşını, aksın demek senin için
Sana varmak her adımda, vuslat için can bilemek...

Geçip yeri göğe varmak, bir "yer" bulmak senin için
Vakti lime lime bölmek, bir "an" seçmek senin için...

Senin için baştanbaşa, yeryüzüne sevgi ekmek
Sonra tutup ellerinden, o ekine seni sermek...

Gündüz görmek ak yüzünü, gece aydınlansın için
Aydınlıkta seni anmak, hayalleri yontmak için...

Kızgın zemin, yalın ayak, çölde susuz senin için
Ve bir ömür nöbet tutmak, bir defacık görmek için...

Sözlükleri tümden silmek, sade sana özgü olan,
İsminden bir sözlük yazmak, her sözcüğü adın olan...

Duruşların bakışların, güneşteki ateş gibi
Kıyma yöneldiğin cana, gece çakan şimşek gibi...

Kaşlarını çizmek için, bin müsvedde karalasam
Seni çizmek; olmayanı, çizmek gibi, bir anlasam...

Senin gibi nasıl yoksa, bu dünyada senin gibi
Seni seven biri olmaz, bu dünyada benim gibi...

Benim gibi olmayacak, bu cihanda seni seven
Senin gibi olmayacak, beni böyle deli eden...

Yazılmayacak bu şiir, bir daha sonsuza değin
Hiçbir kimse yazmayacak, herkes ölünceye değin...

Sana özgü ayırdığım bu sevgiyi, kare kare
Okuyup da anla beni, nasıl can adanır yare...

Yüzyıl sonra, bin yıl sonra, belki cennet sılasında
Vuslat olur diye hâla, günlüm umut damıtmakta...

Umut aynaları koydum, isminden tüm zamanlara
Sonra paramparça ettim, zamanları aynalara...

Sonsuzluğun ellerinden tutup, bütün levhalara
Bir iz düşüp soracağım, seni bütün dünyalara...

Eğer varda bulamazsam, seni yoktan soracağım
Yoklukta olmayacaksın, ama seni bulacağım.

Güller sana, umut sana, canım sana, cihan sana
Mevlam seni, yalnız seni, bir tek seni verse bana...

Ve seninle buluşmak ki, kavuşmak ki bir kez daha
O dünyada ak alınla, koşarak varmak Allah’a...