0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1 2
Konu: Sehit Nasıl Olunur?  (Okunma Sayısı: 11879 Kere Okundu.)
« : Temmuz 09, 2009, 12:49:05 ÖS »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220


Osman DİYADİN: ŞEHİT NASIL OLUNUR? Sen bu vatan,bu bayrak ve bu millet için görev yapacaksın bir gece teröristler evine baskın yapacak,eşinin ve çocuklarının gözleri önünde....

seni kurşun yağmuruna tutup şehit edecek, oğlunu yaralayacaklar, sonra da ülkenin emekli sandığı çıkacak “Görevi başında öldürülmedi” gerekçesiyle seni şehit saymayacak! Böyle büyük bir vicdansızlık, sorumsuzluk olabilir mi? 6 Ağustos 2006 tarihinde Şırnak’ta evine baskın düzenleyen teröristler tarafından eşinin ve çocuklarının gözü önünde kurşun yağmuruna tutularak şehit edilen Astsubay Levent Çevik’in gözü yaşlı eşi ve çocukları şimdi bu küstah yaklaşımla karşı karşıya bırakılmış durumda! Bunu isyan etmemek mümkün mü? Bu emekli sandığı hangi ülkeye hizmet ediyor? Dün Hürriyet gazetesinde yer alan haberde, şehit astsubayın eşinin babası, bakın nasıl isyan ediyor: “Terör eve kadar inmiş. Evde şehit edilen oğlumuz nasıl şehit sayılmaz? Bunun anlamını, yorumunu tüm Türkiye biliyor. Bunu emekli sandığının kabullenmesi şart. Şehit sayılmaması için mi çabalıyorlar? Bundan yana muzdaribim, evladım ve torunlarım da muzdarip. Teröristlerin saldırısında yaralanan torunumun raporunu alırken bile zorlandım. Çocuğumun ve torunlarımın mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz. Damadımı şehit eden teröristlerin bir çatışmada öldürüldüklerini öğrenince mutlu olduk. Silahlı kuvvetlerimize Allah zeval vermesin, damadımın kanı yerde kalmadı. Kızım Esra çok mağdur; eşinin, gözünün önünde öldürülüşü, çocuğunun yaralanışı gözlerinin önünden hala gitmiyor, hala geceleri uyku uyuyamıyor.'' Evet, kendi vatan topraklarımızda bir şehit ailemizin içine düşürüldüğü şu duruma bakın Allah aşkına! Bu millet, bu bayrak ve bu vatan için eşi ve çocuklarının gözleri önünde can veren bir şehidin ailesini böylesine perişan etmeye kimin hakkı var? Yok efendim, görevi başında şehit edilmemiş! Vicdansızlığa bir bakın! Böylesine vicdansız bir mazeret olabilir mi? Koysunlar bakalım o şehit eşinin, şehit çocuklarının yerlerine kendilerini! *** Konu buraya gelmişken, yazımızı Güneydoğumuzda yaşanan “7 Kurşunla İstiklal Marşı’ adı verilen ve tüylerimizi diken diken eden bir olayla noktalayalım. Güneydoğu’nun küçük bir ilçesinde görev yapan bir hakim, ilçe dışındaki lojmanından görünen karakolun bir gecesini anlatıyor. İyi okuyun: Balkonumuzdan izlediğim dehşet dolu manzarada, daire hâline gelmiş teröristlerin, dairenin ortasına, gecenin karanlığında ateşleri parıldayan silâhları ateşlediklerini görüyordum. Karakolun, havan ve roket mermilerinin patladığı yerde olduğunu biliyorduk. Tam anlamıyla çember içine almışlardı. Lojmandan ayrılıp, doğruca jandarmanın binasına gittik. Karakolun merkezi, telsizle, sürekli timlerden durumlarını bildirmelerini istiyor; dış emniyette bulunan timler de bu çağrılara cevap veriyor, havan ve uçaksavar ateşi istedikleri yerleri de tarif ediyorlardı. Bir süre sonra telsiz konuşmaları, timlerden birinin üzerine yoğunlaştı. Timden bir türlü cevap alınamıyordu. Üst üste defalarca çağrı yapılıyor, ancak bir türlü timle irtibata geçilemiyordu. Konuşmaları takip eden askerler timden ümitlerini kesmişlerdi. Ama bir yandan da çağrılar devam ediyordu. Bir saat kadar sonra, telsizden bitkin bir ses duyuldu: “Yaralılarım var, yaralılarımı alın!” Tüylerimiz diken diken olmuştu. Hemen cevap verildi: “Tamam Suat 3, sakin olun, az sonra birlik çıkacak.” İlk yaralı haberi, saatlerdir aranan bu timden gelmişti. Tim komutanı konuşurken arkadan silâh sesleri duyuluyordu. Herkes bu sözler üzerine yorum yapıyordu. Telsizin başındaki tim komutanlarından biri, bu timde şehit olduğundan emindi. Merkezden tekrar çağrı yapıldı: “Suat 3, irtibatı kesme. Sakin olun!” Cevapta bir değişiklik olmadı: “Yaralılarım var. Kan kaybediyorlar. Yaralılarımı alın!” Ve tam bir buçuk saat, beşer dakika arayla Suat 3 kodlu timle muhabere aynen bu sözlerle sürdü: “Yaralılarımı alın!”, “Sakin olun, geliyoruz!” Hepimiz o time kimsenin yardıma gidemeyeceğini çok iyi biliyorduk. Karakola düşen mermi sayısında azalma olmuyor, aksine, takviye alan teröristler baskının şiddetini gittikçe artırıyorlardı. Kimsenin, değil karakolun dışına çıkmak, mevzi değiştirebilecek fırsatı dahi olmadığı apaçıktı. Bir süre sonra, Suat 3’ün telsizinden hırs dolu kelimelerini işittik: “Hemen gelip yaralılarımı almazsanız, karakola dönüp bölüğü tarayacağım.” Hepimiz şoke olmuştuk. Hemen tabur komutanı devreye girdi. Hemen hemen aynı sözcüklerle tim komutanına sakin olma çağrısı yaptı. Ama işe yaramıyordu. Tim komutanı, “Yaralılarımı alın!” dışında başka bir şey demiyordu. Tabur komutanının da telsizi bırakmasıyla, bir saat kadar daha tim komutanından ses çıkmadı. Birer dakika arayla yapılan yoğun çağrılara cevap vermedi. Hepimiz tim komutanının da şehit olduğunu düşünüyorduk. İçim burkuluyor, başım dönüyor, tanık oldugum bu anlardan nefret ediyordum. Telsizin başına tim komutanının okuldan devre arkadaşı geldi. Son bir ümitle eline mikrofonu alıp, cevap beklemeden, telsizin kodlarını da kullanmadan, konuşmaya basladı: “Devrem, ben Hüseyin. Geçmiş olsun, devrem! Biraz daha dayan, olur mu? Bak destek timleri yola çıktı. Sana doğru geliyorlar. Devrem, aman pes etme; olur mu?” Telsizin mandalını bırakıp beklemeye başladı. Hepimiz duvara monteli telsiz cihazının hoparlör kısmına gözlerimizi dikmiş bekliyorduk. Ve konuştu: “Devrem, bölük komutanı nerede?” Hepimiz derin bir “Oh!” çektik. Telsizden, “İzinde, devrem.” yanıtı verildi. Suat 3, artık tükenen bir sesle konuşmayı sürdürdü: “Ne olur, yaralılarımı alın! Ben de yaralıyım.” O ana kadar kendisinin de yaralı olduğunu söylememişti. Hepimiz donup kalmıştık. Telsizin başındaki devre arkadaşı da bu sözü üzerine mikrofonu fırlattı ve odadan çıktı. Ben kapının hemen eşiğinde ayakta duruyor, duyduklarım ve gördüklerimle bir tarihe tanıklık ettiğimi düşünüyordum. “Ben de yaralıyım”dan sonra yine ses kesildi. Sabaha kadar hiç konuşmadı. Yüzlerce kez yapılan çağrılara cevap vermedi. Artık onun şehit olduğuna ben de inanmıştım. Gün ağarırken hepimiz yorgun düşmüş, telsizden yapılan “Suat 3! Konuşan Suat! Cevap ver!” çağrısından bıkmış hâlde bir köşede yığılmışken, birden telsizin mandalına basıldığını fark ettik. Telsizden silâh sesleri geliyordu. Ve 10-15 saniye sonra hayatım boyunca unutamayacağım bir İstiklâl Marşı dinlemeye başladım. Mandala sürekli basıldığı için bütün telsizlerin konuşma imkânı durmuştu. Çatışmanın altında yaralı bir tim komutanının, makamıyla söylediği İstiklâl Marşı’nı dinliyordum. Gözlerim dolmuştu. O ana kadar duyduğum en güzel İstiklâl Marşı idi. Birinci dörtlüğü bitirdi. İkinci dörtlükte sesi çatallaştı. Kelimeler uzadı. Ama marşı söylemeyi bırakmadı. Bozuk bir ses tonuyla, kendini zorla***** okumaya devam etti. Marşı bitirdiğinde, ben de bitmiştim. Hemen orayı terk ettim. Bir daha onun sesini hiç duymadım. (Kyn.Hakan Evrensel- Güneydoğu Öyküleri) Fazla söze gerek var mı? Ey bugün terör örgütü ve yandaşları ile gizlice pazarlık masasına oturmak isteyenler; soruyoruz size: Bu insanlar neden şehit oldular? Ey emekli sandığı yetkilileri, size de soruyorum: Evi baskına uğrayıp eşinin ve çocuklarının gözleri önünde şehit edilen, oğlu kurşunlanan bir vatan evladını “Görevi başında öldürülmedi“ gerekçesiyle şehit saymama hakkını size kim verdi? Ey devlet erkanı, siz uyuyor musunuz?

Şehid, kendisine şahitlik yapılmış, Cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş anlamındadır. Şahit manası da vardır. Çünkü Allah katında, ölü değil diridir. Şehid olmak için Müslüman olmak şarttır. Gayri müslim nasıl ölürse ölsün veya öldürülsün şehid olmaz. Hayzlı veya cünüp ölmek şehidliğe mani değildir.
Eshab-ı kiramdan Hanzala cünüp olarak şehid olmuştur. [Gusledecek kadar dahi vakit bulamamış, gazaya katılmıştı.]

Şehid olmak büyük nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Şehid kabir azabından emindir.) [İbni Mace, Beyheki, imam-ı Ahmed]

(Deniz savaşında şehid olanların, bütün günahları, hatta kul hakları da affolur.) [İbni Mace]

(Şehid, yakınlarından 70 kişiye şefaat eder.) [Beyheki]

(Şehid, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesab, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider.) [Beyheki]

(Karada şehid olanın borçları ve emanetleri hariç, bütün günahları affolur. Denizde, suda boğularak ölen şehidin ise, borç ve emanetleri de dahil bütün günahları affolur.) [Ebu Nuaym]

Şehid, kanının ilk damlasında günahları affolur. Kabir azabından ve Kıyamet korkusundan emindir.
Şehidin, kul haklarından başka bütün günahları affolur. Kul haklarını da, Allahü teâlâ Kıyamette helalleştirecektir. Suda boğularak ölen şehidlerin kul borçları da affedilir. Hak sahipleri, bu şehidden haklarını istedikleri zaman, Allahü teâlâ, (Ondaki haklarınızı benden isteyin) buyuracak, hak sahiplerine alacaklarını fazla fazla verecektir. Şehid de, sorgusuz sualsiz Cennete gidecektir.

Aşağıda yazının tamamına yakını İbni Âbidin hazretlerinin Redd-ül muhtar kitabından alınmıştır. Müslüman olmak şartı ile aşağıdaki 37 maddede bildirilen kimseler şehid olarak ölür. Hepsi de hadis-i şerif ile bildirilmiştir:
1- Kendinin, komşusunun, can, mal ve namusunu müdafaa ederken öldürülen,
2- Haksız olarak hapsedilip ölen,

3- Mülci ikrah ile öldürülen, mesela bu içkiyi iç denilse onu içmesi caiz olur. Caiz olacağını bilmediği için, içmeyip öldürülürse, şehid olur.

4- Hırsızın, gaspçının, kapkaççının, yol kesicinin, eşkıyanın, yan kesicinin öldürdüğü kimse,
5- Yüksekten veya attan düşüp ölen, başına taş veya başka şey düşerek ölen,

6- Aslan, kurt gibi yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanarak ölen,
7- Akrep ve yılan gibi zehirli hayvan sokmasından ölen,

8- Suda boğulan,
9- Yangında ölen,

10- Gurbette garip iken ölen,
11- Depremde, duvar ve enkaz altında kalarak ölen,

12- Sara, sari hastalıklar, ateşli hastalıklar verem, kanser, kolera, veba, şiddetli öksürük, ishal ve diğer iç hastalıkları sebebiyle ölen, [Ameliyat edilirken ölen]

13- Soğukta gusledip ölen.

14- Hamile, lohusa ve doğumda ölen kadın, [Bir hadis-i şerif meali:
(Müslüman kadın, hamilelikten doğuma kadar ve çocuğu memeden kesene kadar Allah yolundaki mücahid gibi olup ölürse şehid olur.) [Taberani]

15- Cuma günü veya gecesi ölen,
16- Aşkını gizleyip iffetini korurken ölen,

17- Emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken öldürülen şehiddir. Doğru imanı ve namaz kılmayı meydana çıkaranlar, dinini öğrenmek, öğretmek ve yaymakta iken ölen,

18- Allah rızası için müezzinlik yaparken ölen,
19- Deniz tutup kusarak ölen,

20- Beş vakit namazı doğru olarak kılan. İki hadis-i şerif meali:
(5 vakit namazı doğru kılana, her gün için bin şehid sevabı verilir.) [Tergib-i Hadimi]
(Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime [Ehl-i sünnete] yapışan ve beş vakit namazı cemaatle kılanın amel defterine her gün yüz şehid sevabı yazılır.) [İ. Nasiruddin]

21- Kuşluk namazı kılan,
22- Yolculukta da vitir namazını terk etmeyen,

23- Her ay üç gün oruç tutan,
24- Abdestli iken ölen, abdestli yatıp ölen,

25- Namazda iken ölen,
26- Günde yirmi kere ölümü düşünen,

27- Dine uygun ticaret yapan,
28- Gıda maddelerini ucuza satan,

29- Helal kazanıp çoluk çocuğunun din bilgisi öğrenmeleri ve ibadet yapmaları için çalışan,
30- Altmış yaşını geçen salih kimse,
31- Günde 25 kere "Allahümme barik li filmevt ve fi-ma bad-el-mevt" okuyan,

32- Müdara eden, yani insanlarla iyi geçinen, dinini koruyabilmek için dünyalık veren. Bir hadis-i şerif meali: (Müdara eden, şehid olarak ölür.) [Deylemi]

33- Ölüm hastalığında, kırk kere "La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü min-ez-zâlimin" okuyan,
34- Günde yüz defa salevat-ı şerife okuyan,
35- Her gece Yasin okuyan, sabah akşam Haşr suresinin sonunu okuyan,

36- Allah yolunda şehid olarak ölmeyi isteyen. [Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sıdk ile ihlas ile şehidlik isteyen, yatağında ölse de, şehid olur.) [Müslim]
(Şehidlerin çoğu, yatakta ölür. Savaşta öldürülenin niyetini ancak Allah bilir.) [İ.Ahmed]
(İhlasla şehidliği arzu eden, şehid olmasa da, şehidlik sevabına kavuşur.)


İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Sehit Nasıl Olunur?
« Posted on: Nisan 26, 2024, 09:53:32 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Sehit Nasıl Olunur? e-book, Sehit Nasıl Olunur? programı, Sehit Nasıl Olunur? oyunları, Sehit Nasıl Olunur? e-kitap, Sehit Nasıl Olunur? download, Sehit Nasıl Olunur? hikayeleri, Sehit Nasıl Olunur? resimleri, Sehit Nasıl Olunur? haberleri, Sehit Nasıl Olunur? yükle, Sehit Nasıl Olunur? videosu, Sehit Nasıl Olunur? şarkı sözleri, Sehit Nasıl Olunur? msn, Sehit Nasıl Olunur? hileleri, Sehit Nasıl Olunur? scripti, Sehit Nasıl Olunur? filmi, Sehit Nasıl Olunur? ödevleri, Sehit Nasıl Olunur? yemek tarifleri, Sehit Nasıl Olunur? driverları, Sehit Nasıl Olunur? smf, Sehit Nasıl Olunur? gsm
Yanıtla #1
« : Temmuz 09, 2009, 01:02:31 ÖS »

Hephaestus
*
Üye No : 26057
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4834
Mesaj Sayısı : 13 574
Karizma = 60064


tesekürler
Yanıtla #2
« : Temmuz 09, 2009, 09:40:25 ÖS »

KumraLım
*
Üye No : 8462
Yaş : 32
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1146
Mesaj Sayısı : 13 450
Karizma = 17239


Bende Şehit Olarak Ölmek İstiyorum.. Vatanım İçin Ölmeyi İstiyorum Gülmek :)
Yanıtla #3
« : Temmuz 09, 2009, 09:41:41 ÖS »

Hephaestus
*
Üye No : 26057
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4834
Mesaj Sayısı : 13 574
Karizma = 60064


Bende Şehit Olarak Ölmek İstiyorum.. Vatanım İçin Ölmeyi İstiyorum Gülmek :)

iyi bnm yerime askere sen git istersen Gülmek :) xD
Yanıtla #4
« : Şubat 12, 2011, 06:10:51 ÖS »

SaviorAngel
*
Üye No : 20558
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 5336
Mesaj Sayısı : 8 562
Karizma = 50939


Bende Şehit Olarak Ölmek İstiyorum.. Vatanım İçin Ölmeyi İstiyorum Gülmek :)

Erhan Ali ve kardeşi Ömer Kaan <3
Yanıtla #5
« : Ağustos 01, 2011, 03:32:54 ÖS »
Avatar Yok

rapçi_kiz_019
*
Üye No : 19453
Yaş : 34
Nerden : Eskişehir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 38
Mesaj Sayısı : 1 160
Karizma = 1010


Paylaşım için teşekkürler şehitlik kadar yüksek bir makam daha olamaz Şehitler Ölmez ,Vatan Bölünmez...

İYİLER HEP KAYBEDER ÇÜNKÜ ONLAR ADİL DÖVÜŞÜR.
Yanıtla #6
« : Eylül 16, 2011, 05:50:19 ÖS »
Avatar Yok

MahzaŞermi
*
Üye No : 12798
Nerden : Kayseri
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 769
Mesaj Sayısı : 5 618
Karizma = 15653


Paylaşımın için teşekkürler.

Yanıtla #7
« : Ekim 19, 2011, 01:49:43 ÖS »

Asi_Türk
*
Üye No : 10144
Yaş : 34
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 8
Mesaj Sayısı : 367
Karizma = 21


ALLAH RAZI OLSUN ...

yüreğime gömüyorum tüm arzularımı seni her hatırladığımda.....
Yanıtla #8
« : Kasım 21, 2013, 09:05:29 ÖS »
Avatar Yok

lutokolombo
*
Üye No : 155205
Nerden : Erzincan
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 16
Karizma = 0


Allah yolunda ölen herkes şehittir
Yanıtla #9
« : Mart 17, 2014, 12:07:16 ÖS »
Avatar Yok

takat
*
Üye No : 171565
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 260
Karizma = 0


Teşekkürlerr
Sayfa 1 2
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Hacker Nasıl Olunur?
Serbest Kürsü.
[B]a[R]a[N] 2 1763 Son Mesaj Ekim 23, 2011, 03:55:39 ÖS
Gönderen : Hephaestus
Mükemmel Kadın Nasıl Olunur?
Kadınca
Mavi_Kiyamet 2 1597 Son Mesaj Haziran 15, 2014, 03:14:53 ÖS
Gönderen : mihrali41
Nasıl Zeki Olunur?
Serbest Kürsü.
Mavi_Kiyamet 4 2373 Son Mesaj Haziran 15, 2014, 03:14:13 ÖS
Gönderen : mihrali41
Eğlenceli Bir Anne Nasıl Olunur
Evlilik ve Aile
Asortik Hatun 0 788 Son Mesaj Nisan 29, 2013, 01:46:13 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Şahane Insan Nasıl Olunur
Kariyer ve Kişisel Gelişim
Asortik Hatun 0 615 Son Mesaj Haziran 16, 2013, 08:23:23 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular