0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Şebnem Işigüzel - Venüs  (Okunma Sayısı: 936 Kere Okundu.)
« : Ekim 07, 2013, 03:17:13 ÖS »
Avatar Yok

naberpravda
*
Üye No : 53755
Yaş : Yok
Nerden : Diyarbakır
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 914
Mesaj Sayısı : 3 588
Karizma = 20833


Venüs - Şebnem İşigüzel Ön Okuma - Venüs - Şebnem İşigüzel Kitap Özet - Venüs - Şebnem İşigüzel Kitap Hakkında - Şebnem İşigüzel Kitapları - Venüs - Şebnem İşigüzel Kitap Tanıtım - Venüs - Şebnem İşigüzel Kitap Fiyatı


10 Ekimde İletişim Yayınlarından çıkacaktır.

Kitaptan tadımlık bir bölüm:

“Ben Nergis, çok uzaklarda dünyaya geldim. Doğduğum yer İstanbul’a o kadar uzak ki belki dünyanın öteki ucu. Çünkü bir gün Saray’a üzerinde yaşadığımız Atlas işte bu dedikleri, halı gibi kocaman ama babanınkisi gibi hamura dönmüş kağıttan olmayan, ceylan derisinden bir şey sermiş, Saray’ın Haritacıbaşısı da ‘İşte buna harita denir, fethedeceğimiz toprakları buradan görüyoruz,’ demişti. ‘Biz buradayız,’ deyip yeni öğrendiğim okuma yazmamla adını okuduğum İstanbul’u işaret etmişti. Harita üstünde bile güzeldi şehir, Boğaz. ‘Sizleri de işte şurada kestiler,’ deyip Mısır’ı işaret etmişti de bıçak yaram sızlamıştı. ‘Peki oraya nereden getirildik?’ diye sorma gafletinde bulunmuştu adını Gülhatmi koydukları, benim gibilerden birisi. Kalbim duracak gibi olmuştu. Atlas üstünde bile olsa, doğduğum yerleri görecektim. Gerçi gözümü kapattığım vakit görüverirdim doğduğum toprakları. Sırtımı ısıtan sıcak güneş, sarı toprak. Yere çömelmiş karıncaları izler, annemin yumuşak sesini duyardım. Çoktan unuttuğum adımı seslenirdi bana. Ona dönüp bakan çocuk başımı bile hatırlardım. Doğduğum topraklar Mısır’ın en tepesinde olduğu kıtanın tam göbeğindeydi. Öyle heyecanlanmıştım ki atlas üstünde bile olsa uzanıp elimi sürmek, dokunmak istedim. Parmak uçlarım haritaya değdi değecek olduğunda Haritacıbaşı, elime vurduğu yetmiyormuş gibi bunu yapmaya cüret ettiğim için: ‘Destur sürme elini, Sultanımız elini sürdü bu atlasa!’ deyip, itip yere yıktı beni. Sultan’ın uçkur eğlencesi hareminde zavallı bir hizmetliydim. Oradaki güzeller güzeli kadınlara Sultan’ın yaptığını yapmayayım diye yapılmıştı bana bu kötülük. Başlangıçta adım Nergis değildi. Unuttuğum, başka bir isimle çağrılıyordum. Nergis ismini bana Saray’da verdiler. Çünkü kara derili elimde Nergis çiçeğine çok benzeyen bir iz vardı.”

Sözün burasında, elindeki izi göstermişti bana. O güne kadar farkına varmadığım izi. Gerçekten avucunda yabani bir nergis çiçeğinin fosilini taşıyormuş da haberim yokmuş!

“Kadınefendilerimin doğum lekeleri gibi değil ama,” diye dudak büküp o güne kadar hiç görmediğim hal ve tavır içinde hikâyesini anlatmayı sürdürmüştü:

“Doğduğumda yoktu bu iz. Boyu bir çalı öbeği kadar küçücük bir çocukken ben, bembeyaz, incecik tek dal bir çiçek görmüştüm. Benim doğduğum topraklar sapsarı ve yumuşacıktı. İnsan gövdesine benzeyen kurumuş, kavrulmuş ağaçlar ve çalı öbeklerinden başka hiçbir şeyin olmadığı sapsarı sıcacık topraklar. Hayvanlar vardı ama. İstanbul’da Sultan’a hediye olarak gönderilen hayvanları görünce hatırlayıvermiş de pek hüzünlenmiştim. Anlatırım. Bir aslanın sırtında, yelelerine yapışmış İstanbul’u tavaf edişimin hikâyesini ve daha neleri neleri, anlatırım. Sultan’ın hayvanlarını ve benim onlarla olan maceramı. Dilimin düğümleri çözüldü çünkü. Ama bilirsin şekerparem, laf kuş misali havalanıp uçar. Biz şimdi onu alıp kafesine kapatalım ki hikâyemizi başından sonuna kadar anlatabilelim.”

Burada derin bir soluk almıştı Nergis. Yaşamış olmaktan çok hatırlamak acı verir. Fani gövdemiz derin bir yara aldığında bunu önce hissetmez. O yara hiç açılmamış gibi davranır. “Kafası kesildiği halde kalkıp yürüyenini görmüşümdür ben,” demişti bir seferinde babam. Acılar hatırladıkça kanar. Unutulmaz. Zamanla kabuk tutan yaralar gibi izi kalır. O acı bizi öldürür. Ama biz bundan habersiz kopup giden başa inat yürüyüp giden gövde misali, yaşadığımızı sanırız farkında olmadan. İşte bu, hayatta kalmaktan başka bir şey değildir. Nergis’in, Şekina’nın, babamın, beni doğururken ölen annemin, fani gövdemde doğum lekelerini taşıdığım kadın atalarımın ve benim hayat hikâyem de böyle bir şeyden ibaret aslında.

Nergis’in hikâyesini havalandırıp daldan dala kondurmadan devam edelim!

Ben böyle söylediğimde Doktor Turan Bey, gülümserdi. Hikâyemi anlatmak için uzanıp yattığım divandan gülümseyen yüzünü göremesem bile onun gülümsediğini bilirdim. Çünkü gülümsemenin tıpkı kahkahalarımız gibi bir sesi vardır, duyan duyar! Sen anlat Nergis, anlat dinleyelim:

“Sanki beni Nergis adıyla vaftiz etmek için oracıkta bitivermiş gibiydi yabani nergis çiçeği. Beni büyülemişti. Daha önce böyle bir şey görmemiştim. Onu koparıp anneme götürmek istedim. Elimi, güneşin altında incecik dalında uzanan çiçeğe uzattım, onu dalından kopardım. Öyle sevinçliydim ki anlatamam. Koştum. Rüzgârdan daha hızlı, mutluluk ve sevinçle koştum. Bir daha Sultan’ın bahçelerinde bile böyle doyasıya koşamayacaktım. Ayağımda görünmez zincirlerim varmış gibi hep tutsak kalacaktım. Elimde tek dal yabani nergis, onu anneme götürme mutluluğuyla koşmam rüyalarıma girer. Rüyalarıma giren o koşan güzel çocuğun rüyayı gören, ben, olduğumu önce anlamam. Uyandıktan sonra idrak ederim bunu. Ve ister inan, ister inanma, gözlerimi kapayıp bu güzel rüyaya kaldığım yerden devam edebilme marifetini hep gösterdim. Bu defa o çocuğun ben olduğumu bilerek görürüm rüyayı. Soluk soluğa koşmayı bırakıp yaşadığımız yerin çok yakınlarındaki su birikintisine doğru yolumu değiştirişim rüyalarıma hiç girmedi ama. O su birikintisinin kenarına oturur kendime bakakalırdım. Bana artık unuttuğum dilde nasihat ederlerdi. Sadece bir kere o dili çözüverdim, hatırladım. Kalbim bana söylenenleri fısıldadı: “Sen kendini çok sevme, bırak Allah seni sevsin.” Yüzümü, düzgün kafamı, dişlerimi, annemin gözbebeklerinden başka bir tek o su birikintisinde görebiliyordum. Bana fısıldanan o söz aklıma geldiğinde, “Aman, Allah da beni seviyor,” diyordum. Beni seviyor ki böyle güzel, sevimli, tatlı bir çocuk olarak yaratmış diyordum. Bunu söylüyor ve gökyüzüne bakıyordum. Allah korktuğumuz ve sevdiğimiz her şeydi. Gökgürültüsü ve yağmur. Fırtına ve rüzgâr. Bu defa hayran olduğum sudaki aksimde elimde bir çiçek tutuyordum? “Nereden buldun onu?” diye soracaklardı bana. “Allah mı gönderdi sana hediye olarak.” Ben de elimde çiçek avladığı hayvanlarla köye dönen cesur gençler gibi yürüyecektim. Anneme uzatacaktım çiçeği. Bunun provasını yapıyordum, suya düşen aksimde. Prova. Sarayda her şeyin provası yapılırdı. Kötü şeyler ansızın olurdu, sahte güzelliklerin, iyiliklerin hep provası yapılırdı. Çok sıkılırdım. Sonra, sonra birden üzerime bir karanlık çöktü. Güneş, gökyüzü, toprak, su, sudaki görüntüm, o görüntüde elimde tuttuğum çiçek, hepsi bir anda yok oldu. Çocukları işte böyle kaçırıyorlardı. En büyük nasihat buydu: “Suyun başına yalnız gitme.” Kendimi seyretmeye gidiyorum diyordum. Annem bu sözüme gülümseyip, “Gitme” demiş, başıma gelecekleri hüzünlü bir sesle dillendirmişti. Korkmuştum ama adımı hak edecek kadar kendime sudaki aksime sevdalıydım. Adamlar beni bir sepetin içine tıkmışlardı. Ağzımı bağladılar. Bir karanlığın içinde sallana sallana çok uzaklara gittim. Çiçeği bırakmadım, avcumun içinde sımsıkı tuttum.”
« Son Düzenleme: Ekim 07, 2013, 03:18:07 ÖS Gönderen : naberpravda »

Hayatını kesintisiz bir ziyafete çevirmek varken, sen onu günlere bölüp tıpkı hap gibi düzenli olarak yutuyorsun.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Şebnem Işigüzel - Venüs
« Posted on: Nisan 26, 2024, 05:18:18 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Şebnem Işigüzel - Venüs e-book, Şebnem Işigüzel - Venüs programı, Şebnem Işigüzel - Venüs oyunları, Şebnem Işigüzel - Venüs e-kitap, Şebnem Işigüzel - Venüs download, Şebnem Işigüzel - Venüs hikayeleri, Şebnem Işigüzel - Venüs resimleri, Şebnem Işigüzel - Venüs haberleri, Şebnem Işigüzel - Venüs yükle, Şebnem Işigüzel - Venüs videosu, Şebnem Işigüzel - Venüs şarkı sözleri, Şebnem Işigüzel - Venüs msn, Şebnem Işigüzel - Venüs hileleri, Şebnem Işigüzel - Venüs scripti, Şebnem Işigüzel - Venüs filmi, Şebnem Işigüzel - Venüs ödevleri, Şebnem Işigüzel - Venüs yemek tarifleri, Şebnem Işigüzel - Venüs driverları, Şebnem Işigüzel - Venüs smf, Şebnem Işigüzel - Venüs gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Venüs'te Yaşam Iddiası!
Bilim - Teknoloji ve Bilim Adamları
||TeXaS|| 3 1117 Son Mesaj Ocak 27, 2012, 03:00:43 ÖS
Gönderen : qweqweqwe
Venüs Sembolü
Mitoloji
Asortik Hatun 0 726 Son Mesaj Aralık 29, 2012, 08:16:00 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Afrodit Aphrodite - Venüs
Mitoloji
Asortik Hatun 0 815 Son Mesaj Aralık 30, 2012, 05:17:43 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Öykümü Kim Anlatacak- Şebnem Işigüzel
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
MahzaŞermi 0 770 Son Mesaj Şubat 13, 2013, 10:17:23 ÖÖ
Gönderen : MahzaŞermi
Astrolojide Venüs
Burçlar
imge34 0 754 Son Mesaj Temmuz 30, 2013, 01:24:39 ÖS
Gönderen : imge34


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular