0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi  (Okunma Sayısı: 589 Kere Okundu.)
« : Mayıs 20, 2013, 08:45:29 ÖS »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066



Toplumların karsılıklı etkilesim sekillerinden en kanlısı olan savaslar, ülkelerin, milletlerin ve hükümdarların birbirlerine üstünlük kurması için üretebildikleri her türlü strateji ve taktiklerin denemelerine sahne olmustur. Tarih boyunca sürekli gelisme içinde olan bu uygulamalar, savas tarihinin iki önemli parçası olan "savunma" ve "saldırı" agırlıklı muharebe düzenleri ile pekismistir. "Savunma" ve "saldırı" olguları bir çok farklı savasta birbirine üstün gelseler de, dönemlere baglı olarak birbirlerine sagladıkları üstünlüklerin aralarında sistematik bir bag gözükmektedir. Bu durum Roma Imparatorlugu'ndan beri düzenli olarak günümüze kadar gelmis, savunma ve saldırı olguları birbirlerine ikiser kez üstünlük saglamıslardır.Roma ile birlikte gelisen sistemin M.Ö. 3. yüzyıldan M.S. 4. yüzyıla kadar sürdügü göze çarpmaktadır. Askeri Devrime kadar geçen süreyi klasik savas dönemi olarak düsünürsek, Roma'nın çöküsüne kadar süren ilk dönemi klasik savunma dönemi diye adlandırabiliriz. 4. yüzyıldan sonra süvarinin önemli bir rol oynadıgı klasik saldırının üstünlügü dönemi gelmektedir ki, bu da 14. ve 15. yüzyıllarda baslayan ama asıl 16. yüzyılda iyice su yüzüne çıkan ve klasik saldırı sistemini tamamen yıkan yeni ve modern savunma anlayısı ile son bulmaktadır. Bu durumda modern savunma anlayısı, modern savasın da miladı olarak kabul edilmekte ve 1930'larda gelistirilen blitzkrieg ile birlikte yerini modern saldırı anlayısına terk etmektedir. Saldırının öne çıktıgı bu modern anlayıs ise hâlâ üstünlügünü sürdürmektedir.

Savas Tarihinde Saldırı−Savunma Üstünlükleri


Savas Tarihi'ni, bilinen en eski savas olan Megiddo'dan (M.Ö. 1469) baslatabiliriz. Ancak Roma devrine kadar yapılan savasları savunma ya da saldırı agırlıklı bir sisteme oturtmak pek mümkün gözükmemektedir. Bu yüzden bu arastırmanın ilk dönemini Roma ile birlikte gelisen savunma agırlıklı savas sistemi olarak kabul etmekteyiz.

Roma Devri ve Savunma Agırlıklı Savaş:

Roma Imparatorlugu'nun savaslarını ve ordu yapısını inceledigimizde son derece savunma agırlıklı ve agır piyadeye dayalı oldugunu görüyoruz. Roma Ordusunun belkemigini çesitli sınıflardan 5.000−5.400 askerlerden meydana gelen lejyonlar olusturuyordu. Her lejyon 480'er kisilik 10 cohort'a bölünmüstü. Her cohort 6 adet 80'er kisilik century'e, her century 10 adet 8'er kisilik contubernium'a bölünmüstü. Bir numaralı cohort'un içinde bes century olup, asker sayısı digerlerinden 600 kadar daha fazlaydı. Tüm centurylere bir adet centurion komuta ederken bir numaralı cohort'ta, sef−centurion olan primus pilus (bir numaralı mızrak) denilen fazladan bir centurion bulunmaktaydı(1) 2. yüzyılın baslarında, Trajan zamanındaki Roma lejyonlarının sayısı 30'u, lejyoner sayısı da 159.000'i bulmustur. Lejyonerler saldırı için kısa kılıç, kama ve fırlatma mızragı kullanırken, savunma amaçlı 120*76 cm. büyüklügünde dikdörtgen dısabükey kalkan, demir migfer ve vücudunun üstünü ve omuzları kaplayan demir zırh ön plana çıkıyordu. Taktik gelistirilirken özellikle kalkanlar dikkate alınmıstır. Romalıların iç savaslar haricinde savas alanında fazla zorlanmamaları, gelistirdikleri savunma taktiklerinin son derece etkili olmasından kaynaklanmaktaydı.
1. yüzyılda Roma ordusuna üstün gelebilecek etkili bir askeri unsurun Avrupa'da olmaması Roma'yı yenilmez yapan önemli bir unsur olmustur. Lejyonerler kalkanları ile cepheden, yandan ve yukarıdan testudo denilen demirden bir duvar olusturarak barbarların olusturdukları saldırıları rahatlıkla karsılıyorlardı. Bu duvarı ne ok ne de kolayca bir mızrak delebiliyordu. Buna karsın barbarların kalkanları ahsaptı ve savunma için migfer ya da zırh
kullanmıyorlardı. Kullandıkları saldırı silahları genellikle mızraktı. Ancak 4. yüzyılın Barbarları daha gelismis silah teknolojisine sahiplerdi. Ortası kabarık demir kaplı kalkanlar, mızrak, scramasax denilen kısa delici kılıç, spatha denilen uzun kesici kılıç, fırlatılarak ya da elde kullanılarak Roma kalkanlarını rahatlıkla delebilen savas baltası francisca, Cermenler'in genel silahları olmustu.Roma lejyonerlerinin en büyük handikabı ise üstlerindeki agır zırhtan dolayı hareket kabiliyetinin kısıtlı olmaları ve hareketlerinin yavas ve uzun menzilli olamamasıdır. Bu yüzden stratejik hareketleri süreye duyarlı olmus ve genis lojistik destek gerektirmistir. Sezar'ın Galya Seferi'nin uzun sürmesinde bu handikapların etkisi oldugu düsünülebilir. Roma Imparatorlugu'nun doguya yönelik gelismesini durduran bir nedenin ordusunun kullandıgı teknolojinin ve buna göre gelistirilen taktiklerin Avrupa'dakinden daha farklı bir düsman tipi ile karsılasmalarından oldugu düsünülebilir. Partların ve Sasanilerin olusturdugu bu düsman tipi her ne kadar Roma'nın doguya genislemesini
sınırlandırsa da Imparatorlugun parçalanmasına yönelik bir tehdit olusturmamıstır. Ancak, ileride Roma ordularını zorlayabilecek baska orduların sekilleri hakkında fikir vermistir. Bunlar özellikle cataphract denilen agır süvariye ve onları destekleyen atlı okçulara sahiplerdi ve bu ölümcül ikiliyi kullanarak Roma ordusunu bozguna ugratmıslardı. M.Ö. 53 yılı Haziran'ında Marcus Crassus'un komutasındaki 39.000 kisilik ordu kamp halindeyken Surenas'ın cataphractları ve 9.000 atlı okçusundan olusan ordusu tarafından Harran yakınlarında kusatıldı. Carrhae Muharebesi olarak tarihe geçen bu olayda Crassus ile birlikte 24.000 lejyoner öldürülürken, 10.000 kadarı Partlar tarafından esir alınarak kölelestirildi. Sadece 5.000 kadar Roma askeri bu bozgundan kaçabildi. Buna karsın, Partların kaybının ise hafif oldugu tahmin edilmektedir. M.S. 2. yüzyılın baslarında Partlar Roma fetihlerine karsı oldukça geriledi. Her ne kadar Carrhae Zaferi Partlara sürekli bir üstünlük saglamadıysa da, kullandıkları birlikler ve hareket kabiliyetine yönelik taktikler bakımından Roma ordusunun savunma zaaflarını ortaya çıkarırken, Surena'nın birlikleri Roma savunma anlayısına karsı belki de ilk kez saldırı agırlıklı ciddi bir alternatif sunmuslardı. Agır süvarinin ve atlı okçuların olusturdugu saldırı agırlıklı birlikler de böylece gelecege yönelik ilk sinyallerini vermis oldular.Roma'yı yıkan ordular ise Rus steplerinde hızlı ve kuvvetli hareket yetenegi kazanan atlı birliklere sahip olan Gotlarındı ve 378 yılında giristikleri Edirne Muharebesi'nde Roma ordusuna olan üstünlükleri açıkça ortaya çıktı. Roma Imparatoru tarafından daha önce Balkanların kuzeyinde yerlestirilen Gotlar Imparator'a baskaldırmıslardı. Edirne'de Got Ordusu ile Imparator Valens'in basında bulundugu Roma ordusu Edirne'de karsılastı. Valens'in emrinde 40.000 piyade ve 20.000 süvariden olusan 60.000 kisilik bir ordu vardı. Gotların lideri Fritigern'in 100.000 kisilik ordusunun ise 50.000'i piyade 50.000'i süvariydi. Agır süvarilerden olusan Got atlıları, kusatmaya karsı daire seklinde hazırlanmıs olan araba konvoyuna (wagenburg) yüklenen Romalıları önce iki yandan sıkıstırdı ve sonunda tamamen kusattı. Agır süvarilerin baskısı o kadar fazlaydı ki, Romalılar tamamen sıkısmıs,savasamayacak duruma gelmislerdi. Roma süvarileri durumu ilk fark edenler olarak muharebe alanından uzaklasırken, Roma lejyonerleri üstlerindeki agırlıkların arasında sıkısıklıktan silahlarını bile kaldıramayacak durumdaydılar. Kendilerini savunamayacak hale gelen Romalıların çogunun kaderini mızraklı Got süvarileri belirledi. Ancak çogu düstügü zaman olusan bir genlesme sayesinde oldukça azı daha önce ayrılan süvarileri izleyerek kaçmayı basarabildiler. Savas sonunda Roma Ordusu yok edilirken Imparator Valens'te dahil 40.000 Romalı öldürülmüstü.Roma atlıları Afrika ve Avrupa'dan gelen hafif atlılardan olusuyordu. Hafif süvarinin taktikleri manevra yapma ve düsmanı taciz etme üzerine kurulmustu. Ancak hücumda zayıf kalıyorlardı. Dogudan gelen kavimlerin atlıları oldukça agır zırhlarla kaplıydı. Kullandıkları taktik ve ekipmanlar da buna paralel olarak saldırıya yönelikti. Örnegin uzun süvari mızragı (lance) kullanıyorlardı ve bu da onları savas alanında atlı phalanx birlikleri gibi gösteriyordu. İmparatorlar orduda 4. ve 5. yüzyıllar boyunca sürekli reform yapmıs ve süvariyi özellikle foederatilerden, yani müttefik oldukları milletlerden topladıkları atlılar ile gelistirmeye çalıstılar. Bunda da Cermen kavimlerinden parayla tutulan asiretler ön plana çıkıyordu. Edirne Muharebesi agır süvarinin agır piyadeye karsı kesin zaferi oldu ve böylece Roma savas tarzının orduya kazandırdıgı üstünlük M.S. 4. yüzyılda, önceleri Partların ve Sasanilerin bulundukları Ortadogu'dan olmasa da, Hun baskısı sonucu Avrupa'da sıkısan Cermenlerden geldi. Roma üstüne yüklenirken kullandıkları araç ve saldırıya yönelik yöntemler Roma ordusunun üstünlügünü sona erdirirken "ilk savunma üstünlügü dönemini" de kapatmıstır.

Ortaçag ve Saldırının Üstünlügü:

Saldırının savunmaya üstünlük saglamasının süvari birliklerindeki gelismelere baglı oldugunu söyleyebiliriz. 3. yüzyıldan önce de süvari birlikleri teskil edilmisti. Ama bunlar Roma ordusunun savunmasını yarabilecek etkiyi yaratmaktan uzaktı. Bununla birlikte Roma da süvari kullanmaktaydı. Ancak bunlar hafif süvariler olup savasın asıl yükünü tasımaktan uzaktılar.Bu dönemde Avrupa'da yasanan degisim Rusya stepleri üzerinde sürekli at sırtında mücadele etmeye mecbur kalan kavimlerin batıya göç etmek zorunda kalmalarıyla basladı. Bu zamandan itibaren Romalıların karsı karsıya kaldıkları düsmanlar o zamana kadar pek karsılasmadıkları agır süvarileri büyük sayılarda kullanıyorlardı. 378 yılındaki Edirne Savası'nda Romalıların Gotlar karsısında ugradıkları bozgun, bu yeni sınıfın agır piyadeye üstün gelmesi ve sonraki tarihlerde agır süvarinin yerlesmeye baslaması nedeniyle "saldırının savunmaya üstünlügünün" miladı olarak alınabilir. Agır süvari Ortaçag'ın taktiklerine damgasını vurmakla birlikte, genis atlı birliklerin kurulması ve korunması oldukça pahalı oldugundan, piyade sayısal üstünlügünü korumaya devam etti. Bununla birlikte ana unsur olarak kullanıldıgı muharebelerde etkinligi oldukça fazla olan agır süvarinin üstünlügü çogunlukla kanıtlanmıstır. Ortaçag'ın feodal yapısıyla ve sövalyelikle birlikte gelisimini sürdüren agır süvarinin özellikle 11. yüzyılda en parlak dönemine girdigini söyleyebiliriz. 1066'da Hastings'te okçuların destegiyle birlikte kullanılan Norman atlıları, Anglo−Sakson kralı Harold'ın hükümranlıgına son verirken bir nevi Carrhae'deki cataphractlar ile atlı okçular arasındaki dayanısmayı çagrıstırmaktaydı. Ancak feodal yapının kazandırdıgı sövalyelerin, kisisel becerilerini sergiledikleri savas alanında gerçek anlamda bir taktik bilinçten yoksun oldukları da görülmektedir. Feodal süvari, itaat, disiplin, taktik ve koordinasyon konularında zayıf kalmıstır. Iase sistemi ise yagma agırlıklı ilkel yöntemlerle yapılmaktaydı. Bir baska deyisle Avrupa merkezli feodal ordular Roma'yı yıkan barbar kavimler gibi cesaret üzerine oturtulmus ilkel bir sisteme dayanıyordu. Feodal ordunun bu zayıflıkları giderilemeyince 12. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ilk tip paralı askerler, sövalyelere göre daha deneyimli ve biraz daha gelismis olduklarından yavas yavas tercih edilmeye baslanmıstı.Böylece Yüksek Ortaçag'da feodal orduların belkemigi olan feodal süvari zayıflamaya basladı. Bu dönemde Dogu Roma'nın ayakta kalmasını, askeri yapısının ve taktik anlayısının −belki de yöresel düsmanlarla olan iliskilerinden kaynaklandıgı için− daha sistemli bir temele oturmasına dayandırabiliriz. Bizans'ın taktik anlayısında erken Ortaçag'dan itibaren agır süvarinin çok önemli bir yeri oldugunu Nikeforos Fokas'ın "agır süvarimizden 6.000'ine sahip olan ve Tanrı'dan yardım gören komutanın daha fazlasına ihtiyacı yoktur"sözünden çıkarabiliriz. Öte yandan Bizans'ın taktik alanda süvariyi ön plana çıkarması ve degisik düsmanlara karsı farklı taktikler izlemesi,Bizans'ın savas alanlarında batıda görüldügü kadar kesin zaferler kazanmamasına ragmen uzun bir süre varlıgını sürdürmesinin nedeni olarak görülebilir. Bu arada Bizans'ın düsmanlarının Avrupa'daki kavimlere göre daha farklı medeniyet seviyelerinde ve daha çesitli kültürlere sahip olduklarını da belirtmek gerekir. Bizans, Avrupa ve Asya arasındaki genis bir jeostratejik bölgeye sahipken yeni türeyen düsmanlarının hepsini bilimsel olarak inceleyerek taktik ve stratejik alanlarda ihtiyacı olan tarzı gelistirmistir.Süvarinin getirdigi "saldırının üstünlügü" olgusu özellikle Türklerin Anadolu'ya ve Avrupa'ya yayılması ile hızlandı. 1071'de Malazgirt'te asıl rolü oynayan Alparslan'ın süvarileriydi ki, uyguladıgı taktigin benzerini Cannae'da (M.Ö. 216) Hannibal sergilemisti. Türklerle mücadelede deneyim kazanmıs olan Bizanslılar, Birinci Haçlı Seferi sırasında Avrupa'dan gelenleri Türk taktikleri ve atlı−okçular konularında uyarmıslardır.Haçlı Seferleri'nde sövalyeligin bireyselligi ilk agır darbeyi aldı. Avrupalılar ilk kez uzaktan dövüsmeyi onursuzluk saymayan, manevra kabiliyeti yüksek bir düsmanla karsılastıkları için geleneksel savas yöntemlerinden sıyrılmak zorunda kaldılar. Ancak sövalyeligin çökmesi için bundan fazlası gerekecekti. Aynı geçisi 1274−1281 yıllarında Mogollara karsı adalarını korumaya çalısan Japon samuraylar da yasamıstır.Türklerin özellikle 15. yüzyıldaki basarılarında süvarinin önemli bir yeri oldu. Bu dönemde muharebeleri genellikle kazanarak Balkanlar'a yayılan Osmanlıları tek durdurabilen yine dogudan gelen ve önemli sayıda süvarilere hakim olan Timur olmustu. Kısa zamanda toparlanan Osmanlılar büyük ve genis bir imparatorluk kurarlarken batıda Orta Avrupa sınırına dayandıklarında, Avrupalılar taktik alanda yasadıkları gelisme ve buna baglı olarak ortaya çıkan askeri devrim sayesinde bir kez daha "savunmanın saldırıya üstünlügünü" geri getirerek Osmanlı ilerlemesini durdurmustur.

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi
« Posted on: Mart 28, 2024, 11:56:15 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi e-book, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi programı, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi oyunları, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi e-kitap, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi download, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi hikayeleri, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi resimleri, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi haberleri, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi yükle, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi videosu, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi şarkı sözleri, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi msn, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi hileleri, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi scripti, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi filmi, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi ödevleri, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi yemek tarifleri, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi driverları, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi smf, Savaş Tarihinde Saldırı − Savunma Ilişkisi gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Karıncalarda Savunma Ve Savaş Taktikleri
Hayvanlar Alemi
seyyah 8 1906 Son Mesaj Aralık 06, 2009, 01:28:44 ÖS
Gönderen : Hephaestus
Tıp Tarihinde Bir Ilk
Sağlık
-LoSS AnGeL- 0 733 Son Mesaj Nisan 08, 2009, 05:44:16 ÖS
Gönderen : -LoSS AnGeL-
Tjikuzu'dan Savunma
Trabzonspor
SeytaN 2 973 Son Mesaj Eylül 16, 2009, 04:04:34 ÖÖ
Gönderen : SeytaN
Dişlerin Diş Eti Ile Olan Ilişkisi (kırmızı-beyaz Ilişkisi)
Ağız ve Diş Sağlığı
Asortik Hatun 0 916 Son Mesaj Ocak 08, 2013, 03:28:39 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
11 Ölüme Savunma
Güncel Haberler
ZiyaBey 0 638 Son Mesaj Ocak 31, 2013, 06:58:33 ÖS
Gönderen : ZiyaBey


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular