Çocuk kitaplarından tanıdığımız Pınar Göçer, bu kez bir olgunluk hikayesi ile çıkıyor karşımıza.


Alıştığımız naif diliyle, çoğumuzun gözünün önünde duran ama görmekten kaçındığımız, kapıların ardına gizlediğimiz meseleleri anlatıyor.


Yıllardır aynı yastığa baş koyduğunuz insanın, sizi aldattığını öğrenirseniz ne hissedersiniz? Ya hiçbir şey hissetmediğinizi fark ederseniz? Aldatılmak mı, yoksa aldatılmayı umursamamak mı daha kötüdür, diye sorgularken yeni bir aşka yeşil ışık yakmaya kalkışmak da ortalığı fena halde karıştırıyor.


Pınar Göçer’in romanının kahramanları, aklımızdaki sorulara cesurca cevaplar veriyor.


- Nisan Akman / Yönetmen


Renkler hayatımızı tozpembeye boyarken kolayca kapılıveririz aşklara. Oysa yaşımız başımız hazan mevsimine erdiğinde; birlikte yaşlandığın hala aşkın mıdır yoksa sırtında koca bir yük müdür karar veremezsin. Yeni aşklara yelken açsan, eskiyenleri hangi limanda bırakacaksın? Hem eskiye hem yeniye, bolca yalanı vardır bazen insanın; dalgaların kol gezdiği bir denizde yalanlarla yüzdürmeye çalışır gemisini.


Sana Sevgim Bitmiş Mustafa, kendi uydurduğu yalana ağlayanların hikayesi aslında.