Beşiktaş teknik direktörü Samet Aybaba, LigTV muhaberi Ömer Güvenç'in sorularını yanıtladı.

Ropörtaja, Türk futbolunun acı kaybı Ediz Bahtiyaroğlu'nu ne kadar sevdiğini belirtere başlayan Aybaba, Ediz'in tüm yakınlarına ve Türk futbol camiasına başsağlığı dileyerek başladı.

İşte Aybaba'nın yeni sezonda Beşiktaş'ın son durumu ile ilgili açıklamaları;
-4. Maçın hazırlıkları başladı. Belediye, Galatasaray ve Karabük maçlarını hem futbol olarak, hem skor olarak hem de puan olarak değerlendirir misiniz?
SA: "Beşiktaş’ın 2 yıllık sistemini değiştirdik. Daha kollektif oynayan, daha çok koşan, yardımlaşan ekip ruhunu oluşturmaya çalıştık. Eksiklerimiz var. Bir arada pek fazla oynamadıkları için ufak tefek arızalar olabiliyor. Ancak bu sistemde buna yer yok."
-Bu sistem nedir?
SA: "Topu kaybettiğimizde topun arkasına geçiyoruz. İki bölüm olarak düşünüyoruz. Top bize geldiğinde hemen alanımıza nasıl dönüp nerede savunma yapabiliriz diye düşünüyoruz."
-Bu sistemde Kaleci dahil herkes koşacak yani?
SA: "Oyunun kuralı bu. Bütün dünya böyle oynuyor zaten. Bizim takımda bu 2 yıllık sistemden tamamen uzaklaşıp bireysel oyuncu yeteneklerine dair bir şeyler oluşturmaya çalıştı. Bunda da başarılı olamayınca bunu değiştirme durumundayız. Oyuncuların birbirine uyumu çok önemli bu sistemde. Ne zaman ne çıkacak, ne zaman atağa geçecek, ne zaman topu verecek, ne zaman savunacak gibi şeylerde eksikler var. Ama gün geçtikçe hem antrenmanlardaki çalışmalarımız hem maçta ortaya çıkan bir takım paslaşmalardaki olumlu hareketler bizim takımı öne doğru çıkarıyor. İBB maçında bir bölüm çok iyi oynadık. İlk 20 dakikası çok iyiydik. Veli bizim burdaki koşu kalitesinde en iyi oyuncumuz. Veli’nin oyundan çıkması ile bu görevi yapamaz hale geldik. Bir ara bocalama dönemi yaşadık. Maçın son 10 dakikasında tempoyu çok yükselttik. Kazanma isteği bizi mutlu etti. Geçen kötü bölümler mutsuz etti. Kaybetmemeyi düşünen takım olmaya başlıyoruz. Galatasaray maçı iyi planladığımız, ama bu plana hiç sadık kalmadığımız bir ilk yarı geçirdik. Bir bölümü yine iyi ama ilk 20 dakika çok kötü oynadık. İnanılmaz bir ikinci yarı oldu, istekli ve arzuluyduk."
-Galatasaray geçen senenin şampiyonu, kadrosunu da güçlendirdi. Maça çıkmadan 3 puan almayalım, birer puan alalım deselerdi razı olur muydunuz?
SA: "İnönü stadına geliyorlar. Beşiktaş takımı ile oynuyorlar. Dünyadaki hangi takım olursa olsun biz kendi sahamızda kendimizin kazanmasına yönelik oynarız. Her zaman Beşiktaş kazanmaya oynar. Ama futbol içinde beraberlik de var, mağlubiyet de var."
-GS maçında hangi bölümler sizi mutlu etti?
SA: "İkinci yarı biz inanılmaz tempoluyduk. Özellikle maçın son 20 dakikasında sahanın her alanında bizim oyuncular vardı. Çok istediler, çok iyi top yaptılar. Pozisyona girdik. Rakibi adeta oynayamaz hale getirdik. Biz rakip takımları oynatmıyoruz. Kendimizin oynaması üzerine kurulu bu sistem. Top rakibe geçtiğinde oynatmamak, top bize geçtiğinde en çabuk ve hızlı şekilde atağa nasıl çıkmak. Oyunda öne geçmişsek nerde topu kazanmak gibi bir takım felsefik şeyler var."
-Bu üç maçtan hangisi genelde sizi mutlu etti?
SA: "GS’nin ikinci yarısı, İBB maçının ilk 10 dakikası, Karabük maçının tamamına yakını. Oyuncularımın istediklerini yaptı. Onlar da keyif alıyor. Gol attıkça, iyi gittikçe oyuncu kadrosunun isteği, arzusu yükseliyor. Eksiklerimiz var. Burda da çalışıyoruz."
-2 tanesi deplasman 1 tanesi de geçen sezonun şampiyonu ile derbi oynadınız. Kazanılan puan 5. Mutlu musunuz?
SA: "7 olsun diye biz hesaplıyorduk ama 5 oldu. Olur futbolda herşey var. Bir şeyleri iyi yapmak farklıdır. Maçı kazanmak farklıdır. Maç maç bakarsak hata yaparız. Biz hem kısa vadeli bir şeyler planlıyoruz. Hem orta vadede planlıyoruz, hem uzun vadede planlıyoruz. Yani hep planlıyoruz. Yönetici arkadaşlarımızla oturuyoruz, konuşuyoruz. Transfer politikasıyla ilgili hep planlar yapıyoruz. Bizim futbol komitemiz var. Başında Tamer Kıran var. Ona burdan teşekkür ediyorum. Çok iyi bir uyum içerisindeyiz. Beşiktaş’ın menfaatlerine zarar gelecek en küçük şeyleri bile 100 kere konuşuyoruz. Onun için sabrediyoruz, bekliyoruz, bir sürü şeyler oluyor. Biz yine sesimizi çıkarmıyoruz ama sonuçta kabul ediyoruz."
-Nene hayırlı olsun.Anlaşılmış futbolcuyla ama kulüpte ufak bir pürüz varmış. Galiba 2 sene.
SA: "Teşekkür ederiz. Biz bununla ilgili yönetimde paylaşıyoruz, arkadaşlarımız yoğun çalışıyorlar."
-Açığınızı kapayacak bir oyuncu mu?
SA: "Forvet arkası oynuyor, kenar oynuyor, yetenekli ve kaliteli."
-%90 bitti diyebilir miyiz?
SA: "Kulüple ilgili son durumu bilmiyorum. Oyuncu ile ilgili bir sıkıntı yok. Ama kulüple ilgili çalışıyorlar."
-Tamer Kıran el attıysa olur bu iş?
SA: "Çok gayret gösteriyor. İleride anlatılır, konuşulur bir sürü şeyler."
-Batuhan kafasını tamamen futbola veremiyor. Kilo sorunu var, neden atamıyor? Batuhan’a neler dediniz?
SA: "Batuhan kendini baya bir geliştirimiş. 16 yaşında süper lig de Beşiktaş’ta oynamaya başladı. 17 yaşında milli takıma girdi. Çok önemli bir oyuncu. Devamlı konuşuyoruz. Batuhan çok hiperaktif bir çocuk. Her şeye heyecanlı. Çabuk konuşuyor. Hiç düşünmüyor. Espri yapayım istiyor ama karşısındakinin nasıl anlayacağını bilemiyor. Her yerde espri yapılmaz mesela. Bazen ben bile bu yaşa gelmeme rağmen kendimi eleştiriyorum. Keşke şu espriyi şurda yapmasaydım diyorum. Onun yaptığı her şey başka yerlere de çekilebilir. Yaşı küçük daha. Ülkemizde buna çok müsait bir topluluk. Ağzımızdan bir laf çıktıktan sonra 70 yere birden çekiliyor ve bu ona farklı şekilde geri döndüğü için toparlayamıyor. Ama şimdi istekli, biraz daha durgunlaşmış. Eşiyle 2 gün Kıbrıs’a gitmeyi planlıyordu. Ben ona 2 gün koşması gerektiğini söyledim. Program verdim. Ertesi gün beni aradılar. Batu burda koşuyor. Program uyguluyor Haluk hoca ile beraber. İnanılmaz mutlu olduk. Batu’nun Türk futbolundaki en büyük eksikliği giderme şansı var. Milli takımımızı direk etkileyecek bir oyuncu. Böyle bir santraforumuz yok bizim. Milli Takım Teknik Direktörümüzün Batuhan’ı tercih edeceği maçlar vardır. Bizim onu hazırlamamız lazım. Onun kendisini hazırlaması lazım. Bizim için geriye kalan mutluluk ve haz oluyor."
-Fernandes’ten mutlu musunuz?
SA: "Takımdaki her oyuncudan inanılmaz mutluyum."
-Gitmek istemesinden sonra neler değişti?
SA: "Fernandes’in dişlerini nihayet gördük diyoruz. Herkesin bir gaye için, amaç için uğraştığını görünce oyuncuların tamamı, onlar da katılmak istiyor. Sonucu budur. Skora yansımayadabilir. Takım çıkar, koşar, oynar ama yansımayabilir skora. Keyif verir ama oyuncuya. Bütün oyuncularımız buna katılıyor."
-Fernandes’in kafası artık takımda mı futbolda mı?
SA: "Bana göre hem takımda, hem futbolda çünkü iki tane çok güzel gol attı. Ondan sonraki yüz hatlarına bakarsanız, ben buradayım, bu takımın futbolla ilgili bir çok şeyinde liderim havasında oluşunu görebilirsiniz. Her şeyiyle taşımaya başladı."
-Holosko sizden ayrı çalıştı, kampa gelmedi. Böyle bir performans bekliyor muydunuz?
SA: "İnanılmaz iyi başladı. Beklemiyordum. Holosko çok kaliteli bir insan. Futbolculuğuyla, kişiliğiyle ilgili sorunumuz yoktu ücretle ilgili problem vardı. Bütün gaye, bütün kadromuzu ücretlerini zamanında ödeyebilmek. Yönetimimizin yaptığı çalışmaların altında da bu yatıyor. Yoksa başka bir şey yok. Holosko zaten çok iyi oyuncu, ondan daha çok yararlanacağız. Birden çok yükleme oldu Galatasaray maçında Holosko’ya. Şimdi yeni yeni tekrar toparlayacak. Umarım bu süreci çabuk atlatır."
-Almeida’dan yararlanabileceğinizi düşünüyor musunuz?
SA: "Tamamen onun tavrına bağlı. Biz Beşiktaş takımıyız. Hiç bir zaman alternatifsiz kalmayız. Kim olsa gelir, oynar. A2 takımının santraforunu alır geliriz."
-Almeida ile ne konuşacaksınız?
SA: "Bundan sonraki çalışmasının temposunu takımın içine girdiğinde isteğinin arkadaşlarıyla uyumunun ne düzeyde kalabileceğini, olabileceğini konuşacağız. Onun dışında başka bir şeye yorum yapma hakkımız yok. O da zannedersem bütün bunların dışında kaldı. Transfer hep gündemdeydi. Devamlı transfer olmak, dışarı gitmek, ailesi ile ilgili sorunlarla birkaç kez yanıma geldi. Ben de en son ona teklif getirmesini istemiştim ama teklifle ilgili çok olumlu bir şey bize yansımadı. Yansımayınca Almeida da bu takımın bir oyuncusu olduğuna inanacak, onunla ilgili çalışma yapacak.Kaldı ki biz hiç bir zaman alternatifsiz kalmayız. Hem takım içerisinde alternatif üretiriz, hem de A2 takımımız var. Hiç önemli değil. Biz oyuncumuzu alırız. Beşiktaş forması giydiririz."
-Beşiktaş’ta şampiyonluk da iddialı mı?
SA: "Böyle bir şey düşünülebilir mi, düşünemez. Maçlar neyi getirir, oyuncu performansları neyi getirir, yapılandırma ile ilgili çalışmalar neyi getirir gibi bir sürü düşüncemiz var. Öbür takımlar bir sürü yeni oyuncular takviye ettiler, gerçekten kaliteli oyuncu aldılar ama onların düşündükleri, kafalarında planladıkları sisteme ben saygı duyuyorum. Herkes de bize saygı duysun. Biz de böyle bir konsept uygulamaya çalışıyoruz. Beşiktaş’ın bizden önceki dönemde uyguladığı takımdaşlık, forma rengi, aşkı daha ön planda olan oyuncularla bu işi yapabilmek. Bunun dışında kalabilmek değil. İnsanlar bazen bunu da algılayamıyorlar."
-İstediğiniz Beşiktaş kaçıncı maçta izleyebileceğinizi düşünüyorsunuz?
SA: "7. Haftaya kadar ligin ne olacağı belli olmaz. 7. haftadan sonra ortalama bir şey söyleyebilirsiniz. Bu takım şampiyonluğa oynar, UEFA’ya oynar, küme düşme mücadelesi verir diye. Bence 7. Haftadan sonra yukardakiler, ortadakiler ve aşağıdakiler diye ayrılabilir."
-7. Haftayı mı hedef koydunuz?
SA: "Genel futbolumuzda bu, 7. Haftadır. Bizim için her hafta final, her hafta final oynayacağız."
-İstediklerinizin şu zamana kadar ne kadarını aldınız?
SA: "Bizim takım iyi niyetli, çalışkan. Çok mutluyum. Oyuncularımız kendileri geliyor, burada koşuyorlar. Birlikte burada bilardo oynuyorlar. Keyif yapıyorlar. Hem iyi bir arkadaşlık, hem istek, hem arzu, hem keyif, antrenmanda, yolda, seyehatte ortaya olumlu bir tablo çıkıyor."
-Genç bir takım, yaş ortalaması 24, ligde en düşük yaş ortalamasına sahip takım Beşiktaş. Bu avantaj, bazı anlarda dezavantajlara dönebilir mi?
SA: "Hayır. İçlerinde tecrübelilerde var. Tutmamız gereken tecrübeli oyuncularla ilgili yaptırım uyguladık zaten."
-Quaresma neleri yaparsa takımın içerisinde yer alır?
SA: "Bugün transferde son gün ama Rusya’da devam ediyor. Latin ülkelerinin çoğunda da devam ediyor. Onlarla ilgili bir plan ortaya çıksın, ondan sonra biz bununla ilgili görüşümüzü paylaşacağız. Hem yönetimimizle oturup herkesle paylaşacağız. Şöyle bir planımız var. Biz Beşiktaşlıyız. Bir teknik direktörüm ama bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Beşiktaş’ın menfaati olan her şeyin yanındayız. Menfaatine olmayan hiç birşeyi de tutmayız. Bu benim kişisel problemim değil. Bunu camia’nın problemi olarak görün. Ben Beşiktaş’ın içerisinde olan herkese göre plan yapıyorum. Kimsenin incinmesini, zarar görmesini istemiyorum. Taraftarımız da, çalışanlar da, oyuncular da, her şeyden mutlu olsun. Yöneticilerimiz ile bin tane şey konuşuyoruz ve sonunda tek bir şey çıkıyor. “Aman Beşiktaş’ın menfaatini koruyalım.”
-Hollanda ile Cuma günü çok önemli bir maç oynayacağız. Neler düşünüyorsunuz?
SA: "Rakibimiz olarak görüyoruz. O zaman yenilmeyeceksiniz. 1 puan her zaman iyidir. Yenmek en iyisidir ama. Hollanda’da baya güçlü bir takım. Biz Abdullah hoca ilk geldiğinde özel maçlar yapmıştık. O maçları seyrettiğimde takımımız çok canlı ve istekliydi. Son seyrettiğim maçta Milli Takımımızı düşük gördüm. Toparlayacaklar. Eğer biz grup lideri olmayı planlıyorsak, Hollanda’ya yenilmememiz lazım."