0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Reklamcilik  (Okunma Sayısı: 1039 Kere Okundu.)
« : Ocak 25, 2010, 05:58:40 ÖS »

Hephaestus
*
Üye No : 26057
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4834
Mesaj Sayısı : 13 573
Karizma = 60064


REKLAMCILIK
Reklam, üretici ile alıcı arasında, alıcıyı, etkilemek üzere bilgilendirme olayına denir. Bu açıdan, bir konuyu duyurma bir düşünceyi aşılamaya yönelik propaganda’dan Farklı nitelikler taşır.

DÜNDEN BUGÜNE TÜRKİYE’DE REKLAMCILIK

Türkiye’de reklamcılığın gelişimi, dünyanın diğer tarafındakinden pek farklı olmamış, ekonomik ve ticari hareketlerin paralelinde reklamcılık ta kendi yolunda ilerleyerek bugünkü seviyeye gelmiştir.

İlkel reklamcılık devri bizde de tellallar, çığırtkanlar, işportacılar, tezgahtarlarla normal seyrini sürdürmüştür. Sesli reklamcılık devrinde ilginç sloganlar yerleşmiş, günümüze kadar gelmiştir. “Elimi kestim, kan akıyor kan” diyen karpuzcu, “Bal kutusu” benzetmesiyle malım satan kavuncu, İkizlere takke” diye bağırarak tezgahındaki sutyenlere dikkati çekmeye çalışan işportacı reklam edebiyatına eserler katan isimsiz sanatçılardır. Günümüzde bile mahalle aralarında zerzevat, balık, boza dolaştıran seyyar satıcılar yeni yeni espirilerle reklam edebiyatımızı zenginleştirmektedirler.

“Türkiye’de reklamcılık Balkan Savaşı’ndan önce İstanbul’da David Samanon tarafından başlatılmıştır. O dönemde işletmelerden alınan reklamlar, bir altın lira karşılığı bir aya yakın ile devamlı yayınlanırdı reklamların ölçü kısıtlaması yoktu.

Balkan Savaşı’ndan sonra, Kahire’deki ünlü Ajans Havas’ın yöneticiliği yapan Emest Hoffer, İstanbul’a gelir ve David Samanon ile işbirliği girer. Bu işbirliğine 1914 yılı I. Dünya Savaşı nedeniyle bir süre ara verilir, 1919’da Jak Hulli’nin katılmasıyla Ankara Caddesi Kahramanzade Hani’nda Hoffer Samanın ve Hulli İlanat Acentesi adım olarak faaliyet devam eder. Türkiye’nin ilk telefonlarından 94 ve 95 numaralarına sahip olan bu ajans, şirketin reklam sloganının da bu telefonlara bağlı olarak türetmişti.

Reklam verenler, “94, veya 95 no’ya telefon ediniz, reklamlarınız istediğiniz gazetelerde yayınlansın şeklinde sesleniyordu.

Hoffer, Samanon ve Hulli İlanat Acentesi ilk olarak sütun-santim kavramının Türk reklam sektörüne getirdi. Aynı zamanda afişçilik işleriyle ilgilenen ajans, o dönemde bir başka tür olan ve sonradan belediyenin yasakladığı “Sandviç Adamlar” la da bir çift afişçilik yapıyordu.

Bu insanların sayısı beş ila 10 arasında değişirken üstlerinde özel giysiler ve ellerinde reklam yapılmak istenen ürünün pankartları bulunuyordu. Bunlar günlük para alıyorlardı ve İstanbul’da ellerlinde pankartlarla sokak sokak dolaşmaları gerekiyordu.

Gazete almak için para vermeye alışmamış yerli halkın, ilan için para vermesini düşünmek zordur. Olsa olsa ilan vermenin okuyucuyu gazete almaya alıştıracağını hesaplamışlardır. Çeride’deki ilaların sadece yüzde yedisi yabancı kökenliydi. Saat,, duvar kağıdı, çiçek tohumu, çeşitli aletler, altın ve gümüş eşya bu arada sayılabilir, “ilk resimli ilan” da 1842’de Avrupa malı bir nasır ilacı için çıkmıştır. 1860’da ilk özel fikir gazetesi olan Tercüman-ı Ahval ile yeni bir dönem başlar. Bundan bir yıl sonra da Şinasi’nin Tasvir-i Efkar’ı ikinci doğru dürüst gazete olarak yayın hayatına girmiştir. Tercüman-ı Ahval 1860-1866’yı kapsayan 6 yıl süresince, yılda ortalama 130’dan 790 sayı yayınlanmıştır. İlan basıma alınacak bedeli gazete başlığının altında açıklamak gelenekleşir. Ancak 1880’e kadar, bu tür gazeteler daha çok kitap ilanlarına yer verirler. Ticari nitelikte gazetelerde ise dikiş makinesi, türlü ilaç ve doktor ilanlarının arttığı görülür.

Mesela William Churchill’in ifadesine göre Ceride-i Havadis’in 3 yıl sonunda elde ettiği okuyucu sayısı sadece 150’dir. Bu arada ilan ve reklam da bahse değmeyecek kadar ender bulunabiliyordu. Bütün bunlara rağmen gerek gazete, gerekse ilan fiyatların oldukça yüksekti. Mesela Ceride-i Havadis 3,5 Terüman-ı Ahval 3 kuruşa satılıyor, ilan tarifeleri de satırı 3 ile 10 kuruş arasında değişiyordu. 150 tiraja karşı bu fiyat bugünkü ölçülere vurulduğunda korkunç derecede yüksek görülmektedir.

1865-1875 yılları arasında sayısız gazete çıktı ve battı. Gazeteler hiçbir teknik gelişim kaydetmedikleri gibi, rekabet nedeniyle fiyatlarını 40, 30, 20 nihayet10 paraya kadar düşürmek zorunda kalıyor, buna rağmen tirajlar hala komik rakamlarda dolaşıyordu. Romanları ve halk dilinde kaleme aldığı yazılarıyla büyük sempati toplayan Ahmet Mithat Efendi 1878’de Tercüman-ı Hakikati’i yayınlamaya başladı. Böylece bir Gazete Okuyucusu sınıf teşekkülünde ilk adım atılmış oldu. 1891 de Servet-i Fünün, 1896 da İkdam’ın yayıma girişiyle gözle görülür bir gelişim başladı.

Gerçek ilerleme ise, Abdülhamit"in saltanatı sırasında 1880"de başlamıştır. O yıl Rafael Cervati"nin fikri ile gerçekleştirilen Osmanlı Ticaret ve Sanayi Rehberi, hem Avrupa"dan hem de ülke içinden ilanlar toplayarak yepyeni bir girişim başlattı. Fransızca olan kitabın yayıncısı Cervati Biraderler ve Fatzea firması "komisyonculuk, temsilcilik, ticari istihbarat"ın yanı sıra "yerli ve yabancı ilancılık" işlerini de üstlendiğin! açıklamakla, ülkede reklam acenteliği mesleğinde ilk sistemli çalışan kurum oldu. İşin ilginç yanı, her yıl olmasa da sık sık zenginleştirilerek yayınlanan bu rehberde, Sultan’ın (uğraşım taşıyan ilanların bolluğudur. Saraya eşya ya da hizmet sağlayan kişi ya da kurumlara ait bu ilanlar, saltanatın itibarına çok düşkün olan Sultan’ın ismi ve armasının ilanlarda kullanılmasına kar*şı çıkmadığını gösteriyor. Bu destek sayesinde olmalı ki, 1907"de bir Fransız yayını İstanbul"da yayıncılığın Av*rupa düzeyine erişmiş olduğunu ileri sürecektir. Mali kazanç açısından bu iddia abartılı da olsa, sunuş ve resim kullanma açısından hay*li ilerleme kaydedildiği bir gerçektir. 1904"te yeni bir reklam sirketinin belirdiğine tanık oluyoruz: "İstanbul İlan Acentesi ve Komisyon îdaresi".

Bugün promosyon adıyla andığımız girişim, ilk kez 1870"de Hadika (Bahçe) Dergisi"nin abonelerine çiçek tohumu ve fidan dağıtmasıyla başlamıştır, ama gerçek gelişmesine bu yıllarda ulaşır. Nitekim en çok tü*ketilen mallardan sigara kağıdı tüccarları da promosyonlu rekabete başlamıştır.

Böylece Abdülhamit dönemi, reklamcılığın meslekleşmesi yönünde ileri adımlar atılırken, ilan-reklam farkının da anlaşılmaya başlandığı yıllar olmuştur, îlk kez el ve duvar ilanları da beliremeye başlar. Yazılar kısalır, başlıklar, hele resim kullanımı artar. Elbiseli ya da haçı açık Avrupalı kadın resimleri elle çizim rahatça kullanılır. İlk kez fotoğraf kullanımına da bu sürede rastlanmıştır. Çerçeve kullanarak. baslığı yan koyarak dikkat çekme çabaları da belirir. Hedef kitleyi ikna açısından, eskiden hep Avrupalı tanık göstermek adet iken, yerli tanık ve övgücü kullanmak da bu dönemde başlamıştır.

Bu gelişme 1908"de ikinci Meşrutiyet"in ilanıyla bir patlama haline gelir. 1909-1911 arasında üç tane "Reklam Gazetesi." çıktığına tanık oluyoruz. Çok yaşayamamışlar, ama bir ihtiyacın belirmiş olduğuna tanıktırlar.

Aynı zamanda sadece reklam acenteliği yapan şirketlerin neredeyse bir düzineye vardığı görülür. Bir toplum hem tüketimi hem de üretimi belli bir düzeye varmadıkça, reklamcılığa böyle bir yoğunlukla yönelemez. Her ne kadar ilan ve iancılık da baslıklar için hattat kullanılmasının artması, baslıkların kısalıp vurucu nitelik kazanması ile metinlerin kısalması, çerçeve ve dişi klişe biçimleri kullanılmakta ve resmi ticari ilan ayırımı lam yapılamamakla ise de, arlık 40 yıl öncesinden çok farklı bir yerde durulmaktadır.

Dönemin mesleki açıdan yenilikleri şunlardır:

Başlıklar için hatta kullanılmasının artması, dikkat çekmek için ilanı yan yerlestirmeye çok başvurulması. kurumların daha çok ilan kampanyasına basvurması. En önemli yenilikler ise, duvar ilanı uygulamasının yaygınlaşmaya başlamış elması oldu.

İlancılık mesleği konusunda gazetelerde en çok haber ve makaleye rastlanan 1880-1908 yıllarında. Amerikan türü sansasyona dayalı ilanlara bol bol övgü vardır. Ama asıl önemlisi, eskinin aksine yerli üretim ve hizmet ilanlarında büyük bir artışın görülmesidir.

1840 yılında ilk sayısında "İlanat" başlıklı sütunuyla Ceride-i Havadis Gazetesi yepyeni bir mesleği başlatmış oldu, ama tellallar aracılığıyla sürdürülen hem ticari hem de siyasi amaçlı "sözlü ilan" geleneği, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde de hala devam ediyordu. Türk Basınında ilk resimli ilan 1864 de Tercuman-ı Ahval"de iki gün üstüste yayımlanan Loton Ciznel müessesesine ait demir eşya ve makine reklamıdır.

MEŞRUTİYET DEVRİ:

1908 Meşrutiyetiyle gelen basın özgürlüğü, hakiki anlamıyla ilancılığın başlangıcım sağladı. Bu arada, bu alanda istikbal gören bir kaç müteşebbis faaliyete girişti ve 1909"da İlancılık Kollektif Şirketi kuruldu. Fakat sık sık batıp çıkan gazeteler ve birkaç yıl sonra patlayan Balkan ve l. ci Dünya Savaşlarının ekonomik hayatı felce uğratması basın özgürlüğünü ve Reklamcılığı duraklatmış, hatta eskisinden de geriye götürmüştür. Bu durum. Cumhuriyetin ilanına kadar sürdü.

CUMHURİYET VE SONRASI:

Dönemin en önemli gelişmesi. o zamana kadar bu alana tamamen yabancı kalan Ankara"nın ilanı keşfetmesi olmuştur. Milli Mücadele"nin merkezi olunca, Ankara’ya gelen Balkanlı Batı Anadolulu kadroların ihtiyaç duydukları eşyalar ve yaşam türü ilana başvurmayı zorunlu kıldı.

Bu oluşumun önemi, Ankara"nın Başkent oluşundan ve Cumhuriyet"in ilanından sonra, ülkenin yöneliminde alacağı etkenliğe bu alanda da hazırlanmış olmasındandır.

Aynı dönemde dünya ekonomik krizin bilmesi ile devletçi ekonomi politikalarına girilince, yoğun bir yerli malı kampanyası belirdi. Aynı zamanda Hancılık*tan reklamcılığa geçişin mimarı ünlü grafikçi İhap Hulusi Görey, eserleriyle yepyeni bir döneni haşlattı.

Gazetecilik ve İlancılık 1924"den itibaren tekrar gelişme yoluna girdi. Ford ve Bayer"in programlı ve sürekli reklamları hamlelere yol açmış, bunlardan örnek alan yerli firmaların da reklama önem vermesi basın mensuplarının yüzünü güldürmüştür. 1928"deki harf devrimi kısa bir duraklamaya sebebiyet vermişse de alışma devresinden sonraki ileri hareket baş döndürücü süratte olmuştur.

1928"de 50 bini bulmayan günlük tiraj 1936"da 150 bine erişmiştir. 1938"de ilanın santimi 20-30 kuruştur, yılda 300 bin liralık ticari, 200 bin liralık resmi ilan yapılmakta, 30 bin basan en yüksek tirajlı gazeteler ayda ortalama 3.000 liralık reklam geliri sağla*maktadır. ikinci Dünya Savacının başlama*sıyla yılda 200 bin liraya düşen reklam harca*maları 1942"den sonra süratle yükselmiştir. 1943"de 500 bin lira iken, 1946"da 800 bin li*raya çıkmış, 1948"de 1.5 milyon, 1951"de 3, 1953"de 5, 1955"de 8.5 milyon liralık, hem de sadece ticari ilan yapılmıştır. Bunlara resmi ilanlar da katılınca artışın ne derece hızlı ol*duğu ortaya çıkar. Artışın nedenleri, bütün dünyadaki gibi, ekonomik gelişimin yanı sıra gazetelerin teknik yönden düzelmesi ve tiraj*ların yükselmesidir. Nitekim 1945"de günde 150 bin olan tiraj, 1955"de yarım milyonu geçmiştir. Aynı zamanda artışı değerlendirirken para değerindeki düşüşü de hesaba katmak doğru olur. Bu durumda hareket artışının, harcama arıtışına oranla daha az olduğu gö*rülecektir. Reklam harcamaları 1957’10, 1959’da 18 milyona ulaşmıştır. 1981’de 200milyon yakın bir tutardır. 1955’in yarım milyon tirajına karşın 80’yıllarda tek .aşına yarım milyona yaklaşan hatta geçer gazete tirajları mevcuttu.

Birinci Dünya Savaşı yıl*larındaki durgunluğun ardından 1919"da yeniden canlan*ma görüldü. Bu dönemde, özellikle hem acentelik artışına hem de sunuşta yeniliklere rastlıyoruz. Karikatürist ve mizahçı olmasının avan*tajıyla. Sedat Simavi grafikerliğe yeni bir ufuk açtı.

Her ilanı değişik bir çer*çeve içine yerleştirmenin ya*nı sıra, kadın resmim bolca kullanmakla da dikkatleri çekmeye çalıştı. Başlık ve metinlerde de vurucu olmaya özel dikkat gösterdi.

Bu devrede 1957 ile 1961 arasının reklamcılar için en karanlık yıllar olduğuna da değinmek gerekir. 27.11.1957 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Gazete ve Dergilere ilan verme hakkı sadece Resmi ilanlar Şirketi"ne ta*nınıyor, böylece ajanslar ve prodüktörlerin yayın organlarıyla doğrudan doğruya temas imkanı kalkmış oluyordu.

Neyse ki bu durum uzun sürmedi 1960 devrimi ertesinde 7.1.1961 tarihinde yürürlüğe giren 195 sayılı kanunla Basın ilan Kurumu teşkil edil*di ve sadece "Resmi ilanlar ve yabancı menşe"li reklamlar bu kurum kanalıyla yayınlanabilir" şanı ile bütün ilan ve reklamlar serbest bırakıldı.
REKLAM AJANSLARI

Sezgisel reklamcılık devresinde bir kaç sanatçı, kişisel kabiliyet ve gayretleriyle reklam dünyasının aranan isimleri olmuşlardır. Bunlar arasında başta thap Hulusi Görey olmak üzere Mesut Manİoglu, Atıf Tuna, Namık Bayık, Salih Acar, Bedri Kökten vb. sayıla*bilir.

Ancak, basın hayatındaki gelişmenin paralelinde reklamcılık da günden güne ilerlemiş, bu alana atılan kişilerin çabaları ve bilimsel çalışmaları ile günümüzün modern reklam ajansları doğmuştur,

Ekonomik alanda kıpırdanmaların başladı*ğı, 2 nci Dünya Savaşımn bitimine yakın günlerde Eli Acıman, Vitali Hakko ve Began adında üç müteşebbis bir araya gelerek Faal Reklam Acentesi adıyla bir ortaklık kurdu*lar. Yıl 1944... Eli Acıman, Saint Joseph lise-sindeki tahsilin! yarıda bırakıp Fransa"ya git*miş, 8 ay gazetecilik kursu gördükten sonra yurda dönüsünde baba mesleği olan iplikçili*ğe rağbet etmeyerek, ileri bir görüşle reklam*cılık alanındaki ilk bilinçli adımı atmışı. Bu teşebbüsüne, o zaman Mahmutpaşa"da Şap*kacılık yapan, halen Vakko müesseselerinin sahibi Vitalİ Hakko ile Koç şirketinde çalışan B. Began da iştirak etmiş, ancak işler umul*duğu gibi yürümeyince Vitali Hakko kendi işlerine bakmak, Began da Amerika"ya git*mek bahanesiyle ortaklıktan ayrılmışlardı.

1946"da Vehbi Koç"la tanışan Eli Acıman, o sıralarda Koç-Ankara. Koç-Fermeneciler, Koç-Beyoğlu ve Koç-Lastik şubeleriyle faaliyette bulunan KOÇ sirkelinin reklam İşlerini aldı. Böylece birdenbire geniş iş imkanına kavuşan Acentesi,Faal kadrosunu genişletmek üzere teşebbüse girişti ve part-time çalışmak üzere yabancı dil bilen reklam yazan olarak Afif Erdemir"i işe aldı. Bu sırada firmanın resim işlerine Nesim Natan, muhasebesine Benjamin Pinhas bakıyor, firma bu küçücük kadrosu ile yılda 100 Bin lira ciro yapıyordu.

1949-1951 yıllarında Afif Erdemir askerlik görevini yaparken, o devrin en büyük reklam yapımcılarından Necip Akar da faal Acentesinin müşterileri arasına girdi. Günden güne gelişen firma, 1957"de Faal Ajans adını aldı. Aynı yıl Eli Acıman 3 yıl kalmak üzere Amerika"ya gitti. 1960"da dönüşünü İzleyen 5 yıl içinde çığ gibi büyüyen Ajans zengin bir müşteri listesine sahip oldu, 1965 yılında çok genişleyen iş hacminin gerektirdiği bazı zor*lamalar sonunda ortaklar dostça ayrıldılar ve Eli Acıman MANAJANS, Afif Erdemir de YENİ AJANS adıyla iki ayrı şirket tesis etli*ler, Ayrılış sırasında müşterilerim de taksim eden bu iki Ajans, her geçen yıl biraz daha gelişip portföylerine yeni müşteriler katmak sureliyle bugün, memleketimizin en başta ge*len iki dev reklamcılık kuruluşu haline gelmişlerdir.

Üçüncü büyük ajans olarak 1952"de Memduh Moran"ın 5 kişilik kadroyla kurduğu Reklam Moran"ı sayabiliriz. 1953"de 100 bin lira sermaye ile Anonim Şirket haline dönü*şen Reklam Moran, o yıl 556 bin lira ciro yapmıştır.

Ajans, başta Yapı ve Kredi Bankası olmak üzere içinde Unilever"in bir kısım mamulleri ve Singer"in de bulunduğu zengin bir müşteri listesine sahiptir. 1957"de değişen Ticaret Kanununun yeni hükümlerine göre sermayesi müsait olmadığından 1958"de Limited Şirket haline geçmiş, 18 yıl boyunca gelişerek kadrosunu 55 kişiye, cirosunu 30 milyona çıkar*mayı başarmıştır.

İlancılık Koli. Şti. 1970"de büyük bir aşama yaparak çoğu eski ortakların oğul*ları olan genç bir idareci grubunu iş başına geçirmiştir. Bu gençlerin modern anlayışı ve ileri görüşü ile İlancılık Koli. Şti.’nin de ko*misyonculuğu ikinci plana bırakarak modern bir reklam ajansı olma yolunda olumlu adımlar atmıştır.

Dikkate değer ve köklü bir ajans olarak Grafika"dan da bahsetmek gerekir. En eski rek*lamcılık kuruluşlarından biri olan Grafika, G. Scialom ve Martin Borman adında iki ortağın matbaacılıkla işe başlayıp reklamcılık yönünde geliştirdiği modern bir ajanstır. Kaliteli bir fotoğraf stüdyosu da bulunan Grafika,başta Unilever olmak üzere birçok müşteriye sahiptir.

Dönemin modern anlayıştaki kuruluşlarının içinde göze batanlardan biri de Ankara Reklam Ajansıdır. 1962 yılında Ankara Makarna Fabrikasının Satış Müdürü olan Sadettin Ağırnas, radyoda bir program kiralayarak reklamcılığa atılmıştır. Yıllarca makarna fabrikasında satış işlerini idare etmiş olması nedeniyle gıda maddeleri pazarını ve dağıtım kanallarını yakından tanıması, reklamcılığı pazarlama açısından ele almasına yol açmış*tır. Nitekim bünyesinde ilk araştırma şubesi kuran ajans Ankara Reklamdır.

Ankara Reklam; 1970"de Amerika"dan danışman olarak gelen eski AAAA başkanlarından 45 yıllık reklam*cı Harold L. Mc Clinton"un yeni organizasy*onu ve personeli eğitmesi ile çağa ayak uydurmaya çabalamıştır. Ciro bakımından başta gelen ajanslara erişememekle beraber yetişmiş elemanlar ve kalabalık kadro yönünden göze batmaktadır. Müşteri bakı*mından fazla zengin olamaması, modern pa*zarlama anlayışına sahip firmalar araması, bunun dışındakilerle çalışmaktan kaçınması prensiplerine bağlanabilir.

70’lerin sonu ve 80’lerde dikkate değer bir husus da batıdaki birleşme ve örgütlenmeye karşı, bizde dağılma ve kişiselleşmenin daha çok görülmesidir. Bu durum, bazı kişilerin, büyük bir ajansın çalışmasına güç katmaktansa, kü*çük de olsa kendi başlarına bir kuruluşun patronu olmayı tercih etmelerinin sonucudur.

Radyoların reklama açıldığı 1951 yılından itibaren ilk reklam saatleri bankalar, resmi, yarı resmi kuruluşlar ve büyük firmalar tarafından özel program yapmak üzere kiralan*dı. Sonraları ileri görüşlü bazı kişiler, kollektif reklam programları düzenlemek suretiyle profesyonel radyo reklamcılığım başlattılar.

Amerika"da Wayne Couuty Universty"de bir sömestr reklamcılık ve muhasebe tahsil ettik*ten sonra yurda dönen Faruk Deniz, 1956 yılında 5.000 lira sermaye ile Televizyon reklam"ı kurarak radyo reklamcılığına başladı. Yine bu sıralarda Sedef Reklam adı altında aynı alana atılan. Türkan Sedefoğlu hem ilk radyo reklamcılarından biri, hem de ilk ka*dın reklamcı sayılabilir.

İstanbul Radyosundaki bu teşebbüslerin paralelinde, Ankara"da da Can Okan. Teleradyo adındaki firmasıyla radyo reklamcılığının öncüsü oldu.

Hareket süratle gelişti, 1957-1959 arasında Radar Reklam, Ses Reklam, Melodi Reklam, Anten Reklam gibi kuruluşlar birbirini izle*di. Genellikle Türkiye radyolarında spiker ve teknisyen olarak çalışmış olanlar, konuyu yakından tanımaları nedeniyle radyo reklamcılığının başarılı kişileri oldular. Bunlar ara*sında Tank Gürcan - Farek Yener ikilisinin kurduğu Anten Reklam, Maarifi Orhon"un Orhon Reklam"ı, Türkan Poyrazoğlu"nun Poyraz Reklam"ı, Alkan Soykök"ün Tunç. Altın Soylu"nun Altın Reklamları sayılabilir.
TÜRKİYE DE REKLAM FİLMLERİ:

Başlangıçta bazı iş adamla*rı kendi istek ve teşebbüsleriyle, film prodüksiyon firmalarına bir takım basit filmler yaptırarak reklamcılığın sinema mecrasına girmesine ön ayak olmuşlardır. Bunlar ara*sında Güven Sigorta, Cemil Akar (Radyolin), Krem Pertev ve Rıdvan Umay sayılabilir.

Bu konuyu ciddi olarak ele alıp reklam filmi alanının açılmasında öncü olanların ba*sında Güzel Sanatlar Akademisi Profesörlerinden Vedat Ar"ı görüyoruz. Vedat Ar, Filmar adındaki firmasında hazırladığı esprili çalışmalarıyla halka reklam filmlerim sevdirip kabul ettirmekte baş rolü oynamıştır. Amerika"da ihtisas yapmış olan tanınmış fo*toğrafçı ve film kameramanı Kemal Baysal da titiz çalışmasıyla hazırladığı reklam film*leriyle bu alanda kaliteli eserler vermiştir.

Amerikan Haberler Bürosunun desteği ile dokümanter ve aktüalite filmleri hazırlamak üzere İlhan Arakon, Haluk Durukal, Galip San üçlüsünün kurduğu ADS ajansı, sonra*ları reklam filmi çalışmalarım da konuları arasına almıştır, 1949"da AND Film"de canlı resim çalışmalarına başlayarak Türkiye"de bu tekniği ilk gerçekleştiren kişi olan Yüksel Unsal, 1960"da Vedat Ar ile birlikte Vog-Bali firması için hazırladığı bir seri filmi animasyonun reklam alanına girmesini sağlamıştır.

1961"de Yüksel Ünsal-Mehmet Muhtar-Kemal Baysal ortaklığı, ilk renkli reklam filmlerini yapmaya başlıyordu. O sıralarda memleketimizde renkli filmlerin banyo ve kopya işlemleri yapılamadığından, işin en güç yönünü bu filmlerin laboratuar işlemleri için iki defa yurt dışına gidip gelmesi teşkil ediyordu. Her ne kadar Almanya"daki Arnold Richter ile İngiltere"deki Arthur Rank stüdyoları ile anlaşmalar yapılmışsa da yı*kanmamış filmin yurt dışına çıkışı, her seferinde Bakanlar Kurulu müsaadesini gerektirmesi nedeniyle büyük bir problem oluyordu. Bütün güçlüklere rağmen bir yıl içinde çeşitli bankalar ve firmalara başarılı renkli reklam filmleri yapıldı.

1962"de Mehmet Muhtar ile Yüksel Unsal, Kemal Baysal"dan ayrılarak Sintel Film"i kurdular. Başta Unilever ve Türk Ticaret Bankası olmak üzere çeşitli işletmeye renkli, siyah-beyaz, normal ve animasyon türünde filmler hazırlandılar.

Ancak sezgisel reklamcılığın yerini yavaş yavaş bilimsel reklamcılığın aldığını ve modern reklamcılık anlayışı içinde bir prodüksiyon firmasının tek basma başarı sağlayamayacağım, bir ajans çalışması gerektirdiğini hisse*den ortaklar 1967"de Sintel Film"i kapattılar ve Mehmet Muhtar Grafika Reklam Ajansı*nın Film departmanına, Yüksel Unsal da An*kara Reklam Ajansının Yaratıcı Daire Başkanlığına geçtiler.

1964-1965 yılları film reklamcılığının en hareketli devreleridir. Gerek basında gerekse AND Film"in canlı resim çalışmalarında başarı göstermiş karikatüristler reklam filmi yapımında çeşitli faaliyetlerde bulunmuşlardır. Ali Ulvi Ersoy-Bedri Koraman-Yalcın Tüzecan"ın bir araya gelerek kurduğu Karikatür Reklam, üç sanatçının eş değerde olması ve yardımcı kadronun yetersizliği nedeniyle uzun ömürlü olamamıştır. Bu arada Ferruh Doğan, Yalçın Çetin, Eflatun Nuri, Tonguç gibi sanatçılar da çeşitli adlarda çeşitli firma*lar kurup dağılarak birçok animasyon çalışmaları yapmışlardır. Reklam filmlerini bambaşka açıdan ele alan İstan*bul Reklam, kollektif radyo reklamcılığının bir benzerini sinemada uygulamıştır. Ancak çoğu 5-6 metrelik siyah-beyaz ve basit animas*yon çalışmalarından ibaret bu filmler yapımcısına büyük yarar sağlamışsa da film reklamcılığına yarardan ziyade zarar vermiş, halkın tepkilerine hedef olmuştur. Zaman zaman Altan Erbulak, Oğuz Aral gibi kari*katür alanında haklı ün yapmış sanatçılarla çalışması dahi İstanbul Reklam"ın olumsuz sonuçlara gidişini önleyememiştir.
REKLAM ÇEŞİTLERİ

Radyo Reklamcılığı

Radyoların reklama açıldığı 1951 yılından itibaren ilk reklam saatleri bankalar, resmi, yarı resmi kuruluşlar ve büyük firmalar tarafından özel program yapmak üzere kiralan*dı. Sonraları ileri görüşlü bazı kişiler, kollektif reklam programları düzenlemek suretiyle profesyonel radyo reklamcılığım başlattılar.

Ameria"da Wayne Couuty Universty"de bir sömestr reklamcılık ve muhasebe tahsil ettik*ten sonra yurda dönen Faruk Deniz, 1956 yılında 5.000 lira sermaye ile Televizyon reklam"ı kurarak radyo reklamcılığına başladı. Yine bu sıralarda Sedef Reklam adı altında aynı alana atılan. Türkan Sedefoğlu hem ilk radyo reklamcılarından biri, hem de ilk ka*dın reklamcı sayılabilir.

İstanbul Radyosundaki bu teşebbüslerin paralelinde, Ankara"da da Can Okan. Teleradyo adındaki firmasıyla radyo reklamcılığının öncüsü oldu.

Hareket süratle gelişti, 1957-1959 arasında Radar Reklam, Ses Reklam, Melodi Reklam, Anten Reklam gibi kuruluşlar birbirini izle*di. Genellikle Türkiye radyolarında spiker ve teknisyen olarak çalışmış olanlar, konuyu yakından tanımaları nedeniyle radyo reklamcılığının başarılı kişileri oldular. Bunlar ara*sında Tank Gürcan-Farek Yener ikilisinin kurduğu Anten Reklam, Maarifi Orhon"un Orhon Reklam"ı, Türkan Poyrazoğlu"nun Poyraz Reklam"ı, Alkan Soykök"ün Tunç. Altın Soylu"nun Altın Reklamları sayılabilir.


Masaüstü Reklam

Pazarlama planları yapma, hedef kitleler, fikir üretimi, reklamcılık için masaüstü mizonpayı, reklamcılıkta kullanılan yazılımlar.

Başarılı reklamcılık tüm başarılı insan iletişiminde olduğu gibi fikirleri teknikle, içeriği biçimle harmanlar. Bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler, reklam grafikleri yaratmada kullanılan araçlar hızlı masaüstünde birleşmiştir. Masaüstü yayıncılığı baş döndürücü bir hızla değişmektedir. Günümüzde reklamlar birkaç gün yerine birkaç saatte hazırlanabilmek-tedir. Masaüstü reklamcılığı teknolojileri hem zaman hem de maliyet açıcısından kazanç sağlamaktadırlar.

İnternet Reklamcılığı
Banner:
Fullsize Banner (468x60 Pixel) internette en yaygın olan ve sayfalarda dönüşümlü gösterilen reklam çeşididir.
Newsletter:
Ayda bir Türkdünya üyelerine gönderilen bir reklam çeşididir. Newsletter’de her türlü reklamınız yayınlanabilir.

Sponsorluk:
İmaj arttırıcı ve ciro yükselten sponsorluk için bölümlerde yer almanız mümkün olacaktır.

PopUp & PopUnder:
Değişik büyüklüklerde ekstra pencere olarak açılan bu reklam çeşidi çok etkindir.

Microsite:
Türkdünya.de tarafından yapılan bir sayfalık reklam çeşidinde ürünlerinizi tanıtmanız veya satmanız daha kolaylaşır.

Streaming Video:
Artık TV ve sinem reklamlarını online olarak görünmesini sağlar.

Otobüs İçi Reklamcılık
Otobüslerde reklam uygulanması çift katlı özel halk otobüslerinde de yaygınlaştırılmış ve 70 adet otobüste uygulanmıştır. Ayrıca çeşitli kurumlarda gelen sosyal ve eğitim amaçlı reklam talepleri otobüs içi şoför arkası ve arka cam ücretsiz olarak verilmişti.

REKLAMIN NİTELİKLERİ VE ETKİLERİ

Reklam ajansları kime nasıl sesleneceklerini, Pazar araştırmaları anketler yaptıktan sonra bireylerin hangi bakımlardan be yolla etkileneceğini toplum bilimini ve ruh bilimini kullanarak saptarlar. Reklamın başarısı alıcının ilgisini çekmek bilgilendirmek, karar vermesini ve markayı anımsamasını sonunda malı satın almasını sağlayacak süreçleri işletebilmesine bağlıdır.
Reklam ajanslarının yaptıkları reklamları ve verdikleri mesajları tüketiciye uygun bir etki bırakacak şekilde uygulamalıyız. Reklam ajanslarının topluma ve bireye karşı bırakacağı olumlu etkileri doğru etki izleri bırakmalıyız. Reklamlarda anket ve seslenme yani mitinplerde insanların ilgisini çeker ve insanların etkilenmesinde büyük bir ilgi topluluğu göz önüne getirebiliriz. Reklamları sadece insanların dış görüntülerine bakılarak ürün sergilenmelidir. İnsanların ruhsal düşüncelerini de daha olumlu etkilenmesi gerekir. Toplumun ruh hallerini etkileyerek onların içlerinin aldığı mal üzerinde daha rahat olması sağlanabilir.



REKLAM STRATEJİSİ VE REKLAM STRATEJİSİNİ ETKİLEYEN UNSURLAR

Reklam mesajını hedef tüketicide etkili olabilmesi ve istenilen amaca ulaşabilmesinde satış mesajının şekillendirilmesi olan stratejinin önemi tartışılmazdır. Her mal veya hizmet için farklı strateji kullanılmasının gerekli olduğu konusunda görüş birliği olduğu günümüzde etkili stratejiyi belirlemek için çeşitli faktörleri dikkate almak başarılı bir reklam için önemli hale gelmiştir. Reklam amaçları doğrultusunda reklam mesajının belirlenmesi ve reklam planlanması ile ilgili konularda temel kararların tümünü ifade eden planlaması ile ilgili konularda temel kararların tümünü ifade eden strateji reklamın başlangıç nokrasını teşkil etmektedir. Reklam için bir rehber olarak reklam mesajında mal veya hizmet ile ilgili söyleneceği belirtilen bir özellik gösteren reklam stratejisinin başarılı olabilmesi için stratejiyi etkileyen faktörlerin dikkate alınması ve değerlendirmesi önemlidir.




























REKLAMCILIKTA BAŞARILI OLMA

Başarının sırrı insanın kendine güvenmesiyle başlar. Bu sadece reklamcılık için değil, yapılacak her iş için geçerlidir. Öncellikle yapılacak bir işin belirlenmesi gerekir ve belirlenen işin doğru yerde, doğru zamanda doğru mesajlar verilerek hedef kitleye ulaştırılması gerekir. Başarıyı elde etmek içi o işe dört elle sarılıp, kendimizi sistemli çalışmaya yönlendirmeliyiz ve kendimize bir hedef belirlemeliyiz. O hedefe ulaşmak için elimizden geleni yapmalıyız, başarıyı yakalamak için yeterli bilgi ve kaynağa sahip olmalıyız.

Reklam yapabilmek için bazı konularda bilgimiz olması gerekir. Bu bilgilerin çoğu yapacağımız reklama bağlıdır. Reklamcılıkta başarılı olmayı, ulaşacağımız kitleye doğru ve inandırıcı haber verme, olarak tanımlayabiliriz. Reklamcılıkta başarılı olmanın bazı koşulları vardır. Bu koşullar sırasıyla şöyle gerçekleştirilir.

İlk önce kendimize güvenmeliyiz
Daha sonra planlarımızı yapmalıyız.
Hedeflerimizi belirlemeliyiz.
Doğru yerde, doğru zamanda, doğru mesajı hedef kitleye ulaştırmalıyız.
Yaratıcı olmalıyız
Tanıtım sırasında görsel imajı ön plana çıkarmalıyız
Etkileyici ve ikna edici olmalıyız
İnsanların mantıklarını etkilemek yerine duygularına hitap etmeliyiz
Gelişen teknolojilerden yararlanmalıyız

Başarılı olmak mutluluğun bir formülüdür. Beklediğimizden daha fazla başarılı olursak mutlu oluruz. Buda reklamcılıkta önemi bir yer kathettiğimizi gösterir. Rakiplerimizin bizim reklamımızdan sonra, gözden düşmesi bizim onları rakip firma olarak geçtiğimizi, diğer anlamıyla yendiğimizi gösterir. Eğer reklamı toplumu inandırıcı nitelikte yapmadığımız takdirde reklamcılıkta başarısız oluruz. Reklamı doğru zamanda doğru kitleye vermediğimiz zaman kendi yaptığımız başarıyı yok etmiş oluruz. Başarısız olmak bize arar gelebilir, ama bu zorlukları aşmamız gerekir. Her zaman çalışmalıyız. Çünkü çalışmak, hedefin görünür hale gelmesidir.

Örneğin; Yaz mevsimi başlarken bütün otel sahipleri kendi tanıtımlarını yapmak için televizyon aracılığı ile hafta sonları reklamlarını yayınlıyorlar.
REKLAMCILIKTA İKNA EDİLİCİLİK



İkna etmek bir kimseyi bir konuda bir şey yapmaya razı etmektir. İkna etmek kimi zaman başkasını kandırmakla eş anlamındaymış gibi görülür. Kandırmanın sonucu olarak bir taraf kazanır diğer taraf kaybeder, oysaki ikna etmede her iki tarafta yarar sağlar. İnsanları ikna ederken kandırmamalıyız. Eğer kandırırsak kendimize zarar vermiş oluruz. Hem karşımızdaki insan zarar görmüş olur. Hem de karşımızdakine eğer yalan söyleyerek karşımızdaki kişiyi etkilemeyi, ikna etmeye çalışırsak karşımızdaki kişinin güvenini sarsmış oluruz. İkna ederken karşımızdaki kişinin dikkatinin bize doğru yönlendirmeliyiz. Daha doğrusu dikkatini kazanmalıyız. Karşımızdaki kişiye öyle bir dil kullanmalıyız ki söylediklerimizin ile karşımızdakini inandıralım. İkna etmede inandırma gücümüzün çok kuvvetli olması gerekir. Örneğin; Pazarlama satış elemanları kapı kapı dolaşıp Firmalarındaki ürünlerin tanıtımlarını yaparken o konuya hakim olmaları gerekir. Karşıdaki müşterinin dikkatlerini kendi ürünleri üzerinde yoğunlaştırmalıdırlar. Daha sonra da ürünlerini iyi olduğuna dair karşıdaki müşteriyi ikna etmelidirler. Eğer böyle olursa ürünlerini müşteriye hem tanıtmış olur hem de ürünlerini satmış olur. Karşımızdaki kişinin dikkatini kısa cümleler ilede çekebiliriz.

İkna etmede karşıdaki kişinin anlamasını sağlamalıyız. Söylediğimiz bilgileri arada tekrarlayıp bilginin hatırlanmasını sağlamalıyız.



İkna Etmenin Beş Adımı

Mesajımızı ikna edeceğimiz kişinin ilgi alanına ve yakınlaşmalarına uyarlamalıyız ki dikkatini çekebilelim.
Canlı bir dil ve somut örnekler daha iyi anlamayı sağlar.
İkna çoşku ve kanıtların ürünüdür.
Aralıklarla tekrar, hatırlamayı sağlar.
Eylemi sağlamak için talepte bulunmalıyız.
Kişinin dikkatini kazanmalıyız.
Karşı tarafın bizi anlamasını sağlamalıyız.
İnandırma yoluna giderek güven kazanmalıyız.

BAŞARININ YAPI TAŞLARI







TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIĞI

GÖREBİLMEK

O IŞIĞI ARAMAKLA BAŞLAR



ETKİLEME’NİN ÖNEMİ

Etkileme diğer insanların yapmalarını istediğiniz şeyi yapmasını sağlamaktır.
Kullanılan etkileme stilinin somut duruma ve karşınızdaki kişilerin, toplulukların özelliklerine uygun bir stil kullanılmalıdır. Bir başka kişiyi etkilemekte bazı geçerli genel ilkeler vardır. Bunlar;

Kendinizi karşıdaki kişinin yerine koyun ve karşınızdaki insanın nasıl etkileyebileceğinizi düşünün. Kişinin düşüncelerini ve hissettikleri neler? Onların niyetlerini bu şekilde kendi içinizde yargılayacak karşınızdaki kişiyi daha rahat etkileyebilirsiniz.
Karşınızdaki kişi ile ortak amaçlara ve karşılıklı anlayışa geçebilirsiniz.
Etkilemede diğer bir yolda, beden dilini kullanmaktır. Sözel olmayan mesajlarınızı,jestlerinizi,beden dilinde,el,kol hareketlerinizle ve ses kullanarak başarabilirsiniz. Bu tür mesajlarınızı iyi bir beden dili kullanarak “ben güvenilir biriyim” anlamını verebilirsiz.
Ne elde etmek istediğimizi ve bunun nedenini baştan dile getirmeliyiz.
Talep ettiğimiz şey konusunda rahat olmalıyız.
Açık ve dürüst olmalıyız.
Aynı zamanda öteki kişinin ihtiyaç, istek ve duygularına açık olmalıyız.
ETKİLEMEDE DİNLEMENİN ÖNEMİ

Gerektiği gibi dinlemek hiç de kolay değildir. Karşınızdakini özenle ve dalmadan dinlemek büyük bir yoğunlaşma gücü ve dayanıklılık gerektirir.
Herhangi birini herhangi bir konuda ikna etmeyi nasıl başarabilirsiniz Örneğin: İki satış elemanı ele alalım. Siz, elemanın sadece malı satmak amacıyla devamlı malın özelliklerinden bahsedip, sizin istek ve şikayetlinizi dinlemeyip, sizi sıkıntıya sokan bir eleman mı tercih edersiniz yoksa sizi büyük bir sabırla dinleyen ve sizi anlayan, sonunda problemlerinize bir sonuç getiren yada getirmek için çaba gösteren bir elemandan mı, mal alırsınız ?
Tabi ki sizi dinleyen ve ilgilenen bir elemandan mal alırdınız.
Ne var ki gerektiği gibi dinlemek hiç de kolay bir şey değildir. Karşınızdaki kişiyi başka bir şeyle ilgilenmeden dinleyebilmek çok büyük bir çaba sonucu olur. Dinlemenin değişik düzeyleri vardır;

1. Düzey : Yüzeysel dinlemek
Sadece karşımızdaki insanın söylediklerinin hangi konuda olduğuna dikkat ederiz ve son olarak söylediği cümleleri tekrarlayabiliriz. Konuşan kişi karşısındaki kişinin onu dinlemediğini hissedince, kendi söylediklerine olan güven ve ilgisini kaybeder. Bir malın reklamında ise karşımızdakileri yüzeysel dinlemekten vazgeçirmek için görselliği ön plana çıkarabiliriz.

2. Düzey : Enformasyon Almak İçin Dinlemek
Karşımızdaki kişinin söylediği şeylere eşlik eden his ve duyguların farkında değilizdir. Bu durumda karşımızdaki kişinin konuşmadaki yardım taleplerinin farkına varmamız mümkün olmaz ve sonuçta nedenlerden çok belirtileri gidermekle uğraşırız.

3. Düzey : His ve Duygular İçin Dinlenmek
Burada sözlerin ardına saklananların daha çok farkında oluruz. Sözel olmayan mesajlar üzerinde çok fazla araştırma yaparız. Değişik insanlar, değişik şeylerden hoşlanır. Birine cazip gelen bir giyim, diğerine cazip gelmeyebilir. Bu nedenle insanların duygu ve hislerine önem vererek hangi eşya, takı giyim tarzına daha uygun ve yakışır, diye düşünerek hareket edilir.
Karşımızdaki kişiyi ve somut durumu biraz olsun sezebilmeliyiz ve buna uygun bir stil, tarz uygulamamız gerekir. Başarılı olabilmek seçeceğimiz taktikler:
Ahlaki ve sosyal açıdan kabul edilebilir olmalı,
Meşru bir talep için kullanılmalı
Konumuz ve etkilemeye çalıştığımız kişilerle olan ilişkimiz bakımından uygun olmalı
Beceriyle uygulanmalı
Kişinin değeriyle uyum içinde olmalıdır.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Reklamcilik
« Posted on: Nisan 19, 2024, 08:27:42 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Reklamcilik e-book, Reklamcilik programı, Reklamcilik oyunları, Reklamcilik e-kitap, Reklamcilik download, Reklamcilik hikayeleri, Reklamcilik resimleri, Reklamcilik haberleri, Reklamcilik yükle, Reklamcilik videosu, Reklamcilik şarkı sözleri, Reklamcilik msn, Reklamcilik hileleri, Reklamcilik scripti, Reklamcilik filmi, Reklamcilik ödevleri, Reklamcilik yemek tarifleri, Reklamcilik driverları, Reklamcilik smf, Reklamcilik gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular