Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Biz seçimin hiç bir belirsizliğe yol açmasına izin vermedik. Para ve maliye politikalarını bozmadan titizlikle seçimleri gerçekleştirdik. Türkiye'de demokrasinin standartlarının çıtasının ne kadar yükseldiğini tüm dünyaya ıspatladık.

Avrupa'da hükümetler krize karşı tedbir alamadıkları için zorlanıyorlar. Güçlü bir liderlik yapamadıkları için krizin tahribatının yükselmesine zemin hazırlıyorlar. Türkiye olarak biz bu konuda örnek olduk büyük bir performans gösterdik.

Çin'den sonra en hızlı büyüyen ülke olduk. 3 dönemlik milli gelirimiz 589 milyar dolar olarak gerçekleşti. Küresel kriz öncesi rakamları yakaladık ve hatta bu rakamları aşıp 1 trilyon dolar milli gelire yaklaştık.

İşsizlikte de gelişmeler yaşadık. %8,8 gibi düşük bir seviyeye geriledik. 2011 yılı ihracat rakamlarını açıkladık. 2010 yılına göre %18 artarak 134,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yani 135 milyar dolar.

İhracatta da kriz öncesi rakamları aştığımız gibi yeni bir rekora imza attık. Bu konuda da başarımıza destek sağlayan herkese milletim adına kabinem hükümetim adına şükranlarımı sunuyorum.

Yoğun müzakerelerin ardından 2012 yılı bütçemiz TBMM'de kabul edildi. Tüm dünyada sosyal harcamalarda özellikle kısıntıya gidilirken maaşlar dondurulurken yoksullara yapılan harcamalar azaltılırken biz 2012 bütçesiyle hepsini arttırdık.

2012 bütçesiyle reel sektörü desteklemeye devam ediyoruz. Bölgesel kalkınma projelerine hız veriyoeruz. Yerel projelere kaynak ayırıyoruz. 2012 2015 eylem planımızla bunları bir takvime bağlıyoruz.

Önceki 9 bütçemizde olduğu gibi 2012 bütçemizde de esnafımızı gözetiyor kaynaklarımızı ayırıyoruz. Maaşlarımızı dondurmayı aklımızın ucundan bile geçirmiyoruz.

Asgari ücrette 2012 için bütçede %3'lük bir artış ön gördük. Ama bunda da sınırları zorladık %5,6 ve %6 gibi bir artış düşündük. Yani %11'lik bir artık olarak belirledik.

Biz görevi aldığımızda asgari ücret 184 liraydı. 9 yıl boyunca asgari ücreti ezdirmediğimiz gibi reel olarak %73'lük bir artışı da gerçekleştirmiş olduk.

Lisans lisansüstü olmak üzere öğrencilere müjdemiz var. Yüksek öğrenim öğrencilerine önceden 45 lira ücret ödeniyordu. Biz bu miktarı arttırdık. 2011 yılında 240 liraya kadar yükselttik. Kredi yurtlar kurumunda kalan öğrenciler içinse yiyecek yardımı yaptık.

2012 yılında öğrencilerimize ödenen burs ve kredi miktarını arttırıyor 1 ocak itibariyle 260 liraya çıkarıyoruz.

2002 yılına göre kredi ve burs miktarlarında artış oranı %478. Öğrencilerimize her ay ödenen beslenme yardımı 150 liraydı 180 liraya yükselttik. Kredi yurtlar kurumunda kalan öğrencilere 180 lira da beslenme yardımı ödeyeceğiz. Master öğrencilerine 480 lira ödüyorduk bunu da 520 liraya çıakrıyoruz. Doktora öğrencilerine 720 lira alıyordu 780 liraya çıakrıyoruz. Bu artışların hayırlı olmasını dilyiorum.

Kredi yurtlar kurumumuz biz göreve gelmeden önce sadece 450 bin öğrenciye kredi veriyordu. Bugün 2012 yılı itibariyle biz belli sayıda bir öğrenciye değil isteyen her öğrenciye kredi veya burs veriyoruz.

450 bin öğrenciden şimdi 1 milyon 173 bin öğrenciye kredi veya burs veriyoruz. Bu da %160'lık bir artış demektir. Bu arada kredi yurtlar kurumunun yatak kapasitesi 188 bin iken 2012 sonu itibariyle bu kapasiteyi 310 bin sayısına ulaştırmış olacağız.

Yaptığımız rehabilitasyon geçmişte koğuş sistemi varken artık doktora öğrencileri için bir yataklı odalar. Dİğer öğrencilerimiz için 3 yataklı odalar. Banyolu odalar. Ranza sistemi artık yok.

2012 ile birlikte bunun yanında tarım sektröünü yakından ilgilendiren bir kanun yürürlüğe giriyor. Artık tüketicinin tarım ürünlerine ulaşmasını sağlyıoruz.

Yine enerji alanında çok önemli anlaşmalara imza attık. Azeri doğalgazını Türkyie üzerinden taşıyacak anlaşmayı imzaladık. Proje tamamlandığında yılda yaklaşıkl 16 milyar metreküpü avrupaya naklolacak. Bunun 6 milyar metreküpü bizde kalacak.

Rusya ile de bir anlaşma imzaladık ki bu anlaşma da ülkemiz lehine bir anlaşmadır.

2011 yılı bölgemizde ve dünyada önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Tunus Libya ki buralarda üçüncü tur seçimler oluyor. Bugün üçüncü turla birlikte işin artık parlamento boyutu belirlenmiş olacak. Gösteriler bütün ortadoğuya yayıldı. Bölgede değişim arzusu artık çok güçlü şekilde dile getiriliyor.

Suriye'de başlayan olaylar malesef 2012'ye sarkmış durumda. Suriye'de altı bine yakın insan hayatını kaybetmiş durumda. Türkiye olarak biz gereken uyarıyı yaptık. Geçiş sürecinin tamamlanması halk iradesinin ve halk idaresinin bu ülkelere egemen olması için desteğimiz devam ediyor.

Tabi birilerinin dediği gibi Türkiye bu ülkelerin içişlerine neden karışıyor? Biz onların içişlerine karışmıyoruz. yaklaşımımızı ortaya koyuyoruz.

910 kilometre sınırımız olan Suriye'yle ilgili olarak sessiz kalmamız mümkün değil. Bugüne kadar sesimiz çıktı bundan sonra da gerekeni yapacağız. Önceki gün Gazze şeridindeki Cumhurbaşkanı Haniyi ile bir görüşmemiz oldu. Mahmud Abbas ile de görüşmelerimiz olmuştu.

Filistin'deki bölünmüşlüğün sona ermesi adına büyük bir ittifak gerçekleştirdiler. Biz de bunu destekliyoruz.

2012'ye sarkan bir diğer husus ta Irak'ta yaşanıyor. Amerikan askerlerinin çekilmesinin ardından etnik mezhep çatışmaları ortaya çıkmıştır.

Tüm islam dünyasının en büyük kaygısı bu çatışmalardır. Askerlerin çekilmesi ardından daha samimi olarak birbirine sarılması gerekirken insanların çatışması üzücüdür.

Irak'lı kardeşlerimizi tüm tarafları sağduyuya davet ediyorum. Nasıl Saddam döneminde yanlarında olduysak. Uzlaşma için çaba gösterdiysek bugünde kardeş kanı akmaması için çatışma yaşanmaması için uyarılarımızı yapıyoruz.

Türkiye'nin kimsenin içişlerine karışma gibi bir derdi yok ama kardeşlerimizin ölmesine karşı bir tepkimiz var. Irak'lı kardeşlerimiz bilsin ki islam düünyasının gözü onların üzerindedir.

Kardeşlerini hayal kırıklığına uğratanları bu ümmet asla affetmeyecektir.

Çatışmaya çekilmek istenen tüm kesimleri ilahi kitabın mesajlarına kulak vermeye davet ediyorum.

2011 yılının son aylarında milletçe hepimizin yüreğini burkan hadiselere şahit olduk. 23 ekim ve 9 kasımda yaşanan depremlerde 643 vatandaşımızı kaybettik. Milletimize yakınlarına başsağlığı temenni ediyorum. Depremzedelerden 33 bin 463 kişi kamu tesislerinde barındırılıyor. Çadır kentlerde yaşayan vatandaşlarımız ise konteynerlere yerleştirilmeye çalışılıyor.

Van'da son hızla konut projeleri ihaleler devam ediyor. Bu ayın sonuna kadar inşallah çadırkent diye birşey kalmayacak. KOnteynerları her yere götürmüş olacağız.

Hükümet Van'a duyarsız mı diye spekülasyonlar yapılıyor. Ben artık elimde lambayla birilerini arıyorum. 2011 bütçesinden kalan ödeneklerin tamamını 2 milyar lirayı Van için depremzede kardeşlerimiz için seferber ettim.

Bakanlarım çalışmalarını sürdürürken muhalefetin yargıları da sürüyor. Arkadaşlarımız sürekli bölgede gidiyorlar geliyorlar ve onlar da arasıra bazı bazı uğruyorlar. Bİzim hassasiyetimiz farklıdır. Biz candanız onlar ise yandan. Aradaki fark bu.

Biz bu işi bu şekilde sıkı tutuyoruz. Kalıcı konutlarda da hedefimiz ağustos sonu gibi konutları yetiştirmek. İklim şartları itibariyle Van sıkıntılı bir ilimiz buna rağmen müteahhit firmalar çalışmalarına devam ediyor.

Şırnak'ta bir olay daha yaşandı. Bölgeye yapılan bir hava harekatı neticesinde sonradan kaçakçı oldukları anlaşılan 35 vatandaşımız hayatlarını kaybetti. Herkese bu konudaki hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Medyaya da teşekkür ediyorum.

teşekkürler.'nın attığı bu adımları sürekli olarak halka karşı göstermek devlet halkını bombalıyor gibi göstermek bunların hepsi devletin milletiyle arasındaki bütünlüğü parçalama gayretidir. Onlarında arkasında ne tür emellerin amellerin olduğunu biliyoruz. Bunlar aynısını bizim içinde yapıyorlar.

Doğrularına inanan bir hükümet olarak millietimizin geleceğini devlet millet ikileminde devleti değil milleti öne çıkaran bir iktidar olduğumuz için anlaşmamız mümkün değildir.

Bu ülkede 780 bin kilometre karelik vatan topraklarını ilmik ilmik işleyen tek iktidar biz olduk. Bunu devam ettireceğiz. Anamuhalefet şöyle der böyle der bu bizi ilgilendirmiyor.

"AK Parti iktidarı hep cumhuriyet tarihini eleştiryor" diyorlar. Biz bir sürecin takvimini ortaya koyuyoruz. İlk defa bu iktidar bu ülkede bir dönüşüm değişim gerçekleştiriyor. Siz tek partili dönemde ne yaptığınızı gösterin zaten çok partili dönemde de kenarlara köşelere yamandınız.

Mühürle nasıl ekmek dağıtıldığını gaz kuyruklarını gösterdik. Un şeker nasıl mühürle dağıtıldı bunları gösterdik. Bunlar CHP'nin iktidar döneminde oldu. Bu acıları yaşattınız. AK Parti döneminde artık bunlar söz konusu değil ve olmayacak.

Tabi bu hadisenin ardından cenazeler üzerinden derhal istismar fitne çalışmaları yapanları gördük.

Kimki Uludere'de 35 kürt öldürüldü diyerek meseleyi etnik zemine taşıyorsa o hertürlü milli manevi değeri insani ve vicdani değeri ayaklarının altına almış demektir. Biz böyle bakmıyoruz. Biz Uludere'de 35 insan hayatını kaybetmiştir diye bakıyoruz. Onlar etnik zemini kurcalamak suretiyle ülkemizi bölmenin gayretinde oldukları için cenazeleri bile etnik kökenlerle tasnif edenler insanlıktan nasibini alamayanlardır.

Siyasi görüşünü bilemem ama orada hayatını kaybedenlerden birinin kadın kollarımızda başkanlık yapan bir bayan. Bu da var ama bunun istismarını gördünüz mü? Yapmıyoruz çünkü. Irkçılık ve faşizm küstahça kibirle böbürlenen şeytanın açtıoğı bir yoldur. Cenazeleri bile türk kürt diye ayıranlar iblisin yolunda yürüyenlerdir.

Kendi milletvekilleri izlediniz görüntüleri. Kameralar önünde kahkaha atacak kadar da insafsızlar vicdansızlar. Bunların koruculara nasıl baktıklarını çok iyi biliyoruz. Kardeşlerimizi nasıl hedef yaptıklarını tehdit ettikelrini biliyoruz. O cenazelerin üzerine parti bayrakalrını asmak ikiyüzlülük değil de nedir?


İPİNİZ GEVŞEMEDEN TUVALETE GİDEMEZSİNİZ

Cenaze terörist başının resmini taşıyanlar neye hizmet etmek istiyorlar? Bazı densizler bu ülke bölünmüştür diyor. Yahu sen kimsin? Kimin adına konuşuyorsun? Siz silahlı efendileriniz ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz.