Pervez Müşerref

Pakistan'ın bir dönemine damgasını vuran Pervez Müşerref, 1961'de Pakistan Askeri Akademisi'ne girdi. İngiltere Kraliyet Savunma Bilimleri Koleji'nden mezun olduktan sonra Pakistan ordusunda subay olarak görev aldı.

Daha sonraki yıllarda Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliği'nde görev yaptı ve ileri derece Türkçe öğrendi. Koyu bir Beşiktaş taraftarı olarak tanındı ve sık sık siyah-beyazlı takımın maçlarını izlemeye gitti.

Ülkesinde Genelkurmay Başkanı oldu. Bu görevdeyken 1999'da Başbakan Navaz Şerif'i askeri darbe ile devirdi ve iktidarı ele geçirdi. Navaz Şerif ile birlikte eski başbakan Benazir Butto yurt dışına kaçtılar.

ABD ile sıkı işbirliği geliştiren Müşerref, 2001 yılında kendini devlet başkanı ilan etti. ABD'nin Afganistan harekatına açık destek verdi.

Sık sık Türkiye'yi ziyaret eden Müşerref için 2007 yılı kötü başladı. Müşerref'i diktatörlükle suçlayan muhaliflerin homurtusu, 2007 martında Başsavcı Iftakar Muhammed (Chaudhry) Şalduri'nin görevden alınmak istenmesiyle alanlara yayıldı. Bu sırada çıkan olaylarda 39 kişi hayatını kaybetti ve Yüksek Mahkeme, Müşerref'in kararının yasadışı olduğunu duyurdu.

Çalkantılar bununla da bitmedi. 2007 Temmuz ayında İslamabad'da Kırmızı (Lal Mescid) Camii'de ordu ile köktenci gruplar ve öğrenciler arasında çıkan çatışmada 80'den fazla kişi hayatını kaybetti.

Yüksek Mahkeme ile Müşerref arasındaki çatışma, 2007 Ağustos ayında mahkemenin eski başbakan Navaz Şerif'in sürgün olduğu Suudi Arabistan'dan geri dönebileceğini açıklamasıyla arttı.

Pervez Müşerref de sürgündeki Benazir Butto ile temas kurdu. Butto'nun 8 yıldır sürgünde bulunduğu Dubai'den döneceği, hatta Ulusal Uzlaşma Yasası ile hakkındaki yolsuzluk davalarının kaldırılacağı yönünde söylentiler çıktı.

Navaz Şerif 2007 Eylül ayında Pakistan'a döndü, ancak aynı gün yeniden sürgüne gönderildi.

Müşerref, 6 Ekim 2007'de yeniden devlet başkanı seçildi. Ancak Yüksek Mahkeme, Müşerref'in ordudan istifasını gerçekleştirene dek devlet başkanlığının yasal olmayacağını duyurdu.

Bu arada Benazir Butto, 18 Ekim'de ülkesine döndü, ancak aynı gün bombalı suikastten güçlükle kurtuldu. Butto’ya suikast eyleminde 135 kişi hayatını kaybetti.

Müşerref 3 Kasım'da yeniden olağanüstü hal ilan etti ve anayasayı bir süreliğine askıya aldı. Şalduri de dahil tüm Yüksek Mahkeme savcılarını görevden uzaklaştırdı. Bunun ardından 5 Kasım'da 5000 avukat protesto için yollara döküldü ve Şalduri'nin de yer aldığı 500 protestocu gözaltına alındı.

Yurt içi ve yurt dışı baskılara dayanamayan Müşerref, 2008 Ocak ayında seçimlere gidileceğini açıkladı. Genel seçimler öncesinde eski Senato Başkanı Muhammedyan Sumro başbakanlığında geçici hükümet kurdu.

Bu gelişmeler sonrası Navaz Şerif tekrar Pakistan'a döndü. Şerif ve Benazir Butto, seçime hazırlık için mitiglere başladılar. Müşerref ise genelkurmay başkanlığını bırakarak, devlet başkanı olarak yemin etti.

Müşerref, darbe yaptığı 1999'dan sonra çok sayıda suikast girişiminin de hedefi oldu, her seferinde kurtulmayı başardı.

Benazir Butto ise Müşerref kadar şanslı değildi. 18 Ekim 2007'deki suikast girişiminden kılpayı kurtulan Butto'nun şansı uzun sürmedi. 27 Aralık 2007 tarihinde partisinin Ravalpindi kentinde düzenlediği mitinge katılan Butto, bombalı bir intihar saldırganının hedefi oldu ve hayatını kaybetti.

Pervez Müşerref, kimine göre diktatör, kimine göre de aşırı islamcıların kontrolü altındaki Pakistan'a demokrasiyi getirme heveslisi bir asker. Ancak Pakistan tarihinde Pervez Müşerref dönemi, kanlı büyük iç olaylarla hatırlanacak.