|
|
|
Erkek okurlardan enterasan e-mailler alıyorum. Sadece 1-2 kişiden gelmiş olsa çok da üzerinde durmayabilirimdim. Fakat sayıları fazla olunca konuyu masaya yatırmaya karar verdim. Onlar,Türk kadınının erkeğini mutlu edemediği kanısına varmışlar. Kadına olan şiddetin ve evliliklerin çökmesinin sebebini de kadına yüklemişler. Onlara göre eş, annelerinden sonra bayrağı devralan ev görevlisi herhalde diye düşünüyorum. Sevgili beyler,işte asıl sorunda burada yatıyor zaten.Eşiniz anneniz değildir.Kadının yeri eski zamanlardan bu yana bir hayli değişti.Gelişmiş toplumlarda evlilik,2 bireyin kendilerine ait dünyalarında paralel birliktelik yaratabilme deneyimine dayanıyor.Yani herkesin ayrı bir hayatı var.Fakat bu hayatları bir çatı altında,saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde geçirebildikleri sürece beraber oluyorlar.Nasıl ki çocukken anne ve babanızın sizden ayrı bir hayatı varsa eşinizin de böyle bir hayatı olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.Bir kadın,erkeğin bütün sorumluluğunu almak zorunda değildir.Çünkü artık kadınlarda çalışıyor.Hadi,diyelim ki çalışmıyor;bu yine de onun sizden ayrı bir dünyası ve hayatı olduğu gerçeğini değiştirmez.Artık sosyal hayat denen şey eskisinden çok daha fazla.Kadınlar da arkadaşlarıyla buluşuyor,sosyalleşiyor.Yeri geldiğinde baş başa akşam yemeğine çıkabiliyorlar.Kadının yerinin çok daha farklı olduğu bir dünyada yapıyoruz artık.Bizlerin erkekler karşısında güç kazandığı bir dönemdeyiz.Ve bu gücün,henüz evriminin büyük bir bölümünü tamamlayamamış erkekler tarafından bir tehdit olarak algılanmasına da şaşmamalı. Kadın,doğasından ötürü erkekten farklı olduğundan tabii ki eşini daha fazla düşünüp,daha fazla özen gösterebilir.Fakat bunun tam tersi bir tablo da görülebilir.Kadın,anaç yapıda olduğundan eşinin sağlığından tutun da,kıyafetinin yerine kadar her şeyi bilebilir.Fakat bunu her kadından beklemek doğru olmaz.Bu tutum bir kadın için ancak bir seçim olabiliri.Bir zorunluluk olamaz!Kadının önceliği erkek değil,kendisidir.Çünkü herkesin sorumluluğu önceliği kendisi olmalıdır.Bu bencillik değildir.Aksine,siz iyi olmadan etrafınızdakiler nasıl iyi olsunlar? Bir kadını eve kapatıp,gündelikçi gibi kullanmak,bana siyahilerin kölelik devrinden çıkamadıkları dönemleri hatırlatıyor.Şimdi etrafıma baktığımda,artık erkekler de yemek yapıyor.Onlar da bulaşıkları makineye kaldırıyor.Artık ailelerde işbirlikçilik var,yardımlaşma var.Sizin akşam üzerinizden çıkarıp yere fırlattığınız gömleğinizi,telefonunuzu fırlattığınız köşeyi kadın bilmek zorunda mı? Siz eşinizin neyimi nereye attığını biliyor musunuz ? Herkes neden kendi malına sahip çıkamıyor? Bunlar ufak tefek detaylar tabii.Genişleyip duran çember bu. Ben bütün gün çalıştım,sen de evden sorumlu hademesin devirleri kapandı artık.Ne erkekler görüyorum ki çocukları büyütmede eşlerine inanılmaz derecede yardımcı oluyorlar.Elbette ki sizin evliliğiniz,canınız ne isterse öyle yaparsınız.Her evliliğin kendi ayrı dinamikleri vardır.Her ailenin kendine ait örf ve âdetleri vardır.Fakat mutsuzluğunuzu,şiddetinizi,ahlaksızlıklarınızı kadından bilirseniz;çok sığ ve ilkel düşünmüş olursunuz.Ben hep bunu bilir,bunu söylerim.Eşinizi anneniz konumuna getirmeyin.Kadınlar da eşlerini baba konumuna getirmesin.Bu tabloda büyüyememiş,olgunlaşamamış bireyler görüyorum.Kimsenin mutsuzluğu biri yüzünden olmaz.Yapamadığın yerde çekip gitme özgürlüğün vardır.Kadına biraz saygınız olsaydı;düşüncelerine,özgürlüklerine,haklarına bu denli saldırmaz,mutsuzluğunuzu bile bizden bilmezdiniz. HABERTÜRK Zeynep ÇAVUŞOĞLU 13.01.2012 Tarihli yazısı... Yorum sizin arkadaşlar çıkardığım anlam yukarıda yazdığım... Siz ne çıkarıyorsanız paylaşın bakalım nerede yanlış anlamışız...
|