0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Oyuncak Köy  (Okunma Sayısı: 931 Kere Okundu.)
« : Şubat 16, 2010, 11:51:29 ÖS »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220


Saatlerdir güneşin altında yürüyordu. Neredeydi o lanet olası köy. Yer yarılmıştı da içine girmişti sanki. Kasabada ona en fazla bir saatlik yol yürüyerek köye varabileceğini söylemişlerdi. Allah’ın cezası köye hiçbir araç yoktu. Ancak traktör ya da at arabası, o da rastgelirse. O’nu, ‘yanlış yoldayım galiba’, diye düşünürken gördü. Tek katlı, beyaz bir binaydı. Neyse orada biraz olsun yorgunluğunu giderip, bir bardak ayran içebilirdi…

İyice yaklaştığında farkına vardı;.binanın arka tarafından demiryolu geçiyordu.

‘Tuhaf”, diye düşündü. “Buralarda demiryolu hattının olmaması gerek.’

Binanın önüne varmıştı. Burası tren istasyonuydu. Kapının üzerindeki levhada büyük harflerle “Oyuncakköy” yazılıydı.

Birden garip bir ürperti hissetti.Bir türlü bilinçlendiremediği bir korku tüm benliğini sarıyordu yavaş yavaş.

‘Kendine gel be adam’, diye çıkıştı kendi kendine, ‘alt tarafı istasyon binası. Hiç mi görmedin, haydi gir içeri. Çekinecek ne var ki mutlaka içeride birileri vardır.’

Beyaz kapıyı itip, içeriye girdiğinde şaşırdı. Bekleme salonlarının klasik havası yoktu burada. Büyük bir odaydı. Koltuklar, kanepeler, yerde halılar vardı. Bekleyenler arasında her yaştan insanları görebiliyordunuz;. yeni doğmuş bebekler, ölüm sahillerine çıkmaya hazırlanan ihtiyarlar, çiçeği burnunda genç kızlar, buluğa ermiş delikanlılar, orta yaşlı kadın ve çocuklar. Bayağı kalabalıktı içerisi. Salonun dekorunu, içindeki yolculardan sonra farketti. Her taraf oyuncak doluydu. İşin tuhafı herkes bunlarla ilgileniyordu. Birden; ‘hoş geldin delikanlı’, diye bir ses duydu. Başını çevirip baktı. 70 yaşlarında, sakallı bir ihtiyardı konuşan..

“Yorgun görünüyorsun, iliş şuraya.”

‘Sağol’, diyerek oturdu. Başını kaldırdığında, ihtiyarın görmüş geçirmiş bakışlarıyla karşılaştı. “Ben y köyüne gidiyordum.”, dedi. “Galiba yolumu kaybettim. Hem buralarda demiryolu olması tuhaf. Bu istasyona en yakın köy hangisi?”

“Burası oyuncakköy oğlum”, dedi ihtiyar. “Bu yakınlarda köy falan yok.”

‘Nasıl ‘, diye cevap verdi delikanlı şaşkın şaşkın. ‘Hiç köy yok mu buralarda, peki ama Oyuncakköy neresi, Burası o köyün adını alan istasyon değil mi ?’

İhtiyar işaret parmağını, yere doğru dik tutarak salladı.

‘Burası oğlum, burası’, dedi. “Oyuncakköy burası.’

‘Ama, nasıl olur ?’

‘Sen de amma körsün ha, görmüyor musun her taraf oyuncak dolu.’

Ortama yeni yeni alışmaya başlayan yabancışimdi etrafındakileri, ortada olup bitenleri daha net görmeye başlamıştı.

Çoğu oyuncaklarla oynuyordu bu insanların. Bazı oyuncaklar gerçekten de çok ilginçti. Odanın öbür ucunda, ne olduğunu bir türlü anlayamadığı bir oyuncak vardı. Bakır borular, dişliler ve çarklardan ibaret garip bir sistemdi. Pekçok insan onu almak için, birbirleriyle kavga ediyordu. Bir an geliyor, birisinin eline geçiyordu bu acaip nesne, bir süre sonra el değiştiriyor, bunu hep başkaları izliyordu.

Odanın öbür köşesinde bir sehpanın üstünde, küre biçiminde bir kavanoz duruyordu. İçindeki mavi sıvıda dönen fosforlu bir cisim vardı. Hareket ederken, durmadan değişik renklere bürünüyordu. Bu geometrik şekillerle bezenmiş ilginç görüntüyü daha yakından görmek istedi, ancak birkaç kişi tarafından hemen önlendi…

‘Fazla yaklaşma’, dedi bir tanesi.

‘Bu yabancı galiba’, dedi bir diğeri.

‘Yakından görmek istiyorum’, dedi delikanlı, sinirli sinirli, niye bırakmıyorsunuz?

‘Sen aklını oynattın galiba’, dedi birisi.

‘öyle birşey mümkün değil. En çok bu mesafeden yaklaşabilirsin ona.’

‘Peki ama yaklaşırsam ne olur ?’

‘Yaklaşamazsın, hiç tatlı canını üzme. Kimse yaklaşamadı şimdiye kadar.’

‘Delirmiş bunlar. Hepsi delirmiş’, diye düşündü. En iyisi tekrar ihtiyarın yanına gidip oturmak. Sonra da yola devam etmek. Önce, sessiz sessiz oturdular. Herkesin önünde oyuncak vardı. Değişik oyuncaklardı bunlar. Koca koca adamlar, kadınlar bıkıp usanmadan oyuncaklarla oynuyorlardı. Çoğu da bir süre sonra, başkalarının oyuncağı ile ilgileniyor, kalkıp yanlarına gidiyor, birşeyler söylüyordu. Bazen oyuncaklarını değiş tokuş ediyorlar, bazen de biri ya ötekinin elindeki oyuncağı kapıp kaçıyor, yada ona saldırıp, zorla elinden almak istiyordu. İşte o zaman kıyasıya bir dövüş başlıyordu. İşin tuhafı dövüşü kazananın oluyordu oyuncak.

Delikanlı, derin sessizliği bozmak istercesine;

“O kavanozun içindeki mavi sıvı nedir ?”, diye, ihtiyara sordu.

“Onu kimse öğrenemedi, herkes merak ediyor.”

“Peki tren saat kaçta gelir?

“O hiç belli olmaz evlat !”

Artık dinlenmişti. Birşeyler içip yoluna devam etse fena olmazdı.

“Burada içecek birşeyler yok mu acaba ?”

“Yandaki odada”, dedi. “Yiyecek, içecekler orada”

“Bir ayran içip, sonra da kalkıp gideyim”, dedi.

“Bir yere gidemezsin”, dedi, ihtiiyar.

“Nasıl gidemem ?, geldiğim gibi giderim’

“Karşısındaki bilgiççe başını sallayarak;

“Hiç deneme”, dedi.

“Buraya şu kapıdan girmedim mi, aynı kapıdan çıkar giderim.”

“Bırakmazlar”, dedi. “Boşuna uğraşma, nöbetçi kaynıyor etraf, imkansız.”

“Ama, o kapıdan geldim ben buraya.”

“O giriş kapısı”, dedi. “Buraya girerken kullanılır ancak, çıkarken değil.”

“O halde demiryoluna bakan çıkış kapısından giderim ben de.”

“O kapıyı her istediğinde kullanamazsın”, dedi. “Sadece bir kez kullanabirsin.”

“Öyleyse ben de bir kere kullanacağım. Bu mendebur yere de bir daha adım atmam.”

“İstesen de atamazsın zaten”, dei ihtiyar adam, garip bir ses tonuyla.

“Hadi hoşçakalın, ben gidiyorum”

“Olmaz oğlum, olmaz”, dedi ihtiyar. “Çıkartmazlar seni. Hemen mani olurlar.”

Giderek korkutucu olmaya başlayan bu durum karşısında yabancı sordu;

“Peki ama, ne zaman ve nasıl çıkacağım buradan? Ben gitmek istiyorum.”

Yaşlı adam bu sözler karşısında katıla katıla gülmeye başlamıştı. Sonra birden, ürtükücü bir ses tonuyla;

“Bekleyeceksin”, dedi. “Beyaz treni bekleyeceksin, o geldiğinde çıkarsın.”

“İyi güzel beklerim beklemesine, ama ne kadar ? Ne zaman gelir bu tren ?”

“Aaa, işte bak o hiç belli olmaz.

“Allah, Allah ! Burası istasyon değil mi ?”

“Evet, burası da bekleme salonu.”

“Bunlar da tren bekleyen yolcular”, diye tamamladı delikanlı.

“Aferin. bak, düşünce zincirlerin sağlamlaşıyor gitgide. Evet, bunların hepsi tren bekliyorlar.”

“Ne kadar zamandır ? Örneğin sen, ne zamandır buradasın ?”

“72 yıldır bekliyorum”, dedi ihtiyar. Sonra da anlamlı bir bakış fırlattı delikanlıya.

“72 yıl mı ? Aman Tanrım yoksa ben de mi o kadar yıl bekleyeceğim?’…

İhtiyar, yabancının sözünü keserek;

“Orasını bilemeyiz”, dedi. Örneğin dün 17 yaşında bir yolcu, trene bindi, gitti. Benden 55 yıl sonra gelmişti bu istasyona. Sessiz, ağırbaşlı bir delikanlıydı.

“İyi ama trene kimin bineceği nasıl belli oluyor ?”

“Aaa, orası çok kolay. Hiç kafanı yorma. Şu camlı kapıyı görüyor musun, tren gelince, dışardaki nöbetçi kapıdan içeri bir iki adım atıp, sağ elinin işaret parmağını birine uzatır. Bu sessiz mesajı alan, hemen dışarı çıkar, trene binip gider.”

“Demek beklemekten başka çaremiz yok.”

“Öyle”, dedi ihtiyar. “Ama sen çok sabırsızsın. Aklını trene takma, o nasıl olsa gelir.’

“İyi ama burada böyle beklemek…”

“Amma yaptın haa, sen daha geleli 1 saat oldu.”

“Vakit geçmek bilmez burada.”

İhtiyar adam, kahkahayı koyuvermişti.

“Buradaki oyuncaklarla oynaman yıllar alır. Sen bana bakma, ben artık yaşlandım, yoruldum, oynayamıyorum.”

“Birşey daha öğrenmek istiyorum”, dedi delikanlı. “Nereye gider bu tren ?. Hangi kente veya kentlere ?”

“Çok zor sorular soruyorsun, evlat, çok zor sorular bunlar.Trenin nereye gittiğini kimse bilmiyor.”

“Nasıl olur ? Trene binip gidenlerden öğrenmek mümkün olmadı mı ?”

“Trene binenleri bir daha göremedik. Çünkü, bizler dışarıya çıkamıyoruz.”

“Yani hiçbir haber alamadınız, öyle mi ?”

“Evet, ne trenin nereye gittiğini, ne de binenlerin başına gelenleri.”

“Korkunç”, diye mırıldandı genç adam. “Korkunç olduğu kadar da gizemli.”

“Öyle”, diye yanıtladı ihtiyar. “Ama sen de çok düşünüyorsun. Bak, daha gençsin. Haydi al eline şuradan bir oyuncak, başla oynamaya. Ama önce git birşeyler ye.”

Bir şeyler atıştırdıktan sonra, eline geçirdiği bir oyuncakla oynamaya başladı. Kurulan bir trendi bu. Daire biçiminde bir ray üzerinde gidiyordu. Tam o sırada yanına bir genç kız yaklaştı. Elinde bir kitap vardı.

“Ne okuyorsunuz”, diye sordu delikanlı.

“Sefiller”, dedi genç kız.

Göz göze geldiler. Gençliğin o fren ve yasak tanımayan dinamizminin baş döndürücü temposuna ayak uyduruverdiler. Bir saat geçmemişti ki senli benli olmuşlardı. Delikanlı kızın manyetik alanına yakalanmış, dünyayı unutmuştu. O kadar ki, gelen treni bile farketmedi. Ancak kapıdaki gürültüyü duyduğunda, kendine gelerek, kız arkadaşına sordu :

“Ne oluyor, ne bu gürültüler ?”

“Tren geldi”, dedi genç kız, fısıltıyla.

“Tren mi ?”

Kızın yüzü kül gibi olmuştu…

“Evet” dedi “Beyaz tren”… Sesi giderek, daha da boğuk çıkmaya başlamıştı.

Delikanlı birden tuhaf bir önseziyle, çıkış kapısına doğru bakışlarını çevirdi; camlı kapı açıktı, tam önünde biri duruyordu; zayıf, uzun boylu, bembeyaz yüzlü biri. İşaret parmağıyla kendisini gösteriyordu…


Harun Mutluay
Oyuncak Köy

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Oyuncak Köy
« Posted on: Nisan 20, 2024, 12:47:42 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Oyuncak Köy e-book, Oyuncak Köy programı, Oyuncak Köy oyunları, Oyuncak Köy e-kitap, Oyuncak Köy download, Oyuncak Köy hikayeleri, Oyuncak Köy resimleri, Oyuncak Köy haberleri, Oyuncak Köy yükle, Oyuncak Köy videosu, Oyuncak Köy şarkı sözleri, Oyuncak Köy msn, Oyuncak Köy hileleri, Oyuncak Köy scripti, Oyuncak Köy filmi, Oyuncak Köy ödevleri, Oyuncak Köy yemek tarifleri, Oyuncak Köy driverları, Oyuncak Köy smf, Oyuncak Köy gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular