Nimetin Allah tan uzaklaştırdığı insan sayısıNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti  yaklaştırdığından daha çoktur. İnsanı Allah tan uzaklaştıran nimet ise en büyük musibettir

"Size ulaşan her nimet Allah'tandır"


Allah'ınNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti kulları üzerindeki nimeti sayılamayacak kadar çoktur. Bu nimetlerin en büyüğü de bu nimetlerin şuurunda olma yetisinin insana verilmesidir. Nimetin şuurunda olmayanlarNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti nimetin kıymetini bilmezler ve şükrünü eda edemezler. Bu şuurdan mahrum olanlar için nimetNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti musibettir. Çünkü başı sefa gibi gözükse de sonu cefadır. Başı sefaNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti sonu cefa olan nimet iseNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti nimet değildir. Asıl nimet; başı cefa olsa da sonu sefa olan nimettir. Bu da ölüm ile yok olmayan ahiret nimetidir. Zira ahiret nimeti nimetlerin en hayırlısıdır.


Nimetin asıl sahibi Allah'tır ve insana ulaşan her nimet de Allah'tandır. Herhangi bir nimetin elimize geçinceye kadar geçirmiş olduğu aşamaları göz önünde bulundurduğumuzda kendi çabamızla bir şey yaratamadığımızı ve sadece yaratıcının nimetlerini toplamakla meşgul olduğumuzu anlamakta gecikmeyiz. Allah'ın üzerimizdeki nimetlerinin farkınaNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti yine lütfettiği başka nimetlerin sayesinde vakıf oluruz. Bazı ayetlerde gözNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti kulak ve kalp nimetine vurgu yapılmasının bir hikmeti de bu olsa gerek. Çünkü insan bu uzuvları sayesinde Allah'ın üzerindeki nimetini görebilirNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti duyabilir ve hissedebilir. Nimete karşı sergilenen her olumsuz tutum (küfürNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti nifakNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti şirkNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti zulümNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti vs) nankörlüktür. Nimete karşı sergilenmesi gereken en olgun tavır ise; Allah'ın bu nimetleri bize musahhar kılmaması durumunda bizim buna güç yetiremeyeceğimizi ve bu nimetlerin şükründen aciz olduğumuzu itiraf etmek ve O'na hamd etmektir. Asıl nimetNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti ahiret nimetidir. İmtihan da ya nimet (verilmek) ile olur ya da tehditle (nimetten mahrum kalmakla) olur. Eğer dünyanın nimetlerine aldanırsak sonunda tehdit edildiğimizle baş başa kalırızNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti ama dünyanın tehditlerine aldırmazsakNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti sonunda va'd edildiğimiz nimetle karşılaşırız.


Allah'ınNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti kullarınaNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti isyanlarına neden olabilecek ölçüde değil deNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti şükrünü eda edebilecekleri ve kendilerine yetecek kadar rızık vermesiNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti onların üzerindeki merhametini gösterir. Çünkü nimetin Allah'tan uzaklaştırdığı insan sayısıNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti yaklaştırdığından daha çoktur. İnsanı Allah'tan uzaklaştıran nimet ise en büyük musibettir. İnsanın imtihan gereği bazı şeylerden mahrum olmasıNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti iman edip şükredenlere dönük nimetin artırılması vaadine ters değildir. Çünkü asıl nimet ahiret nimetidir. Ölüm ile yok olan hiçbir nimetin değeri yokturNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti kıymetli nimet insandan gece-gündüz ayrılmayıpNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti ahirette de devam eden nimettir. Zira nimetin değeriNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti sonsuz olmasında ve yok olmak tehlikesinden uzak bulunmasındadır.


Allah kuluna verdiği nimetin eserini üzerinde görmek ister. Buda ancak şükürle olur. Şükür iseNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti Allah'ın nimetlerini O'na karşı günah işlemeye sarf etmemektir. Şükretmenin tersi ise nankörlüktür. Şükür Kur'an'ın üzerinde en çok durduğu hususlardan biridir. Çünkü insan nihayetinde ya şükreden bir kul olarakNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti ya da nankör bir kul olarak Allah'a varır. Yüce Allah kitabında kullarından iman edip şükredenlere azap etmesi için hiçbir sebep olmadığını bildirmiş ve kullarının şükretmesi halinde onlara olan nimetini artıracağını va'd etmiştir. Şeytan ise insanların Rabb'lerine şükreden kullar olarak ulaşmalarına engel olmak içinNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti Allah'ın kullarını ondan alıkoymayı kendisine büyük bir amaç edinmiştir.


Yüce Allah kitabında şükreden kullarının az olduğunu bildirerek şükretmeye teşvik etmiştir. Çünkü şükür nimetin şartı ve artmasının da sebebidir. Kul şükrü kesmediği müddetçe Allah ta nimetini artırmayı kesmez. ŞükürNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti nimetin cinsinden olmalı. Buna göre Yüce Allah'ın insanlar üzerindeki en büyük nimeti olan iman nimetinin şükrüNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti O'na isyan etmemektir. Peygamber nimetinin şükrüNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti Ona iman edipNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti itaat etmek ve onu örnek almaktır. Kitap nimetinin şükrü; onda olanı gizlememekNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti Onu insanlara apaçık beyan etmektir. Hayat nimetinin şükrü; vahyi kılavuz edinerek onu yaşamaktır. Malın şükrü; onu Allah yolunda sarfetmekNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti İki gözün şükrü; Allah'ın üzerimizdeki nimetini görmekNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti görmeyen gözlere göstermektir. Kulakların şükrü; hakkı işitmekNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti dilin şükrü; Allah'ın üzerimizdeki nimetini anlatmakNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti kalbin şükrü; Allah'ı minnet duyguları içinde anmakNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti elin şükrü; Allah için vermekNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti güç ve iktidarın şükrü; onları zulüm aracına dönüştürmemektir.


Kısacası şükür; Allah'ın razı olduğu ve hesabı verilebilir bir hayat yaşamaktır. Yoksa Allah'a isyan üzere bir hayat yaşadıklarıNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti O'na secde etmeye tenezzül etmedikleri halde sadece sofradan kalkarken" elhamdülillah" diyenlerin ya da kendisine "Nasılsın?" diye sorulduğundaNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti "Allah'a bin şükür" diyenlerin şükürleri asla gerçek şükür değildir. Böylesine bir şükür; kabul olunmayan dua gibiNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti Allah'ın katına ulaşmayan amel gibi geçersizdir.


Nimet insana gaflet verirNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti şükür uyandırır. ŞükürNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti nimetin saklama kabıdır. Gelen nimetNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti muhafaza edilmeye muhtaçtır. Şükür; nimeti değilNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti nimet vereni görmektir. Şükür; nimetin kulu değilNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti nimet verenin kulu olmaktır. Şükür; Allah'ın Kapısı'ndan başka kapıyı rızık kapısı olarak görmemektir.


Yüce Allah'ın kulunu kendisine yaklaştıracak ameller işlemeye muvaffak etmesiNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti O'nun kuluna dönük bir başka büyük nimetidir. Şu halde kula düşen amelleriyle övünmek değilNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti o amelleri işlemeye güç yetirebilmesini sağlayan Allah'a minnettar olmaktır. Çünkü eğer Allah'ın yardımı olmasaydıNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti amel etmeye güç yetiremezdi. Şu halde insanNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti övünme makamında değilNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti şükretme makamındadır. Övünmeye hakkı yokNimetin Şükrü ve Şükür Nimeti şükretme sorumluluğu var. Allah'a şükredebildiği için de şükretmelidir insan