0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Nevrit Ve Nevraljiler  (Okunma Sayısı: 967 Kere Okundu.)
« : Aralık 19, 2014, 12:00:19 ÖÖ »

SaviorAngel
*
Üye No : 20558
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 5336
Mesaj Sayısı : 8 562
Karizma = 50939


                                   
Yaralanma gibi belirli bir bölgeyle rh nedenlerden kaynaklanan mono-îvritte, bir ya da birden fazla sinir lifi noktada zedelenmiştir. Enfeksiyon da zehirlenme gibi bütün vücudu et-leyen nedenlere bağlı polinevritlerde ‘ ise birden fazla sinir boydan boya etki­lenir.
MONONEVRİT

Tek bir sinirde nevrit oluşmasına yol açan pek çok etkenden bazıları şunlar­dır:
Sinir gövdesinin bütünüyle ya da kısmen çıkartılmasını gerekti­ren yaralanmalar; çıkıklar; alçı­lar, kemik tümörleri, atarda-marlardaki genişleme ve kol­tuk değneği gibi sinire baskı yapan nedenler; başım bir ko­lunun üzerine koyarak uyuya-kalanlarda Önkolun döner ke­mik sinirinde olduğu gibi belirli bir sinirin sıkışmasına neden olan hareketler; sinirin çevresinde­ki dokuların iltihaplanması; bu do­kulara tahriş edici maddelerin şırınga edilmesi; çok ender görülse de kan ya da lenf yoluyla sinire ulaşan bakterile­rin neden olduğu enfeksiyonlar. So­ğukta kalanlarda da sık sık mononev-ritler görülür; örneğin, yüz sinirinin soğuktan etkilenmesiyle akut olarak başlayan yüz felci (Bell felci) birkaç haftada iyileşir.
Sinir dokusunun ne düzeyde etki­lendiği, sinirin dağıldığı bölgelerin ha­reketliliği (felç ya da hareket kusuru olup olmaması), duyarlılığı (tam duyu yitimi, duyu azalması, ağrı) ve beslen­me durumuyla anlaşılır. Mononevritte lezyonlar etkilenen sinirin dağıldığı alan ile sınırlıdır. Her sinirin duyulandırdığı alanın belli olmasına karşın, sı­nırlar kesin olarak çizilemez.
Vücudun belirli bir bölgesine dağı­lan sinirler arasında bağlantılar (anasto-moz) olabileceği de unutulmamalıdır. Bu bağlantılardan Ötürü duyulanına alanlarının şuurları birbirinin içine gire­bilir. Bu nedenle duyu yitimi olan bir bölgenin sınırları kesin bir biçimde be-lirlenemeyebilir. Ama bir sinirde duyusal işlev kaybı söz konusu olduğunda, bu sinirin dallandırdığı -alanın merke­zinde duyu yitimini belirlemek olanak­lıdır.
Bölgesel ya da tam felç ve güç kay­bı gibi, lezyonun şiddetine bağlı olarak değişen hareket bozuklukları görülebi­lir. Felçler genellikle gevşektir; kas ger­ginliği ve kas kitlesinin yoğunluğu azalmıştır. Pasif hareketler yaptırılan kaslarda daha az direnç görülür. Etkile­nen sinirin dağıldığı alandaki yüzeysel ve derin refleksler azalır ya da kaybo­lur. Sinirin sıkışmasına bağlı olan bazı olgularda yalnızca bu sinirin dağıldığı kaslarda felç ya da güç kaybı görülür. Felçten bir süre sonra, felçli kasın hare­ketlerine zıt hareketleri sağlayan kasla­rın (antagonist kaslar) işlevi ön plana çıkar; örneğin, dirsek siniri (ulnar sinir) felcinde el pençe biçimini alır, dış siya­tik diz siniri felcinde ayak içe döner.
İlk behren duyu bozuklukları sürekli ya da zaman zaman ortaya çıkan ağrılar ve karıncalanmadır. Sürekli ağrılar de­rinde duyulur ve keskin değildir. Zaman zaman ani bir nöbet biçiminde ya da so­ğuk cisimlere dokunmayla ve sinirin çı­kış noktalarının sıkışmasıyla yakıcı ve parçalayıcı ağrılar da ortaya çıkar. Her­hangi bir dış etkene bağlı obuadan ani başlayıp süren yakıcı ağrılar yaralanma­lardan (travma) sonra ortaya çıkar; bun­ların siniri besleyen atardamar ile sinir kılıfını saran sempatik sinir ağının zede­lenmesine bağlı olduğu düşünülür.
Nesnel olarak ” değerlendirilebilen duyu bozuklukları tam duyu yitimi (anestezi), duyu azalması (hipoestezi) ve en sık görülen duyu artışıdır (hiper-estezi). Tam duyu yitiminde genellikle derinin yüzeysel (dokunma, ısı, ağrı) ve derin (basınç algılama) duyu işlevleri­nin tümü eksiktir. Tek bir siniri etkile­yen nevritlerde derideki karmaşık algı mekanizmaları (pozisyon algılama, ci­simlerin biçimini dokunarak algılama ve tanıma) daha az etkilenir; bunun ne­deni, bu mekanizmalarda birden fazla sinirin uyardığı kas, eklem ve kemiğin rol oynamasıdır.
Nevrit, kaslarda doku gerilemesinin (atrofi) yanı sıra deri, kıl, tırnak ve ke­miklerde de beslenme, kanlanma ve sal­gı bozukluklarına neden olabilir. Buna bağlı olarak düz ve parlak bir görünüm alan deride pullanma, incelme ve esnek­lik azalmasma rastlanır; kıllarda dökül­me, terleme bozuklukları, morarma (si-yanoz), soğuma, kırışma, tırnaklarda kıvrılma ve kemiklerde kalsiyum kaybı görülebilir.
POLİNEVRIT
Travma gibi bir nedene bağlı olarak, be­lirli bir bölgede ya da tek bir sinirde ortaya çıkan mononevntlerin aksine, polı-Inevritler bütün vücudu etkileyen neden­lilerden kaynaklanarak birden fazla sinir-ide oluşur. Vücudun yahnzca sağ ya da [sol yarısındaki sinirlerde görülebileceği’ ‘ gibi bakışımlı da (simetrik) olabilir. Baş-jlıca nedenleri zehirlenmeler, enfeksiyon­lar ve metabolizma bozukluklarıdır.
Alkol, kurşun, arsenik, cıva, kükürt I ve kömür gibi pek çok zehirli maddenin i yol açtığı polinevritler genellikle çalış­ma sırasında bu maddelerle karşılaşan­larda meslek hastalığı olarak ortaya çı­kar. (
Hemetin, sülfamitler, bizmut, verem tedavisinde kullanılan izoniyazit ve ba­zı antibiyotikler de polinevrite yol aça­bilir.
Polinevrit nedenleri arasında yer alan başlıca enfeksiyonlar ise difteri, cüzam, verem ve tifodur. Hastalığın kaynaklanabileceği ya da bir alerji süre­cine bağlı olabileceği de düşünülür. Alerji sonucunda gelinen polinevritlerde genellikle sinir kökleri etkilenir. Polira-dikülonevrit adı verilen bu tabloda lez-yonlar liflerin omurilik ya da beyinden çıktığı nokta ile omurgadan dışarı çıktı­ğı bölümün arasında görülür; beyin-omurilik sıvısında da değişikler vardır.
Metabolizma bozukluklarına bağlı polinevritlerden en önemlileri vitamin eksiklikleri (Bx vitamini eksikliğine bağlı beriberi hastalığı) ile metabolizma hastalıkları (şeker hastalığı) sonucu olu­şanlardır.
Polinevrit, genellikle birden fazla et­kene bağlı olarak gelişir. Örneğin, izo­niyazit tedavisi gören veremli bir hasta­da alkol zehirlenmesi olursa, bu iki et­ken bir araya gelerek polinevrite neden olabilir. Buna karşılık, polinevritlerrn önemli bir bölümünde (yüzde 20) hasta­lığa yol açan neden ya da nedenler be-lirlenemez.
Özetle polinevrit, enfeksiyon ya da zehirlenmelerde açığa çıkan maddele­rin sinirlerde yerleşmesiyle ortaya çı­kan hastalıklarda görülen özel bir tab­lodur. Temelde yatan hastalığın türü ve şiddeti, kişinin vücut yapısı ile yaşı, üşütme ve yorgunluk gibi vücut diren­cini düşüren durumlar, başta çevrel si­nirler olmak üzere sinir sistemine yer­leşmeye eğilimli zehirli maddeler gibi birçok etken hastalığın gelişiminde rol oynar. Bazı polinevritlerde zehirli mad­delerin belirli dokulara yerleşme eğilimi olmasının belirli bir etkisi vardır. Örneğin, kurşun zehirlenmesinde ön-kol sinirlerinden döner kemik siniri, difteride vagus siniri ve alkole bağlı polinevritte ise siyasit sinirin dizin ar­kasından geçen bölümü daha çok etki­lenir.
BELİRTİLERİ
Hastalığın belirtileri polinevritin nede­ni, yerleşimi, şiddeti ve gidişine bağlı olarak değişir. Hastalığa yol açan mad­denin çevrel sinir sisteminde yerleştiği bölge zehirlenme ve enfeksiyonun de­recesinin yanı sıra bulguların Özellikle­rini de belirler. Bazı polinevrit tipleri akut ya da subakut olarak başlar; ateş ve genel sindirim sistemi belirtileri gö­rülür. Bazı tipler ise sessiz başladıktan sonra yavaş ilerler ve sinir sistemiyle il­gili olmayan belirtilere yol açar. Lezyonlar kimi zaman belirli sinirlerle sı­nırlı kalırken, kimi zaman da tüm kol ve bacak sinirleriyle bazı kafa sinirle­rinde, yukarıya ya da aşağıya doğru hızla yayılabilir.
Yalnızca hareket sinirlerinin etki­lendiği polinevritlerin yanı sıra felç ya da duyu bozukluklarının öne çıktığı farklı türler de bilinir. Bu farklı görü­nümlere karşın, bütün polinevritlerin ortak özellikleri şunlardır:
• Kas gerginliğinin (tonus) azalması ya da refleks yitiminin görüldüğü gevşek felçler;
• felç ve atrofi (doku gerilemesi) he*’ men her zaman kol ve bacakların vü­cuttan uzak uçlarında daha belirgin ve bakışımlıdır;
• duyu kaybı genellikle felçten daha geri plandadır; kollar ile bacakların vü­cuttan uzak uçlarında daha belirgindir;
• karışık polinevritlerde ya da duyu bo­zukluklarına yol açan poiinevritlerde sık sık karıncalanma ve kendiliğinden başlayan ağnlara rastlanır; sinir gövde­sinin sıkışması ağrıyı başlatabilir.
En yaygın rastlanan klinik tabloda vücutta kırıklık, iştahsızlık, çabuk yo­rulma ve zaman zaman yükselen ateş görülür; hasta, bacaklarında ağırlık, ani ve kendiliğinden başlayan bir ağn ile kanncalanmadan yakınır. Birkaç gün içinde gelişen güç kaybı daha sonra fel­ce dönüşür. Felçler hemen her zaman bakışımlıdır; kollar ve bacakların vü­cuttan uzak uçlarından başlayarak vü­cuda doğru yayılır. Erken dönemde ayak ve bacağın dış-ön kaslan etkilenir. Hasta ancak dizini abartılı olarak kaldı­rarak “at yürüyüşü” adı verilen özel bir biçimde yürüyebilir. Kısa süre sonra, felcin öteki bacak kaslarına da yayılma­sıyla hasta ayakta duramaz ve bacakla­rını oynatamaz hale gelir. Gevşeyen ba­cak kaslannda zamanla doku gerilemesi (atrofi) ortaya çıkar.
İlk günlerde reflekslerin şiddeti art­sa da kısa süre sonra zayıflayarak yok olur. Etkilenen kol ya da bacaklarda, gövdeden uzak uçlarda daha belirgin olmak üzere yaygın duyu azalması göz­lenir.
Birkaç gün ya da hafta sonra karın­calanma, ağn ve felç gövdeye ve kolla­ra yayılarak hastalığa özgü yükselen felç tablosuna neden olur. Hastalık en­der olarak bacaklardan önce kollarda başlar; bu durumda öncelikle el kasla­nnda, daha sonra da önkol, kol ve omuz kaslannda felç ve doku gerileme­si görülür.
Duyu bozukluğu olmadan gelişen ağır olgularda felç birkaç saat içinde bütün vücuda yayılabilir; kimi zaman da yalnızca kol ya da bacakların gövde­den uzak uçlarında belirginleşir. Olgu-lann önemli bir bölümünde tek ya da çift taraflı yüz felci görülebilir.
Hastalık bu aşamada duraklayabilir-se de, birkaç hafta sonra yenijden alev­lenerek kafadaki hareket sinirlerine ya­yılıp çiğneme ve yutma kaslannda tek ya da çift taraflı felce neden olabilir. Vagus sinirindeki lezyonlar, solunum bozukluklanna bağlı akciğer kompli-kasyonlanna, hatta soğanilik felci sonu­cunda ölüme neden olabilir.
Birkaç hafta ya da birkaç ay sonra, felcin yanı sura başka bir hastalık geliş­mezse ve soğanilik felci görülmezse, iyileşme dönemi başlar. Ağn giderek azalır, yeniden bazı istemsiz hareketler belirir ve daha sonra sırayla bütün belir­tiler gerileyerek, genellikle kalıcı bir bozukluğa neden olmadan kaybolurlar, iyileşme dönemi aylarca sürebilir. Atro-fiye yol açan felçler sonucunda kirişler­de çekilme ve eklemlerde biçim bozuk-luklan kalabilir.
TEDAVİ
Tedavide nedenlerin ortadan kaldırıl­ması amaçlanır. Zehirlenmeler (kur­şun, arsenik, sulfamitler vb) gibi nede-, nin bilindiği durumlarda, amaca kolay­ca ulaşabilirse de, özellikle ağır metal zehirlenmelerinde etkilenen sinirin iş­levini yeniden kazanması zaman alır. Ağır metal zehirlenmesi tedavisinde ar­senik ve cıva gibi metallerle bir araya gelerek sabit bileşikler oluşturan ve metalleri etkisizleştirip idrarla atılma­larım sağlayan dimerkaprol kullanılır. Ayrıca, zehirlenmelerde uygulanan ge­nel tedavi yöntemleri de oldukça İyi sonuç verir.
Enfeksiyona bağlı gelişen polinev­ritlerde antibiyotiklerle birlikte özgül aşılar da kullanılmalıdır. Etkilenen si­nir liflerini olumsuz etkileyeceği için sülfamitler kullanılmaz. Özgül enfeksi­yon tedavisinin amacı hastalık etkeni­nin salgıladığı toksinlerin sinir liflerini zedelemesini Önlemektir. Bu bakımdan koruyucu tedavi büyük önem taşır. Vi­tamin eksikliğine bağlı polinevritlerde hastaya vitamin verilmesi iyileşme sü­recini hızlandırır. Özellikle alkole ve sülfamit grubu ilaçlara bağlı polinev­ritlerde Bj vitamini verilmelidir. Bu ol­guların yanı sıra şeker hastalığı ve lo­ğusalığa bağlı polinevritlerde de vita­minlerin sinir liflerine zarar veren ze­hirli maddeleri etkisizleştirdiği düşü­nülür.
Şeker hastalığına bağlı polinevrit-te Bj vitamini yararlı olabilir. Verem tedavisinde kullanılan ilaçlar ve sülfa-mitlerden kaynaklanan polinevritlerde erken dönemde koruyucu olarak B6 vitamini verilir. Hastalık etkenini yok etmeyi amaçlayan tedaviye ek olarak ya da böyle bir tedavinin olanaksız ol­duğu her olguda belirtilere yönelik tedavi uygulanabilir. Böylece zehirli maddelerin vücuttan atılması ve sinir­lerin yeniden güçlenmesi sağlanabilir. Ağnlı olgularda ağrı kesiciler ile yük­sek dozlarda B, ve B12 vitaminlerine ek olarak yatak istirahat! önerilir. Ayaktaki doğrultucu kasların felçle­rinde vücut ağırlığının ayakta biçim bozukluğuna yol açmasını önlemek için bacağın korunması gerekir. Fizik tedavi felçlerde yarar sağlayabilir; özellikle kasların yeniden işlev ka­zanması amacıyla masaj ve elektrik tedavisi uygulanır. Elektrik tedavisi dikkatle uygulanmalı, yüksek akımlar yerine orta şiddette akımlar yeğlenmelidir.

Erhan Ali ve kardeşi Ömer Kaan <3
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Nevrit Ve Nevraljiler
« Posted on: Nisan 26, 2024, 11:10:44 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Nevrit Ve Nevraljiler e-book, Nevrit Ve Nevraljiler programı, Nevrit Ve Nevraljiler oyunları, Nevrit Ve Nevraljiler e-kitap, Nevrit Ve Nevraljiler download, Nevrit Ve Nevraljiler hikayeleri, Nevrit Ve Nevraljiler resimleri, Nevrit Ve Nevraljiler haberleri, Nevrit Ve Nevraljiler yükle, Nevrit Ve Nevraljiler videosu, Nevrit Ve Nevraljiler şarkı sözleri, Nevrit Ve Nevraljiler msn, Nevrit Ve Nevraljiler hileleri, Nevrit Ve Nevraljiler scripti, Nevrit Ve Nevraljiler filmi, Nevrit Ve Nevraljiler ödevleri, Nevrit Ve Nevraljiler yemek tarifleri, Nevrit Ve Nevraljiler driverları, Nevrit Ve Nevraljiler smf, Nevrit Ve Nevraljiler gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Optik Nevrit
Göz Sağlığı
Asortik Hatun 0 801 Son Mesaj Ocak 19, 2013, 12:44:36 ÖÖ
Gönderen : Asortik Hatun


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular