0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi  (Okunma Sayısı: 680 Kere Okundu.)
« : Ekim 30, 2012, 07:10:00 ÖS »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


Haftasonları, hava da müsaitse, İstanbul’un pek çok sahil semtinde veya ormanlık bölgelerinde adım atacak yer kalmaz.
Hafta boyunca metrobüslerde, otobüs ve trenlerde en yakın mesafeler için bile saatler yitirerek tıklım tıkış seyahat edenler nefes almak ister doğal olarak. Fakat bundan daha elzem olanı çocukların ‘nefesi’dir galiba. Ana rahminden çıktıktan sonra, kapalı ortamlarda, havasız apartman dairelerinde, ışık girmeyen yatak odalarında büyümeye çalışırken enerji fazlalıklarını kanalize edebilecekleri bir çayır çimene veya toprağa değmeye hasret kalıyorlar. Çalışmak durumunda olan annelerse hareketli çocuklarını zaptetmek için hiç değilse bir günlüğüne toprağa ve yeşilliğe onları salarak huzur bulmaya çalışıyorlar. Bu bahsettiğim çocuklar daha ziyade ergenlik öncesi. Çünkü ergenliğe eriştiklerinde çevrenin genel etiğine ve estetiğine çoktan boyun eğmiş oluyorlar. Ve enerjilerini toprağa dökmekten vazgeçiyorlar. Artık pek çoğunun elinde elektronik cihazlar; toplumdan kopuk, içe dönük, kilolu ve söz dinlemez bir halde; yetişkinliğe ermeyi bekliyorlar. Hormonlu yiyeceklerin, kimyasal gıdaların müptelası olup çıkıyorlar; elektronik ortamda ömür tüketmekten hayatın dört asli unsuru olan hava, su, toprak ve ateşten de iyice uzaklaşarak.
Eskiler vücutlarıyla yaşardı. Odun toplamak, evini barkını inşa etmek, tamir ve onarım yapmak, yol açmak, bahçe işi yapmak gibi. Büyük şehirlerde apartman kültürü yerini toplu konut ve sitelere bırakmaya başlayalı beri, artık otomatik çamaşır makinelerinde dahi yıkanması gerekmeyen çamaşırlar, ‘akıllı’ rezidanslarda bir görevliye teslim ediliyor gönül ferahlığıyla. Değişim ve dönüşüm de katmanlı oluyor elbette. Mesela bir yandan ‘kentsel dönüşüm’ adı altında yeni bir trend yaşıyoruz büyük şehirlerde. Böyle bir dönüşüme sahiden ihtiyaç var, zira dünün yerleşim kültürünü hayatın bugününe ait çözümlerle yeniden oluşturmak gerekiyor. İstediğimiz kadar vahşi kapitalizmi, modernizmi, konformizmi, tüketim kültürünü filan suçlayalım, eskinin kasabaları artık büyük şehirlerin ilçeleri haline geldi çoktan. Doğa tahribatına kızarken, bilgisayarımızı, cep telefonumuzu, uçak seyahatlerimizi, alışveriş merkezlerini, kat otoparklarını, kombimizi, arabamızı eksik edemiyoruz hayatımızdan. Bu yüzden yeşil alanların çevremizden hızla eksilişine, şebeke sularının daha fazla klorlanışına, frigorifik TIR’larla gelen serada yetişmiş sebze meyvelere razı oluyoruz.
Sorunlardan bir diğeri de, kentsel dönüşüm adına kendilerine danışılmadan harekete geçen ‘yetkili’lerin, insanlara sormadan onları evlerinden barklarından tahliye ediliş biçimleriyle ilgili. Yenileme, onarma, restorasyon, dönüşüm elbette gerekli ve önemli. Fakat restorasyonların dev rant imkânlarına dönüşmesi bir yana, niteliksiz elemanların kültüre, geleneğe olan yabancılıkları ve acemilikleri yüzünden tarihi dokulara verilen zarardan daha fazlası insanlara veriliyor maalesef.
Gerek hukuki boyutları, gerek ahlaki boyutları göz ardı edilen kentsel dönüşüm yöntemleri yüzünden kitleler rızaları olmadan evlerinden uzaklaştırılmak durumunda kalıyorlar. Sulukule, Tarlabaşı, Fatih, Esenler derken... Kamulaştırma adabında da sorunlar çıkıyor. Barınmak gibi insani bir ihtiyacın bir hak olduğunu unutuyoruz. İyi niyetle başlanılan projelerde dahi hak hukuk ihlalleri yaşanabiliyor. Rant kavgası can ve mal güvenliğini de yok sayarak büyüyor giderek.
Sözgelimi Sulukule projesinde inşa edilen 640 konutun sadece 20 veya 40 kadarı eski hak sahiplerine aitmiş. Tarlabaşı projesinde ise 278 binadaki 541 tapunun yarısından fazlası el değiştirmiş, kalmakta direnenlerin 120 kadarı ise belediye ile mahkemelikmiş. Elbette projelerden memnun olan, lüks apartmanlarda yaşamaya can atanlar da var. Ve elbette tüm projeler için hukuksuzluk söz konusu değil tümüyle. Ama bizi ilgilendiren daha ‘içrek’ bir durum:
Nereye gidiyoruz bunca konutla? Gökyüzünü delme heveslisi, yeryüzüne yayılıp çakılma iddialısı bunca ‘akıllı bina’ ile insani değerlerimizin ne kadarını koruyabiliyor, diriltebiliyoruz? Yaşadığımız zamana sövmek ve eskiyi yüceltmek bir çözüm sunmuyor hiçbirimize. Zamanın ruhu, yeni yerleşim alışkanlıkları da getiriyor değişen konut özellikleri gibi. Fakat bunların insanlığa olumsuz katkılarını da konuşmak, dertleşmek zorundayız. Bazı belediyelerin iddia ettiği gibi kentsel dönüşümlerin rant değil insan odaklı olduğunu kabulleniyorsak, bir doğal hukuk kuralı olarak ‘yaşama hakkı’ üzerinden her birimizin söz söyleme sorumluluğu var. Akdeniz, Ege ve Güney Marmara sahillerini baştan aşağı betonlaştıran ‘ikinci ev’ hevesi yıllar içerisinde öyle bir talana dönüştü ki, ‘yeşil alan’lar ‘boş arazi’ olarak algılandı. Boş arazi demek, üzerine yazlık site yapılacak rant kapısı demek oldu. Fakat hevesler tükendi ve artık boş kalan evler satılamıyor, fiyatlar düşüyor, insanlar kalabalık şehirlerinden çıkıp sıkış tıkış yazlıklarına tıkılmaktan hoşlanmıyor eskisi gibi.
Kuşadası Ticaret Odası’nın raporuna göre 2011’de sadece Ege ve Akdeniz’de 3,5 milyon yazlık ev olduğu tesbit edilmiş. Anadolu’nun çeşitli yörelerinde sık sık tanık olduğum bir manzara daha vardır. Geleneksel evler ve sokaklar artık sadece turistik amaç için kullanılırken, yerli halk kendini büyükşehir belediyelerinin yeni semtlerine, betonarme konutlarına atıyor. Tarlalar satılıp beyaz eşya dükkânları açılıyor. Bomboş yollarda turistler için ‘disko’lu tesisler inşa ediliyor. Kimsenin pek uğramadığı. Beton, asfalt, akıllı bina. Bu konforla tanışanlar ise dünyanın evsizleriyle, göçmen kaçaklarıyla, tehcire veya mübadeleye uğrayanlarıyla, iç savaştan kaçmak için bir gecede evlerini ahırlarını terk etmek zorunda kalanlarıyla özdeşleşemez oluyorlar. Bencil, kendine dönük ve duyarsız kalıyorlar her şeye. ‘Ateşten ekranlar’ın görüntülerinde kalıyor asıl hayat.
Sabahleyin toprağa bastım, bir ağacın altında nefes aldım. Kuş seslerini duyabildiğim için şükrettim. Ve düşündüm ki, ‘ev’ varsa eğer hâlâ, bizim için bir sükun ve huzur mahalli olmalı. (Allah size evlerinizden bir huzur ve sükun yeri yaptı... Kur’an; 16,80) Mahremiyetimizi yaşayabildiğimiz, fıtratımıza uygun, dayanışmayı, komşuculuğu, paylaşmayı sürdürdüğümüz, hayvanlarıyla, bitkileriyle ‘bir’ olabildiğimiz o yere ait hissedebiliriz ancak kendimizi. İnsanlığın bu son metrekareyi de yitirmemesi için, hangi bedelleri ödemekte olduğumuzu iyi tesbit etmemiz gerekli. (İnşallah devam edeceğim.)

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi
« Posted on: Mart 28, 2024, 09:38:09 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi e-book, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi programı, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi oyunları, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi e-kitap, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi download, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi hikayeleri, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi resimleri, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi haberleri, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi yükle, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi videosu, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi şarkı sözleri, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi msn, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi hileleri, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi scripti, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi filmi, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi ödevleri, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi yemek tarifleri, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi driverları, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi smf, Nereye Gidiyoruz Bunca Konutla - Leyla Ipekçi gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Bunca Yüzyildir
Şiir Köşesi
seyyah 0 635 Son Mesaj Ağustos 10, 2008, 02:11:02 ÖÖ
Gönderen : seyyah
Bu Vatan Için Bunca Şehit
Şehitlerimiz İçin Videolar
x[BLack RoSe]x 1 1209 Son Mesaj Temmuz 09, 2009, 11:19:00 ÖS
Gönderen : By.TuRuT
Yıldıray Çınar - Leyla Leyla
Albüm Tanıtım
By.TuRuT 0 1048 Son Mesaj Ocak 09, 2010, 09:12:43 ÖS
Gönderen : By.TuRuT
Dindarlık Algısı Ve Güven Duygusu - Leyla Ipekçi
Güncel Haberler
Asortik Hatun 0 719 Son Mesaj Ekim 30, 2012, 07:08:59 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Şehrim Aşk - Leyla Ipekçi
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
sanane_61 0 626 Son Mesaj Kasım 17, 2014, 11:54:02 ÖS
Gönderen : sanane_61


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular