0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Misafir Sekeri  (Okunma Sayısı: 1123 Kere Okundu.)
« : Şubat 17, 2010, 12:36:05 ÖÖ »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220


Nefti akşamlardan bir akşamdı. Düşüncelerim nefti, yüreğim nefti, geleceğim nefti... Hâlbuki ağız dolusu gülüşün, güneş bakışın yasaklamıştı bize neftiliği. Biliyorum: "Yasak!" sözcüğünü de hiç kullanmamıştın; ama anlamıştık duruşundan, tavırlarından sadece yüreklerimizi karartmanın yasak olduğunu.



Gönül kapın sıcak renklere açıktı. Karaya çalan her şey yasaktı sanki ifade etmemene rağmen. Bugün okula gelsem, yüzüne bakamazdım, biliyorum. "Kasımda açan kasımpatılarım!" derdin bize. Kasımpatı sarıdır, kasımpatı kırmızıdır, kasımpatı mordur.

Mor kasımpatın olmak istemiyordum açıkçası gözünde. Mor renk her daim itici gelmiştir bana. En iyi bu rengi bilirim ben öğretmenim. Bu rengin, bu kadar kötü olduğunu ilk kez, sen gelmeden bir sene önce anlamıştım. Nasıl mı? Bir hayırseverimiz, oldum olası yoksul etiketli öğrencileri giydirecekmiş. Sağ olsunlar beni de götürdüler 38 numara ayağımdaki 34 numara ayakkabıyı değiştirmek için. Süslü püslü, kürklü mürklü teyzeler bizi giydirdiler, kuşattılar. Sonra sıraya geçtik mağazanın en fiyakalı köşesinde. Tam otuz çocuktuk. İçlerinde en çelimsiz, en kara, en kuru bendim. Arkadaşlarım buruşturup attılar beni en geriye. Hanım teyzeler çekip çıkardılar beni en kuytudan en öne. Birisi şefkatle alnımdan öptü. Dudağıyla mührünü bastı kara alnıma. Sonra fotoğrafçı bastı deklanşöre. Tanınmamak için gözlerimi yumdum, ellerimi kapattım yüzüme. Montumuz, kazağımız, ayakkabımız vardı ya gerisi laf-ı güzaf... Mutluydum, mutluyduk. Ta ki ertesi güne kadar. Malûmunuz o zamanlarda da şimdilerde de bu tür hayır işleri birinci sayfalık gazetelerde. Tabii bir bedel karşılığında. Ertesi gün sınıf arkadaşlarım gazetelerde beni görüp de işaret parmaklarıyla beni işaret ettiklerinde, kendilerini Himalayalar gibi hissedip hissettirdiklerinde anladım morun ihanetini ya da ebedi dostum olduğunu.

Ceketin de emanet gibiydi...

Nice sonra sen geldin. Tam unuttum derken ihanetin adı ebedi kardeşim, hain, dipsiz kuyu, kalleş rengi olmadı, olmadı, yine olmadı. Aylardan kasımdı ve ayazdı sabah. Hem de ne ayaz. Pazardı günlerden ve sayım vardı. Bacasından nefeslerimizin tüttüğü kondumuzun zili çaldı. Açtım. Hani piyangodan, sayısaldan insanlar büyük ikramiye kazanırlar ya, kucak dolusu para... Ben katılsam bu şans oyunlarına kısmetime tüm geleceğimi ipotek altına alacak yüklü bir borç senedi çıkar herhalde. Herhalde de değil, buna eminim. Aylardan nefti kasım, günlerden küflü pazar. Çalan zil de paslıydı. Hıçkırığa tutulmuş bir kanarya sesi. Sayım memuru olmalıydı. Dedim ya tesadüfün bu kadarı diye... Bizi sayacak senmişsin. Bugüne kadar hayatta bir tek sen saymıştın zaten beni. Şimdi ailemi de sayacaksın. Keşke, keşke sen saymasaydın bizi! Gıcırtılı kapının ardında seni birden karşımda görünce ebedi dostum, yine yalnız bırakmadı beni. Üşümüştün. Tir tir titriyordun ve burnun kızılcık gibiydi. "İçeri almayacak mısın?" dedin. "Alamam!" diyemezdim. Aldım. Odun, kömür yoktu. Yerler beton üstü muşambaydı. Ve benim sırtımdan boşanan terler bir kat daha buza çalıyordu kondumuzu. Gülüşün, sıcaklığın, aydınlık bakışın kondumuzu ısıttı diyemeyeceğim; çünkü gerçekçiyim ben. Evin reisi hanesine fındık gugarı elli anamı yazdın ya işte o zaman ilk defa ısındık. Hem de hep beraber. Hep beraber, koro halinde yayıldı kahkahamız nefes tüten bacadan tüm sokağa. Biliyor musun annem de ilk defa "say"ıldı o gün. Devlet ciddiye aldı annemi, ona değer verdi. O günden beri, düşük omuzları daha bir dik.

Derslerde sayıları öğrendik. Ana dilimizi, dağları, ovaları, denizleri ama en önemlisi sevmeyi, sevilmeyi, saygı duymayı, adam olmayı öğrendik. Unuttum Ağrı Dağı'nın yüksekliğini, pi'nin hangi sayıya tekabül ettiğini... Etteki, sütteki kaloriyi, portakaldaki vitamini...

Hani bir keresinde beni tahtaya kaldırıp da bana bir problem sormuştun. Hiç unutmuyorum şöyleydi: "Annem 20 lira verdi. Bakkaldan 4 ekmek aldım. Geriye kaç liram kaldı?" Çarptım, çıkardım. "4 liram kaldı öğretmenim." dedim size. Heyecanla kalkıp yerinizden, uçarcasına yanıma geldiniz. Alnımdan öpüp: "Aferin yavrum, ekmeğin fiyatını biliyorsun. Sen okur, adam olursun!" demiştin. İşte o gün anlamıştım aslında çoktandır adam olduğumu. Ekmek 150 kuruşken de biliyordum fiyatını. Nasıl bilmem?.. Yine bir gün sormuştunuz bana: "Yavrum ellerin niye kara?" diye... Çok uğraşırdım, benim ellerim de arkadaşlarımın elleri gibi süt beyaz olsun diye. Olmazdı, çıkmazdı. Hatta pıtırlı briketlere sürterdim ellerimi, çıksın karalıklar diye. Ama o karalar sayesinde eve her gün bir ekmek götürebiliyordum. Okul çıkışlarındaki en sadık dostum boya sandığı ve kara boyalar öğretiyordu bana ekmeğin kaç lira olduğunu ve de enflasyonun ne olduğunu öğretmenim.

Trabzon'dan gelmiştin. Daha ilk gün bizim gibi olduğunu anlamıştım. Bizden olduğunu daha doğrusu... Ayakkabıların toz içindeydi ve sanırım ayağını da sıkıyordu. Bunu en iyi ben bilirim öğretmenim, ben hissederim. Ceketin de sanki emanet gibiydi. "Ne insanlar gördüm üstünde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok." der Mevlânâ. İğreti ceket, tozlu ayakkabı... Olsun ne önemi var sanki bunların? Ödünç ceketin içinde adam vardı, bunu biliyordum. Altın sarısı kasımpatı gülüşün, parmak izin kadar eşsizdi. Çok zaman sonra öğrendim anacığının bir tek ineğinizin sütüyle seni okutup muallim yapabildiğini, kursağından geçen en lüks kahvaltılığın kuymak olduğunu. Benim anam da peynir, zeytin olmadığında, gerçi ikisi bir arada hiçbir zaman bulunmadı ya, mısır ununa su katıp doyururdu karnımızı. Bizim kuymağımızın tek eksiği sizinkinden, tuzlu peynir yoktu içinde..
Misafir Sekeri

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Misafir Sekeri
« Posted on: Nisan 25, 2024, 12:45:21 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Misafir Sekeri e-book, Misafir Sekeri programı, Misafir Sekeri oyunları, Misafir Sekeri e-kitap, Misafir Sekeri download, Misafir Sekeri hikayeleri, Misafir Sekeri resimleri, Misafir Sekeri haberleri, Misafir Sekeri yükle, Misafir Sekeri videosu, Misafir Sekeri şarkı sözleri, Misafir Sekeri msn, Misafir Sekeri hileleri, Misafir Sekeri scripti, Misafir Sekeri filmi, Misafir Sekeri ödevleri, Misafir Sekeri yemek tarifleri, Misafir Sekeri driverları, Misafir Sekeri smf, Misafir Sekeri gsm
Yanıtla #1
« : Nisan 30, 2010, 06:39:51 ÖS »

Anqel*
*
Üye No : 21465
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 5208
Mesaj Sayısı : 17 796
Karizma = 50130


Teşekkür ettim paylaşım için.. Güzelmiş Gülmek :)

WebCanavari
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular