0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri  (Okunma Sayısı: 1462 Kere Okundu.)
« : Nisan 24, 2008, 08:30:35 ÖS »
Avatar Yok

[MasaL]
*
Üye No : 193
Yaş : 33
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2126
Mesaj Sayısı : 5 892
Karizma = 42


Mersin-Mut’ta ermeni izleri

KİLİKYA BÖLGESİNDEKİ ERMENİLERİN KÖKENİ
Anadolu’ya ilk Türk boylarının gelmeye başladığı tarihlerde ve 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu’da siyasi birlikler ve devlet olarak Türklerin var olmaya başladığı devirlerde, Roma ve Bizans yönetimi altında, Anadolu’nun değişik bölgelerinde çeşitli yoğunluklarda Ermeni toplulukları yaşamaktaydı.

Ermeni tarihçiler Ermenilerin kökenini Urartulara kadar gittiğini iddia ederler. Ancak tarih boyunca sürekli ve istikrarlı bir yönetim biçimi oluşturamayan, başka bir deyişle hiçbir zaman bir devlet kuramamış olan Ermenilerin çok sağlıklı yazılı bir tarihleri yoktur.

“Ermenilerin, aynı ırktan, aynı dinden ve aynı dili konuşan, belirli bir süre belirli bir bölgede topluca yaşamış, o bölgede cereyan eden olaylara karışmış veya olayları yaratmış bir topluluk oldukları kabul edilmekte ve bu sebeple bir tarihlerinin olduğu ifade edilmektedir.

Tarihçilerin bildirdiğine göre Ermeniler Roma ve Bizans yönetimi altında çoğu zaman baskı altında yaşamakta kimi zaman da tehcire (zoraki göç ettirilmeye) maruz kalmaktaydılar. Bu nedenle Türklerin gelişini çoğu yerde bir kurtuluş olarak görmüşler. Hâttâ Anadolu’nun fethinde Türklere yardımcı olmuşlardır.

“Türkler ile Ermeniler arasındaki ilişkilerin uzun bir geçmişi vardır. III. ve IV. yüzyıllarda Hunlar ve bazı küçük Türk boylarının Ermeniler ile ilişki içerisinde bulundukları ve bu ilişkilerin Selçuklular döneminde yoğunlaşarak kökleştiği bilinmektedir. Bir iddiaya göre Hun’lar Hıristiyanlığı Ermenilerden öğrenmişlerdir.

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethinden sonra Bursa’daki dinî lider Başpiskopos Hovagim, 1461 yılında yeni başkent İstanbul’a getirilmiş ve bir ferman ile Samatya’daki Sulu Manastır’da Ermeni Patrikhanesi kurulmuş, böylece Ermenilere hürriyet sağlayan idarî ve dinî imtiyazlar verilmiştir. Anılan tarihten sonra Ermeniler, “Millet Sistemi” içerisinde, “Gregoryen Milleti” olarak örgütlenmişlerdi.

Mezhep yönünden birlik gösterememeleri sebebi ile, millî harslarını koruyamamış, Türkleşmiş, hatta dil olarak bile Türkçe’yi benimsemiş bir topluluk olan Ermeniler, 19. yüzyıl başlarında “Millet-i Sâdıka” adı ile adlandırılıyorlardı.

KİLİKYA BÖLGESİNDE ERMENİLER

1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’ya giren Selçuklu komutanlarından Süleyman Şah lO77′de Anadolu Selçuklu Devletini kurdu. Bundan sonra, Kilikya’ya girerek 1082 yılında Tarsus’u ele geçirdi. Ancak, buradaki Türk egemenliği kısa süreli oldu. Zira, Selçuklu Türkleri ile baş edemeyen Bizans yönetimi, papalığın desteğini istedi. 1096′da Franklar’ın başını çektiği I. Haçlı seferi sayesinde yörede çeşitli Haçlı kontlukları kuruldu.

Öte yandan 11. yüzyıl başlarında Ortodoks Bizans yönetiminin Doğu Anadolu’daki Ermeni krallıklarının ve kiliselerinin üzerindeki baskıları sonucu, buradan göçe zorlanan Ermeniler, Kilikya bölgesine yerleşmişlerdi.

Ermeniler, Kilikya bölgesinde daha evvel yaşayan Türkmenlerin, Haçlı seferleri nedeniyle buradan Orta Anadolu’ya çekilmeleri, ardından, bölgeye gelmişlerdi. (Kılıç Arslan’ın ölümünden sonra, Aleksius Comnenos’un, Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz sahillerinden Türkleri kovmasından sonra) Kilikya’nın kuzeyinde dağlık bölgelerinde, Toroslar’da, yaşamakta idiler.

Kilikya’ya bu son Ermeni göçü, burada ayrı bir Ermeni kilisesinin kurulmasına da yol açmıştır

Daha önceki devirlerde küçük topluluklar halinde bölgede varlıklarını sürdürdükleri bilinen Ermeniler, bu tarihten sonra gittikçe çoğalarak Kilikya Ermeni prensliğinin temellerini atarlar.

1080 yılında Toros dağlarında ve kısmen Akdeniz sahillerinde kurulan Kilikya Ermeni prensliği, yüz yıldan daha fazla süre burada varlığını devam ettirmiştir. Bu süre içersinde kimi zaman Bizanslılarla, kimi zaman Türklerle ya da başka millet ve kavimlerle savaşmasına rağmen, batıdan doğuya Antalya’dan Maraş’a kadar uzanan bölgede, kuzey sınırı da Kapadokya bölgesine uzanacak şekilde oldukça geniş bir alanda varlığını sürdürmüştür.

Ermeni prensleri, Kilikya’da giderek güçlü bir konuma geldiler. Orta Çağ tarihçisi W.Heyd: "Kilikya’nın kuzeyindeki dağlara yerleşmiş olan Ermeniler, buradan aşağıya, sahile inmeyi ve buranın eski sahipleri olan Rumları göç ettirmeyi başardılar. Bu bölgenin sahil kısımlarına yerleşmekte gecikmediler. Bunların başları arasında bulunan Roupen (Ruben) Hanedanından yetenekli bir asker ve politikacı olan II.Leon, Kilikya Ermeni Krallığının (1187-1219) kurucusu oldu.” Şeklinde açıklamaktadır.

Kilikya Ermeni prensi Leon’un İstanbul’da bir karışıklık sırasında öldürülmesinden sonra onun oğlu Thoros 2 kaçıp Kilikya’ya geldi. Prensliğin başına geçti. (1145). Burada haçlılarla birleşip Selçuklular ve Bizans’a karşı faaliyetlere başladı.1164 yılında 2. Toros’un kardeşi Stephen Bizanslılar tarafından tuzağa düşürülerek Hamus kalesinde diri diri haşlandı.

1168 yılında Toros öldü.Kardeşi Mleh Müslüman grupları işgal ettikleri topraklardan çıkararak kral naibi oldu.

1174 yılında Mleh’in Müslüman topluluklarla kurduğu ilişkiler onun popülaritesini yitirmesine sebep oldu. Bunun üzerine Ermeni baronlar ve Kilikya Ermenilerinin önde gelenleri ayaklandılar ve Mleh’i 1175 yılında öldürdüler. 1175 ve 1186 yılları arasında 3.Reuben Kilikya Ermeni prensliğini idare etti. 1186-1219 yılları arasında prenslik yapan 2. Leon ya da Lion (bazı kaynaklarda Levon) (Aslan demektir) döneminde 3. Haçlı seferleri başladı. Leon Haçlı orduları komutanı ve Alman imparatoru olan Frederic Barbarossa’ya ileri gelen komutanlarını ve elçilerini gönderdi ve kendisini Kilikya geçidinde dağlarda karşıladı. Fakat Frederic Barbarossa Mut’un güneyinde Göksu ırmağını geçtiği sırada attan düşerek ırmakta boğuldu.

Kilikya’da bulunan bu Ermenilerin Katoliklere bağlı olmaları ve Türklerle iyi ilişkiler içinde olmaları diğer Gregoryen Ermenilerini memnun etmemiş ve bu memnuniyetsizlik prensliğin 1375 yılında Memlükların eline geçmesinde önemli bir rol oynamıştır..

Ermeni tarihçilerin Ermeni Krallıkları olarak niteledikleri Ermeni Beylikleri aslında her zaman bir hâmi-devlete bağlı “vassal” lar olarak yaşamışlar, yabancı devletler arasında tampon bölgeler oluşturmuşlardır. Ermeni Beylikleri ya da Prensliklerinin bir çoğu da bölgeye hakim olan yabancı devletlerce kurdurulmuş, Ermenileri kendi saflarına çekmek ya da bir diğer güce karşı kullanmak isteyen hakim devletler kendilerine yakın buldukları Ermeni ailelerini bu beylik ya da prensliklerin başına getirmişlerdir.

1196 yılında Selçuklu tahtına oturan Süleyman Şah döneminde Kilikya Ermeni prensliği, 1199 yılında Selçuklulara tabi oldu.(Kaynaksmanlı Tarihi)

Ermeniler Mut topraklarında

Mut tarihi üzerine yapılan pek çok araştırmada belirtildiği gibi ilçede, Türkler bölgeye gelmeden evvel Mut ve çevresinde küçük topluluklar halinde zaten Ermeniler yaşamaktaydı.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Kilikya’daki kayda değer Ermeni varlığı Bizans’ın Ermenilere uyguladığı tehcir (zorunlu göç) politikası sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Doğu Anadolu’daki son Ermeni Prensliklerinin Bizans tarafından yıkılması üzerine Kilikya’ya yeni bir Ermeni göçü daha olmuştur ve bu son göç 1080 yılında Kilikya Ermeni Prensliğinin kurulmasına vesile teşkil etmiştir. Ermeni prensi Rubinian (Ruben) tarafından kurulan bu prenslik Anadolu’nun güneyini kuşatan dağ silsilesi üzerindeki bölük pörçük Ermeni topluluklarını bir araya getirmek suretiyle zaman içinde daha da güçlenmiştir..

İki Yüz yıldan fazla bir süre bu yörede varlığını sürdüren, Ermeni toplumu, bölgenin yerel tarih araştırmalarında oldukça fazla önem arz etmektedir.

1080 yılında kurulduğu bildirilen ve 1375 yılında yıkılan,Toros isminde birden fazla sayıda prenslerce yönetilen bu Ermeni prensliğinin ilk kuruluş noktasının Mut ve çevresi olduğu anlaşılmaktadır. Bölgedeki dağlara da prensliğin en önemli yönetici prenslerinden olan Toros adı verilmiş olması Ermeni prensliğinin bölgenin tarih ve kültüründeki önemini yeterince anlatmaktadır.

Alahan da MS. 5 yy dan kalma 3 adet kiliseden oluşmuş manastır kompleksi ve çevredeki kayalara oyulmuş çok sayıda kaya mezarı bulunmaktadır. Kiliseye giden yolun sol tarafında kaya içine oyulmuş mezarlardan bir tanesindeki lâhdin dış yüzünde, bir tabula ansata içinde bir kitabe görülmektedir:

"Burada çok mümtaz Flavius Sev(erinus) ve Flavius Dagalaiphus’un consül’lüğünden sonra, indiktion’un 15. yılının 13. Şubatında, kudsal oruçların ilk haftasının salı günü ölmüş olan hatırası mukaddes kurucu T….. yatıyor"

Anlamına gelen bu mezar yazısı üzerinde Prof. E. Bean tarafından incelemelere göre manastırın kurucusu olduğu sanılan ve adı T ile başlayan kimsenin, 13 Şubat 462 tarihinde öldüğüne göre, manastırı daha önce, 450 tarihlerinde yaptırmış olduğu tahmin edilmektedir. Aynı sırada başka bir mezarın kayadan oyulmuş arcosolium’un dip tarafında boya ile yazılmış diğer kitabede ise:

"Burada indiktion’un 14. yılına rastlayan Gadalaipus’un consül’lüğünün indiktion’un…….. senesine rastlayan…….consüllüğüne kadar bu mevkii işgal eden ve toplam …….. yıl yaşayan büyük ve presbyteros olan Tarasis oğlu Tarasis yatıyor." denilmektedir.

İnsan, sonraki dönemlerde karşımıza çıkan ve dağlara da verilmiş bir isim olan Toros isminin “Tarasis” in değişime uğramış şekli mi acaba? diye sormadan edemiyor.

Mut ve çevresi, Kilikya bölgesindeki Ermeni varlığının ilk başlangıç noktasıdır. Bu bölgeye gelen ilk Ermeni topluluklarının Kilikya’nın kuzeyindeki dağlık bölgeye yerleştikleri bilinmektedir.

İlk Türk boyları gelip Mut öreni dediğimiz yere yerleşmeye başladıklarında bugünkü Mut kalesi Ermenilerin elindeydi. O dönemde Kilikya Ermenilerinin prensi Antioqidas hanedanından Felipe idi.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri
« Posted on: Nisan 26, 2024, 07:10:04 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri e-book, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri programı, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri oyunları, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri e-kitap, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri download, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri hikayeleri, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri resimleri, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri haberleri, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri yükle, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri videosu, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri şarkı sözleri, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri msn, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri hileleri, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri scripti, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri filmi, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri ödevleri, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri yemek tarifleri, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri driverları, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri smf, Mersin-Mut'ta Ermeni İzleri gsm
Yanıtla #1
« : Nisan 24, 2008, 08:33:20 ÖS »

Sahin07
*
Üye No : 3786
Yaş : 38
Nerden : Antalya
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 408
Mesaj Sayısı : 2 252
Karizma = 1453


emeğine sağlık

Ah!Mümkün olsa
savaştan barış
barıştan insan yapardım
acıdan sevinç
sevinçten umut
umuttan dostluk yapardım
kurşun yerine çocuklara
her sabah şiir atardım.
Yanıtla #2
« : Mayıs 01, 2008, 06:51:43 ÖS »
Avatar Yok

[-MuRaT-]
*
Üye No : 2123
Nerden : Hakkari
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 254
Mesaj Sayısı : 1 022
Karizma = 118


Sağol. paylaşım için
Yanıtla #3
« : Mayıs 06, 2008, 08:36:53 ÖS »

Lady32
*
Üye No : 3262
Yaş : 37
Nerden : Isparta
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 134
Mesaj Sayısı : 3 585
Karizma = 54


teşekkürler Paylasim Icin
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular