Meriç Mekik'ten 'ahh Kalbim': Bir ‘mericit Jones’ Hikâyesi

Meriç Mekik'ten 'Ahh Kalbim': Bir ‘Mericit Jones’ hikâyesi

Âşık oldu, Kanada’ya yerleşti. Hamile kaldı. Tam o sırada aldatıldı. Türkiye’ye döndü. Kilo aldı. Bir spor salonuna girdi ve hayatının aşkıyla karşılaştı! Bu, Meriç Mekik’in hikâyesi. Kitabı ‘Ahh Kalbim’ raflarda.

Ahh Kalbim’in ne kadarı gerçek, ne kadarı kurgu?

Bu hikâye için benim hayatımdan esinlenen bir kurgu diyebiliriz. Evlenip boşandım mı? Evet. Tam bu işlerden ümidi kesmişken yeniden körkütük âşık oldum mu? Evet. Âşık olduğum adam çok güzel ve çekik gözlü bir spor hocası mıydı? Evet. Tombul ve sakar mıyım? Binlerce kez evet. Ama bazı şeyleri değiştirdim, bazı şeylerse tamamen hayali.

Size Bridget Jones diyenler de var, yeni Pucca diyenler de...

Birileri öyle diyorsa bu benim için şereftir. Bu kitabı yazarken ismini ‘Mericit Jones’un Günlüğü’ koymuştum, Mericit bana editör arkadaşım Handan’ın taktığı isim. Pucca ise fıstık gibi genç bir kız, ben olsam olsam hormonlu ve orta yaşlı bir Pucca olurum.

Çok fena âşık olup evleniyor ve aldatılıyorsunuz... Nasıl hissettiniz aldatıldığınızı?

Amerika’da master yapıyordum. Kitapta eski koca Türk ama aslında benim eski kocam Kanadalıydı. İnternette tanışıp arkadaş olduk. Türkiye’ye döndükten sonra beni görmeye gelince ilişkimiz başladı. 26 yaşındaydım. Hamile kaldım, çok mutluyuz. Bir gün telefon çaldı. Adamın biri “Kocanız benim karımla beraber” dedi. Biz o vukuat yüzünden ayrılmadık ama. O dönemde evliliğimden vazgeçmeye hazır değildim. “Sadece konuşuyorduk” dedi. Kim âşık bir kadından kolay kandırılabilir ki? Ama içimde bir yerlerde hissettim; “Bu adam bir şeyler karıştırıyor kesin” dedim. Karıştırıyormuş da... Bebek iki aylıkken bir gün bilgisayarını açık unuttu, beni de şeytan dürttü. Baktım; ooo, ne muhabbetler... Bebeği aldım, çıktım.

Ardından yurda döndünüz... Arkadaşlarınız size birçok buluşma ayarladı. Ama ideal erkek yok. Nerede bu adamlar?

Flört işlerine 30 yaşların başında dönmek benim için travmatikti. “Hayatım geçip gidiyor, hemen biriyle tanışıp yeniden hayatımı kurmalıyım” diyordum. Ama o işler öyle kolay değildi.

Pes etmiyorsunuz ve aşk sizi spor salonunda buluyor...

Evet. O sabah bile yatakta ağlıyordum. Sonra evden çıktım, baktım yeni bir spor salonu açılıyor. Hayatım boyunca hiç spor yapmadım ama o an “Bugün o adam için ağladığım son gündü. Bu salona kayıt olacağım ve hayatımı değiştireceğim” dedim. Orada âşık olduğum adamla tanıştım ve gerçekten bir daha eski kocam için hiç ağlamadım.

YAHU BUNLAR BIRAKILIR MI?

Kilolu bir kadın ve ideal ölçülerde bir spor hocası... Fiziksel farklılık aşkın önünde engel olamıyor mu?
Valla ben platonik âşık olarak takılmaktan gayet memnundum. Bir insan âşık olduğu adam sakız çiğniyor diye cebinde 10 değişik çeşit sakızla dolaşır mı? Dolaştım. Ona bakacağım diye koşu bandından yuvarlanır mı? Yuvarlandım. Ama değdi mi? Bence değdi. Adamın eski sevgililerinin bacak boyu benim boyum kadar. “Yahu bunlar bırakılır mı? Boştalarsa bana ayarla” dedim bir gün. O da “Onların hiçbiri bana senin baktığın gibi bakmadı” diye cevap verdi.

Doya doya gülmek isteyenlere Meriç Mekik'ten Ahh Kalbim Şu sıralar okuyacak eğlenceli bir kitap arayışı içindeyseniz, size sakar, komik ve biraz da platonik bir önerimiz var! Meriç Mekik imzalı Ahh Kalbim tam size göre...

"Ahh Kalbim" eşi tarafından aldatıldıktan sonra boşanma travmasını üzerinden atamayan, 4 yaşındaki kızını anne-babasıyla büyüten sakar ve neşeli bir kadının eğlenceli hikayesini konu alıyor.

Bu aslında karanlıktan aydınlığa aşık olarak çıkan boşanmış, tombul ve çocuklu bir kadının hikayesi.

Türk işi Sex and The City

Meriç Mekik, Aylin’in hikâyesini süslü sözlere ihtiyaç duymadan yüreğinden koptuğu gibi anlatırken, kaç kilo çekersek çekelim, kaç yaşında olursak olalım, hepimizin hayatında aşk için hâlâ umut olduğunu hissettiriyor.

Çantasının dibinde bisküvi kırıntılarıyla koyun koyuna yatan ruju, seksapelden fersah fersah uzak ortopedik ayakkabıları, çamaşır suyu lekeli taytları, limiti çaresizce dolan kredi kartı ve her daim şaşkın, sakar tavırlarıyla Aylin’le tanıştığımda, işte, dedim, nihayet derdimden anlayacak bir kadın. Keşke oturup şöyle uzun uzun konuşsak, demlik demlik çay içsek. Keşke Aylin gerçek olsa, gerçekten var olsa, dedim.

Aylin, Meriç Mekik’in ilk romanı Ahh Kalbim’in her an sayfaların arasından çıkıp karşıma geçecek gibi duran başkahramanı olsa da, çay may içemedik tabii. İçemedik ama Ağustos ayının biraz kötü geçen son on beş gününü birlikte atlattık diyebilirim. Ne zaman aklımdan, “Aha, az kaldı. Şimdi çatılara balkonlara çıkıp, ‘Kendimi kesicem ulan’, diye bağıracağım!” diye geçirsem hemen romanın kapağını açtım, birkaç bölüm daha okudum. Bir yanım hadi bu gece bitir romanı dedi, bir yanım aman idareli kullan!

Evli, mutlu ve top gibi hamile Aylin, kocası ilik gibi bir Japon öğrencisine âşık olup, kendisini terk edince kıçına baka baka Türkiye’ye, babaevine dönüyor. Kardeşininkine bitişik genç kızlık odasında, “doksanlı yılların yabancı pop şarkıcılarının posterlerinin asılı olduğu duvarlara bakarak” uyumaya başlıyor.

Sonrası Türk işi Sex and The City! Yani… Annesinin, “Yatağını topla Aylin!”, “Şu müziğin sesini kıs, kafan götürmüyor Aylin!”, “Sucuklu yumurtanı bitir Aylin!”, “Başın iyice dışarlara düştü Aylin!”leri arasında, yakın dostları Şebnem, Defne ve Asu’nun kendisi için ayarladığı üç adayla tanışıp buluşmak ve içlerinden birini seçmeye çalışırken bir dördüncüsüne umutsuzca ve platonik bir şekilde âşık olmak...

Şebnem’in kendisi gibi pahalı ve mükemmel zevklere sahip arkadaşı Tanju, Defne’nin meslektaşı, Murakami delisi editör Doruk ile Asu gibi partilemekten hoşlanan Tolga’dan birini seçmek zorunda. Zorunda çünkü eski kayınvalidesinin bilmemkaçıncı evlilik yıldönümüne davetli ve bu davete yalnız gitmek istemiyor. Daveti neden reddetmediğini ne siz sorun ne ben söyleyeyim!

Ancak Ahh Kalbim’in güzelliği sadece kurgusunda değil. Patronun oğlu kendisini facebook’ta eklediği için hep tetikte duran, manitayla buluşmaya anneanne donuyla giden, eski kocası ve onun sevgilisiyle altlı üstlü yaşamak zorunda kalan, amcam kalp krizi geçirdi bahanesiyle işten kaçıp spor salonu çıkışında patrona yakalanan, lanet yıldönümü partisinde kavalyesinin şu malum Japon sevgiliye akan salyalarını silmek zorunda kalan Aylin’in hikâyesinin, memlekette boşanmış, çocuklu, çalışan ve âşık olmayı arzulayan kadınların acı komik hikâyesini bütün gerçekçiliğiyle aktarıyor olmasında esas güzelliği.

Meriç Mekik, Aylin’in hikâyesini süslü sözlere, düşünülmüş esprilere ihtiyaç duymadan yüreğinden koptuğu gibi anlatırken, kaç kilo çekersek çekelim, kaç yaşında olursak olalım, hepimizin hayatında aşk için hâlâ umut olduğunu hissettiriyor. Gerçek hayatın acılığını ve komikliğini romanın sayfalarına ustalıkla taşımayı başarıyor.

Üstelik sadece Aylin karakterini yaratırken değil, Aylin’in hepimizinki gibi seven de paylayan da annesini, dünyadan haberi olmayan babasını, her biri ayrı âlem üç yakın kadın dostunu, karşısında kendisini sürekli o kalasın ucunda hissettiği patronunu, kimin kime çalıştığı belli olmayan asistanını ve diğer yardımcı rol oyuncularını da kanlı canlı karşımıza çıkarıyor.

Kurgusundaki yaratıcılık, karakterlerin bizden ve gerçekçi oluşu, bir kadının hayatının en zorlu dönemini anlatırken bile güldürmeyi başarmasıyla Ahh Kalbim aşka inanan ya da inanmaya kuvvetle ihtiyaç duyanların bir an önce kapağını açması gereken bir roman. Meriç Mekik de belli ki bizi hep gülümsetecek daha nice sıcak romanın gelecekteki sevilen yazarı!

Aslı Tohumcu-Radikal Kitap

KİTAPTAN GÜLÜMSETEN ALINTILAR

Balıklardan biri sizlere ömürdü. Suyun yüzeyinde öylece haraketsiz yatıyordu. Diğeri ise, öbür balığı öldüren mikrobun

kendisine atlayıvereceğinden korkuyormuş gibi mümkün olduğunca uzakta çılgın bir hızda yüzüyordu.

“Belki diğer balığa âşıktı da üzüntüden delirdi,” diye düşündüm. Balıkların bile aşk acısı çektiği bir dünyada yaşıyorduk.

Dalga göçeceğini bildiğim için bu teorimden anneme bahsetmedim.

Pelincim. Bu balık nefes almıyor.”

“Suni teneffüs yapsan?”

Şimdiye dek pek çok manyakça şey yapmış olabilirim. Kızım için dünyayı yakarım, gözümü kırpmadan canımı veririm. Ama

kendimi canlı ya da ölü bir balığa suni teneffüs yaparken düşünemiyorum. Hehehehe

“Şu kızından biraz örnek al. Bak, kız senden daha metaneli.”

Annem çocuk yetiştirme konusunda çok şey biliyor olabilirdi. Ama her şeyi de bilmiyordu herhalde. Çocuk dediğin belli olmazdı,

içine atar, sonra ergenlikte “Blığıma da bir cenaze yapmadınız,” diye çıkardı karşıma. Yoktu öyle yağma.

Madem bu balık öldü, cenazesi yapılacak, bu iş ergenliğe kalmayacaktı.

Törenle balığı açtığımız çukura koyduk, ayağımla toprağın üstüne birkaç kez bastım. Etraftan

topladığım çakıl taşlarını da Pelin’le mezarın etrafına dizdik. Sonra Pelin bir çiçek kopardı, onu da mezarın üstüne koyduk,

“Aylincim daha fazla oyalanacaksanız Diyanet İşlerini arayayım. bir hoca ayarlasınlar cenaze için” diye bağırdı annem.

“Duasız gömülmesin zavallı.”

“Duştan çıkınca yerleri sildin değil mi kızım? Yerleri ıslak bırakmadın inşallah."

Hay Allahım, beni kuru temizlemeye verin de, siz de kurtulun ben de.

"Kızım sen evliyken Adnan’ın karşısına da böyle çıkmıyordun değil mi?” diye sordu annem gözlerini kısıp maskeli yüzüme bakarken.

Eğer öyleyse evliliğimin yürümemesine şaşmamalıymışım.

“Bir karar ver anne. Geçenlerde yaprak sarması sarmayı bilmediğim için kocamı elimde tutamadığımı söylemiştin.”

Benzer Konular
	Konu Başlığı	Başlatan	Yanıtlar	Görüntü	Son Mesaj
	Portakallı Mekik Bisküvi - Kurabiye	HaYaL	3	1911	Mayıs 23, 2012, 03:15:38 ÖS Gönderen : ecre
	Mekik Böreği Hamur İşleri	FeMoX	8	1968	Mayıs 20, 2014, 08:50:35 ÖS Gönderen : kitapsızyanlızım
	Mekik Şiir Köşesi	Anqel*	0	739	Ekim 05, 2011, 12:07:01 ÖS Gönderen : Anqel*
	Ah Kalbim - Meriç Mekik Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler	BÖRÜLCE	2	2734	Ekim 16, 2015, 06:31:39 ÖS Gönderen : çıtçıt
	Al Sana Aşk - Meriç Mekik Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler	BÖRÜLCE	1	1318	Kasım 27, 2016, 03:59:05 ÖS Gönderen : heraa