Lastiğin ne kadar faydalı birşey olduğunu düşündüm. Aklıma ilk olarak Atatürk’ün ülkemize getirdiği tekerlekleri bir acayip traktör geldi. Bu traktörün lastiği olmadığı için kullanımı oldukça zor olmasıyla birlikte günümüzde her türlü araçta kullanılabilen lastiğin faydaları saymakla bitmiyor.
Şişme lastiği ilk olarak inşaat mühendisi Robert Thomson 10 Aralık 1845′te keşfetti. Lastiğine patent alan Robert Thomson Mechanics’ Magazine dergisine verdiği röportajda icadını tanıttı. Lastik ilk andan itibaren büyük bir ilgi görürken at arabalarının tekerlek seslerine nihayet çözüm bulundu denildi.
Aynı zamanda şişen bu lastikler her türlü araçta kullanılabilirken lastiğin telif haklarını hakları Messers. Whitehurst & Co adlı şirkete satıldı. Bu şirket lastikleri ticari hale getirmeye çalışırken yüksek maliyet ve bir lastiği monte etmek için harcanan 70 civata nedeniyle sıkıntı yaşadı.
Şişme lastikler bu ticari başarısızlığı yüzünden bir süre ortalarda görünmedi. İrlanda’da bir veteriner olarak çalışan John Boyd Dunlop 1887 yılında bu lastikler üzerinde çalışmaya başladı. 1 yıl gibi bir süre boyunca bu lastikleri geliştirmeye çalıştı.
Oğlunun bindiği bisikletin toprak üzerinde ne kadar derin izler bıraktığını farkeden Dunlop bahçe hortumu kullanarak bazı yenilikler yapmaya çalıştı. Aile doktorları John Fagan lastikleri su değilde hava ile doldurmayı denemesini söyledi. Dunlop bu fikri bisiklet lastiklerine uyguladı ve patentini aldı. Belfast’taki bisiklet üreticilerinden biri olan W. Edin & Co ile üretim anlaşması imzaladılar.
Lastiklerin bu ticari başarısı 1899 yılında Dunlop’un ilk fabrikasını kurması için cesaretlendirdi ve Pneumatic Tyre Co.’yu kurdu. Aradan 1 yıl geçtikten sonra bir spor dergisi tarafından Thomson’ın daha önce lastikleri için aldığı patent kamuoyuna duyurulunca Dunlop’un patenti geçersiz duruma düştü. Bu olayın ardından birçok rakip lastik firması ortaya çıktı. İsim değiştiren firma Dunlop Rubber Company adı altında başarılarını sürdürdü