2010'un 3 Romantiği

Şubat ayında vizyona girecek olan 'Romantik Komedi' adlı filmin üç erkek oyuncusu Cemal Hünal Engin Altan Düzyatan ve Gürgen Öz aşka inandıklarını ve günümüzde kadınların erkeklerden çok daha çapkın olabildiğini söylüyor

Birbirinden güzel kızların yakışıklı erkeklerin trendy mekanların son moda kıyafet ve ayakkabıların arz-ı endam ettiği 'Romantik Komedi' filmi 5 Şubat'ta vizyona girecek. Arkadaşlığın ve aşkın hayattaki yerini vurgulayan aşka dair umut dağıtacak olan yapımcılığını Murat Tokat'ın yaptığı 'Romantik Komedi'yi; Ceren Aslan ve Aslı Zengin yazdı Ketche yönetti. Filmin başrollerinde ise Cemal Hünal Engin Altan Düzyatan Gürgen Öz Sedef Avcı Sinem Kobal Burcu Kara ve Begüm Kütük oynadı. Biz de vizyona girmeden önce filmin üç yakışıklı oyuncusu Cemal Hünal Gürgen Öz ve Engin Altan Düzyatan'la biraraya geldik. Mövenpick Hotel İstanbul'da yaptığımız çekimler için balonlarla şampanyalarla onlar için 'romantik' bir ortam yaratmaya çalıştık. Tabii üç yakışıklının aşk romantizm ve kadın-erkek ilişkileriyle ilgili fikirlerini de konuşmayı ihmal etmedik...

BİZ ARADA AKSESUVARIZ
2010'un 3 romantiği Sizce genelde erkekler romantik komedilere neden burun büküyor?
Engin Altan Düzyatan: Çünkü romantik komedilerde aşklardan bahsedilir ve erkekler zaten hayatlarındaki aşklarla yetinirler ekstra aşk görmeye gerek duymazlar. Onun yerine kavga dövüş görmeyi tercih ederler.
Cemal Hünal: Bir de romantik komedilerin temel öğesi erkeklerin şapşallığıdır. Biz erkeklerin oyuncaklarının olduğu filmleri seyretmeyi tercih ederiz. Onun için James Bond falan seyrediyoruz; saati arabası hoşumuza gidiyor.
E.A.D.: Çünkü hepimizin saati arabası var (gülüşmeler).
Gürgen Öz: Belki de erkekler maço bir koşullanmayla biraz da kendi duygusallıklarıyla karşılaşmaktan ürktükleri için romantik filmleri izlemekten kaçınıyorlardır. Ama ben çok da burun kıvırdıklarını düşünmüyorum açıkçası.

2010'un 3 romantiği Sizin 'Romantik Komedi'ye erkekler de rağbet gösterecek mi sizce?
E.A.D.: Kızlar yalnız başlarına gitmezler mutlaka sevgililerini de götüreceklerdir.
C.H.: Ben özellikle her yaşta kadın seyirci için çok cezbedici bir film olacağını düşünüyorum. Kızların sevdikleri kızların başrol oynadıkları kendi hikayelerini anlattıkları bir film. Biz arada aksesuvarız (gülüşmeler). Yani biz kızlara eşlik ettik aslında. Sedef (Avcı) de Sinem (Kobal) de çok iyi performanslar çıkarmışlar gerçekten.

2010'un 3 romantiği 'Erkekler Mars'tan kadınlar Venüs'ten' lafına inanıyor musunuz?
E.A.D.: Bayağı felsefe yaparım size bu konuyla ilgili ama o kadar uzatmayacağım. Her erkeğin içinde biraz kadın her kadının içinde de biraz erkek var aslında. O yüzden çok ayrı dünyaların insanı olduğumuzu düşünmüyorum ama evet zıt kutuplarız ki birbirimizi çekiyoruz.
G.Ö.: Hem çok zıtız hem de bir o kadar benziyoruz bence. O oranı yakaladığımız keşfettiğimiz zaman ilişkilerin dengeleneceğine inanıyorum.

2010'un 3 romantiği Ama bir türlü de keşfedilemiyor...
G.Ö.: Ben buna katılmıyorum.
C.H.: Ben de katılmıyorum. Bence doğanın temel gereği zaten erkeklerin ve dişilerin farklı olması. İnsanlar aleminde de böyle hayvanlar aleminde de... Kadın ve erkek dünyasını gerçekten çözmek isteyenlerin bol bol National Geographic seyretmeleri lazım. Sanırım bütün cevaplar orada saklı.

KADINLAR DA BİZİ ANLAMIYOR
2010'un 3 romantiği Kadınlar hep erkeklerin kendilerini anlamamalarından şikayet eder...
E.A.D.: Kadınlar da bizi anlamıyor.
C.H.: Kadınların hep bir şikayeti var zaten. Biz onları anlasak da şikayet edecek başka bir şey bulurlar.
G.Ö.: Aslında iki taraf birbirini anlayabilir ama kimse zorlamıyor kendini. Önce kendini anlayacaksın ki sonra karşındakini anlayabilesin.
C.H.: Bu daha doğru. Birçok insan kendiyle yüzleşmeli. Kendisini çok iyi tanımıyor ki karşı tarafı anlamaya kalksın.

2010'un 3 romantiği Filmdeki gibi kızlar son dönemde 'doğru dürüst' erkek bulamamaktan şikayetçi. Erkekler için de aynı şey geçerli mi?
E.A.D.: Erkeklerin de benzer şikayetleri vardır herhalde. Ama 'doğru dürüst'ten kasıt nedir burada önemli olan o. Benim doğru dürüstümle Cemal'in doğru dürüstü arasında çok büyük farklar var ya da Gürgen'inkiyle... Aslında Cemal'inkiyle yok ama Gürgen'inkiyle var (gülüşmeler).
C.H.: Evet Gürgen başka şeyler peşinde hayatta (gülüşmeler).
G.Ö.: Evet kesinlikle sizinle çok farklıyız emin olabilirsiniz (gülüşmeler). Benim hayatta ve aşkta aradığım şeyler çok daha zor bulunur şeyler bu kesin. Soruya gelince... Biz erkeklerin çok fazla hatası var doğru ama son dönemde kadınların da erkekleri çokça yaraladığını görüyorum. Kadınlar bazen erkeklerin zaaflarını keşfedip onlara karşı kullanabiliyorlar. Bence her iki taraf için de bu problem; arada kalmışlık meselesiyle alakalı. 'Hâlâ Avrupalı kadar özgür mü bakmalıyız cinselliğe ve kadın erkek ilişkilerine yoksa geleneğe göre mi davranmalıyız' gibi bir çelişki içerisindeyiz bilinçaltımızda.
C.H.: Sen buraya gelmeden önce Haydar Dümen'e mi gittin?
G.Ö.: Haydar Dümen konuşması yapmıyorum ben şu an Cemal'cim...

2010'un 3 romantiği Peki siz romantik misinizdir?
C.H.: Ben fazlasıyla romantiğim. Altan ve Gürgen'den daha romantik olduğumu biliyorum. İnsan içinde yaşadığı bir sürü şeyi kendi güzelleştirip kendi çirkinleştirebiliyor. Benim genel olarak güzelleştirme konusundaki motivasyonum çok güçlü. Bu beni mutlu ediyor. Sevgilimi mutlu etmek beni daha çok mutlu ediyor.
E.A.D.: Hayata gerçekçi bakıyorum ama ilişkide ben de romantik bir adamım. İlişkiyi güzelleştirecek keyiflendirecek ayrıntılar bulmak ve o ayrıntılarla vakit geçirmek romantizmse; evet galiba romantiğim.
G.Ö.: Ben de romantiğimdir kendimce. Ama ben romantizmin her zaman mum ışığında oturmak olduğunu düşünmüyorum. Sevgilimle olmadık bir anda yaşadığım çok garip komik durumlar da çok romantik olabilir.

2010'un 3 romantiği Aşka inanıyor musunuz?
G.Ö.: Ben inanıyorum.
C.H.: Bana sormaktan vazgeçtin görebiliyorum.

AŞK ÖNDE GELİYOR
2010'un 3 romantiği Kız arkadaşınızdan bahsederken inandığınızı fark ettim çünkü...
C.H.: Benim hayatımda her zaman çok önde gelen bir faktör aşk. Hayatımda bir kadın olmadığı zaman da önde geliyordu. Ama bu duyguyu sevdiğiniz insanla yaşayabilmek çok daha baştan çıkarıcı.
E.A.D.: Aşk zaten insanın doğumuyla başlıyor. Bir anne bir baba bir aşk ve biz... Doğumumuz zaten aşkın üzerine kurulu yani. İnsanın aşktan uzak durabilmesi için hayatında aşkla ilgili travmatik bir şey yaşaması lazım. Benim hayatımda öyle travmatik bir durum olmadı. Aşkla yaşıyorken çok daha yaratıcı çok daha keyifli ve rahat bir adam olduğumu hissediyorum. O yüzden aşk benim için çok önemli.
G.Ö.: Ben hem kadın-erkek arasındaki aşka hem de kavram olarak hayatın içindeki aşka inanıyorum.
E.A.D.: Bir de her aşk mutlaka ömür boyu devam edecek sonsuz aşk yaşanacak diye bir şart yok aslında. Tabii sonsuz aşk diye bir şey var ama bunu herkes yakalayabilir mi bilmiyorum.

2010'un 3 romantiği Filmin izleyenlerin aklında kalacak bir sözü var mı?
E.A.D.: Hayata çok umutsuz bakan kadınlara karşılarına aşkın ne zaman çıkacağının belli olmayacağını söyleyen bir film 'Romantik Komedi'. Çünkü aşk insanın karşısına her an çıkabilir.

SADECE BAŞARIDAN HAZ ALIYOR
Filmdeki karakterleriniz nasıl?
E.A.D.: Ben; ünlü her şeyden kadınlardan hayattan sıkılmış erkek arkadaşlarıyla iyi vakit geçiren bir aktörü oynuyorum.
G.Ö.: Benimki şov dünyasında sıkça rastlanan bir karakter. Bu karakteri bu dünyanın içerisinde gözlemlediğim birçok kişiden yola çıkarak yorumladım. Çelişkilerle dolu şovenist çok çapkın kadınlara karşı seksist bir adam.
C.H.: Benimki büyük bir reklam ajansında kreatif direktör. Hayatta tek haz aldığı şey başarı. Kendini hayatından memnun zanneden fırsatçı bir karakter.

ERKEKLER DE KIZLAR KADAR EĞLENECEK
Romantik Komedi' daha çok kadınlara mı sesleniyor?
G.Ö.: Hikayeyi biraz daha kızlar üzerinden anlatıyor diyelim. E.A.D.: Bence erkekler de çok eğlenecekler.
C.H.: Evet ya bence de çok eğlenecekler. Özellikle kızların bölümleri çok eğlenceli. Türkiye'de çok az örneği olan çok iyi çekilmiş çok iyi sunulmuş bir film oldu. Yönetmenimiz Ketche büyük deli adam çok rahat şartlarda çalıştırdı bizi.
E.A.D.: Kesinlikle! Benim de bu projenin içinde yer almamın en başlıca nedenlerinden biri Ketche'dir.