Bu rehber, hayatınızın geri kalanında zihninizi sadece layık olduğu önemli meselelere yormak için bir fırsat olabilir

Ufak tefek öfkelerin altında mutlaka daha büyük bir sıkıntının yatması da gerekmez. Aslında iş hayatı, maddi durum ve ilişkilerden kaynaklanan kaygılar iyi huylu stres olarak adlandırılır ve bu kaygıların gerçek bir anksiyeteye (süreklilik arzeden kaygı, korku, gerilim hali de denebilir) dönüşme ihtimali daha düşüktür. Küçük şeylerden oluşan stres ise zaman içerisinde bunalıma dönüşmeye daha eğilimlidir.

Bu küçük, sinir bozucu ayrıntılarla ilgili 1.500 erkekle bir anket yaptık ve yaşamlarındaki stres kaynaklarını belirledik ve uzmanlara danışarak onlarla başa çıkmanın yollarını sıraladık. Bu ipuçlarını kullanarak, küçük sorunlarınızın üstesinden gelebilirsiniz.

Güvencesizlik

Her ay faturaları ve kirayı ödeyip diğer yandan da belirli bütçeyle ay sonunu getirmeye çalışmak hiç kuşkusuz ki bir stres kaynağıdır. Bu yüzden geçim derdinin anketimizdeki diğer tüm stres faktörlerini geride bırakması hiç de sürpriz olmadı. Ancak şaşırtıcı olan bir şey var: “Aslında bunun kazandığınız paranın miktarıyla hiç bir ilgisi yok.” diyor, Stresli Bir Hayatın Kullanma Kılavuzu adlı kitabın yazarı olan Psikolog Dr. Thomas Miller. “Çoğu parasal stres, maddi durumunuzun geleceğine dair belirsizliklerden kaynaklanır. Aslında bu sıkıntının nedeni de çoğunlukla iş hayatındaki gerçek konumunuzu net olarak belirleyememiş olmanızdır.”

Çözüm: Miller, “İlk göreviniz gerçekleri keşfetmek olmalıdır.” diyor. İş yerinizdeki ‘büyükbaşlar’ her kimse, onlarla konuşup kafanızdaki soruların yanıtlarını isteyin. Patronunuza şirketin gelecek planlarındaki yerinizin ne olduğunu veya kendinizi daha faydalı bir eleman haline getirmek için ne yapmanız gerektiğini sorun. Eğer sorunuz karşısında susmayı yeğlerse ya da herhangi bir şekilde dürüst olmadığını hissederseniz, “Daha açık olabilir misiniz?” ve hatta “O halde işim hakkında endişeli olmalıyım, öyle mi?” sorularını hiç çekinmeden sorarak onu bir yanıt vermeye zorlayın. Durumunuzla ilgili ne kadar çok yanıt alırsanız mesele kafanızda o ölçüde netleşir ve bir sorun karşısında net bilgilere sahip olmak, onu kontrol altına almanın ilk adımıdır.

Saç dökülmesi

Anketimize katılan erkeklerin yarısından fazlası, görünümlerinden ötürü strese giriyor ve çoğu da saç dökülmesinden şikâyetçi… Anketimize bu yanıtı veren erkekler yalnız değil: 2005’te Mayo Clinic Proceedings dergisi, kellikle kendine güven arasındaki ilişkiyi araştıran çok sayıdaki bilimsel incelemeyi derleyerek, topluca gözden geçirdi. Sonuç: “Saçları azaldıkça, çekiciliklerinin de azaldığını düşünen erkekler, gerçekten de strese giriyor.”

Çözüm: “Meseleyi tıbbi bir sorun olarak görün” tavsiyesinde bulunuyor, Missouri Üniversitesi’nden Glenn Good.  Saç ekimi ücretleri ülkemizde ekilen saç kökü başına fiyatlandırılıyor ve işlemin toplam maliyeti kelleşen bölgenin büyüklüğüne göre yaklaşık olarak 4-10 bin TL arasında değişiyor. Ayrıca dökülmeyi durduran çeşitli bitkisel tedavi yöntemleri de var. Tedavilerin maliyetlerini araştırın ve yapacağınız harcamanın elde edeceğiniz sonuca değeceğine ikna olduğunuz anda harekete geçin. Bunun yalnızca tıbbi bir sorun olduğunu gördükçe, bu stres kaynağıyla baş etmeniz kolaylaşacaktır.

Tuttuğunuz takım

Taraftarı olduğu takımın yenilgisi, anketimize katılan her dört erkekten birinin stres seviyesini yükseltiyor. Araştırmalar, erkeklerin takımlarına ya da bir oyuncuya düşkünlükleri ne kadar fazlaysa, duygusal tepkilerinin düşmanlığa dönüşme ihtimalinin de, o ölçüde yükseldiğini gösteriyor. Eğer tutkulu bir taraftarsanız, ekran karşısında saç baş yolmanız, gününüzün mahvolması, arkadaşlarınızın ve ailenizin, yaşadığınız öfkeden nasiplenmemek için sizden kaçması işten değildir. Aynı zamanda bir spor psikoloğu olan Miller, bu duyguyu iyi biliyor, çünkü kendisi de fanatik bir Cincinnati Reds taraftarı.

Çözüm: Tuttuğunuz takımın taraftarlarınca açılan bir forum sitesine üye olun ve öfkenizi buraya kusun. Mississippi Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, yenilgiyle biten bir maçın ardından forumlara ‘öfkeli’ mesajlar yollayan taraftarların daha kolay yatıştığını ortaya koyuyor. “Bloglar ve forumlar, böylesi bir öfkenin toplumsal kabul gördüğü yegâne yerdir.” diye yazıyor araştırmayı yürüten Prof. Brad Schultz. “Kullanılan sözcükler çok kaba olabilir ama yenilenler içinde bulundukları acıyı bu sayede paylaşabilir, üstelik bundan fiziksel bir zarar gören de olmaz.”