0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Kitapların Savaşı  (Okunma Sayısı: 1057 Kere Okundu.)
« : Temmuz 28, 2008, 09:54:57 ÖÖ »
Avatar Yok

By.CeZa
*
Üye No : 293
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 12191
Mesaj Sayısı : 28 687
Karizma = 11179


18 Mart 1915'de Türk ordusu Çanakkale Savaşı'ndan galip çıkmayı başarmıştı. Uzun yıllar sonra, 20 Mart 2003'te ise ABD ordusu demokrasi getirmek gerekçesiyle bir ülkeyi, Irak'ı işgal etti. Peki savaş ve işgaller kitaplara nasıl yansıyor?.

Dedesi Çanakkale gazisi olan, Sabancı Üniversitesi'nde tarih dersleri veren Halil Berktay'ın bir söyleşisinde vurguladığı gibi, Çanakkale Savaşı'na dair Türkçe bilimsel literatür "tam bir felaket". Analitik bir yöntemle savaşı anlatan kitaplar yerine hatıralar ve kahramanlık destanı türünde bilimsellikten uzak çalışmalar kütüphaneleri doldurmuş. Son bir ayda Çanakkale Savaşı üzerine pek çok yeni kitap yayımlandı ve bunlara bakarken savaşı bilimsel ve sanatsal olarak temsil etmekte bir sorun yaşadığımız hemen anlaşılabiliyor.

HOMEROS'UN ESTETİK SAVAŞI
Tarih boyunca savaşlar heyecan verici sanat eserlerine ilham verdi. Bunu görmek için İlyada veya Odysseia gibi antik destanları akla getirmek bile yeter. Kuşatma sahneleri, savaşçıların taktikleri, zırhları, en kanlı savaş anları, zayıflıkları, zaferleri ve ölümleri daha edebiyatın ilk başından itibaren hep bir estetik güzellik kaynağı ve etik bir mesele oldu. Akileus, Agamemnon, Herkül gibi kahramanları kuvvetli ve yıkılmaz birer heykel gibi resmederken Homeros acaba bize kötü bir savaş tarihçisi prototipi de mi sunuyordu? Dikkatli olmamız gereken, hassas konuya böylece gelelim. Savaşın güzelliğinden bahsetmek, savaşı bir estetik cennet ve cümbüş olarak sunmak, etik olarak doğru mudur? Aiskhylos'un Agamemnon'unda savaş kazanmak için kızını kurban eden Agamemnon'un bu kararına şüpheyle yaklaşılır. Çünkü büyük Troya savaşlarından sonra, Atina'da şimdi yeni bir dönem başlayacaktır. Bu dönemin en önemli özelliği de, kan davaları, intikamlar ve savaş döneminden kalma anlayışın ('kana kan') terk edilmesidir. İşte bu tür dönemlerde, savaşı izleyen barış ve 'hukukun üstünlüğü' dönemlerinde geçmiş savaşlar eleştirel biçimde yeniden yazılıyorlar. Ancak bu da, savaşları estetik olarak çekici olaylar biçiminde anlatmanın arkasındaki fikri açıklamıyor.

TOLSTOY VE NAPOLYON
Antik savaşlar epik sanatın ilgi alanına giriyordu; baştan sona bir şehrin kuşatılmasını anlatmak epik yazarı için iyi bir malzemeydi. Zaten epik sanatının teknikleriyle eski savaşlarınki arasında benzerlikler kurmamak da zor. Günümüzdeki gibi uydu fotoğraflarıyla belirlenen noktaların uçaklarla vurulduğu görünmez ve gayri-insani savaşlardan farklı olarak büyük orduların siper savaşlarında hem farklı kültürler uzun süreler boyunca karşı karşıya geliyor hem de uzun süren savaşlar hayatın bir metaforuna dönüşebiliyordu. Lev Tolstoy'un en büyük kitabı Savaş ve Barış, Borodino Savaşı'nda Napoleon'un güçleriyle Rusların savaşmasını epik bir genişlikle anlatır, ama Tolstoy'un estetik dünyası Homeros'unkinden tamamiyle farklıdır. 1812'de gerçekleşen Borodino Savaşı, Napolyon Savaşları'nın bir parçasıdır ve General Mikhail Kutuzov'un önderliğindeki Rus İmparatorluk ordusuyla, Napolyon'un Fransız İmparatorluk ordusu arasında gerçekleşmiştir. 300 bine yakın askerin savaştığı bu savaşın kahramanları, Tolstoy için hem generaller hem savaşçılar hem de savaşı çevreleyen kültürdür. Savaş ve Barış'ın başında her birini farklı maddi koşullar, aşk ilişkileri ve kafa karışıklıkları içinde bulduğumuz Prens Andrey, Pierre Bezukov gibi karakterlerle General Kutuzov ve Napolyon gibi tarihsel kişilikler, Tolstoy'un dünyasında aynı seviyededir. Bunun sonucu da sıradan karakterlerin savaşçı tanrılara benzemesi değil, tam tersine savaşçıların insanileşmesi olur. Napolyon, bütün askeri planları ve politikalarından çok, yürüyüşü, hareketleri, konuşmasındaki ilginçlikler ve kıyafetleriyle bir insana dönüşür. Bir yandan da, zaten sıradan hayatlarıyla tanıdığımız karakterler, bir kısmı Napolyon'dan kaynaklanan siyasi ideallerle değişir, kendilerini bir görüşe adar ve tüm bunlar olurken yaptıkları her hareketi izlediğimiz insanlar olarak da kalırlar. Tolstoy'un mucizesi, bu iki dünyayı büyük bir kitap boyunca birleştirebilmesindeydi.

FÜTÜRİSTLER: HAYDİ SAVAŞA!
Savaşın 20. yüzyıldaki temsilinden bahsederken, İtalyan Fütüristleri düşünmemek olmaz. İtalyan Flippo Tommaso Marinetti'nin 'önderlik' ettiği (sanat 'akımları'nın nasıl askeri vurgularla dolu olduğunu da gözden kaçırmayalım) Fütürist hareket, Le Figaro gazetesinde 1908'de yayımlanan manifestosunda: "Sanat demek şiddet demektir, gaddarlık ve adaletsiz demektir!" diyordu. Sonradan İtalyan diktatör Mussolini'yi ve Avrupa'da yükselen faşizmi destekleyecek olan Marinetti'yi bir kalemde silmek yerine, bu manifestoda söylenenlere dikkatle bakmak gerekiyor. Çünkü fütürist manifestonun ve belki de bütün gelenekleri, tabuları, toplumsal, kültürel ve tarihi uzlaşmaları yıkmaya and içmiş modernist eserlerin de gösterdiği bir şey var: Barış, uzlaşma ve hoşgörü, sanat için en ideal ve istenen ortam değildir, aksine sanat, yıkımdan, felaketlerden, ayaklanmalardan ve hatta katliamlardan hoşlanır. Daha epik kökenlerinden itibaren savaşla iç içe girmiş anlatım sanatları için savaş, bir estetik imkân ve yenilik şansıdır. Eğer sanat; yansıtmak ve tarif etmek kadar yıkıp yeniden inşa etmekse, onun büyük bir kuvvetle varolanı yok eden savaşa ilgisi de anlaşılırdır.

ORWELL'İN İNSANİ SAVAŞI
I. Dünya Savaşı'nı destekleyen, "Her şey yıkılmalı ki yeni şeyler kurabilelim," diyen Marinetti kadar radikal olmayan ve tam da bu nedenle çok insani bir kitap yazan George Orwell, Katalonya'ya Selam (Homage to Catalonia) ismiyle basılan hatıralarında İspanya İç Savaşı'nı bir estetik ve politik labaratuvar gibi kullanır. Komünist orduya ilk kayıt yaptırışından solcuların kontrolündeki şehirlerde hiyerarşik ilişkilerin nasıl kaybolduğu yolundaki gözlemlerine dek, Orwell'in savaş hatıraları hep insaniyet ve sıcaklıkla doludur. Artık insanların birbirlerine "siz" yerine "sen" demeleri, garsonların kesinlikle "efendim" lafını kullanmayışları gibi detaylar, bitlerden korunmak için cephede yaptıkları, kat kat nasıl giyindiği gibi ayrıntılar İç Savaş'ı ne objektif bir olgu gibi soğuk ne de bir hamasi savaş gibi sahte, ama çok gerçek kılar. Bizim de 'kolay hamasetten' çok, bugün bu 'zor insaniyet'e ihtiyacımız var.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Kitapların Savaşı
« Posted on: Nisan 19, 2024, 07:40:00 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Kitapların Savaşı e-book, Kitapların Savaşı programı, Kitapların Savaşı oyunları, Kitapların Savaşı e-kitap, Kitapların Savaşı download, Kitapların Savaşı hikayeleri, Kitapların Savaşı resimleri, Kitapların Savaşı haberleri, Kitapların Savaşı yükle, Kitapların Savaşı videosu, Kitapların Savaşı şarkı sözleri, Kitapların Savaşı msn, Kitapların Savaşı hileleri, Kitapların Savaşı scripti, Kitapların Savaşı filmi, Kitapların Savaşı ödevleri, Kitapların Savaşı yemek tarifleri, Kitapların Savaşı driverları, Kitapların Savaşı smf, Kitapların Savaşı gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Kitapların Geri Dönüşümü
Serbest Kürsü.
-Trinity- 1 1360 Son Mesaj Nisan 03, 2016, 03:23:33 ÖS
Gönderen : S.e.s
Seri Kitapların Sıralaması « 1 2 3 »
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
-minel- 25 8668 Son Mesaj Kasım 05, 2016, 04:38:48 ÖS
Gönderen : DuyguDw


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular