Pabucumun Ajanı kitabını bitirmiş bulunmaktayım.
Kitabı çıkana kadar gece-gündüz merak içerisindeydim. Hatta kitap çıkmadan önce birkaç bölümünü, yazarın sayfasından takip ediyordum. Kitap olmasına çok sevinmiş fakat kitap çıktıktan sonra 2.kitabını da beklemek zorunda kalacağımız için baya kızgındım. Hala da öyleyim. 

Neyse artık, yayınevinden veya yazarın yetiştirememesinden dolayı olabilir. 1.kitabı çok güzeldi ama zaten kitabın 4/3'ü bildiğim bölümlerdi, bu yüzden pek keyif alamadım. 2.kitabında daha çok heyecanlanacağıma ve güleceğime eminim. Onun haricinde kitap hiç okumamış olanlar için şapşahane! 

Kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Komedi tarzında yazan fazla Türk yazarımız yok ama Asude beni gerçekten büyüledi. İşi itibariyle sıra dışı ve tapılası karakterler yaratabiliyor. Bu farkıyla da çoğu yazardan ayrılıyor. 

Kasıntı ve kibirli bir CEO, onu deli edip kendine aşık edecek Deniz Akın! (Üstüner!)
Deniz çoğu yönden tam bir Türk kızı ve hepimizden bir parça var onda. Yine de ondaki cesaret bende yok buna eminim.
Tuna Üstüner, (Kasıntı Diktatör!) tam bir kuralcı ve Deniz'in de tanımladığı gibi Uranüs'ten gelmiş gibi.

Herkesciklere tavsiye ederim. 

8/10 !

bu hafta sonu hiç kitap okuyamadım. okumak çok istiyorum halbuki.shanna aşka adanmış bir gün ve hırçın sevgilim yarımdı. onları bile bitiremedim. sürükleyici akıcı romantik birşey okumak istiyorum o kadar kitaptan seçemedim.

"Kütüphaneci"

Kitabı bitirmiş bulunmaktayım, her zaman ki gibi.

İlk başta şunu söyleyebilirim ki bazı yönlerden Elli Ton serisine benzetebilirsiniz ama tabii Christian Grey kadar depresif değil karakterimiz. Onun da ailesinde bir takım sorunlar ve bağlanma endişesi var. Diğer bir yandan kurgusuyla gerçekten ilginizi çekebilecek, hatta bir solukta okuyup kalkabileceğiniz bir kitap. Ben özenti kitapları sevmem hatta bir anda soğurum ama bu kitap ya anlatımından ya da gerçek bir büyüsü olmasından beni sıkmadı. Okunulabilir, gayet ilgi çekici.

Herkese tavsiye edebilirim. Ben beğendim.

8/10 !

LUCY KEVİN DÜĞÜN HEDİYESİ reklamı fazla yapılan bir kitaptı nette bir çok sayfanın bu kitabı hediye ettiğini görüp duruyordum eh bende okudum ama bana tadımlık  geldi Cidden romantik bir film tadındaydı ve bir kaç saaatte oturup bitirebileceğiniz kadar akıcı ve kısacık sıcacık bir hikaye gibiydi. tabii ben içinde sadece aşk olan kitapları fazla sevmediğim için hepsi kurgu ve konu bakımından aynıymış gibi geliyor  reklamı yapıldığı kadar var mı?yok bence.  okunmasada olur diyebilirim 

"Boleyn Kızı"

Bu seri çok tavsiye edilen ve hala da raflardan inmeyen bir seri. İlk kitabından başlayıp okuyayım dedim. Sorun şu ki daha kitabın çeyreğinde bıktım. Ben bir erkeğin (bir kral bile olsa) bu kadar el üstünde tutulmasından rahatsızım. Hayır feminist değilim, sadece insanım ve aşırılıklar beni acayip sinir ediyor, tansiyonumu yükseltiyor.   

Ortada iki kardeş var ve ikisi de kralın koynuna (üzgünüm, ama olan cidden bu) girmeye çalışıyor. Bence burada kadının nasıl aşağılandığını yeterince okuyabilirsiniz. Bir yanda masum bir kız, daha gencecik yaşında anne oluyor ve kral hazretleri yüzünden çocuklarını göremiyor! Bak, bak, bak keyfe bak! 

Belki kitabı dönemin zihniyetiyle okumak gerek ama okuyamıyorum! Her satırda midem buruluyor, karnıma sancılar giriyor. Hani elimden gelse kralın kellesini koparacağım. Bir erkeğin bu kadar adi olabileceğine inanmazdım, üstelik bu bir kralsa. Allah'tan öyle bir dönemde yaşamıyorum.

Bir kadının sevdiği erkeği de sahiplenmesi, mücadele etmesi gerekir. Her ne kadar adam kelek çıksa da. Ama iyi kalpli kızımız, çocuklarının babasını ayartsın diye kız kardeşine yardım ediyor. Ay yok ,yok! Kitap beni kanser, verem, tifo etti.

Kral da ayrı bir tip zaten. Valla içim öyle acıdı ki o kendini paralayan ve lezzetli bir yemekmişçesine bedenlerini sunan kadınlara, kalkıp ben kralı tartaklayacaktım. Kral da halinden memnun, bir onda bir bunda. Cidden bitiremedim, boğazım tıkandı, ellerim tutmadı.

Ama sabırlı ve olayları yargılayamadan okumak isteyen biri için güzel kitap denilebilir. Ben öyle sinir krizi geçiriyorum ki şu an kitabı övecek tek kelimem varsa da diyemiyorum. Allah belanı versin kral, geber emi!  

İlk defa bir kitaptaki karakterlere bu kadar dolu olduğunu hatırlıyorum.  Oh, içimi döktüm rahatladım. 

Eğer benim gibi kaderine razı gelmiş kadınları okumaktan keyif almıyorsanız aman ha okumayın! Mutlaka sinirden tırnaklarınızı yersiniz. 

Eveeet, yine bir kitap bitirip buraya uçmuş bulunmaktayım. Artık kitap konusunda o kadar aç gözlüyüm ki 3 kitap birden okuyor, arada olayları ve karakterleri karıştırıyorum. 

İlk olarak Canan Tan - Piraye kitabıyla söze gireceğim.

Canan Tan'ın yazış tarzı beni benden alıp kitabın en ücra noktalarına sürüklüyor sanki. O tasvirler beni benden alıyor. Canan Tan romanlarının en kötü huyu ise mutsuz sonla bitmesi, ya da ben hep mutsuz sonla biten kitaplarını okumuşum. Piraye çok güzel ve okunulması, ders alınması gereken bir kitaptı. Farklı kültür ve farklı insanların aralarındaki sorun gayet iyi bir dille aktarılmıştı. Kadının bazı toplumlarda (hala) bir çocuk doğurmak için var olduğunu düşünülmesi canımı sıkıyor ama böyle insanlarda yok değil. Bu cahilliği ileri ki kuşaklarda atacağımıza ümidim tam!

Kitaba 7/10 veririm. Beni etkileyen sayılı kitaplar arasında fakat sonu öyle bitmemeliydi. O çok konuşan toplumda, kocası da pişmanlıklarından kahrolmalıydılar. Adamın ölüp gitmesi işime gelmedi.  

İkinci olarak Eve Dönüş Armağanı: Bebek kitabını da bitirmiş bulunmaktayım.

Sayfa sayısı bakımından baya kısaydı. Yani 600-700 sayfa okuyan biri olarak 100 sayfa baya az geldi. Hikaye okumuş gibiydim.  Ama olaylar çok hoştu. Bebek ve Michael arasında bağ beni benden aldı, öyle tatlılardı ki...  Olaylar biraz karmaşıktı, esas olayın nasıl çözüldüğünü anlayamadım. Ama sonu kesinlikle anlamlı bitti. Hikayenin vermek istediği mesajı tam anlayamadım ama "aşkı kabullenmek gerek, ne olursa olsun" gibi bir şeydi sanırım.

İtiraflar çok yavan geldi, onun haricinde karakterler hoşuma gitti. Hele Justin'i yalar yutarım. 

Kitaba 6/10 veririm.

Üçüncü olarak Fatih Murat Arsal - Ismarlama Bebek kitabının da hakkından gelmiş bulunmaktayım. Kaçmaz benden. 

FMArsal yarattığı karakterleri sevdirmeyi beceriyor. Öyle ki Turgut ne kadar otoriter ve baskıcı bir tip olsa da ona kızmak elde değil. Tabii Vildan'a zorla yaptırdıkları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bir adam sırf bebek için bir kadına bu kadar baskı uygular mı demeyin, orada işin aslı başka. Meğerse Ataman (Turgut) beyimiz çoktan geçmiş Üsküdar'ı. Okumanızı tavsiye ettiğim FMArsal romanlarından biri daha. Fakat karakterlerin bu kadar mükemmel olması, bana biraz saçma geliyor. Bu da en büyük eleştirim sanırım.  Keşke bir kusurları olsa, var gibi de ama bu kadar harika adamlarda olmaz artık!

Varsa bizde isteriz birer tane. 

Bu kitaba 6/10 veririm. Kurgusu güzel, okunulabilir.

Bugünlük bu kadar, yemek yemeden kitap okuyan bir insan olarak ben buraya çok uğrarım merak etmeyin.  

Tabii sınavlarım başlıyor orası ayrı.