Evren denge sever. Önceden var olan ancak sonradan yok olmuş şeylerden hoşlanmaz. Evren tüm boşlukları doldurur, bu boşluk kalpte olsa bile…..
Fizik, kimya, sosyoloji ve aklınıza gelecek tüm ilimler evrenin çalışma prensibini göz önüne alırlar. Her şey bir denge ve döngü içindedir. Bunu bozduğumuzda, evren onu düzeltmek için tüm gücüyle çalışmaya başlar.

İnsan ruhunda da eksilen her şeyin yerini başka bir şeyin alması, sanırım bu yasayla açıklanabilir. Yaşamın en önemli kuralı bu olsa gerek; denge!

Evren boşlukları sevmiyor. Aslına bakarsanız biz de sevmiyoruz. Giden aşkların yerini doldurma çabamız da bu yüzden olmalı!

İçimizdeki en büyük boşluklar, sevdiklerimizi kaybettiğimizde ortaya çıkar. Sevdiğiniz birinin ölümü veya hayatınızı paylaştığınız bir sevgilinin gitmesi, ruhunuzda derin ve büyük bir boşluk oluşturur. Dengemiz bozulur. İşte o anda evrende bir çalışma başlar. O boşluğun bir şekilde kapatılması gerekmektedir.

Hayatın bizden aldıklarını, yine hayatın bize sunduklarıyla eşitleriz. Biten bir aşkın ardından, karşınıza çıkan insanlar bir türlü tat vermiyorsa, bu içinizde oluşan boşluğa yerleşecek hacme sahip olmamasından kaynaklanıyor olabilir.

Hayal kırıklığına uğramış, canı acımış pek çok insan, aşka küser. Bir daha kimseyi sevmemeye yemin eder, hatta aşka olan inancını kaybeder. İçindeki boşluğu doldurmamak için inatla direnir. Peki, o zaman evren ne yapar? Boşluğun biçimini ve tavrını değiştirir. Aslında bu bize biraz kızgın bir tavırmış gibi de gelebilir. Gelen diğer aşklara kapınızı kapattığınızda, evrenin bu boşluğu eşitleyecek başka bir hareket yapması gerekir. Ya içinizde eşit derecede boşluk oluşturacak ve böylece dengeyi sağlayacaktır; ya o büyüklükte bir fazlalığı size başka yerden verecektir.

Bu söylediklerimin çok saçma olduğunu düşünebilirsiniz. Ben fizik ve matematikten anlayan biri de değilim. Ancak söylediklerim sayısal anlamda belki formüle edilebilir. Daha değişik yollardan açıklanabilir. Fakat bildiğim ve en önemli saydığım fikir şudur: Evren dengesinin bozulmasını ve boşlukları sevmez! Bunu düzeltmek için yaptığı her hareket, biz karşı durduğumuz sürece şiddetlenecektir. Her şey olması gerektiği gibi olur. O yüzden, hayatın akışına biraz izin vermeli ve yaşadıklarımızı sabır ve hoşgörüyle karşılamalıyız. Aşkın gelmesinin bir sebebi olduğu gibi, gitmesinin de bir sebebi vardır. Sadece o an biz anlamıyor olabiliriz….

Candan Ünal