0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Kabızlık  (Okunma Sayısı: 1033 Kere Okundu.)
« : Temmuz 19, 2008, 07:47:05 ÖS »
Avatar Yok

*GeLinCiKk
*
Üye No : 2580
Yaş : Yok
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1966
Mesaj Sayısı : 12 262
Karizma = 28326


KRONİK KABIZLIK, REKTOSEL VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
KRONİK KABIZLIK
Kabızlık terimi; az miktarda, sert kıvamda, seyrek ve güç dışkılama (defekasyon) olarak algılanabilir. Dışkılamada güçlük, dışkılama sonrası boşalmamışlık duygusu gibi normal süre ve kıvamda dışkılama olmasına rağmen bazı hastalar tarafından yanlışlıkla kabızlık olarak değerlendirilebilir. Kabızlık bir belirtidir, hastalık değildir. Ancak bu belirtiye yol açan çok sayıda organik hastalık olduğu unutulmamalıdır. Kabızlıkta gaitanın (dışkının) kıvamı ve sayısı ön plandadır. Toplumlara, bireylere ve yiyeceklere bağlı olarak değişmekle birlikte; haftada 3 ve daha az dışkılama, sert ve zor dışkılama kabızlık olarak değerlendirilebilir.

Normal defekasyon (dışkılama) nasıl meydana gelir?
İnce barsaklardan yarı sıvı kıvamda gelen barsak içeriği kalın barsağın ilk kısmına gelir. Burada suyu emilerek dışkının normal kıvamı oluşmaya başlar.
Kalın barsağın 3 türlü hareketi vardır.
1-Barsak içindeki materyalin suyun emilmesini arttırıcı olarak kasılması
2-Suyun emilmesini devam ettirici ileri-geri kısa hareketler.
3-Dışkının kalın barsak içerisinde ilerlemesini sağlayan ileri-itici hareketler.
Bu işlemler sonucunda kıvamı koyulaşan gaita, son barsağın üst kısmına gelip burada depolanır. Genellikle yemeklerden sonra gastroenterik reflex ile gaita son barsağa doğru itilir. Son barsak içinde birikmeye başlayan gaita, son barsak duvarını gererek dışkılama ihtiyacı meydana getirir. Son barsak kaslarının, karın içi adelelerin kasılması ile dışkılama meydana gelir.

Özetle kabızlık;
1-Kalın barsağın ilk kısmına ulaşan materyalin azlığı (açlık ve posa bırakmayan diyetle beslenme sonucu)
2-Kalın barsağın dışkıyı ileri doğru iten hareketlerin azalması (bazı nörolojik hastalıklarda olduğu gibi)
3-Dışkılama mekanizmasının bozulması (son barsak ve anüse organik, nörolojik, psikolojik nedenlerle dışkının dışarı atımını engelleyen olaylarda olduğu gibi) ile meydana gelir.

 
Kabızlığın yaygın nedenleri;
Diette yeterince lif alınmaması
Fiziksel aktivite azlığı (özellikle yaşlılarda)
Tıbbi tedaviler
İrritable kolon sendromu
Rutin yaşamı değiştiren durumlar (gebelik, yaşlanma, seyahat)
Aşırı laksatif kullanımı
Dışkılama ihtiyacının uygun koşullar olmadığı için baskılanması,
Dehidratasyon (sıvısız kalma)
 
 
Kabızlığın diğer nedenleri :
Doğuştan olma bozukluklar,
Kültürel, psikolojik, çevresel faktörler,
Barsakta gaitanın ilerlemesini zorlaştıran hastalıklar,
Yaşlılarda uygun dışkılama pozisyonunu engelleyen bozukluklar,
Eklem sorunları,
Parkinson hastalığı gibi bazı nörolojik hastalıklar kabızlık nedeni olabilir.
Bu saydığımız nedenler dışında ülkemizde ve batı dünyasında en sık kabızlık nedeni, kabızlık giderici ilaçlarının yanlış ve uygunsuz kullanımıdır.


 
Kabızlık şikayeti ile ne zaman doktora görünülmelidir?
Uzun süre kabızlık çeken kişiler nedenini belirlemek amacıyla doktora başvurup bazı tetkikler yaptırmalıdır. Bunun dışında dışkılama alışkanlığında yeni meydana gelmiş bir değişiklik, kilo kaybı, şiddetli karın ağrısı veya dışkılama ile birlikte kan gelmesi halinde hemen doktora başvurulmalıdır. Bu belirtiler çok ciddi bir durum belirtisi olabilir. Guatr bezi hastalığı ve şeker hastalığında da dışkılama alışkanlığı değişebilir.
Kabızlığı olanlarda ne gibi testler yapılmalıdır?
Önce problemin şiddeti belirlenmeye çalışılmalıdır. Fizik muayene, laboratuvar testleri yapılmalıdır. Kalınbarsak filmi veya endoskopik tetkikler istenebilir.Tüm kalın barsağın değerlendirilebildiği kolonoskopi yapılabilir. Bu şekilde polip veya tümörler saptanabilir.

Kabızlık problemi nasıl çözümlenir?
Düzenli yemek yemek, sağlıklı yiyecekler ve yeterli miktarda sıvı alınmalıdır. Düzenli egzersiz zengin lifli gıdalarla beslenmek, kısaca özetlemek gerekirse günde 6-8 bardak su ya da sıvı, fiziksel hareket, bol lifli diyet.

Lif nedir?
Lif bitkisel yiyeceklerin sindirilmeyen kısımlarıdır. 2 çeşit lif vardır. Suda eriyen ve erimeyen. Suda eriyen lifler kalın barsaktaki bakteriler tarafından sindirilirler. Yulaf kepeği suda eriyen liflere örnektir. Kan kolestrolünü düşürmede yardımcıdır. Suda erimeyen lifler kabızlık için en iyileridir. Buğday kepeği, tahıl taneleri ve elma, armut gibi çeşitli meyvelerin kabukları örnek olarak verilebilir.

Lif niçin önemlidir?
Lifler gaitanın hacmini arttırır. Lifler su tutarak gaitanın miktarını ve su içeriğini arttırırlar. Bu şekilde kalın barsak içerisindeki materyalin barsak boyunca hareketini arttırarak yardımcı olurlar.

Lifi hangi gıdalardan alabilirsiniz ve ne miktarda almalıyız?
Uygun bir barsak hareketi için günde 30-35 gram lif alınmalıdır. Liften zengin bir çok yiyecek vardır. Meyve, sebzeler, kepekli undan yapılmış ekmek en mükemmel örnekleridir. Beyaz pirinç yerine kahverengi pirinç kullanılmaktadır. Kepek büyük bir lif kaynağıdır. Çeşitli doğal tahıl ürünlerinde bolca bulunur. Diğer yiyeceklere karıştırılarak hazır kepek yenebilir.
Sabahleyin aç karna bir kaç adet kuru kayısı, kuru incir veya kuru erik üzerine 2 bardak su içildikten sonra yapılacak sızma zeytinyağı içine kekik, 6-7 adet zeytin konularak esmer ya da kepek ekmeğin buna batırılarak yenilmesini içeren iyi bir kahvaltı sonrası tuvalet ihtiyacı olsun ya da olmasın tuvalete gidip 5-10 dk oturulmalıdır. Bu şekilde sağlanabilinecek barsak alışkanlığı uzun süreli rahatlatıcı olacaktır. Birey her gün sabahları bu dışkılama girişimine zaman ayırmalıdır. Bu dışkılama eğitiminde gençlerde daha iyi neticeler alınmaktadır. Ozmotik dışkılatıcılar (Magnezyum tuzları sodyum fosfat, laktiloz bu gruptandır) emniyetle uzun süre kullanılabilir. Barsak hareketlerini uyararak, dışkılama meydana getiren ilaçlar piyasada birçok tablet ya da draje şeklinde hazır olarak fazla miktarda tüketilmektedir. Bu ilaçlar elektrolit bozuklukları, kemik erimesi, protein kaybı ve bağımlılık yapabilirler. Bazıları uzun süre kullanıldıklarında ise barsak mukozasında pigment birikimine neden olarak melanosis koli adı verilen oluşuma yol açabilirler. Özellikle barsak hareketlerini arttırarak etki gösteren ilaçlar barsak duvarı içerisindeki sinirlerin harabiyetine yol açar. Arkasından kolay kolay düzelmeyen şiddetli kabızlık meydana gelebilmektedir. Sıvı vazelin, mineral yağlar, ağızdan veya lavman yoluyla verilebilir. Şiddetli kabızlıkta özellikle karında şişkinlikte mevcutsa lavman ile barsak boşaltılmaya çalışılmalıdır.


 

REKTOSEL VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Posterior vajınal duvar prolapsusu veya bilinen adıyla rektosel yaygın olarak görülür. Anterior rektal duvarın vajına lümenine protrüzyonudur. Yani gayta yapılan rektumun ıkınma ile birlikte vajen içine sarkması, fıtıklaşmasıdır.
Çoğunluğu asemptomatiktir. Prevalansı net değildir. Bu hastaların büyük çoğunluğu daha önce doğru teşhis konulamadığı için gereksiz hemoroid, anal fissür ameliyatı olmuş ve hala şikayetleri geçmeyen kadınlardan oluşmaktadır.
Genelde çok sayıda doğum yapmış kadınlarda görülür.
Rektovajınal septum (Dennonviller’s fascia) kuvvetli fibröz bir septa olup uterus, üst vajina ve rektumdan perineal yapılara doğru uzanmaktadır.
Kollojen, düz kas ve elastinden oluşur. Bu sağlam yapı defekasyonda rektumun vajinaya doğru herniasyonunu önlemektedir.

Rektosel İnsidansı ?
Bartram (1988) Asemptomatik kadınlarda bir nedenle çekilen defokografide %81 rektosel tesbit ediyor. Olsen (1997) Pelvic organ prolapsusu ile gelen kadınların %76’sında rektosel tarif ediyor. Shorvon (1989) Asemptomatik nullipar kadınlarda defekografide %76 rektosel tesbit etmiş Goh (2002) Asemptomatik nulliparlarda 1 cm üzerinde rektosel %40 oranında tesbit etmiş.
 
Rektosel Etiyolojisi
Halen etiyolojisi net değildir. Doğum bilinen en önemli nedendir. Doğumda bebek pelvik duvarı distorsuyona uğratarak germekte ve rektovajinal septumuda içine alacak şekilde endofasial yırtıklara neden olur. Uzun süren doğum eyleminde pelvik duvarda pudental sinirde bası olmakta ve levator ani kasında parsiyel denervasyonlar oluşmaktadır.
 
Oluşma nedenleri
Obsetrik travma (epizotomiler)
Vakum forseps kullanmak veya gerçekleştirilemeyen
Doğum eylemi sonrası sezeryana dönülmesi
Kronik konstipsyon
Puborektal sendrom gibi gevşeme bozuklukları
Postmenepozal konnektif doku yetersizlikleri
Histerektomi

Rektoselde Semptomlar
Konstipasyon
Disparoni (Cinsel ilişki sırasında ağrı)
Ikınma (Zorlu dışkılama)
Kronik bel ağrısı
Digitasyon (Perineal ya da vajinal baskılamayla defekasyon)
Yetersiz boşalma hissi
Vajinal kitle (Defekasyon sonrası gaita kalma, takılma hissi)
İnkontinens (gaz-gaita kaçırma)
Pelvik ağrı .

Rektoselli hastaların büyük çoğunluğu asemptomatiktir. Büyümeye eğilimli rektosellerde, rektosel kesesinin bası yaptığı durumlarda basınca bağlı pelvik ağrı, disparoni ve kronik bel ağrısı görülebilir.

Rektoselde Tanı
Hastalar proktoloji masasında, proktolojik değerlendirme sırasında rektal tuşe ile kontrol edilmelidir. Proktolojik masada yapılmayan muayenede rektosel atlanma ihtimali yüksektir. Etiyolojik faktörlere yönelik ayrıntılı rektal muayene yapılmalıdır.

Defekografi
Defekografi % 91-94 sensitivdir. Özellikle 2-3 cm’nin üzerindeki rektoselleri tesbit etmede güvenlidir.
 
MRI
Dinamik MRI defokografi daha üstün bir tetkik. Global olarak pelvik yapılar hakkında bigi verir Eşlik eden diğer pelvik taban hastalıkları değerlendirmede kullanılır.

Anorektal manometrik değerlendirme
Bir çok seride anoraktal manometrinin rektosel için spesifik olmadığı gösterilmiş. Özellikle fekal inkontinensli vakalarda eşlik eden sfinkter bozukluklarının değerlendirilmesinde gereklidir.
 
Endoanal Ultrasound
Semptomatik rektoselli hastalarda endoanal usg yapılabilir. 11 semptomatik rektoselli hasta üzerinde yapılan çalışmada 11 vakadada postobstetrik perine yırtığı endoanal usg ile gösterilmiştir.

TEDAVİ
Yalnızca semptomatik rektoseller tedavi edilmelidir Asemptomatik vakalar diğer pelvic organlar ile ilgili cerrahi sırasında tedavi edilebilirler.

Medikal tedavi
Konsevatif tedavi pelvik duvar rehabilitasyonunu kapsar.daha çok küçük rektoseller için faydalı Vajinal duvar atrofisi olan kadınlarda oral veya topikal östrojen faydalıdır.

Botulinum toksini
Semptomatik rektoselli olan ve çıkış obstrüksüyonu olan 14 hastada botox kullanılarak paradoksal olarak puborektal kontraksiyonların inhibisyonu ile semptomatik iyileşme sağlanmıştır.
 
Cerrahi tedavi
     
     Çeşitli cerrahi yaklaşımların ortak amacı
Semptomatik iyileşmeyi sağlama
Anatominin düzeltilmesi
Defekasyonun sağlıklı olması
Seksüel fonksiyonların devamlılığı

Transvajinal sütür ile onarım
Rektovajianl septumun yan-yan plikasyonu ile yeniden yapılması ve levator anilerin rectum anteriorunda plikasyonu esasına dayanır. Vajinal anatomi tam düzeltilemediği için defekasyon ve seksüel semptomlarda nüksler görülür. Vajinal kontraksiyon, genita hiatus darlığı ile disparoniye neden olurken Levator anide atrofi ve skar dokusuna neden olur
Francis (1961) post.colp.sonrası %50 oranında disparonuri tarif ettiler
Kahn (1997) post. colp. öncesi %18 olan disparoni semptomunun tedavi sonrası %28 olduğunu tespit etti.
Paraiso (2001) 108 vakalık geniş seride disparonide artış tesbit edilmediğini belirtiyor.

Transanal onarım
Kolorektal cerrahlar geliştirmiştir. Rektal lümenin daraltılması esasına dayanır Özellikle ciddi outlet obsütrüksüyonu olan hastalarda önerilir. İki tabaka halinde rektal duvarın kuvvetlendirilmesi esasına dayanır .
4 yıllık takipte
transanal onarım ile kolp. post arasında
*konstipasyon
*fekal incontines
*disparoni yönünden fark bulunmamıştır.
 
Mesh ile onarım
Ciddi semptomları olan
Rekürren posterior vaginal duvar defekti olan
Onarım için yetersiz kalitede dokusu olan hastalarda mesh önerilir.
 



İNTESTİNAL OBSTÜKSİYON

Barsak içeriğinin ileriye doğru ilerlemesinin durması intestinal obstrüksiyon olarak tarif edilir. Bir cerrahi servise yatan insanların %10-20 sinde intestinal obstrüksiyon tespit edilmektedir. ABD de yılda 10000 kişi intestinal obstrüksiyon nedeniyle kaybedilmektedir.


Sınıflamasında çeşitli yaklaşımlar vardır. Genel olarak önce ikiye ayrılırlar.
1-Mekanik obstrüksiyonlar (MO),
2-Paralitik obstrüksiyonlar (PO).


Mekanik obstrüksiyonlar hadise extraluminal(adezyonlar), intraluminal (safrataşı ileusu, mekonium, invaginasyon) ve intramural (Crohn has.) olabilir. İntestinal obstrüksiyonlar tam veya parsiyel,, ince barsak veya kolonik olarak ta ayrılmaktadırlar.


İntestinal obstrüksiyonlar bir diğer yandan daha önceden cerrahi geçirmiş ve geçirmemiş kişilerde olmak üzere de iki bölümde incelenir. Cerrahi bir işlem geçirme hikayesi çok önemlidir. Çünkü intestinal obstrüksiyon tanısı konan kişilerin %60-80 de daha önce geçirilmiş bir cerrahi müdahale hikayesi, %15-20 oranında herniler ve %10-15 sıklıkla maligniteler bulunur. Malignitelerin intraluminal olanları nadir, ekstramural olanları daha fazla görülmektedir. İntraabdominal infeksiyon, iskemi ve sütur materyali dahil yabancı cisim bulunması karıniçi barsaklar arası yapışıklıkları arttırmaktadır.
Britler kolektomiler, appendektomiler ve jinekolojik ameliyatlardan sonra en sık görülürler. Kolektomilerden sonra sıklığı %18 e kadar ulaşmaktadır. Histerektomiyi takiben %1-2 oranında rastlanılırlar. Ameliyat geçiren kişi hayat boyu risk taşır. Kolektomilerden sonra ilk yılda %11 oranında rastlanılırken 10 yılda bu oran %30 a çıkmaktadır.


Hernilerde en çok inguinal herniler obstrükte olmaktadır. Hernilerde obstrüksiyon % 33 oranında rastlanılmaktadır, buna karşın britlerde bu oran %8 civarındadır. Hernilerin hemen hepsi tam obstrüksiyon yaparken britlerde bu oran %35 tir.

Barsağın strangülasyonu ise en çok femoral hernilerde rastlanmaktadır.


Maligniteler ince barsakları lokal invazyon veya dıştan bası yapacak şekilde obstrikte ederler. En sık kolon, mide ve pankreas tümörleri ince barsak obs.nu oluştururlar. Primer ince barsak tümörlerinin obs yapma oranı % 3 kadardır.


Bunların yanısıra safra taşı ileusları ve CH da ince barsak obstrüksiyonu (İBO) yapabilir. Kolonik obstrüksiyon (KO) çoğunlukla karsinomalara (%60) ve divertiküllere (%15) bağlıdır. Yaşlılarda volvulusun KO yaptığı bilinmektedir. Daha önce abdominal cerrahi geçiren kişilerde görülme sıklığı %5-15 arasındadır.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Kabızlık
« Posted on: Nisan 18, 2024, 03:51:55 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Kabızlık e-book, Kabızlık programı, Kabızlık oyunları, Kabızlık e-kitap, Kabızlık download, Kabızlık hikayeleri, Kabızlık resimleri, Kabızlık haberleri, Kabızlık yükle, Kabızlık videosu, Kabızlık şarkı sözleri, Kabızlık msn, Kabızlık hileleri, Kabızlık scripti, Kabızlık filmi, Kabızlık ödevleri, Kabızlık yemek tarifleri, Kabızlık driverları, Kabızlık smf, Kabızlık gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Diyet Ve Kabızlık
Diyet
Mavi_Kiyamet 0 535 Son Mesaj Ekim 25, 2013, 02:54:10 ÖS
Gönderen : Mavi_Kiyamet


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular