John Paul Cusack (Doğum: 28 Haziran 1966; Evanston, Illinois) Amerikalı aktör, yapımcı ve yazar.

BAFTA, Altın Küre ve Screen Actors Guild adaylıkları mevcuttur. 20 yıldan uzun bir süre boyunca eleştirmenler tarafından beğenilen veya gişede başarılı olan popüler ve kült filmlere imza atmıştır. Genelde seçiciliği ve Hollywood ünlüsü olmaktan uzak durması ile bilinen aktör, buna rağmen 2010 senesinde Hollywood Walk of Fame'de bir yıldız sahibi olarak onurlandırılmıştır.

Kariyerine Better Off Dead, The Sure Thing, One Crazy Summer ve Say Anything gibi romantik komedi filmleri ile başlayan aktör daha sonralar The Grifters gibi filmlerle ciddi rollere geçiş yaptı ve başarılı bir kariyer sahibi oldu. Amerikan gişelerinde filmleri toplamda 800 milyon dolar civarı ABD doları hasılat elde etmiştir, filmlerinin büyük kısmı eleştirmenler tarafından övgüler almıştır.


BİYOGRAFİ

Erken Dönem

Evanston, Illinois'de İrlanda asıllı katolik bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi John Cusack. Babası Dick Cusack (1925—2003) belgesel film yapımcısı, annesi ise matematik öğretmeniydi. Diğer dört kardeşi Ann, Joan, Bill, ve Susie de oyunculukla ilgilenmektedirler. Aile üyeleri arasında dünya çapında en çok ün yapmayı başaran John ve iki kez Oscar ödülüne aday gösterilmiş kardeşi Joan Cusack'tır. Babası Dick aynı zamanda bir film şirketi sahibi, aktivist Philip Berrigan ile de arkadaştı. John'un annesi Nancy ise eski matematik öğretmenliğininden öte politik aktivizm de yapmaktaydı.
Evanston Yüksek Okulundan sonra John, New York Üniversitesi'nde bir sene geçirdikten sonra atıldı. Aktör, yakın arkadaşı Jeremy Piven'in anne-babasının sahibi olduğu Chicago'daki Tiyatro Okuluna Joan ve Ann ile birlikte katıldı.

Kariyerinde İlk Başlangıçlar

Cusack'ın sinemaya başlaması gençlik filmleri ile oldu. İlk filmleri Class (1983), Grandview U.S.A (1984) ve Sixteen Candles (1984) oldu ve bu üç komedi filminde de kamera karşısına kız kardeşi Joan ile geçti. 80'li yılların ortaları John için oldukça başarılı oldu. Yaptığı her üç film hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından iyi karşılandı. Bunlardan The Journey of Natty Gann (1985) isimli film Young Artist Ödüllü bir Disney filmiydi. Film, Depresiyon erasında babasını aramak için bir maceraya koyulan 14 yaşlı cesur bir genç kızın hikâyesini anlatıyordu. John, filmde az görünse de modern zamanda Cusack'ın ünü daha fazla olduğu için filmin genelde afişlerinde resmi almaktadır. Diğer filmi The Sure Thing (1985) pek bilinmese de Cusack yaptığı 10 iyi filmden biri gibi göstermişdir bu filmi. Arkadaşı Tim Robbins ile ilk çalıştığı film olması dışında film eleştirmenler tarafından iyi karşılandı. Sadakat, aşk ve gençlik üzerine yapılan bu film için eleştirmen Clint Morris 80'lerin en iyi gençlik filmlerinden biri. Cusackın geldiği yerlere boş boşuna gelmediğini gösteriyor demiştir. Aynı yıl yaptığı filmlerden ise en ünlüsü Better Off Dead... olarak kalmaktadır. Gişede büyük bir başarı elde etmese de kült bir ilerleyiş yapan film eleştirmenler tarafından oldukça iyi karşılandı. Filmin yönetmeni Savage Steve Holland, John'un filmden nefret ettiğini belirtti ama eleştirilerin iyi yönde olduğu gördükten sonra her ne kadar iyi olmayacağını düşündüğü One Crazy Summer (1986) filmi için kamera karşısına Demi Moore ile geçti. Bu filmde eleştiri ve gişe bakımından başarılı olsa da Cusack yine filmin iyi olmadığını düşündü. Cusack 2007'de bir röpörtajında insanların kendisini yaklaşıp bu filmi çok komik bulduklarını ona söylediklerini itiraf etti. Aynı yıl yaptığı bir Stephen King uyarlaması olan Stand By Me (1986) filmi En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü'ne aday gösterilse de John'un filmde rolü sadece iki sahneden ibaretti. Ertesı yıl bu sefer En İyi Film Akademi Ödülü dahil Oscar adaylıkları bulunan film Broadcast News'da da cameo bir rolün ardından Tapeheads ve Hot Pursuit isimli komedi filmleri yaptı.

80lerin sonu

80'lerin sonu Cusack için oldukça iyi oldu. John artık daha önemli filmler yapmaya başladı. George Weaver'i canlandırdığı gerçek bir olaya dayanan spor dramı Eight Men Out (1988) eleştirmenler tarafından oldukça başarılı karşılandı. Sonrakı yıl yaptığı Cameron Crowe'nin Say Anything (1989) filmi oldukça başarılı oldu. Rotten Tomateos sitesinde 100% alan ilk John Cusack filmi olması filmin eleştirmenler tarafından ne kadar iyi karşılandığını öne koyuyor. John, filmindeki rolüyle Chicago Film Eleştirmenleri Birliği tarafından En Ümit Vaad Eden Aktör ödülü aldı. Büyümek, insanlarla ilişkiler kurmak, dostluk, ve aşk üzerine olan bu gençlik romantik komedi filmi 2002 yılında Entertainment Weekly tarafından en iyi modern aşk filmi adlandırıldı, Roger Ebert'in yılın en iyi 10 filmi listesinde de yer alan film yine Entertainment Weekly dergisinde En Iyi 50 Yüksek Okul Filmleri listesinde on birinci sırayı tuttu. John Cusack'ın ünlü müzik kutusu sahnesi kült haline gelirken, Pencey Prep ismini taşıyan dağılmış bir grup ise ise Cusack'ın filmdeki karakterinın ismi Lloyd Dobler ile aynı adı taşıyan bir parça yazdılar daha sonra. Bu karakter Premiere dergisi tarafından Film Tarihinin En İyi Karakterleri'nden biri seçildi.
1990 senesinde Postcards from the Edge isimli bir filmde rol aldı. Mike Nichols'un yönettiği ve başrollerinde Meryl Streep, Shirley MacLaine ve Gene Hackman gibi oyuncular oynamakta ve film iki Akademi Ödülüne aday gösterilmişdi. Filmde Cusack, Suzanne'nin Manson ailesine mensup arkadaşı rolündeydi fakat kendisinin sahneleri filmden kesildi.

1990lar

John Cusack, 1985 kitabını okuduğu ve filme adapte etmek istediği 1990 yapımlı film The Grifters'de rol aldı. Anjelica Huston ve Annette Benning ile kamera karşısına geçtiği film En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü dahil olmakla aday gösterildiği 4 Oscardan hiçbirini alamadı. Prödüksiyonunu Martin Scorsese'nin üstlendiği film Jim Thompson'un aynı adlı ucuz romanından uyarlanmışdı. Stephen Frears yönetmenliğini üstlendi filmin, kendisi daha önce Dangerous Liasions filmini yönetmişdi. Zengin diyalogları ile dikkat çeken film, Roger Ebert ve Vincent Carby tarafından da olumlu yorumlarla karşılandı fakat Ebert Cusack'ın performansını abartmamak gerektiğini belirtti. 1990 yılında "Methusalem" isimli bir tiyatro oyununu yönetmekle Joseph Jefferson Ödülü aldı.
Daha sonra yaptığı filmlerden True Colors, Woody Allen filmi Shadows and Fog, ufak ama önemli bir rolde göründüğü Map of the Human Heart, önemli bir kadroyla kamera karşısına geçtiği ve gerçek hayattan bir insanı canlandırdığı Money for Nothing pek bilinmeyen filmlere çevrildiler. Indecent Proposal filmindeki rolü geri çeviren oyuncu 1994 yılında başka bir Woody Allen filmi Bullets Over Broadway de rol aldı ve film En İyi Film Akademi Ödülüne aday gösterildi. Apollo 13 (1995) filminden gelen teklifi geri çeviren aktör 1994'de yine küçük ama 100% olumlu eleştiriler alan Floundering (1994) isimli filmde yer aldı. 1994 yılında yine gerçek karakterlerden oluşan bir Alan Parker komedisi The Road to Wellville de yer aldı, filmde Anthony Hopkins, Matthew Broderick ve Bridget Fonda gibi önemli oyunculara rağmen film eleştirmenler tarafından beğenilmedi. Cusack 1996 yılında yine eleştirmenlerin beğenmediği ama kendi idöllerinden Al Pacino ile kamera karşısına geçtiği City Hall filmini yaptı ve Pacinonun bu mesleği seçmesinde örneklerden biri olduğunu belirtti.

Cusack için başarı 1997 yılında geldi. Chicago Cab isimli filmde ufak bir rol alıp ve aynı şekilde yapımcılığını üstlensede bu film yeteri başarıyı getirmedi. Ama aynı yıl rol aldığı aksiyon filmi Con Air iki Oscar ödülü aday gösterilmesinin yanı sıra oldukça büyük bir hasılat elde etti ve Cusack Blockbuster Ödülü sahibi oldu. Grosse Pointe Blank isimli yine her iki bakımdan başarılı film oldu. Kara komediyi kullanma tarzı, diyaloglardaki başarısı, ve filmin başarılı bir adapte edilmiş senaryosu olması başta Time dergisi ve Rolling Stone'nin dikkatini çekti ve Cusack senaryosundada parmağı geçtiği için Chlotrudis ödülüne aday gösterildi. Eleştirmen Rick Groer filmi beğense de, Mick LaSelle filmden memnun kalmadığını dile getirmişdir. Montreal Film Dergisi de filmden memnun kalmayanlardandı ve böyle ki Siz daha iyisini hak ediyorsunuz yazılmışdı. Cusack, katıldığı Charlie Rose programında filmin Pulp Fiction ile benzerlikler taşımadığını, bu filmin daha yüksek komedi tarzını kullandığını bir o kadarda klişeden uzak ve sürrealizminde içinde barındıran bir film olduğunu dile getirdi. Filmin magazinsel olayı başrolünü paylaştığı Minnie Driver ile aşk yaşaması oldu ama ilişkileri uzun sürmedi. En iyi 5 Filminden biri gibi gösterdiği Grosse Pointe Blank'ın yanı sıra Clint Eastwood'la çalışma şansını yakaladığı Midnight in the Garden of Good and Evil ise eleştirmenler ve filmin kitabının hayranları tarafından iyi karşılanmasa da Kevin Spacey'in oyunculuğu övüldü. Buna rağmen aynı yıl Anastasia isimli 2 Oscar ödülüne aday gösterilmiş başarılı bir animasyon filminde seslendirme yaptı. Ertesi yıl zengin bir kadro ile bir Terrence Malick'in En İyi Film Akademi Ödülü'ne aday gösterilmiş savaş filmi The Thin Red Line (1998) da yer aldı ve filmdeki tüm oyuncular Satallite Ödülü ile onurlandırıldılar. Film genelde savaş atmosferi ve askerlerin psikolojisi üzerinden yoğunlaşarken esas karakterleri ele almıyor daha bir savaş tasviri ile Savaşta kazanan taraf olmaz mesajını veriyor. Aynı yıl yaptığı This is My Father filmi Aidan Quinn ve James Caan gibi oyuncuları bir araya getirse ve eleştirmenler tarafından olumlu yorumlar alsa da gişede başarılı olamadı. New Crime Productions isimli bir film şirketi kuran Cusack, The Jack Bull isimli kendi oynadığı televizyon filminde baş rolü oynadı ve bu filmini de aynı yıl yapılan Fear and Loathing in Las Vegas (1998) filminide kendi prodüksiyon şirketi çıkardı. Hunter S. Thompson ile yakın arkadaş olsa da Fear and Loathing in Las Vegas filminde yer alamadı. 1999 yılında yine önemli bir kadro ile çalıştı. Bu film Cradle Will Rock (1999) ismini taşıyordu ve filmde Nelson Rockefeller rolündeki başarısı eleştirmenler tarafından çok beğenildi. Filmin yönetmenliğini yakın arkadaşı Tim Robbins üstlendi ve film İstanbul Film Festivalinde de ödüllendirildi. Aynı yıl yaptığı Pushing Tin (1999) filminde önemli oyuncularla rol alsada film hem eleştiri hem de gişe açısından başarısız oldu. Yeni yıldız ve modern seks sembolü Angelina Jolie'nin kısa çıplak göründüğü sahne sadece medyanın dikkatini çekti.

Başarılar

Okuduğu en iyi iki senaryodan biri olduğunu söylediği Being John Malkovich filmi büyük başarı yakaladı. Oscar adaylıkları dışında Cusack Bağımsız Ruh Ödülüne aday gösterildi. Cusack'ın egzantrik bir karakteri canlandırması eleştirmenler tarafından ilgiyle karşılandı. Roger Ebert gibi önemli eleştirmenlerden iyi yorumlar alan film toplam 106 eleştirmen tarafından olumlu gösterilmişdir ve bu sayede 92% ile "fresh" reytingi alan film, klip yönetmeni Spike Jonze'nin sinemadaki ilk işiydi. Filmin senaryosunu Charlie Kaufman hazırlamışdı ve bu sayede Bağımsız Ruh Ödülü kazandı. Empire dergisi 2008 yılında En iyi 500 filmi listesinde 441ci sırayı aldı. Genel olarak yüksek seviyeli orijinal senaryosu ile dikkat çekti. Bu sıralar kendisi The General's Daughter filmi için düşünüldü ama yaşı o sıralar genç olduğu için rol John Travolta'ya verildi.

2000 yılında Nick Hornby'nin High Fidelity isimli eserini Stephen Frears'ın yönetmenlik için ikna edip filme adapte etti Cusack. Filmin senaryosunda da Cusack'ın parmağının olması ona Senaristler Birliği, BAFTA Ödülü, ve USC Scripter Ödülü adaylıkları getirdiği Cusack'a. Oyunculuğu sayesinde Empire, Altın Küre ve Amerikan Komedi Ödülü'ne aday gösterildiği bu başarılı film aynı zamanda John'a Gençlerin Seçimi Ödüllerinde de adaylık getirdi. Hornby adaptasyondan memnun kaldığını dile getirdi ve Cusack'ın kendi kitabını anlayarak okuduğu için tebrik etti. Film de Catherine Zeta Jones ve Jack Black gibi ünlü isimler de yer almaktaydı. John'un hala en önemli filmlerinden gösterilen High Fidelity, John'un kendi favorileri arasındada yer alıyor. Jean Lowerison John Cusack'ın şimdiye kadar ki en iyi rolü adlandırdığı film başarılı soundtrackı ve romantizm ile komediyi iyi harmanlaması da övgüyle karşılandı. Film aslında 1995 yılında yapılması planlanmıştı ama daha sonra ertelendi. Boss lakaplı rock 'n roll ikonu Bruce Springsteen'e senaryonun kopyasını gönderen John Cusack, onu da filmde bir cameo rolde görünmesini sağladı. Roger Ebert filme dört yıldız üzerinden dört verdi ve Cusackın performansını övsede USA Today tarafından film iyi karşılanmadı ve John Cusack'a yanlış rol verildiğini ifade etdi. Empire dergisi filmi Yapılmış En İyi 500 Film Listesi'nde 446'cı sıraya layik görüldü. Aynı zamanda Rotten Tomatoes'in En İyi 25 Romantik Komedi Listesinde film 14cü sırayı almaktadır. Film gişede 47 milyon dolar civarı hasılat elde etdi. 2000 yılında yine John ve ailesi Chicago Film Eleştirmenleri Birliği tarafından özel ödülle onurlandırıldılar.

2001 yılında John Cusack iki romantik komedi filmi daha seçti. Bunların her ikisi karışık eleştiriler alsa da gişe de oldukça başarılı oldular. Serendipity (2001) isimli gişede başarı elde eden romantik komedi filminde rol aldı ve diğer rol aldığı romantik komedi filmiyse America's Sweethearts oldu. Robert Downey, Jr.'ın uyuşturucu problemleri yüzünden filmde rol alamadığı için rol John Cusack'a gönderildi. Julia Roberts, Billy Crystal, Catherine Zeta-Jones ve Christopher Walken gibi isimlerle çalışan John, filmin galasına katıldığında verdiği röpörtajında Catherine Zeta-Jones ile iyi bir ikili oluşturduklarını ve hem High Fidelity hem de bu film de eski sevgilileri oynamaktan zevk aldığını dile getirdi, Julia Roberts'i de öven aktör daha sonra daha ciddi filmlere yöneldi. Bu aralar En İyi Film Akademi Ödülü kazanan başarılı müzikal filmi Chicago için de düşünüldü aktör ama sonuçta rol Richard Gere'ye gitti.
2002 yılında Max isimli filmde yer aldı. Avrupalı oyuncularla rol aldığı filmi okuduğu en iyi senaryolardan birini sahip olduğunu söyleyen Cusack'ın bu filmi tepki aldı. Adolf Hitler'in gençliği ve sanata olan merakını Max Rothman isimli Birinci Dünya Savaşı'nda bir kolunu kaybetmiş yahudi resim hocası yoluyla hikâyesinin anlatıldığı bir film olan Max'da John Cusack'ın karakteri sadece hikâyeyi yaratmak için uydurulmuşdur. Film National Board of Review'da "Filmyapmada Mükemellilik" isimli ödül aldı. Hitler'e humanist bakış açısı tepki çekse de eleştirmenlerin geneli filmden memnun kaldı. Andrea Chase filmi "cesur" olarak nitelendirdi. Cusack filmden hiçbir ücret almadı. Bunun dışında Yönetmen Steven Spielberg de filmin senaryosunu beğendiğini sadece Holokostdan kurtulanların senaryoda geçmediği için kendisini tamamen rahat hiss etmediğini belirtdi. 2003 yılında ise yine zengin kadrolu ve yine eleştirmenleri memnun eden iki filme daha imza attı John Cusack. Bunlardan biri bir John Grisham uyarlaması olan Runaway Jury filmiydi. Demokrasi üzerinde yoğunlaşan bu mahkeme filminde Cusack, Dustin Hoffman ve Gene Hackman gibi kendi jenerasyonunun önemli iki oyuncusuyla aynı sahneyi paylaşabildi. Eleştirmen Phillip Martin Grisham eserlerinden en iyi uyarlamanın bu olduğunu not etti, her ne kadar roman ile filmde dava teması değiştirilmiş olsa da. Yaptığı diğer film Identity (2003) eleştirmenleri iki yere bölse de genel olarak pozitif yorumlar aldı. 2 Saturn Ödülüne ve Gençlerin Seçimi Ödülüne aday gösterilen bu psikolojik gerilim-korku filmi, atmosferi, sürprizleri ve oyuncularıyla dikkati üzerine toplamayı başardı.
Daha sonra başka bir kitap uyarlaması olan The Ice Harvest filminde yer alan ünlü aktör bu kara komedi filminde de, daha önce Pushing Tin'de birlikte çalıştığı Billy Bob Thornton ile yine çalışma şansı yakaladı. Eleştirmenlerin geneli negatif yorumlar verseler de, film ile kitap arasında büyük değişiklik olduğu söylenemez. Harold Ramis'in yönettiği film, gişe de iyi bir iş yapmadı ve Ramisin en az gişede para getiren filmlerinden birine çevrildi. Gary David Goldberg ile tanışan Cusack Must Love Dogs isimli romantik komedi türündeki filmin senaryosunu okuduktan sonra filmde olmak için imzasını atdı, ve Diane Lane ile çalışmayı uzun zamandır istediğini söyledi. Film 58 milyon dolardan fazla gişede para elde etse de eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu. Ertesi yıl yaptığı The Contract (2006) isimli film de eleştirmenler tarafından mantık hatalarıyla dolu kötü bir film gibi gösterildi ve bu sebepten direkt piyasaya sürülen film, Morgan Freemandan başka ufak bir rolde Didem Erol'un gözükmesi Türkiye'de dikkat çekti.

2007 senesinde üç film yapan John Cusack, yine kariyerine başarılı işler yapmasını sürdürdü. Stüdyonun kendisine teklif ettiği Martian Child isimli film başarısız olduktan sonra aktör iki önemli filmde rol aldı. Kendisi liberal bir siyasi görüşü olan John Cusack, Irak savaşı taraftarı bir babayı Grace is Gone isimli filmde canlandırdı. Sundance Film Festivalinde ödül alan film genel olarak Cusack'ın oyunculuğuyla dikkat çekti. Gişede başarı elde edemese de Cusack'ın oyunculuk performansı eleştirmenler tarafından beğenildi. Annelerinin savaşta öldüğünü iki kızına söylemeye çalışan bir yalnız babanın öyküsünü anlatan film politik alt teması dışında savaşın insan hayatına nasıl kötü dokunduğunu gösterdi. 2 Altın Küre aday gösterilen filmi Cusack, "Gerçekten yapmak istediğim bir şey" sözleriyle nitelendirdi. Filmin müziklerini ise Clint Eastwood hazırladı. 2007 yılında yaptığı en ünlü filmiyse yine bir Stephen King uyarlamasıydı. 1408 ismini taşıyan bu korku filminde Samuel L. Jackson ile kamera karşısına geçen Cusack, filmde gizli ve doğaüstü olaylari araştıran bir yazarı canlandırdı. Bu yazar 1408 isimli kimsenin sağ çıkamadığı bir odada kalıyor ve burada başına gelenler konu ediliyor. 120 milyon doların üzerinde hasılat elde eden film, eleştirmenler tarafından oldukça olumlu yorumlar aldı. Teresa Budasi ve Colin Covert gibi önemli eleştirmenler başta olmakla oyuncunun performansı iyi yorumlar aldı ve ilk kez Saturn Ödülü'ne aday gösterildi. Ertesi yıl gelecekte geçen War, Inc. isimli bir film yapan Cusack, filmin Grosse Pointe Blank'ın bir nevi devam filmi olduğunu söyledi Jimmy Kimmel Live programında. Benzer tema, oyuncular ve kendisi ile kız kardeşinin karakterleri ve filmin tarzının ona çok benzer olduğunu belirtsede bu film, gelecekte geçen Irak savaşı ve demokrasi altındaki işgali eleştiren bir filmdi. Film hem gişede hem eleştirmenler bakımından başarısız bulundu, Ben Kingsley ise aynı yıl yaptığı diğer başarısız filmlerle Razzie Ödülüne aday gösterildi. Filmde Hilary Duff, Joan Cusack ve Marisa Tomei gibi isimlerde yer alıyordu. 2008 yılında Cusack üçüncü kez bir seslendirme işi yaptı, Igor isimli bir animasyon filminde seslendirme yapan oyuncunun bu filmi de her iki bakımdan başarısız bulundu.
Cusack'ın en yakındaki projesi yine zengin bir kadro ile yer aldığı bir felaket filmi oldu. 2009 Kasım ayında çıkan 2012 isimli filmde bilim-kurgu yazarı aynı zamanda limuzin şöförü rolünde yer aldı. Jackson Curtis isimli bir karakteri canlandıracağı filmde Danny Glover, Woody Harrelson, ve Amanda Peet gibi oyuncuların yer aldığı filmin yönetmenliğini Roland Emmerich üstleniyor. Film daha ilk haftasında 65 milyon dolar gibi bir başarı elde etmiş, aynı şekilde büyük bir pöpülerlik kazanmış olsa da eleştirmenler tarafından düşük yorumlar aldı.

Gelecek projeleri

Gong Li ve Çov Yun Fat gibi oyuncular Shanghai isimli film için Cusack ile kamera karşısına geçtiler. Dramatik gerilim temalı bu tarihi filmden başka Cusack, The Factory isimli bir filminde çekimlerini tamamladı ve şu an yapımcılığını üstlendiği ve başrolü Chevy Chase ile paylaştığı Hot Tub Time Machine isimli bir film çekiyor. Cosmic Banditos isimli henüz kesinleşmeyen bir projesi de mevcuttur.

Özel Yaşamı

Johnny lakaplı 1.91 boyundaki oyuncu, aktör Jeremy Piven ve voleybolcu Gabrielle Reese ile çok yakın arkadaş. Ünlü olmanın veya medya odağında olmanın aktörün başına gelebilecek en kötü şey olduğunu söyleyen oyuncu, kendi özel hayatıyla ilgili "Henüz hiçbir seks skandalı olmadı ama tüm tekliflere açığım" demiştir. Özel hayatıyla gündeme gelmeyi sevmeyen aktör, genelde şahsiyyeti ile ilgili iyi yorumlar alsa da The Factory filminin senaristi Paul Leyden "Onunla tanışıncaya kadar favori aktörlerimden biriydi" demiştir. Kendisine İrlanda-Amerikalısı denmesinden zevk almıyor daha çok Amerikalı denilmesi hoşuna gidiyor. Malibu, California, ve Chicago'da evleri mevcuttur.
2007 senesinde bir kadın kendisini takip etmekden şüpheli bulunduğu için tutuklanmışdır. Sebepsiz yere bunu yaptığı anlaşılan kadın psikoloji tedavi merkezine gönderildi ve 10 yıllığına John Cusack, evi ve ailesinden uzak durma cezası aldı.
Cusack, Katolik Hrıstiyanıdır.

İlişkileri

Hiç evlenmemiş ve hiçbir çocuk sahibi olmayan ünlü aktörün Uma Thurman gibi oyuncularla hakkında söylentiler çıksada kendisinin resmi olarak bilinen ilişkileri arasında Susannah Melvoin vardır. 1997 yılında Grosse Pointe Blank filmini çekerken Minnie Driver isimli İngiliz aktris ile birlikteliği olmuşdu ancak fazla sürmemişdir. Claire Forlani ile birlikteliğinin ardından 2 yıla yakın bir süre Neve Campbell isimli aktris ile çıkan oyuncu, bu ilişkisini 2001 yılında noktaladı. En son ilişkisi bilinenlere göre 2004-2005 arası Gabriela Spanic isimli aktris (aynı zaman 1992 Venezuela Güzeli) ile olmuştur.

Hobileri

Snowboard yapmayı ve bir şeyler yazmayı çok sevdiğini bildiren oyuncu, aynı zamanda kickboks ile ilgileniyor. Say Anything (1989) filminde genç bir kickboksçuyu canlandıran aktör, filmin bir sahnesinde ünlü sporculardan Benny Urquidez'i örnek gösteriyor. Daha sonra bu rolden çok etkilenen Cusack, Urquidezden kickboks dersleri almaya başlıyor. Jackie Chan ile rol aldığı iki film ile dikkat çeken Benny Urquidez, 1997 yılında John Cusackın Grosse Pointe Blank filminde de yer almışdır ve hatta karşılıklı dövüştükleri sahne de mevcuttur. Cusack, Urquidezin filmde olmasının sorumluluğunu kendisi üstlenmiştir.
Ölümüne Chicago Cubs hayranı olduğunu söyleyen aktör, 1408 filminin promosyonu için katıldığı David Lettermanın programında da beyzbola olan ilgisini dile getirmişdir ama Chicago White Sox'u da takip ettiğini belirtmektedir. Kendisi beyzbol ile ilgili bir filmde yapmışdır (Eight Men Out). U2'nin Bono'sunun yürüttüğü DATA kampanyasına destek olan oyuncu bunun dışında sanata büyük bir merakı var. Grosse Pointe Blank ve High Fidelityi kitaplardan uyarlayan oyuncu, bir çok eser okumaktan zevk aldığını söylüyor. Gabriel Garcia Marquez'in "Love In The Time Of Cholera" isimli kitapı hem High Fidelity hem de Serendipityde geçiyor. The Clash, The Ramones ve The Specials gibi müzik gruplarının hayranı olan oyuncu, bu gruplarının t-shirtunu veya buna benzer referanslarını filmlerinde görmek mümkündür. Favori filmleri arasında Apocalypse Now (1979) ve The Shining (1980) olduğu bilinir.
En favori grubu The Clash olsa da The Specials, Fishbone, Bob Dylan ve Elvis Costello'nun da büyük hayranıdır. Say Anything (1989) filminin ünlü sahnesinde aslında boomboxda Fishbone çalarken, montajda daha sonra Peter Gabriel eklenmiştir.
Kendisi Fall Out Boy grubunun "Honorable Mention" isimli şarkılarının konusudur.

Çalışma etiği

Genelde sanatsal filmler yapmaya özen gösteren John Cusack, genelde kitap adaptasyonları veya buna benzer özellikler taşıyan filmleri seçmektedir, önemli yönetmenler ve oyuncularla çalışmaya çalışan aktör bazı filmleri (örn. Con Air) para için yaptığını veya sadece "sevimli" bulduğu için (Serendipity veya Martian Child) belirtmiştir.
Gençliğinde yaptığı bir çok filmi beğenmediğini itiraf eden aktör bir röpörtajında sadece 10 iyi film yaptığını belirtmişdir ve 40'dan fazla filmi olan birisi için 10 "iyi bir ortalama" demiştir. Bunlar: The Sure Thing (1985), Eight Men Out (1988), Say Anything (1989), The Grifters (1990), Bullets Over Broadway (1994), Grosse Pointe Blank (1997), The Thin Red Line (1998), Being John Malkovich (1999), High Fidelity (2000) ve Max (2002)dır. Being John Malkovich ve Max filmlerini okuduğu en iyi senaryo olarak nitelendiren oyuncu kızkardeşi Joan ile ve arkadaşları Jeremy Piven ve Tim Robbins ile sık-sık çalışıyor. Daha zevkli ve rahat olduğunu söyleyen oyuncu Joan ile Class (1983), Sixteen Candles (1984), Grandview, U.S.A. (1984), Broadcast News (1987), Say Anything... (1989), Grosse Pointe Blank (1997), Cradle Will Rock (1999), High Fidelity (2000), Martian Child (2007) ve War, Inc. (2008) filmlerinde çalışmışdır. Eskiden oda arkadaşı da olduğu Jeremy Piven ise One Crazy Summer (1986), Elvis Stories (1989), Say Anything... (1989), The Player (1992), Floundering (1994), The Grifters (1990), Grosse Pointe Blank (1997), Serendipity (2001) ve Runaway Jury (2003) filmlerinde çalışmışdır).
Kardeşi Susie sadece High Fidelity (2000), Bill ile Elvis Stories (1989), Grosse Pointe Blank (1997), Con Air (1997), The Jack Bull (1998) ve War, Inc (2008) filmlerinde ve Ann ileyse America's Sweethearts (2001), Midnight in the Garden of Good and Evil (1997) ve Grosse Pointe Blank (1997) filmlerinde birlikte çalışmışdır.
1997 senesinde Charlie Rose programına katıldığında filmleri genel olarak bağımsız veya stüdyo filmleri olarak ayırmadığını belirtdi. Aynı röpörtajda tiyatroya olan merakını ise ailesinden geldiğini belirtdi.

Siyasi görüşleri

2005 yılının Mayıs ayından beri, Cusack The Huffington Post'da kendi görüşlerini bildiriyor, aralarında Naomi Klein ile röpörtaj dahil olmakla. Irak Savaşı ve George W. Bush siyasetinin karşıtı olduğunu belirten aktör, bunu "depresif, ahlaksızca, kanunsuz, ve trajik derecede absürd" buluyor. 2008 yılının Haziran ayında Moveon.org sitesinde bir reklamda yer alan oyuncu, George W. Bush ve John McCain'in aynı politik görüşler taşıdığını belirtmiştir.

Diğer çalışmaları

The Jack Bull (1999) isimli televizyon western filmini yaptıktan sonra televizyonda pek bir şey yapmayan aktör, Frasier isimli dizinin Our Father Whose Art Ain't Heaven bölümünde sesi duyulmuştur. Never Get Outta the Boat isimli filmin yapımcılığını üstlenen aktörün Tapeheads ve War, Inc. filmlerinin soundtrack'da şarkı seslendirdiği de duyulur. Adaptation. (2002) gibi bazı önemli filmlerde kısa rollerde görülen aktör, Suicidal Tendenciesin "Trip at the Brain" isimli video kliplerinde de görülmüştür. Volkswagen Eos reklam filminde seslendirme yapmasının yanı sıra 1990 yılında yönettiği "Methusalem" isimli tiyatro oyunuyla ödül aldı. Elvis Stories isimli kısa film dışında Summerhood isimli bir belgeselde anlatıcı olarak yer alan Cusack, Hunter S. Thompson ile ilgili iki belgeselde yer alması dışında Joe Strummer ile ilgili bir belgeselde de görünmektedir.
Cusack, Screen Actors Guild, BAFTA, ve Altın Küre Ödülleri'ne aday gösterilse de asla Oscar'a aday gösterilmedi ama bir çok filmi Oscar ödülleri almış veya aday gösterilmişdir.

Dergiler ve kanallar

Aşağıdakı liste dergi veya bazı kanallarda yapılan sıralamalrda John Cusack'ın tuttuğu yeri gösteriyor:

    Premiere dergisi Say Anything (1989) filmindeki performansını En iyi 100 Film Karakteri listesinde 72'ci sırada seçti.
    VH1 kanalı onu 100 En iyi Genç Yıldızlarda 22ci sırada yer aldı.
    Empire Dergisi Tarafından En Seksi 100 Erkek Yıldız listesinde 70'ci sırada görüldü (2007). 2004'de ise 79'cu yere layik görülmüşdü.
    Tropopkinin En Merak Uyandıcı 25 İnsanı listesinde 15ci sırada çıktı.
    GQ tarafından Yılın Erkeklerinden biri seçildi.
    Company Dergisi tarafından Asrın En Seksi 75'ci erkeği (1999), En Seksi 100 Erkek Sıralamasında ise 75 (2000), 64 (2003), 88 (2004) olmuşdur.
    2001 Yılında Heat Dergisi Tarafından En Seksi Erkeklerden biri seçilmişdir.
    British Dergisi onu Tüm Zamanların En iyi 48'ci Film Yıldızı Seçmiştir.
    USA Today tarafından Yılın 100 İnsanı listesinde 19cu sırada yer almıştır (2000). 2005te ise 56'cı yere layik görülmüşdür.