0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Insanmışık  (Okunma Sayısı: 759 Kere Okundu.)
« : Ekim 10, 2009, 03:42:12 ÖÖ »
Avatar Yok

Mavi_Kiyamet
*
Üye No : 26505
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 12251
Mesaj Sayısı : 47 783
Karizma = 55168




AVTİO EFTELYA.

(Bir Acı Hayâl/Bir garip rüya)

Köye yaklaştıkça heyecanlanıyordum. Sık sık adını duyardım ama bir türlü gitme imkanım olmamıştı. Hep merak etmişimdir. Geçip gitmiş insanların izlerini aramış izlerini bulmuş yüreğimi burkmuşum.

***

Eski bir Rum köyü. Köy kahvesi eski bir yapı. Çardağı havuzu ve plastikleşen zamana inat; ahşap gergicekli sandalyeleri. Sandalye dediğin biraz oynak olmalı düşerim diye korkmalısın veya yaylanmalı arada bir. Az biraz da rahatsızlık vermeli / ki rahat olmayasın eğleşip kalmayasın.

Evler farklı. Bildik betonarme evlerin yanında birer biblo gibi duran Rum evleri “Biz halen ayrışamadık halen birlikte direniyoruz zamana karşı” diye bağırıyorlar ve ben ülkem ve onu bir zamanlar yönetenler için utanıyorum duvarlarına bakarken. Binlerce gözle gözlerime bakıyorlar gibi hissediyorum gözlerimi alıp bu evlerin görmediği göremeyeceği yerlere kaçırıyorum.

“Ne alırsınız?” Diye soruyor kahveci. Duyuyorum duymuyorum. Bir süre sonra soruyu diğerleri için yineliyor. Çay soda gazoz v.s. Ben hiçbir şey almıyorum. Kimler oturmuş buralarda? Kimler neler anlatmış? Nasıl gülüşmüşler kahkahalarla nasıl hüzünlenmişler susarak.

Ve nasıl sessiz kalmış burası?

Koruk limonatası içerdim mutlaka diye geçiriyorum içimden. Böyle ekşimsi parmak üzümler sıkılıp içine birazda şeker atıldı mı ne güzel olurdu. Böyle küplerin içinden serince.

Evet Rum kahveci / Adı Yannis olsun./ Yannis bana koruk limonatası getirirdi. Sahi ona da amcamı derdim? Dayı veya. Rum bir amca yada dayı nasıl olurdu acaba? Albert abi geliyor aklıma asker arkadaşımdı. Epey geç gelmişti askere bense daha çocuk denecek yaşta. Dayıma benzetirdim Albert abiyi. Ne yapıyor acaba?

Yannis beklide benim yaşlarımda olurdu kim bilir?

Yannis geliyor asmaların arasından elinde domino taşları ile. Gülümseyip geçiyor duvarların içinden öteye bir başka aleme.

“Hiçte gülümsemedin giderken Yannis

Yani o zaman

Yani dönmemek üzere gidişinde

Yani seni kovduklarında

Şimdi gülümseyip geçtin yürek kıpırtımı mı duydun Yannis? İçimin ezildiğini mi?”

Bardaklara uzun süre dokunan kaşıklar sinirimi bozmuştur hep. Zeybek diye seslenilen katil suratlı adam delicesine karıştırıyor çayını. Ortalıkta dolaşan oyunlar oynayan kızlı oğlanlı ufacık çocuklar kaçışıp duvarların içine giriyorlar. Kızıyorum kızgın bir yüz ifadesi ile bakıyorum adama. Tekrardan köye dönüyorum yüzümü. Dut ağacı niye ağlıyor ki? Dut ağacı çalıyor gözlerimi.

Sabahmış erkenmiş gün yeni doğmuşmuş. Yannis sandalyelerini düzeltiyor kahvesinin. Göz göze gelip gülümsüyoruz. Ortak bir yol buluyoruz Yannis’le; Gülümsemek. Bir masa getirip koyuyor önüme sonra bir bardak kırmızı dut şerbeti. “Hiç sevmem tadını be Yannis…”

İnce bir ses rüzgar gibi deyip geçiyor. İnce kadife yumuşacık. “Kalimera” Kız gülümsüyor. Bir şeyler söylüyorum bir şeyler söylüyor ikimizde anlamıyoruz. “Me lene Eftelya” İsmi olmalı. Gülümsüyorum yine ve ismim harf harf dökülüyor dudaklarımdan. Dutların arasında harfler görüyorum. Eftelya topluyor harfleri masamın üzerinde birleştirip ismimi okuyor. “Kalimera Eftelya” Diye sesleniyor Yannis. Kız ona doğru dönüyor “Kalimera Yannis” Dönüp Yannis’e bakıyorum. Yannis suratını asmış kızgınca. “Biraz önce göz göze gülümsemedik mi biz Yannis?” Sıkılıyorum dut şerbetinden bir yudum alıyorum. Kan tadıyor. Kan tatmıyor bu düpe düz kan. Kim koydu önüme bu çayı? Kaç sigara içmişim ben? Yannis nereye kayboldu?

..........
Küsmüşük.

***

“Kalkalım mı?” Diyor bir ses. Kalkıyoruz.

Eğleşip kalmak için rahat sandalyeye gerek yokmuş demek ki. Rahatsız olunca da eğleşip kalırmış insan.

Sokakları asfalta kirletmişler. Köyün dışına yamaca doğru sokağın sonunda el yapımı yol var uzayıp gidiyor. İnsanlar gidiyor insanlar geliyor. Az önce kaybolan çocuklar fışkırıp çıkıyor duvarların içinden ağaçlardan çiçeklerden. Elimi uzatıyorum elimi tutuyorlar. Elimin içinden serinlikler geçiyor. Az önce çayını karıştıran adamın çayı tazelenmiş kaşığını bardağa daldırmak üzere. Önce ben sonra tüm çocuklar ellerimizle kulaklarımızı kapatıyoruz ve gülüyoruz deli gibi. Adam bize bakıyor karıştırdıkça karıştırıyor çayını. Biz güldükçe kızıyor kızdıkça karıştırıyor. Biz daha da gülüyoruz. Sonra patlıyor adam kargalar üşüşüyor. Biz halen gülüyoruz. “Zeybekis öldü” Diye bağırıyor çocuklar.”Uyan narkisos” Nede güzel koktu nergis zamanı geçeli epey oldu oysa.
..........

İlk baharmış çocuklar.

***

Bir evin önünden geçiyorum. Alıkoyamıyorum kendimi duvardan içeri giriyorum bir kadının peşinden. Ufak bir odaya giriyor duvarda bir istavroz. Ben peşinde. Annem de odada seccadesi tespihi elinde. Kadınla bir şeyler konuşuyorlar. “Anne sen Rumca bilmezdin ki.” Benim odaya girmiş olduğumu görmüyorlar ben onları görüyorumduyuyorum ve dokunuyorum hatta; Güle değmiş gibi ellerim. Ezan okunuyor çan sesi var. Bembeyaz kırlangıçlar uçuşuyor.

İçeride bir sofra. Annesi bilirmiş acıktığını ve et sevdiğini. /Geleceğimi söylememiştim ki./ “Bu ne anne?” “Praso” Diyor diğer teyze zeytinyağlıymış. “Ben hiç pırasa sevmem ki anne.”.. ” Eftelya sen ne zaman geldin?” Hiçbir şey söylemiyor bana “Me sighorite” diye pırasayı alıp et yemeği koyuyor önüme. “Hayır kalsın” diyorum. Yine o mahcup gülümseme sonra tül olup sallanıyor pencereye vuran rüzgarda.
Ağzımda pırasalar büyüyor. “Yemekleri değişelim mi Yannis hem sen et sevmezsin.”. “Ohi” Diyor. Anlıyorum. Abimin yıllar önce çocukken bacağıma sapladığı çatalın yeri kaşınıyor. Annem gebe karnını elliyor dışarıdan Yannis’in saçları okşanıyor.
..........

Kardeşmişik.

***

Bir araba sesi; İğrenç. İrkiliyorum. Ben nal seslerine yatırmıştım kulaklarımı.

Sonra beton evler birer canavar olup yutuveriyorlar şirin Rum evlerini. Ağızlarından gülhatmiler çıkıyor dışarı gözlerinden sardunyalar. Saçları asmalardan. Belki şirin ama yinede canavar. İçine girmek istiyorum vazgeçiyorum sonra. Arkadaşlarım gitmiş peşlerinden adımlarımı hızlandırıyorum.

***

Ben bu adamların birini gelişinden tanıyorum. Koşuyorum bir perdeyi delip geçiyorum. Adam mı uzuyor ben mi kısalıyorum? Dizlerine sarılıyorum şımarıyorum. Yüzüme bir ıslaklık deyiyor; Balıklar. Babam balıktan dönüyor arkadaşıyla. “İyi balık yakaladık Hiristo” Başını sallıyor Hiristo.
Akşama mangalı yakacaklarmış yanında türlü mezeler ve elbette rakı.” Gramofonu da kurduk mu” Diyor Hiristo. “Yok be Hiristo iki kadehten sonra kendimiz söyleriz.” Ateşe odun taşıyorum. Amcamın anlattığı hikayelerden biri ; Ayn-i zeliha efsanesi ; İbrahim peygamber geliyor aklıma. Önce korkuyorum sonra gülüyorum. “Ben kimseyi yakmayacağım ki” Ama gün gelecek Nemrut bu köyleri yakacak!

Mangal közleniyor kadınlar meze taşıyor babam balıkları diziyor mangala. Bardaklar bir birine dokunuyor biraz sonra bir daha….

Bir kemençe inliyor hafiften babam hicaz bir Rum şarkı sözlerisı söylüyor.

“Ölürsem derin sulara atın beni

Bedenim kayık olsun ellerim kürek

Rumba rumba rumbala

Anlayamam nedendir bana derman ararsın

Tabiplerden derman bulmaz bu yürek”

“Çok yaşayasın” Diyor Hiristo amca. 47 yaş çok mu oldu Hiristo amca? Demek ki seninde aran iyi değilmiş tanrı ile.

Hiristo amca üçüncü kadehten sonra Kürtçe bir kilam söylüyor.

“mem naçar ı ji heyşete dı çu dur / mem çaresiz insanlardan uzağa giderdi/
hemder ı dı bu dıgel şete kur / derin nehirlerle dertlerini paylaşırdı/
ki: ey şıhbete eşke mın rewane / ey benim göz yaşlarım gibi dökülen nehir/
be sebr u sıkuni aşıgane /ey aşıklar gibi sabırsız ve sükunetsiz nehir/
be sebr u gerar u be sıkuni /sabırsız kararsız sükunetsizsin/
yan şıbhete mın tu ji cinuni? /yoksa sen de benim gibi delimisin?/

Sende çok yaşa Hiristo. “Tanrı ile seninde aran pek iyi değilmiş baba. Baksana Hiristo amcaya darmadağın oldu. Çok yaşasa ne fayda?” Hem kürtçeyi nasılda öğrenmiş ben bile bilmiyorken.
Sonra bir kez daha tokuşturup bardakları Münir Nurettin söylüyorlar birlikte

“Gül yüzünde göreli zülfü semen sây gönül

Kara sevdaya yerler bi-ser-ü bi-pay gönül

Demedim mi sana bana dolan ay gönül.

Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül.

Yar yalalelli dost yalalelli…..

Bizi hak etti heva yoluna sevda nidelim

Payimal eyledi ol zülf-ü semen-say nidelim

Kul edinmez ki güzeller bizi illa nidelim”


Gülüşüyorlar beraber. Dostluğa kalkıyor son kadeh kardeşliğe ve nice güzel günlere…
..........



Dostmuşuk güzel günlere inanmışık…

***

Araba ha bire korna çalıyor. Arkadaşlar dönmüşler. Sandalyeden hiç kalkmak istemiyorum.

Köyün kıyısına geliyoruz arabayı durdurup aşağı iniyorum. Biraz daha aşağıda deniz ayaklarının altına geliyor insanın oraya kadar yürüyorum.

Masmavi….

Körpe bir zeytin fidanı Eftelyaya dönüşüyor birden ellerimi tutuyor…. Ama gitme zamanı…

“Avtio Eftelya” Diyorum

“Hoşça kal” Diyor

Bir kelebek havalanıyor…

***

“Foçaya iniyoruz” Diyorum “Canım balık ve rakı çekiyor kulaklarım Rum sirtosu”

“Mesaideyiz” Diyor arkadaş.

“Daha var” Diye yanıtlıyorum. “Mesai başlamadı ki. Ben henüz 1900 lerin başındayım.”

***

Ne Türk ne Kürt ne Rum ne Laz….

Başka bir şey nede…

İnsanmışık…

Wmhocasi.com
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Insanmışık
« Posted on: Nisan 18, 2024, 04:54:47 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Insanmışık e-book, Insanmışık programı, Insanmışık oyunları, Insanmışık e-kitap, Insanmışık download, Insanmışık hikayeleri, Insanmışık resimleri, Insanmışık haberleri, Insanmışık yükle, Insanmışık videosu, Insanmışık şarkı sözleri, Insanmışık msn, Insanmışık hileleri, Insanmışık scripti, Insanmışık filmi, Insanmışık ödevleri, Insanmışık yemek tarifleri, Insanmışık driverları, Insanmışık smf, Insanmışık gsm
Yanıtla #1
« : Ekim 10, 2009, 06:03:30 ÖS »

KumraLım
*
Üye No : 8462
Yaş : 32
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1146
Mesaj Sayısı : 13 450
Karizma = 17239


Güzelmiş. Gülmek :)
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular