insanlığın geleceği - geçmiş ve gelecek - geleceğin insanı - insanoğlu
Yeryüzü, hayat var olduğu andan itibaren içerisinde barınan tüm canlıları, iklim koşullarına uygun bir giysi ile süsledi. Yaşam koşullarının farklılaşması, aynı zamanda tüm canlılar için farklı bir başkalaşımın da habercisi idi. Kimi canlılar, suyu tutarken bedenlerinde, kimisi de gölgeliklere sığındı. Kimi tomurcuk vermeye korkar iken, kimisi milyonlarca çiçek açtı…

Tüm canlılar için süregelen bu değişim, insanoğlu için de geçerli bir süreğenlik, daha da doğrusu yaşanılan bir devrimdi. Ve insan, kendini var edebilecek iklim çeşitliliğini, yine kendisi sayesinde var olabileceğini anladığında, değişim insanlık için sonsuza kadar kaçınılmaz son ya da yeni bir başlangıç olacaktı.

İnsan, kendi zihninin sınırlamasında/sınırsızlığında iklimini yaratırken, avcılık seremonisini diğer canlılardan daha farklı bir yolla, zekâsıyla gerçekleştirmeyi makul gördü. Ruh denilen beyin süpernovası (yıldız patlaması) işte tam insanın bu görüşüyle dışa olduğu kadar içe doğru da yaşandı. İnsan beyni kendini, diğer tüm canlılardan farklılaşmaya/farkındalığa yiterken, içinde yaşadığı bedene kendi iklimsel özelliklerini verdi.

 Yüzyıllardır insanlığın bu farkındalık uğraşı, Afrika’dan Asya’ya, Asya’dan Amerika’ya tüm yayılışın simgesi gibi kendi ulu/ruhsal özelliklerini yarattı.

Beden, beynin taşıyıcısı, simgesi ve insan dimağını geleceğe taşıyacak kullanışlı bir organizmaydı. Ve insan kendi “ben” oluşuna “sen” de koydurabilmek için de bulunduğu bedeni şimdilik kabul etmek zorunda kaldı.

Neyse ki dün ile bugün, birbirlerine karşı açtıkları savaşı bitirmek üzere…

Bilim insanı, geleceğin insanını resmederken, artık bilime açılan iki kapının (merak ve şüphe), insanı hangi geleceklere taşıyacağını hayal bile edemiyor.

 Size geleceğimizin, yani insanlığın gelecek yüz yıllarının resmini çizelim deseydim; hepimizin farklı taleplerle yoğrulmuş hamurdan kâğıtlara, farklı kalemlere ve farklı renklerde boyalara ihtiyacı olurdu.

İmkânlar dâhilinde tek kalem ile insanlık seremonisini sizin hayal dünyanıza bırakacağım. Üç noktadan sonrasını hayal ediniz.

İnternete sadece düşünerek bağlanabilen bir insan hayal edin…

M. Fatih Hanoğlu