| 
								|  |  |  | 
 
 Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
 Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
 Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
 düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
 Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
 Sevgilim on sekizinde bir kız, yürüyoruz bulvarda,
 sandviç yiyoruz, dünyadan konuşuyoruz.
 Çiçekler açıyor durmadan, savaşlar oluyor, her şey nasıl bitebilir bir bombayla,
 nasıl kazanabilir o kirli adamlar
 Uzun uzun düşünüyor, sularla yıkıyorum yüzümü temiz bir gömlek giyiyorum
 Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu hân-ı yağma
 Ama yorgunum, şimdi, çok sigara içiyorum, sırtımda kirli bir pardesü
 Kalorifer dumanları çıkıyor göğe, cebimde Vietnamca şiir kitapları
 Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum öbür ucundaki ırmakları
 Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor orda
 Köprülerden geçiyorum, karanlık yağmurlu bir gün, yürüyorum istasyona
 Bu evler hüzünlendiriyor beni, bu derme çatma dünya
 İnsanlar, motor sesleri, sis, akıp giden su
 Ne yapsam... ne yapsam... her yerde bir hüzün tortusu
 Alnımı soğuk bir demire dayıyorum, o eski günler geliyor aklıma
 Ben de çocuktum, sevgilerim olacaktı elbette
 Sinema dönüşlerini düşünüyorum, annemi, her şey nasıl ölebilir,
 nasıl unutulur insan
 Ey gök! senin altında sessizce yatardım, ey pırıl pırıl tarlalar
 Ne yapsam... ne yapsam... Dekart oluyorum sonradan...
 Sakallarım uzuyor, ben bu kızı seviyorum, ufak bir yürüyüş
 Çankaya'ya
 Bir pazar, güneşli bir pazar, nasıl coşuyor yüreğim, nasıl karışıyorum insanlara
 Bir çocuk bakıyor pencereden, hülyalı kocaman gözlü nefis bir çocuk
 Lermontov'un çocukluk fotoğraflarına benzeyen kardeşi bakıyor sonra
 Ben şiir yazıyorum daktiloda, gazeteleri merak ediyorum,
 kuş sesleri geliyor kulağıma
 Ben mütevazı bir şairim, sevgilim, her şey coşkulandırıyor beni
 Sanki ağlayacak ne var bakarken bir halk adamına
 Bakıyorum adamın kulaklarına, boynuna, gözlerine, kaşlarına,
 yüzünün oynamasına
 Ey halk diyorum, ey çocuk, derken bende bir ağlama
 İlençleniyorum bütün bireyci şairleri, hale gidiyorum portakal almaya
 İlençleniyorum o laf kalabalıklarını, kurumuş yürekleri, bireyin kurtuluşunu filan
 İlençliyorum o kitap kurtlarını, bağışlıyorum sonradan
 Uzun kış gecelerinden sonra, masallarda anlatılan
 Durup durup bunları düşünüyorum, bir sevinci bir hüzün izliyor arkadan
 Yüreğim ipesapa gelmez bir bahar göğü, Türkçe bir yürek kısaca
 Beklemek usandırıyor, telaşlı telaşlı bir şeyler anlatıyorum sağda solda
 Bir otobüse biniyorum, inceliyorum bir böceği tutarak kanatlarından merakla
 Yürürdüm eskiden baharda, o yıkıntıların ve çayırların olduğu alanlara
 Aklıma şiiri gelirdi o yaşlı Amerikalının sonbaharı anlatan şiiri
 Çayırlar vardı o şiirde, baharı anımsatan ne de olsa
 Böylece yeniden hazırlanıyorum bir coşkuya, yeniden sokaklara fırlamaya
 Kendimi atmak bir uçurumdan balıklama
 Büyük ve mavi bir şey izlenimi var bende, gördüğüm filmlerden mi ne
 Bir şapka, telaşlı bir gök, sıcak yapay bir dünya
 Anlat anlat bitmiyor, bitmiyor bendeki daüssıla
 Bütün sevgilerimi harcayabilirim bir çırpıda, yağmurlu o yollar geliyor aklıma
 Benzin kokuları, ıslak direkler, babamın esmer bir somun gibi tombul ve sıcak elleri
 Uyurdum. Bir de bakmışsın yeni bir filim sinemada, şehirde yeni bir kız,
 kahvede yeni bir garson
 O üzgün ve sabahlıklı dururdu balkonda...
 Şimdi ne var hüzünlenecek bunda, nedir bu çatlatan yüreğimi bu telaş
 Sanki yarın ölecek gibiyim, birazdan polisler gelecek ya da
 Gelip alacaklar kitaplarımı, daktilomu, bu şiiri, sevgilimin fotoğrafını duvarda
 Soracaklar babanın adı ne, nerde doğdun, teşrif eder misiniz karakola
 Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür ucundaki ırmakları
 Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor Vietnam'da
 Ağlayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya
 Uyanıyorum ağlayarak, bir gün mutlaka yeneceğiz!
 Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey ithalatçılar, ihracatçılar, ey şeyhülislâm!
 Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz! bunu söyleyeceğiz bin defa!
 Sonra bin defa daha, sonra bin defa daha, çoğaltacağız marşlarla
 Ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda
 Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla
 Yürüyeceğiz çoğala çoğala...
 
 ATAOL BEHRAMOĞLU
 
 |