Immünoloji

İnsan İmmün (Bağışılık) sistemi zararlı olan organizmaları vücuttan uzaklaştırmaktadır. Bu sistem, vücudumuzun yaklaşık iki trilyon hücresini koruyan, antibadi ve sitokinler üreten hareketli askerleridir. Virüs, bakteri ve tümör hücreleri veya transplante edilmiş hücreler gibi yabancı ya da vücuda ait olmayan hücrelerle koordineli bir biçimde hızlıca çok yönlü bir atağa geçmektedir.
Her ne kadar çevre immün cevabı stimüle etse de, immüniteyi kontrol eden genlerdir. Genler antibadi ve sitokinlerin hücre yüzeyini spesifik olarak kodlamaktadır. Genler aynı zamanda sitokinleri tutan hücre yüzey proteinlerini kodlamaktadır (Antijen başka bir bireyde immün cevaba neden olan bir moleküldür. Antijenler genellikle protein veya karbohidratlardır). Yabancı antijen, vücuda ait olmadığından dolayı, bir immün cevaba neden olmaktadır.
Genler immüniteyi kontrol ettiğinden, oluşan değişiklikler immünolojik fonksiyonları engelleyebilmektedir. Immünitede oluşan bozukluk, otoimmün hastalıklara, allerjiye ve kansere neden olabilmektedir. Genlerin immünitede büyük rol oynamasından dolayı, teknoloji ile birlikte, hastalıkların tedavisi amacıyla immün sistem güçlendirilmeye çalışılmaktadır.

Kanser ve İmmün Sistem-Zorunlu Bağ
İmmün Cevap: Vücudun Doğal Savunması
İmün ceavp, vücudun, infeksiyon veya hastalıklara neden olan yabancı maddelerin istilasından sonra, kendini savunma mekanizmasıdır. İmmün sistem, çeşitli beyaz kan hücreleri tiplerinin koordinasyonlu çabaları için gerekli metodları içine alan çok zor görevi olan bir olgudur. Aşağıdaki şekil, immün sistemin virusları nasıl yıktığını şematik olarak göstermektedir.
main-board
1. Makrofaj olarak adlandırılan beyaz kan hücresi virüsle karşılaşıp onu yok ettiğinde immün cevap başlar. Bu sırada başka virüsler yakınlaındaki enfekte edebilecek hücreleri arar.
main-board
2. Daha sonra makrofaj virüsleri sindirir ve yüzeyindeki antijen denilen kısımları göstermektedir. Yakında bulunan hücreler ise virüslerin saldırısı nedeniyle enfekte olmuşlardır.
main-board
3. Vücuttaki çok sayıda farklı hücreden yardımcı T hücresi (beyaz kan hücrelerinin başka kategorisi), şimdi antijeni tanımakta ve makrofaja bağlamaktadır.
main-board
4. Bu bağlanma kimyasal maddelerin salınımını - makrofajlar tarafından interlökin-1(IL-1) ve Tümör nekroz faktör (TNF) ve T hücresi tarafından interlökin-2 (IL-2) ve gamma interferon (IFN-y)- stimüle eder. Bu maddeler interscellular (hücreler arası) haberleşmeyi sağlar.
main-board
5. Bu oluşumun bir kısmı olarak IL-2, diğer yardımcı T ve T hücrelerinin farklı bir sınıfı olan katil T hücrelerine çoğalmaları için emir verir. Yardımcı T hücrelerinin çoğalması, B hücrelerinin çoğalmasına ve antibadi üretimine neden olan maddeler salar.
main-board
6. Katil T hücreleri şimdi virüs tarafından enfekte edilen konakçı hücreyi delmektedir.
main-board
7. B hücreleri tarafından salınan antibadiler, serbest yüzen virusların yüzeyindeki antijenlere bağlanmaktadır. Makrofajların virüsleri daha kolay takip etmesini sağlamasının yanı sıra, kan hücrelerinin bu bağlayıcı sinyalleri virüslerde delik açan komplement olarak adlandırılmaktadır.
main-board
8. Son olarak, enfeksiyon kontrol altına alındığında aktif olan T ve B hücreleri suppressor T hücreleri tarafından dönüştürülmektedir. Yine de geriye aynı virüse yeniden enfeksiyon durumunda hızlıca reaksiyon gösterebilmesi için bazı "hafıza hücreleri" kalmaktadır.
Kanser immünologları, vücudun virüsü yok ettiği gibi, kanser hücreleri ile aynı yolla savaştığına inanmaktadır. Yapılan immün sistem çalışmaları ile, yeni yollar bularak kanser sonrasında kanser ile mücadelede vücudun partneri olarak geliştirilmesi planlanmaktadır. İmmünoloji