Hac ibadetinin ardından kutsal topraklardan dönen hacılar, Atatürk Havalimanı'nda gözyaşlarıyla karşılandı.
 
İSTANBUL

Suudi Arabistan Havayolları'na ait tarifeli uçakla yurda gelen kafiledeki yaklaşık 200 hacı, havalimanındaki pasaport işlemlerinin ardından kutsal topraklardan getirdikleri zemzem suyu ve hurmaları bagaj noktalarından teslim aldı. Hacılar, daha sonra terminalde kendilerini bekleyen yakınlarına sarılarak, hasret giderdi.

Hacılardan Nedime Erturgut'un iki kızıyla buluşmasında duygusal anlar yaşandı. Erturgut, gazetecilere yaptığı açıklamada, kutsal toprakların mükemmel olduğunu dile getirerek, "Orada en güzel şeyleri hissediyorsun. Kutsal topraklarda vatanımız, çocuklarımız ve sağlığımız için en güzel duaları gözyaşları içinde yaptık" dedi.

Kafilede bulunan ilahiyatçı-yazar Mehmet Fatih Çıtlak, üçüncü kez hacca gitmesine rağmen çok farklı duygular yaşadığını vurguladı. Kutsal toprakların atmosferine dikkati çeken Çıtlak, şunları kaydetti:

"Ne kadar hac yaparsanız yapın Medine'ye gidişiniz dahil, hac mevsiminde Medine'de olmak, Arafat'ta olmak insanı ciddi şekilde heyecanlandırıyor. Böyle tatlı bir heyecan ki o güzelliğin eşiğinde olmanın getirdiği heyecanı hissetmeniz her zaman mümkün.

İnanarak, muhabbetle yapılmış her hac, Hacc-ı Ekber'dir. Fakat cuma gününe tevafuk etmesi, müminlerin bayramı olması hasebiyle Arafat'ın cumaya denk gelişi daha da önem kazanmış. Bu şekilde daha çok rağbet görmüş. Bu heyecan da herhalde yansıdı."

- "O anları anlatamam"

Oğluyla hacca giden Günay Memiş, çok istediği kutsal toprakları görmenin kendisine nasip olduğu için mutlu olduğunu söyledi. Memiş, Kabe'yi gördüğünde yaşadığı duygulara ilişkin ise "O anları anlatamam. Ancak yaşamak lazım. Oraya gitsinler, görsünler, yaşasınlar. Gençken oraya gitmek daha iyi" diye konuştu.

Malatyalı Sefa Uluata, hacdaki tüm mekanların insanı çok etkilediğini kaydederek, "Peygamberin gezdiği, yaşadığı o topraklar insanı muhakkak etkiliyor. Bir daha gitme fırsatım olsa yine giderim" ifadelerini kullandı.

Hacdaki en heyecan verici anın Hacer-ül Esved taşına el sürüldüğünde yaşandığına işaret eden Uluata, Kabe'nin avlusunda namaz kılındığında manevi olarak bambaşka bir aleme gidildiğini söyledi.

Selma Acay da kutsal topraklara ilişkin "Orayı görünce ruhumun bedenimden ayrıldığını hissettim. Şimdiden özledim. Ayrılması çok güç oldu" değerlendirmesinde bulundu.