0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Birey Ve Davranış Notlarım  (Okunma Sayısı: 1264 Kere Okundu.)
« : Ağustos 05, 2013, 09:08:49 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


Güdüler birincil güdüler ve sosyal güdüler olmak üzere iki gruptur. Birçok organizmada ortak, öğrenilmemiş, belli bir biyolojik gereksinme durumu ile ortaya çıkıp davranışı yönlendiren güdüler birincil dürtüler olarak adlandırılmaktadır. Açlık susuzluk, cinsellik gibi dürtüler bütün biyolojik gereksinimler birincil dürtüler arasında yer almaktadır. Öğrenilmemiş güdüler arasında yer alan uyarıcı kaynaklı güdüler, dış uyarıcılara daha fazla bağlıolup, çevreden bilgi edinmeye yöneliktirler. Merak etme, kurcalama gibi güdüler çevreyi araştırarak bireyi daha fazla bilgi toplamaya ve değiştirmeye yöneltir Açlık, susuzluk ve cinsellik gibi doğuştan sahip olunan güdülerin dışında bireyler öğrenme yoluyla yeni güdüler kazanırlar. Bireyle-rarası ilişkileri kapsayan bir arada bulunma, güç ve başarıgereksinimleri gibi sosyal güdüler de insanların davranışları üzerinde öğrenilmemiş güdüler kadar etkilidir. Yapılan işin doğası gereği, işin kendisinin ve içeriğin ödül niteliğini taşıması birey için bir zevk ve tatmin sağlıyorsa bu tarz ödülleri içsel kaynaklı ödül, davranışın gerçekleştirilmesi için dışarıdan bir ödül sunuluyorsa dışsal kaynaklı ödülden söz etmek mümkündür. Abraham Mas-low'un insan davranışlarını yönlendiren gereksinimlerle ilgili en temel gereksinimlerden başlayarak piramit şeklinde en karmaşık olanına uzanan gereksinimler kuramı vardır. Piramidin en alt basamağında açlık, susuzluk gibi temel fizyolojik gereksinimler yer alırken, Maslow piramidin en üst noktasına insanların tümüyle potansiyellerini ortaya koymaya dönük kendini gerçekleştirme gereksinimini koymuştur. Maslow'a göre piramidin alt tarafındaki gereksinimleri gidermeden üst taraftaki gereksinimleri gidermek mümkün olmamaktadır. Piramidin en üst noktasındaki kendini gerçekleştirme aşamasına pek az sayıda kişi ulaşabilmektedir. Yer-kes-Dodson Yasasıolarak bilinen yasaya göre herhangi bir işten önce kişideki kaygı düzeyinin çok yüksek olması bireyin aslında rahatlıkla gerçekleştirebileceği bir işi yaparken sıkıntı yaşamasına neden olabilmektedir. Plutchik bireylerin uyum sağlayıcı davranışlarını güdüleyen duyguları sekiz temel kategoriye ayırmıştır. Plutc-hik duyguları belirli bir sıralamaya göre dizerek bir duygu çemberi/tekerleği oluşturmuştur.Bu çemberde birbirleriyle komşu olan duygular karşılarında veya onlara daha uzak olan duygulara kıyasla birbirlerine daha çok benzemektedirler.Duygu kuramları: James-Lange kuramı, Cannon-Bard kuramı, bilişsel kuram ve sos-yobiyolojik kuram. William James ve Carl Lange tarafından ortaya konulan kurama göre beden çevrede gerçekleşen belirli özelliklere göre tepkide bulunur ve bu tepkinin farkına varıldığında fizyolojik değişmelerle birlikte duygu durumu meydana gelir. James-Lange kuramının eksiklerini gidermeyi amaçlayan Cannon-Bard kuramında duygular ve bedensel davranışlar aynı anda ortaya çıkmaktadır. Çevrede birey için herhangi bir uyarıcı durum olduğunda talamus devreye girer. Fizyolojik değişimleri yapmak için sinir sistemini uyarılırken beyin kabuğuna da sinyal yollanarak duygu ile ilgili yaşantının farkına varılması ile ilgili süreç gerçekleştirir. Bilişsel kuramlarda bedendeki fizyolojik değişikliklerin şekillenmesinde bilişsel unsurlar olarak tanımlanan algı, anlayış, edinilen bilgi ve tecrübelerin kodlanma ve geri çağrılma şekilleri, düşünme şekilleri gibi zihinsel süreçler etkilidir. Bu noktada öne çıkan Stanley Schachter ve Jerome E. Singer kuramına göre duyguların oluşumunda bilişle ilgili faktörler önemli bir yer teşkil etmektedir. Sossyobiyolojik kurama göre ise toplumsal bir varlık olan insan toplumsal davranışlar gösterir. Gelişim psikolojisinde psikolojide kullanılan doğal gözlem, deneysel yöntem, ilişkisel yöntem, örnek olay yöntemi gibi yöntemlerin yanında gelişim sürecine ilişkin bilgi toplamak için enlem-sel desen, boylamsal desen ve sırasal desen kullanılmaktadır. Freud'a göre insan davranışının temelinde bilinçdışı güdüler ve dürtüler bulunmaktadır. Freud insan davranışının temelinin cinsellik ve saldırganlık içgüdülerinden kaynaklandığını vurgular. Freud'a göre kişilik; id, ego, superego olarak adlandırdığı yapıların etkileşimlerinden meydana gelmektedir. Öte yandan bilinçöncesi, bilinç ve bilinçdışıkavramlara değinir. Freud'a göre bireyin davranışlarına yön veren cinsel dürtünün doyurulma isteği Freud'un kişilik kuramını biçimlendirmektedir. Adler ise Freud'un ortaya koyduğu id, ego ve superegonun çatışmasıy-la ortaya çıkan kişilik yapısından farklı olarak insanların doğuştan olumlu güdülere sahip olduğunu ve kendilerini bireysel olarak en üst seviyelere taşımak ve mükemmel olmak için çaba gösterdiklerini ifade eder. Adler ayrıca kişilik gelişiminin ilk yıllarında ailenin kişilik gelişimine olan etkisini vurgulamaktadır. Freud'un cinselliği ön plana almasının yanında, doğuştan erkek ve kadın kişilik yapılarının farklılaştığı ile ilgili iddialarına karşı çıkan Horney, yetişkinlerin sorunlarını çözmede kısaca duyguların değişkenliği olarak tanımlanan nevrotik eğilimlerden birini benimsediğini öne sürmektedir. Horney, duygusal sorunlarla uğraşmada ve bireyin kendi güvenliğini sağlamada insanlara yönelmek, insanlara karşı hareket etmek ve insanlardan uzaklaşmak gibi nevrotik eğilimlerin etkili olduğunu ileri sürmektedir. Eriksona göre ise ego aslında kişiliği oluşturan güçlü ve diğerlerinden bağımsız bir yapıdır. Kimlik, bireysellik ve biriciklik duyguları ile beraber geçmiş ve gelecekle bütünleşen ve sürekli bir yapı gösteren karmaşık içsel durumdur. Eysenck ise kişiliğin oluşumunda içedönüklük ve dışadönüklük ile birlikte değişkenlik ve değişmezlik boyutlarının kişilik davranışlarının şekillenmesinde önemli olduğunu ileri sürmektedir. Sheldon da, insanları fiziksel yapılarının kişilik özellikleri açısından önemli olduğunu vurgulayarak, insanları vücut yapılarına göre endomorf, mezomorf ve ekto-morf olarak üçe ayırmıştır. Bandura'ya göre davranışlarda bireyin bilişsel yapısı, öğrenme, deneyimler ve çevre ile olan etkileşimi önemlidir. Rotter'a göre birey davranışı gerçekleştirme gücünü kendinde görüyorsa bireyde içten denetimliliğin etkin olduğu söylenebilir.



Stres kavramını ve stres sürecindeki aşamalar Stres durumunda canlı kendini korumak için "savaş veya kaç" tepki zincirini harekete geçirirken bu süreçte birey genel uyum sen-dromu adı verilen çevresel stres durumlarına ilişkin alarm, direnç ve tükenme aşamalarını geçer. Stresin belirtileri ve stresin meydana gelme sebepleri yaşamdaki plan dışı, kontrol edilemeyen değişmeler, yaşam şartları, kültürel, ekonomik sınırlılıklar, kendimize koyduğumuz hedeflerden kaynaklı baskılar, bireylerin çoğu zaman farklı ihtiyaçlar, fırsatlar, amaçlar arasında seçim yapmak durumunda olduğu çatışmalar stres kaynağıolabilmektedir. Bireyler bu aşamada yaklaşmak ve kaçınmak istedikleri seçeneklerin farklı birlikteliklerinden oluşan yaklaşma-yaklaşma, kaçınma-kaçınma ve yaklaşma-kaçınma çatışmaları yaşayabilirler. Stres ve stres üzerinde etkili kişilik özellikleri . Bazı kişiler kişilik özelliklerinden dolayı kalp damar hastalıklarına yakalanma açısından dahariskli gruptadırlar. Bu tarz kişilerde görülen saldırganlık, hırs, rekabet, iş bağımlılığı,acelecilik gibi özellikler "A tipi" kişilik özellikleri olarak adlandırılmaktadır. "B tipi "kişilik özelliklerine sahip olan bireyler daha uysal daha rahat, daha az aceleci ve rekabetçi özelliklere sahiptirler. Normal dışı davranışların tanımlanmasında belli bazı ölçütler kullanılmaktadır. Bu ölçütler normdan uzaklaşma, istatistiksel olarak az rastlanan davranış gösterme, kişisel rahatsızlık ve idealden sapmadır. Normal dışı davranışlarla ilgili olarak farklı kuramcılar farklı yaklaşımlarda bulunmuşlardır. Bu yaklaşımlar biyolojik yaklaşım ve psikolojik yaklaşımlardır. Psikolojik yaklaşımlar kendi içersinde ise Psikodinamik yaklaşım, Bilişsel Davranışçı yaklaşım, İnsancılVaroluşsal yaklaşımdan meydana gelmektedirler.
Kaygı kaynaklı, bedenle ilgili ve dissosiyatif bozukluklara ilişkin normal dışı davranışlar Kaygı bozuklukları içinde fobiler gerçekte hiçbir tehlike olmadığı halde mantık dışı duyulan korkulardır. Fobileri basit ve karmaşık fobiler olarak sınıflandırmak mümkündür. Diğer bir kaygı bozukluğu obsesif-kompülsif ya da saplantı-zorlantı bozukluğu olarak nitelendirilen bu psikolojik rahatsızlığa sahip kişiler sürekli tekrar ettikleri fakat kontrol edemedikleri alışkanlıklar ve huylar geliştirmektedirler. Kişilerin tüm girişimlerine rağmen durduramadıkları istem dışı düşünce ve fikirler saplantı (obsesyon), kişilerin tekrarlamak sorunda oldukları törensel davranışlar da zorlantı (kompulsiyon)dır. Duygusal belirleyiciler bedensel hastalıkların oluşumunda etkilidir. Bu tür kişiler, hiçbir belirti olmamasına rağmen bedensel hastalıklardan yakınırlar. Bedende görülen (so-matoform) bozukluklar arasında hipokondriya-sis, konversiyon histerisi, hiperkondriyasis ve psikojenik ağrı yer alır. Dissosiyatif bozukluklar bireyin bütünlüğünü parçalayan, bölen bozukluklardır. Söz konusu olduğunda birey stres ya da kaygıyı azaltarak kendi kişiliğinden kaçar. Bireyin bilinci bölümlere ayrılır ve ilişkisiz biçimde işlemeye başlar. Amnezi, dissosiyatif füg ve çoklu kişilik olmak üzere üç temel dissosiyatif bozukluk vardır. Psikozlar ve organik zihinsel bozukluklarla ortaya çıkan normal dışı davranışların oluşmasında etkili yapılar Psikozlar fonksiyonel ve organik psikozlar diye ikiye ayrılır. Şizofreni ve psikotik duygusal bozukluklar gibi herhangi bir beyin zedelenmesi veya bozukluğu bulunmuyorsa fonksiyonel psikoz, beyin zedelenmesi, beyin tümörü, ya da beynin çalışmasındaki aksaklıklar bulunuyorsa organik psikozdan söz edilebilir.En yaygın psikoz türü şizofrendir. Şizofrenide halüsinasyon, delüzyon (sanrı) bulunmaktadır. Basit şizofreni, paranoid şizofreni, katatonik şizofreni, hebefre-nik şizofreni belli başlı şizofreni çeşitleridir. Psikozlar kategorisinde duygusal bozuklukların artması ile psikotik duygusal bozukluklar görülür. Duygusal bozukluklar, depresyon (duygusal çöküntü), mani (duygusal coşku), mani depresyon (bipolar bozukluklar) ve intihar şeklinde kendini gösterir. Beyin zedelenmesi sonucu ortaya çıkan, sebepleri gözlenebilen organik bozukluklardır. Beyin zedelenmesi sonucu ortaya çıkan davranış bozuklukları Genel felç hali, Korsakov Psikozu ve zekâ geriliğidir. Çeşitli psikoterapi türlerinin dinamikleri 4 farklı psikolojik yaklaşıma dayanan psikoterapi yöntemi mevcuttur: Psikanaliz, insancıl terapiler, davranışçı terapiler ve bilişsel terapiler. İlk olarak, Freud'un geliştirdiği psikanaliz yönteminde serbest çağrışım tekniği ile danışanın bastırılmış güdü ve arzuları bilince çıkarılır. Psikoterapist bu çağrışımları, danışanın rüyalarını, aktarımını ve dirençlerini yorumlayarak, danışanın problemlerinin kökenini görmesini sağlar. Abreaksiyon, içgörü ve işleme süreçlerinde danışan problemleriyle yüzleşir ve bunları bastırmadan gerçekçi biçimde başa çıkmaya çalışır. İkinci olarak, genelde insancıl yaklaşım ve özelde bu yöntemin en önemli temsilcisi Carl Rogers psikolojik problemlerin danışanın kişisel gelişim ve kendini gerçekleştirme eğiliminin engellenmesinden kaynaklandığını ileri sürmektedirler. Bu yüzden de Rogers'ın danışanı merkez alan terapi yönteminde, danışana içtenlikle koşulsuz saygı ve empati gösterilerek, danışanın kendi problemini görmesine ve çözüm yolunu bulmasına yardım edilir. Bu tür terapilerde temel ilke terapistin danışanı yönlendirmemesidir. Üçüncü olarak, davranışçı terapilerde öğrenme ilkeleri kullanılarak danışanın davranışı değiştirilir.Klasik koşullama ilkelerinin kullanıldığı davranışçı terapiler sistematik duyarsızlaştırma, itici uyarıcılarla koşullama, girişkenlik eğitimi teknikleridir. Edimsel koşullamaya dayalı terapiler ise simgesel ödül biriktirme ve davranışı şekillendirmedir.sıklıkla davranışçı terapilerle birlikte kullanılan bilişsel terapilerde, danışanın uyumsuz ve çarpıtılmış düşünceleri değiştirilmeye çalışılır. İki önemli bilişsel terapi tekniği mantıksal-duygusal terapi ve bilişsel davranışçı terapidir. Psikoterapi yöntemleri Kuramsal açıdan üç terapi türü (psikanaliz, insancıl ve davranışçı terapiler) arasında pek çok boyutta farklılıklar vardır. Bu boyutlar, biyolojik faktörlerin önemi, özne olarak insanın çeşitli faktörler tarafından belirlenmiş mi yoksa seçme özgürlüğü olan bir varlık mı olduğu, çocukluk yaşantılarının önemi, "şimdi ve burada"ki yaşantıların önemi ve terapinin hedefleridir. Hangi terapi türünün daha etkili olduğu ise öncelikle "etkililik" ölçütünün nasıl tanımlandığına bağlıdır. Sosyal biliş yaklasmı: Öncülüğünü Fritz Hei-der'ın yaptığı atıf kuramı, kendimizin ve başkalarının davranışlarını hangi nedensel faktörlere atfettiğimizi ortaya koymuştur. Heider, bir sosyal davranışın nedenini ya kişilik, yetenek gibi kişiye bağlı içsel faktörlere ya da ortama ait dışsal faktörlere atfettiğimizi, ancak her ikisine birden atıf yapılamayacağını ileri sürmüştür.Kelley ise davranışı açıklamak için davranış hakkında üç tür bilgiye ihtiyacımız olduğunu
Tutumların doğası, işlevleri, davranışla olan ilişkisi ve tutum değişimi Tutumların dört işlevi vardır: Bilgi sağlayıcı işlev, uyum sağlayıcı işlev, benliği ifade edici işlev ve benliği koruma işlevi. La Piere'in çalışması başta olmak üzere doğrudan tutum ve davranış ilişkisini çalışan araştırmalar, sosyal psikologların tutum ve davranışlar arasında öngördüğü ilişkiyi desteklememiştir. Yani insanlar her zaman tutumları doğrultusunda davranış göstermemektedirler. Sadece belirli koşullar altında bu ilişki mevcuttur: Tutumla davranış arasındaki denklik, tutumun güçlü olması, tutumların zihinde kolay ulaşılabilir olması ve tutum ölçümü ile davranış gözlemi arasındaki sürenin kısa olması bu koşullardan birkaçıdır. Ayrıca Ajzen ve Fishbein planlanmış davranış kuramını geliştirererek, davranışı değil ama davranışa yönelik niyeti ortaya çıkarmada tutumların diğer iki faktörle birlikte etkili olduğunu göstermiştir. Ön yargıların doğası ve kökenleri Modern sosyal psikolojide ön yargı çeşitli biçimlerde tanımlanmaktadır.Bu tanımların tümü All-port'un 1954'te yaptığı tanımdan etkilenmiştir. Allport için "etnik ön yargı, hatalı ve esnek olmayan bir genellemeye dayanan antipatidir. Bu, hissedilen ya da ifade edilen bir şeydir. Grubun bütününe ya da bir bireye o grubun üyesi olduğu için yöneltilir" Önyargıyla ilişkili önemli bir kavram kalıp yargılardır. Kalıp yargı şöyle tanımlanabilir: "Ön yargıyı muhafaza eden bilişsel çerçeve kalıp yargıdır. Bir kalıp yargı, bir grubun üyeleri hakkında, sadece o grubun üyeleri olmaları nedeniyle sahip olunan bir dizi inanç ve beklentilerdir" Sosyal biliş yaklaşımı ön yargıyı açıklamak için çeşitli bilişsel mekanizmaların varlığını göstermiştir. Bunlar sosyal kategorileştirme, dışgrup homojenlik yanılgısı ve hayali ilişkiselliktir. Diğer yandan otoriteryen kişilik kuramcıları, ön yargının köklerinin otoriteryen kişilikte yattığını ileri sürmüş ve bu kişilik tarzını dokuz boyutta F (Faşizm) ölçeği ile ölçmüşlerdir. Bu boyutlardan en önemlileri gelenekçilik, otoriteryen boyun eğme, otoriteryen saldırganlıktır. Ön yargının ortaya çıkışını psika-nalitik bakış açısına göre açıklayan bu kuram, ön yargının otoriter ailelerde yetişen çocukların acımasız çocukluk deneyimleriyle ilişkili oldgnu savunur. Sosyal etki biçimleri Muzafer Sherif'in grup normunun oluşması deneyleri, Solomon Asch'in uyma (konformite) deneyleri ve Stanley Milgram'ın itaat deneyleridir. Sherif grup normunun oluşumu deneyinde, insanları grup normu oluşturmaya yöneltecek belirsiz bir durumu otokinetik etki adıverilen uyarıcı ile yaratmıştır. Milgram'ın itaat çalışmalarına yol açan temel motivasyon Nazi Almanya'sında Yahudilere yapılan vahşi uygulamalara ilişkin tartışmalardır. Milgram da sıradan insanlarda yııkıcı itaatin ne kadar yaygın olduğunu araştırmak için, görünüşte amacı öğrenmede cezanın rolünü saptamak olan bir dizi deney yapmıştır. Hem Asch hem de Milgram kendi deneylerinde araştırdıkları sosyal etki biçimlerinin hangi koşullarda artıp azaldığını da ortaya koymuşlardır.

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Birey Ve Davranış Notlarım
« Posted on: Mayıs 04, 2024, 04:55:53 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Birey Ve Davranış Notlarım e-book, Birey Ve Davranış Notlarım programı, Birey Ve Davranış Notlarım oyunları, Birey Ve Davranış Notlarım e-kitap, Birey Ve Davranış Notlarım download, Birey Ve Davranış Notlarım hikayeleri, Birey Ve Davranış Notlarım resimleri, Birey Ve Davranış Notlarım haberleri, Birey Ve Davranış Notlarım yükle, Birey Ve Davranış Notlarım videosu, Birey Ve Davranış Notlarım şarkı sözleri, Birey Ve Davranış Notlarım msn, Birey Ve Davranış Notlarım hileleri, Birey Ve Davranış Notlarım scripti, Birey Ve Davranış Notlarım filmi, Birey Ve Davranış Notlarım ödevleri, Birey Ve Davranış Notlarım yemek tarifleri, Birey Ve Davranış Notlarım driverları, Birey Ve Davranış Notlarım smf, Birey Ve Davranış Notlarım gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Diyabetli Birey..
Alternatif Tıp
Alone_Angel 0 827 Son Mesaj Ocak 05, 2013, 03:08:37 ÖS
Gönderen : Alone_Angel
Ailenin Birey Üzerindeki Etkisi
Evlilik ve Aile
Asortik Hatun 0 1009 Son Mesaj Nisan 17, 2013, 01:24:52 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Seçkin Bir Birey Olmak
Kariyer ve Kişisel Gelişim
Asortik Hatun 0 539 Son Mesaj Haziran 22, 2013, 06:46:52 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Seçkin Bir Birey Olmak
Kariyer ve Kişisel Gelişim
Asortik Hatun 0 524 Son Mesaj Temmuz 24, 2013, 10:33:00 ÖÖ
Gönderen : Asortik Hatun
2013 Bahar Dönemi Ara Sınav Birey Ve Davranış Notları
AÖF 1. Sınıf Ders Notları
Asortik Hatun 0 894 Son Mesaj Temmuz 31, 2013, 07:34:42 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular