|
|
|
Sevginin en önemli ve birincil gelişim şartı, özgürlüktür! Zorlamayla sevgi olamaz. O, kafasına buyruktur.
Sevgi tüm testlerden geçip, zorlukları aştığında, karşımızdaki kişiyi sahiplenmek isteriz. O her şeyiyle bizim olmalı, bize ait olmalıdır. Biraz mantıklı düşünürsek, bu aslında bir çılgınlıktır! Bunun doğal sayılması ise şaşılacak bir durumdur.
Birinin sadece size ait olmasını düşünmek, kölelik sisteminde bile geçerli değildir. Konu sevgi olduğunda, nedense hepimizde bu sahiplenme duygusu azar.
Sadece bizim için var olan, bize ihtiyaç duyan, bizim sevdiğimiz kişi tamamen bizim olmalıdır. Bu ancak bir kukla için geçerli olabilir. Karşımızda canlı, kanlı, düşünen, duyguları ve istekleri olan biri olduğu gerçeğini unuturuz.
Şu noktayı atlamamamız gerekir: Sevgi sadece özgür ortamda gelişebilir! Bunun tam tersi olduğu durumlarda, yani sahiplenme ve eğitmeye kalkma hareketlerinde ise, sevgiyi kaybetme süreci ortaya çıkar. Bu tarz tutumlar, sevginin oluşumunu ve olgunlaşmasını tehlikeye atar.
Sevgi dayatmaya gelemez. Eğitilemez ve sahip olunamaz. Birlikte olduğunuzu kişiyi yönlendirmeye, eğitmeye kalkarsanız, bunun sevgi yüzünden değil, başka sebeplerden dolayıdır.
Sevgiyi kalıplar içine soktuğumuz sürece, onun gelişmesini, olgunlaşmasını beklemek hayaldir. Sevginin en canlı ve işe yarar hali, kendisi olarak kaldığı zamanlardır.
Sevgiyle barışmak istiyorsanız, onun kendi yolunu izlemesine izin vermeniz gerekir. Sevgi; izlemeyi becerebilirseniz, çok iyi bir öğretmen ve yol göstericidir. Onun önderliğinde yürütülen bir yaşam, sizi hep daha zengin, daha olgun ve bilge yapacaktır. Sevginin dilediğince uçmasına izin verin ve yolunu takip edin.
Candan Ünal
|