|
|
|
Onlar evlerde yaşamazlar mı, şaşıyorum. Evlere uğramaz, evlerde iş yapmaz, Bakmazlar mı bir şeye, şaşıyorum. Bakkallar, kasaplar, çarşılar.. Onlar evlere hiç bir şey almazlar mı, şaşıyorum. Yollarla, sokaklarla, kahvelerle iş bitmiyor ki! Trenler, gemiler, düşler bırakıyor insanı bir yerde, Sonra gene dönülmez bir yol gibi ev! Onların yolları, akşam üstleri, gece Sona ermez mi evlerde, şaşıyorum. Yorgunlukları yollara yaymak, iyi ama sonu yok ki!
Sevdalar sokaklarda serin ama sonu yok ki! Bölüşmek umutları, paylaşmak acıları, bunalmak, Ummak yarınlardan bir şey, evcek yok mu, Şaşıyorum.
Evcek, uzaktan da olsa, yüzlerine tutulan ayna Yansıtmaz mı hiçbir şey onlara? Yaldızlı süslerle örttüğümüz oyuklarda Yalnız en yeni çorapları asıp ele güne karşı Tespih böcekleri gibi kaçınık yaşamak! Hangi utançtır alıkor bizi bu kadar Vermekten evlerdeki yitik şarkıları, şaşıyorum. Şiirlere bir insan, evlerden bir şey katmadan Nasıl girer, şaşıyorum. Örneğin daha demin kavgalar, dargınlıklar Varken - işliyen saatler gibi alışılmış - Kapı çalınsa, biri gelse, gülüşlerin, kaynaşmaların Birden başlaması yok mu afallamış odalarda?
Onlar huysuzluklarda donmuş, katı Bir türlü bitmek bilmeyen ay sonlarını Hiç mi yaşamazlar, şaşıyorum. Kanlı kırmızı yollarda, beyaz sinirli soluyan O azgın yatıştırıcı ay başlarını onlar Hiç mi bilmezler, şaşıyorum. Geçer gider ömürler kışlar, baharlarla değil, Eriyen yağlar, tükenen sabunlarla geçer gider. Çocuklar büyür gider, başlayan şarkılarla değil, Eskiyen giysiler, tükenen güçlerle büyür gider. Evde hasta oldu mu hepimiz hastayız Onlar hastalık nedir bilmezler mi, şaşıyorum.
Onlar hep ev dışında mı, şaşıyorum. Sırlı küplerden sızan iplik-ince bir su iken ömrümüz İçerdeki seslere nasıl tıkanır kulak, şaşıyorum. Ah, bu çılgın oyunlardan uzaklara da kaçsak Değil mi ki odaların eni boyu belli, Değil mi ki görmekten hep aynı yüzleri, bıkmış İnsanların soluğunu iletir birbirine Hattâ ayrı odalarda ayrı yataklar. Değil mi ki kezzap gibi damlar göze Kimi gece düşman Sıcak kollar gibi sarar soğuklarda bizi Kimi gece dost ev. Nasıl yaşanırdı dönüşler de olmasa unutuşlarda Bir şifalı su gibi ılık, arı dönüşler Ah, nasıl taşınırdı sürüp gitseydi hınç!
Gene de hiç kimse kurtulamaz içinde büyüyen Bu korkunç boşluktan, diyorum. Kurtarırsa o kurtarır bizi, ne aşklar, ne yaşlanmak Ne avuntular dışarda. Dünyada mutluluk adına ne varsa başkaca Evcek, evlerde yaşar yaşarsa.
|