0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Ibadetin Asıl Özü Dua  (Okunma Sayısı: 924 Kere Okundu.)
« : Mart 14, 2010, 04:31:03 ÖS »
Avatar Yok

cadı_kız
*
Üye No : 28085
Yaş : 30
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 378
Mesaj Sayısı : 3 855
Karizma = 13164


İbadetin Aslı ve Özü Dua / İdris ERTAŞ

Mizgîn/Sayı 8

Seslenmek, istemek, yardıma çağırmak anlamlarına gelen dua, Kur'an'a göre ise; 'Kulun, acizliğini bilerek bütün benliğiyle sonsuz kudret sahibi olan Yüce Allah'a yönelmesi, kendisi veya bir başkası hakkında bir dileğine, bir arzusuna kavuşması için Yüce Allah'a yalvarması, O'ndan dilekte bulunması ve O'na yakarması'dır.

Dua, insan fıtratında var olan bir olgudur. Bu yüzden, ilahi olsun beşeri olsun bütün dinlerde duaya büyük bir önem verilir. İnsanlar yaşamları boyunca, üstesinden gelemeyecekleri ve aşamayacakları bir çok şeyle karşılaşmakta; acı, keder, sıkıntı, acz ve ümitsizliğe maruz kalmaktalar. İşte bu yüzden insanlar kendilerinden üstün olan varlığa dua etme gereksinimi duymaktalar. Yüce Allah bu durumu bizlere şöyle bildiriyor:
"İnsana bir darlık dokunduğu zaman, yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır; ama biz onun sıkıntısını giderince, sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş, böylesine süslü gösterilmiştir." (Yunus Suresi, 12)

Dua ibadetin özü, mü’min kulun her an hakka yönelen sözü ve yakarışıdır.
'Dua ibadetin ta kendisidir.'(Hadis-i Şerif-Tirmizi)

Peygamber (s.a): 'Dua, ibadetin beyni ve iliğidir.' (Tirmizi) buyurmuştur. Bir ayette ise; "Duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?"(Furkan Suresi, 77) buyrulmuştur.

Yüce Allah, çağrı ve yakarışlar söz konusu olmadan da kullarının kalbinden geçenleri ve ihtiyaçlarını bilir. Yine bu çağrı ve yakarışlar olmadan da kullarının dertlerini işitir. "Zira O kullarına şah damarından daha yakındır." (Kaf Suresi, 16)

"Rabbiniz `Bana dua ediniz de duanızı kabul edeyim' dedi." (Mü'min Suresi, 60)
Yüce Allah kendisine dua eden, acziyetini dile getiren ve bu şekilde kendisine yönelen kullarını çok sever. Ebû Hureyre (r.a)'ın rivayet ettiği ve bizlere ulaşan başka bir hadiste ise, Resûlullah (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Her gece, Rabbimiz gecenin son üçte biri girince, dünya semasına iner ve: "Kim bana dua ediyorsa ona icabet edeyim. Kim benden bir şey istemişse onu vereyim, kim bana istiğfarda bulunursa ona mağfirette bulunayım" der.

"Rabbiniz dedi ki: "Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir." (Mümin Suresi, 60)

Müminler kendilerini hiçbir şekilde, eksikliklerden uzak ve yeterli görmedikleri gibi, en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm ihtiyaçlarını Yüce Rablerinden talep ederler.
İnsan, dua ettikten sonra gönlünde bir rahatlık ve ferahlık hisseder. İsteğinin yerine getirileceği konusunda ümidi artar. Bu yönüyle dua, insana bir şifa ve rûhî bunalımlara karşı koruyucu bir tedbirdir.

Dua yalnız Allah'a yapılır. Zira gerçek olan, gerçekleşen ve karşılık gören tek dua, Allah'a yönelik olan duadır. Allah'a yönelmek, O'na dayanmak, O'nun yardımını, rahmetini ve yol göstericiliğini istemek gerekir. Fatiha Sûresi'nde: "Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz" (Fatiha Suresi, 4) buyrulmuştur.

Kulların güçlerinin dahilinde olan bir şeyin yapılmasını kendilerinden istediğimiz zaman bile, aslında istediğimiz şeyin Allah tarafından gerçekleştirileceğini, O'nun dilemesi olmadan, o şeyin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bilmek gerekir. Bu bilinmeden Allah'tan başkasından bir yardım ve istekte bulunmamak gerekir.
Duanın kendisine özgü kuralları vardır. Öncelikle insan, samimi bir yürekle Allah'a yönelmelidir. Duasına karşılık verileceğine tam güvenmelidir. Herhangi bir yer veya zaman tayin etmemelidir. Zira bu türden bir ön şart ileri sürmek, dileğin adabına uygun düşmez. İnsan, dua için Allah'a yönelmenin dahi, Allah'tan bir yardım olduğuna ve duasına karşılık verilmesinin ise ayrıca bir lütuf olduğunu bilmelidir. Hz. Ömer (r.a) şöyle diyordu:
"Ben, duanın kabul edilmesi arzusunu değil, sadece duanın arzusunu taşırım yüreğimde. Çünkü bana gerçekten güzel bir dua nasip olduğunda, peşinden kabul edilişinin de geleceğinden eminim."

Duâ şartlarına uygun yapılmalıdır. Duanın, halis niyetle yapılması, duanın kendine özgü kurallarından biridir.
Yine duanın kabulünün ümidi içinde olmak da duanın kabulü için gerekli şartlardandır. Enes (r.a) anlatıyor: Resûlullah (a.s) buyurdular ki: “Sizden biri dua edince ‘Ya Rabb! Dilersen beni affet! Ya Rabb dilersen bana rahmet et!’ demesin. Bilâkis, azimle (kesin bir üslubla) istesin. Zira Allah Teâlâ'yı kimse zorlayamaz. " (Buhârî, Müslim, Muvatta, Tirmizî, Ebû Dâvud, İbnu Mâce)

İmam Ahmed b. Hanbel'in Ebû Saîd el-Hudrî'den (r.a.) rivâyet ettiği bir hadîste: "Duanın karşılıksız kalmayacağı, bilâkis üç şeyden birinin mutlaka meydana geleceği; ya kabul ya âhirete bırakma yahut eda edilen dua oranında günahın affedileceği" beyan buyurulmuştur.
Bazı anlar da var ki, bu anlarda yapılan dualar kabul edilmeye daha layık ve daha yatkındır.
Ebû Umâme (r.a) anlatıyor: "Derdi ki: "Ey Allah'ın Resûlü! En ziyade dinlenmeye (ve kabule) mazhar olan dua hangisidir?"
"Gecenin sonunda yapılan dua ile farz namazların ardından yapılan dualardır!" diye cevap verdi." (Tirmizî)

Ebû Hureyre (r.a) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal, secde ettiği haldir. Bu nedenle secdenizde çok dua ediniz!"(Müslim)

Yüce Allah kendisine nasıl dua edileceğini, Kur'ân'ı Kerim'de Resûllerinin dualarını bize haber vererek öğretiyor:

Eyüp (a.s); "Ya Rabbi, gerçekten benim başıma bela geldi. Halbuki sen merhametlilerin merhametlisisin." (Enbiya Suresi, 83)

Âdem (a.s.); “Ey Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik. Eğer sen bizi affetmez ve bize acımazsan mutlaka zarara uğrayanlardan oluruz.”

Nuh (a.s); "Rabbim! Yeryüzünde hiçbir kâfir bırakma... Rabbim! beni, anamı babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla; zalimlerin de yalnız helâkini artır."(Nuh Suresi, 26, 28)

Yusuf (a.s); "Beni müslüman olarak öldür ve beni salih kullarına kat..." (Yusuf, 101)

Yunus (a.s); "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Ben zalimlerden oldum." (Enbiya Suresi, 87)

Dua eden kişi, gönülden dua etmeli ve dua ederken yalnızca Yüce Allah'ı düşünmelidir. Kalp başka bir şey ile meşgulken, başka şeyle oyalanı- yorken dua etmek, manasızdır. Dua eden kul, duasında iyi şeyleri isteyerek kendisi de o doğrultuda çaba sarfetmeli, duasında samimiyetini tavırlarıyla ve hareketleriyle de ortaya koymalıdır. Kul, eylemleriyle sebeplere yakınlaşmazsa, ettiği duanın mânâsı olmaz.

"Çalışmadan duâ eden, silâhsız harbe giden gibidir." (Hadîs-Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî)
"Allah u Teâlâ'ya itâat et, emirlerine uy. Sonra duâ et. Allah u Teâlâ duânı kabul eder." (Ammâr Yâser)

Dua beraberinde tevekkülü de getirir. Dua eden insan, karşısına çıkabilecek zor ya da kolay her türlü durumu, tüm olayları, olayların yaratıcısı olan Yüce Allah'a havale etmiş demektir. Bir musibeti önlemenin bütün yollarının Yüce Allah'a dayandığını bilmek, tüm işleri ona havale etmek ve sadece ona dua etmek, mümin için bir ferahlık ve güven kaynağıdır.

Kur'an'ı Kerim'de geçen bazı güzel dualar:

Ey Rabbimiz bize dünya ve ahirette iyilik ver, bizi Cehennem azabından koru!” (Bakara Suresi, 201)

“Ey Rabbimiz bize sabır, cesaret ve sebat ver, kâfirlere karşı bize yardım et!" (Bakara Suresi, 250)

Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme!

Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği işleri de yükleme, bizi affet, bizi bağışla, bize acı, Sen bizim Mevlamızsın. Kâfirlere karşı bize yardım et! (Bakara Suresi, 286)

Ey Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi kaydırma! Bize, tarafından rahmet bağışla! Lütfu en bol olan Sen’sin. (Al-i İmran Suresi, Şeklimi Koyarım.

Ey Rabbimiz, "Rabbinize inanın" diyen davetçiyi [peygamberi] işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al! Ey Rabbimiz! Bize peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamette bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz Sen vaâdinden caymazsın. (Al-i İmran Suresi, 193-194)

Ey Rabbim, beni ve neslimi namazı devamlı kılanlardan eyle; duâmı kabul et, kıyamette hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla! (İbrahim Suresi, 40-41)

Ey Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığı bağışla; ayaklarımızı [yolunda] sabit kıl; kâfirlere karşı bizi muzaffer eyle! (Al-i İmran Suresi, 147) (A'raf Suresi, 23)

*Her yaranın bedeLini gözLer çeker..!
GözLer ağLar, gözLer sevdiğni görmk ister..!
Her gece uykuLarn böLünür , hayaLi hep gözLerinin önündedir , kör oLmak istersn bazen , birdaha görmemek , güLüşLerini görmemek ..! KaLP AğLarken onun güLüşLerini görmemek..!

iMza : 'cadı_kız  *
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Ibadetin Asıl Özü Dua
« Posted on: Nisan 26, 2024, 09:14:18 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Ibadetin Asıl Özü Dua e-book, Ibadetin Asıl Özü Dua programı, Ibadetin Asıl Özü Dua oyunları, Ibadetin Asıl Özü Dua e-kitap, Ibadetin Asıl Özü Dua download, Ibadetin Asıl Özü Dua hikayeleri, Ibadetin Asıl Özü Dua resimleri, Ibadetin Asıl Özü Dua haberleri, Ibadetin Asıl Özü Dua yükle, Ibadetin Asıl Özü Dua videosu, Ibadetin Asıl Özü Dua şarkı sözleri, Ibadetin Asıl Özü Dua msn, Ibadetin Asıl Özü Dua hileleri, Ibadetin Asıl Özü Dua scripti, Ibadetin Asıl Özü Dua filmi, Ibadetin Asıl Özü Dua ödevleri, Ibadetin Asıl Özü Dua yemek tarifleri, Ibadetin Asıl Özü Dua driverları, Ibadetin Asıl Özü Dua smf, Ibadetin Asıl Özü Dua gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular