0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Hristiyan Ahlakının Temelleri  (Okunma Sayısı: 1138 Kere Okundu.)
« : Temmuz 25, 2008, 05:13:48 ÖS »
Avatar Yok

FeMoX
*
Üye No : 570
Yaş : 34
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2803
Mesaj Sayısı : 5 853
Karizma = 39


Yapılan bir işte ya da kurulan bir binada, kısacası her işte en önemli şey temeldir. Eğer temel sağlamsa yapılan iş de sağlamdır. Oturulan bina da sağlamdır. Çürük temel üzerine kurulan her şey yıkılmaya mahkumdur. Hıristiyan’ın iman temeli sağlamsa, bu temel üzerine bina ettiği yaşam tarzı da oldukça sağlam olacaktır. Bu yaşam tarzında Hıristiyan ahlakı temel taş olacaktır. Hıristiyan ahlakının temeli her şeyden çok daha fazla sağlamdır. Çünkü Hıristiyan ahlakı Allah’ın kutsal karakteri üzerine oturmaktadır.

Allah kendisine iman eden kişileri dünyanın normlarından ayrı tutmak istemektedir. Çünkü kendisi kutsaldır. Bu nedenle kendisi ile ilişkisi olduğunu söyleyen çocuklarının da aynı şekilde kutsallıkla donanmasını istemektedir. İnsan olarak tek mükemmel olan Allah’ın kutsallığını ancak taklit edebiliriz. Bu taklit etmede işimize yarayacak tek şey Kutsal Yazılar’dır. Kutsal Yazılar Allah’ın kutsallıkla neyi kastettiğini ve kutsal yaşam biçiminin ne olduğunu bize aktarır. Şimdi Allah’ın öğretilerine bakalım:



“Çünkü Allah’ınız Rab ben im; ve kendinizi takdis edin, ve mukaddes(kutsal) olun; çünkü ben mukaddesim (kutsalım)”

Lev. 11:44



“Ve bana mukaddes olacaksınız; çünkü ben, RAB, mukaddesim, ve benim olmanız için sizi kavmlardan ayırt ettim.”

Lev. 20:26



“Buyruğa uyan çocuklar gibi olun, geçmiş günlerdeki bilgisizlik tutkularının kalıbına girmeyin. Tam tersine, sizleri çağıran kutsal olduğu gibi, siz de yaşayışınızın her ayrıntısında kutsal olun..”

1. Pe. 1:1415



Burada kutsallığı iyi anlayabilmemiz için kutsallığın anlamına bakmamız gerekmektedir. Kutsallık “farklı” veya “ayrı” gibi anlamları içermektedir. Örneğin: İsrail oğulları için Sept günü farklı, diğerlerinden değişik bir gündü. Allah’a ibadet etmek için ayrılmış, yani, Allah’ın yaratma ve kurtarma amaçlarını anımsatmak için özel, kendine has, farklı bir gündü:



“Bunun için Sebti tutacaksınız; çünkü size mukaddestir (kutsaldır) onu bozan mutlaka öldürülecektir; o günde her kim iş işlerse, o can kavmının içinden atılacaktır.”

Çık. 31:14



Bu sözlerde kutsal olmanın, ne denli farklı olmak olduğunu, ayrı bir gün statüsünden bahsedildiğini görebiliyoruz. Kutsal Yazılar için söylenilen kutsallık sözcüğü ise bu kez kutsal yazıları başka yazılardan farklı, ayrı kılmaktadır. Elçi Pavlus, Timoteyus’a yazdığı yazısında Kutsal Yazılar için “kutsal” kelimesini kullanmaktadır:



“Çocukluğundan bu yana Kutsal Yazılar'ı biliyorsun. Mesih İsa'ya iman yoluyla seni kurtuluş için bilgili kılmaya yeterlidir bunlar.”

2. Ti. 3:15



Kutsal Yazılar’ın kutsallığı Allah esinlemesi olduğundan kaynaklanmaktadır. Çünkü Allah bir şeyin kutsal olmasını beyan ederse, kutsaldır.

Allah’ın kutsal olmasında akılların ötesinde bir farklılık, bir başkalık söz konusudur. Tam olarak kötüden, günahtan arılık, karakterde tam olarak üstünlük vardır. Zaten yaratıcı yaratması ile her şeyin üstündedir. O’nun karakteristik özellikleri de, bu özelliklerin en ufağı da her şeyden üstündür. O zaman Allah’la ilişkisi olan da bu farklılıkla tanışması kaçınılmazdır. Aynı “Üzüm üzüme baka baka kararır” atasözünde olduğu gibi Allah’ın kurtarışını gönenen, Mesih İsa’yı Rab’bi olarak kabul eden kişi de Allah ile artık içli dışlı olmaya başlamış demektir. Bu noktada o artık bir yansıtıcıdır. Mükemmel olmayan bir yansıtıcı. Mükemmel olmasa bile Allah’ın karakterinin çok azı da olsa üzerlerine sindiği görülmektedir. Bunu Kutsal Yazılar’da da kaçınılmaz olarak gösteren ayetler vardır:



“Ama sizler Allah tarafından 'seçilmiş kuşaksınız; soylu rahiplik, kutsal ulus, gözbebeği sayılan halksınız. Sizleri karanlıktan şaşılacak ışığına çağıranın erdemli işlerini duyurmaya çağrıldınız..”

1. Pe. 2:9



Hıristiyan ahlakını yaşamak, anlamakla paralellik göstermektedir. Hıristiyan ahlakını anlamak Allah karakterini yakından anlamaya çalışmak demektir. Allah’ı yüzde yüz anlamak ya da O’nun muhteşemliğini algılamak mümkün değilse de kutsal yazılar üzerinde çalışılabilir. Şimdi bu karakter yapısını algılamaya çalışalım.





ALLAH’IN KARAKTERİ



Bizler Kutsal Kitap’tan öğrendiğimiz gibi Allah benzeyişinde yaratıldık. Ama bu benzeyiş tam bir benzeyiş olmasa gerek. Buna karşın Allah’ımızın bir takım özelliklerini kendi üzerimizde görmek mümkündür. Bunlardan bir tanesi de karakterlerimizdir. Her insanın kendine has karakteri vardır. Bu karakter özellikleri insanın esas benliğini, esas kimliğini yansıtmaktadır. Bu karakter özelliklerine bakarak bir kişi hakkında üç aşağıya beş yukarıya bir şeyler öğrenmek mümkündür. Allah’a baktığımızda her şeyin orijini olan Allah’ın karakterini de biraz olsun algılamak Allah’ın kendisi hakkında bilgi sahibi olmak, O’nu az da olsa tanıyabilmek demektir.

Bu algılayışta en çok zorlandığımız taraf kendi zihinsel algılayış ve kelimelerimizin kısıtlılığıdır. Kutsal Yazılar insan algılarına göre kısıtlı söz ve düşünce çerçevesinde ancak bizim anlayacağımız kadarını yansıtmaktadır. Bazen anladığımızı sandığımızı bile anlatmakta ya da başkalarına aktarmakta zorlanırız. İşte Kutsal Yazılar’a bakarak Allah’ın karakterini algılamak ta bazen bu duruma benzemektedir. Kutsal Kitap insan algılayışına göre ibadet ettiğimiz Allah’ı bize anlatmaya çalışır.[1] Bu çok güzel bir durumdur. Kendi algılarımız içinde Allah’ı, aslında aklın alamayacağı kadar görkemli bir varlığı algılayabilir; O’nun insanları ile ilişki kurmak istediğini, onlara kurtuluş vermek istediğini görebiliriz. Allah istediği için bu şekilde kendisini açıklıyor. Buna Allah’ın kendi vahyi diyoruz.

O zaman şu soruyu sorabiliriz. Allah nasıldır? Kutsal Yazılar’ın birçok yerinde kendisinin kutsal olduğu karşımıza yine çıkmaktadır. Allah’ımız kutsaldır:



“İlahlar arasında senin gibi kim vardır, ya RAB? Kudsiyeti celil, senalarda heybetli, harikalar yapan, senin gibi kim var?” (Kutsallığı yüce, yücelerde heybetli)

Çık. 15:11



Allah’ın kendisi gibi adı da çok kutsaldır. O kutsal olduğu için Allah halkının, putperestler gibi sahte tanrılara çocuklarını kurban etmeleri yasaklanmıştır:



“Ve ben o adama karşı döneceğim, ve onu kavmının arasından atacağım; çünkü makdisimi murdar etsin, ve mukaddes ismimi bozsun diye zürriyetinden Moleke vermiştir.”

Lev. 20:3



Kral Davut da Allah’ın isminin kutsallığını bilmektedir:



“Ya RAB Allah’ımız, mukaddes ismine ev yapmak için sana hazırladığımız bütün bu hazine senin elindendir, ve hepsi senindir.”

1. Ta. 29:16



Bütün bunların yanında Allah’ın sözleri ve vaatleri de kutsaldır:



“Çünkü mukaddes(kutsal) sözünü ve kulu İbrahim’i andı.”

Mez. 105:42



“Peygamberlerden ötürü. İçimde yüreğim kırıldı, bütün kemiklerim gevşedi; RABBİN yüzünden sarhoş adam gibiyim, ve şarabın yendiği adam gibiyim.”

Yer. 23:9



Daha önce belirttiğimiz gibi Allah’ın kutsallığı, “kutsallık” kelimesinin tam anlamında olduğu gibi farklılık, ayrıcalık anlamını içermektedir. Kutsallık O’nun karakterinin temelinde yer almaktadır. Bütün özellikleri kutsaldır. Kutsallığın kitabı tarifi şöyledir: Allah’ın davranış bütününün bir arada göz kamaştırıcı bir biçimde parlamasıdır. Işığın karanlığı yok etmesi gibi, o da bütün kötü, yok edici unsurları yargılar.”[2] Bütün bu sözlerin toplamı bütün varlıklardan ayrı, günah gibi bütün kötü kavramlardan da ayrı olduğunu göstermektedir. O tek başına bütün özellikleri ile Allah’tır.

Hanna dua ederken inandığı Allah’ın karakterini bilerek dua ediyordu:



“Kimse RAB gibi mukaddes (kutsal) değildir; Çünkü senden başka yoktur, Ve Allah’ımız gibi kaya yoktur.

1. Sa. 2:2



Buna benzer Kutsal Yazılar’da çok ayetler bulunmaktadır. Özellikle Mezmurlar bu konuda gerçekten bir çok örneğe sahiptir:



“Ey Allah, senin yolun kudsiyettedir; Allah gibi büyük ilah kimdir?”

Mez. 77:13



“İsrail evine olan inayetini ve sadakatini hatırladı; Yerin bütün uçları Allah’ımızın kurtarışını gördüler RABBE çenk ile hamd edin, Çenk ve güzel ses ile hamd edin. Çünkü o, yere hükmetmeğe geliyor; Dünyaya adaletle, ve kavmlara doğrulukla hükmedecek.”

Mez. 99:3,5,9



İşaya Allah’ın görkemi ile yüz yüze geldiğinde şu sözler işitilmişti:



“Orduların Rab’bi kuddüstür (kutsaldır), kuddüstür (kutsaldır), kuddüstür; bütün dünya Onun izzeti ile doludur.”

Yşa. 6:3



Allah’ın görkemi ile karşılaşan İşaya ilk olarak kendi eksiklikleri, günahkarlığı ve değmezliğini hissetmiştir. Çünkü Allah gerçekten her şeyden, ondan özellikle farklıdır. O çok büyük bir farklılığa, kutsallığa sahiptir. Ama diğer taraftan İşaya’da gördüğümüz gibi kutsal olan, ulaşılmaz olan Allah kendi insanına yakınlaşmış ve insanına kurtuluş sunmuştur. İşte, bu gerçek İşaya’da önümüze açılır:



“Çünkü yüksek ve yükselmiş, ebediyette sakin ve ismi Kuddüs olan şöyle diyor: Ben yüksek ve mukaddes yerde otururum, ve alçak gönüllülerin ruhunu diriltmek, ve ezilmişlerin yüreğini diriltmek için, ezilmiş ve alçak gönüllü adamlarla beraberim.”

Yşa. 57:15



Allah’ın kutsallığı demek O’nun tam, kelimelerle anlatılamaz bir biçimde temiz ve mükemmel olması demektir. Allah’ın kendisinde kötülük ve günah bulunmamaktadır. Kendisi doğruluğun, iyiliğin tam ölçütüdür. Benim izah etmeye, açıklamaya çalıştığım ve çalışırken kullandığım şu kelimeler bile bu konuyu dile getirmeye yeterli değildir.





ALLAH HALKI KUTSAL OLMALI



“Dostunu göster sana kim olduğunu söyleyeyim” tarzında atasözü birçoklarımız tarafından bilinir. Bu gerçekten çok doğru, anlamı yerinde bir sözdür. İyi insanla dostluğu olan kişilerin karakter değişimine uğraması mümkündür. Aynı şekilde daha önce de söylediğimiz gibi “üzüm üzüme baka baka kararacaktır.” Kısacası dosta benzeme başlayacaktır. Bir Mesih inanlısı olmak, Mesih’i yüreğine alıp kurtuluşa kavuşmak, Allah ile dostluğa başlamak demektir. Bu dostluk ister istemez insanı yeni bir kişi yapacaktır.[3] Allah’ın kutsallığı O’nun Ruh’unun aracılığıyla bize akar. O zaman Allah’a ait kişilerin kutsal olmalarının, Allah’ı hoşnut eden yaşam yaşamalarının gerekliliğinin nedenlerine birlikte bakalım.





1. ALLAH’IN KİMLİĞİ BİRİNCİ NEDENDİR



Eski Antlaşma’ya baktığımızda özellikle ahlakla ilgili açıklamaları verdikten sonra Allah’ın kendisini “Ben Rab’bim” diyerek tanımladığını görüyoruz:



“Her biriniz kendi anasından ve babasından korkacak; ve Sebtlerimi tutacaksınız; ben Allah’ınız RAB’İM. Putlara dönmeyin, ve kendiniz için dökme ilahlar yapmayın; ben Allah’ınız RAB’İM”

Lev. 19:34



“Ben Rab’bim” sözü Levililer 19. bölümde yaklaşık 12 kez geçmektedir.[4] Bütün bu ayetlerde bu sözcüğün tekrarlanması özellikle Allah’ın kimliğini vurgulamak içindir. Ahlaksal kurallara ya da Allah’ın istemine Allah’ın kimliğinden ötürü uyulması gerektiği söylenmeye çalışılmaktadır. O Yehova olan büyük Allah’tır. Her şeye kadir olan, her şeyin hakimi, her şeyin yaratanı ve aynı zamanda İsrail’in, yani Allah seçilmişlerinin O’na itaat için evet dedikleri yüce Allah.

Allah’ın bizim O’nun sözlerine itaat etmemizi, O’nun hoşlandığı yaşayış tarzını istemesinde başka hiçbir neden yoktur. Tek neden O’nun evrenin hakimi, Allah olmasıdır. Allahlığıdır. Allah’ımız Allah olduğu için bizim gerçekten O’nun arzuladığı ve hoşlandığı yaşamı yaşamamız gerekmektedir.





2. ALLAH BİZLER İÇİN ÇOK ŞEYLER YAPMIŞTIR



Allah zaten evreni ve dünyayı yaratmakla, insan gibi karmaşık bir oluşumu oluşturmakla mükemmellerin mükemmelini oluşturmuştur. Bütün bunların yanında daha başlangıcından beri insanları için çok, ama çok şeyler yapmıştır. Örneğin; On Emir’e baktığımızda önemli bir giriş gözümüze çarpmaktadır:



“Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Allah’ın Yehova ben im..”

Çık. 20:2



Allah kendisini ve kendi kurtarışını anlatmak istemektedir. Aynı şekilde insanları için bir şeyler yapmış olan ve onları kurtarmayı amaçlayan Allah aynı şekilde onların Kendisine olan bağlılığında da net olmalarını istemektedir:

“Karşımda başka ilahların olmayacak.”

Çık. 20:3



Allah kendi seçtiği halkı, insanlık içinde en zayıf insanlara örnek olan halkı Mısır diyarından kurtarmıştı. Bu kölelikten kurtarış sürekli olarak dile getirilmektedir. Aslında bu yalnızca fiziksel ve tarihsel bir kurtarış olmakla kalmaz aynı zamanda derin bir ruhsal kurtarışa da örnek teşkil ettiği için sürekli yinelenir durur.

İsrail halkı kölelikten kurtuluşunu Allah’a borçludur. Çünkü o zor durumlarında gerçekten Allah onları kölelikten kurtarmıştır. Onlara özgür bir halk olma ayrıcalığı vermiştir. Bütün güçlüklerinde yanlarında olmuştur. Ruhsal anlamda ise insanlar kendi dünyasallıklarına, benliklerine köledirler. Aslında farkında olmadan Şeytan’ın karanlık dünyasında gezinmektedirler. Allah, Oğlu Mesih İsa’nın haç üzerindeki ölümü ile bu kurtarışı kabul eden insanlar için büyük bir kurtarış sunmuştur. Bu iki olay arasında büyük bir bağlantı ve süreklilik olduğu için Allah sürekli olarak kurtarışını halkına, kendi seçtiklerine hatırlatıp durmaktadır. Demek ki, gerçekten bizi yaratan evrenin hakimi bizim için bir şeyler yapmıştır. Biz bu nedenle Allah’a kulak asmak, O’nun hoşlandıklarını, söylediklerini yapmak zorundayız:



“Buyruğa uyan çocuklar gibi olun, geçmiş günlerdeki bilgisizlik tutkularının kalıbına girmeyin. Tam tersine, sizleri çağıran kutsal olduğu gibi, siz de yaşayışınızın her ayrıntısında kutsal olun. Çünkü atalardan kalma boş yaşayışınızdan, yozlaşan gümüşle ya da altınla kurtulmadığınızı biliyorsunuz. Tersine, suçsuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih'in değerli kanıyla kurtuldunuz.”

1. Pe. 1:1415, 1819



Mesih’e iman etmiş kişi artık Allah’a aittir. Allah’a ait olan bir kişinin de doğal olarak bir takım sorumlulukları vardır, günaha eskisi gibi kucak açması mümkün olamaz:[5]



“Hem bedeninizin sizlerde bulunan Kutsal Ruh'un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Bu Ruh size Allah tarafından verilmiştir. Kendi kendinizin değilsiniz. Bir değer karşılığında satın alındınız. Öyleyse Allah'ı bedeninizde yüceltin.

Değer karşılığında satın alındınız; insanlara köle olmayın.”

1. Ko. 6:1920;7:23



Bu sözler bizim ne denli büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Bu, kurtuluşumuz için çaba sarf etmek değildir. Ama Allah’ın bize olan lütfu karşılığında aldığımız kurtuluşu, hiç beklentisiz, karşılıksız bize sunulan lütfu değerlendirmek, değerini bilmek olayıdır. Allah gerçekten de yarattığı insanı başı boş bırakmamıştır. Gerçekten dünyayı sevmiş ve insanlarını kurtarmak için bir plan dahilinde insanlara çok şeyler yapmıştır. Allah’ın kendisinin görkeminden ötürü Allah’a itaatimiz gerektiği gibi, O’nun bizim için yaptıklarına bir yanıt olarak, bir teşekkür olarak, O’nun hoşlandığı yaşamı yaşamamız, O’nun emirlerine itaat etmemiz gerekir.





3. ALLAH KENDİSİ GİBİ KUTSAL OLMAMIZI İSTEMEKTEDİR



Biz Allah’ın söylediklerine ve yaptıklarına bakarak karakteri hakkında bir sonuca varıyoruz. Bu kendimiz için de aynıdır. Bizim davranışlarımız, sözlerimiz de içimizde olanı yansıtmalıdır. Allah İsrail’e büyük acıma ve merhamet gösterdi. Aslında İsrail’in de kendi kölelerine ve hizmetkarlarına aynı acıma ve merhameti göstermesi gerekmektedir. Çünkü ancak böylece Allah’tan alınan, başkalarına tanıklık olarak sunulabilirdi:



“Ve garibe gadr etmeyeceksiniz; siz garibin gönlünü bilirsiniz, çünkü Mısır diyarında gariptiniz.”

Çık. 23:9



Aslında kutsallık oldukça kişisel gibi görünse de aslında sonuçları toplumu ilgilendiren bir uygulamadır. Toplum içinde yapılan samimi dürüstlük, yalan söylememe, başkalarının hakkını gözetme gibi uygulamalar gerçekten bütün toplumu olumlu yönde ilgilendiren uygulamalardır. Allah “Ben Rab’bim” diyerek bu uygulamaların yapılmasını istediğine göre, bizim bunu uygulamamız hem Allah’ı hoşnut eder, hem Allah karakterini yansıtır, hem bizim itaat etmemizi sağlar, hem toplum düzeni için sağlık oluşturur. Görüldüğü gibi yukarıda sayılanlar ve benzeri şeylerin çok büyük faydaları vardır.

Yeni Antlaşma’ya baktığımızda da yine aynı kutsallık vurgulaması ile karşı karşıya kalıyoruz:



“Allah’ın istemi şudur: Kutsal kılınasınız, böylece zinadan uzak durasınız. Çünkü Allah bizi iğrençliğe değil, kutsallığa çağırdı.”

1. Se. 4:37



Kutsal Kitap boyunca Allah seçilmişleri olan Mesih İsa’da Allah’ın kurtarışına kavuşmuş insanlardan hep kutsallar olarak bahsedilmektedir:[6]



“Roma’da bulunan hepiniz, Allah’ın sevdikleri, kutsal yaşam çağrılıları! Sizlere Babamız Allah’tan ve Rab İsa Mesih’ten kayra ve esenlik gelsin.”

Rom. 1:7



Mesih inancında Allah’ın kurtarışını gönenmiş kişilerin, bir şey yapmadan aldıkları kurtuluşlarından dolayı gerçekten Allah’a sunulmuş bir yaşamla Allah’ı hoşnut edebilecekleri söz konusudur. Allah’a sunulmuş yaşam büyük bir fedakarlık örneği olsa da, Allah’ın yaptıklarına karşılık sunulabilecek en uygun şükür olacaktır. Böyle bir yaşamda Hıristiyan ahlakının uygulaması olacaktır. Şimdi şu ayete bakalım:





“Öyleyse, kardeşlerim, Allah’ın sevecenliği adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal, beğenilir sunu olarak Allah’a sunun. Sunmanız gereken sağlıklı ruhsal hizmet budur. Şimdiki çağın gidişine uymayın. Tersine, anlayışınızın tazelenmesiyle büsbütün değiştirilmiş insanlar olun. Öyle ki, Allah’ın istemini, neyin yararlı, beğenilir, yetkin olduğunu öğrenesiniz.”

Rom. 12:12



Bütün bu ayetlerde yapılan çağrının kişisel olduğunu görüyoruz. Ama biraz önce bahsettiğimiz gibi uygulama kişisel ama çağrı toplumsal çağrı aynı zamanda toplumun ruhsal iyileşmesine büyük fayda vermektedir. Bunun yanı sıra Yeni Antlaşma’nın kutsal yaşama çağrı konusundaki ayetleri yalnızca kişisel değildir. Aynı zamanda bütün kilisenin kutsal yaşama çağrıldığı kolayca görülebilir:[7]



“Allah istemi uyarınca Mesih İsa'nın habercisi olmaya çağrılan Pavlus’tan ve Sostenes kardeşten Korintos'taki Allah kilisesi topluluğuna, Mesih İsa bağlılığında kutsananlara, kutsal yaşam çağrılılarına, hem onların hem de bizim Rab’bimiz olan Mesih İsa'nın adına her yerde yakaranların tümüne.”

1. Ko. 1:2



Mesih İsa’nın ölüm nedenlerinden birinin de kiliseyi kutsal kılmak olduğu unutulmamalıdır:



“Mesih’in kilise topluluğunu sevdiği ve kendisini onun yararına verdiği gibi, siz kocalar da kendi karılarınız sevin. Mesih’in amacı kilise topluluğunu suyla bu kutsal söz demektir yıkayıp arıtmak, kutsal kılmaktır. Öyle ki, kilise topluluğunu parlak, kutsal ve suçsuz durumda kendi katına eriştirsin. Ne kiri, ne buruşuğu, ne de sıradan hiçbir bozukluğu olmaksızın eriştirsin.”

Ef. 5:2527



Kutsal Yazılar’ın birçok yerinde insanın yolunu Allah’a göre düzeltmesi, yönlendirmesi gerektiği hatırlatılmakta, bu konuda buyruklar verilmektedir. Yeni Antlaşma’da ise Mesih İsa artık Allah’ın kutsallığına tek örneğimiz olarak önümüze konulmaktadır. Allah ile yürümek Allah’tan olmayan ya da Allah normlarına uymayan yaşam biçimlerinden, kişilerden bütünüyle kopmak ayrılmak demektir. Bu kopma ayrılma onlara karşı bir cephe oluşturmak, onlardan uzak durmak olarak algılanmamalıdır. Ama düşmanı bile sevmeyi öğreten İncil’e göre onların yaşam biçimlerinden etkilenmeden kendi kutsal yaşamını yaşamak demektir. Kendi yaşamını bir sunu olarak sunmanın zorluğu bu noktada başlamaktadır. Çünkü bozuk bir toplum içinde Allah yaşamını o toplumdan kaçarak değil, o topluma tanık olarak, sabrederek, o toplumdaki kişileri severek, ama onlardan etkilenmeden yaşamaya çalışmaktır:



“Ve şimdi ey İsrail, Allah’ın RABDEN korkmaktan, onun bütün yollarında yürümekten, ve onu sevmekten, ve bütün yüreğinle ve bütün canınla Allah’ın RABBE hizmet etmekten, bugün iyiliğin için sana emretmekte olduğum RABBİN emirlerini, ve kanunlarını tutmaktan başka, Allah’ın RAB senden ne istiyor?”

Tes. 10:12



Burada doğal olarak şu soruyu sorabiliriz: Allah’ın yolları nelerdir? Gündelik yaşam içinde yaşamın getirdiği bütün noktalarda Allah’a göre karar vermeyi bilmek ve Allah’ın isteminde gündelik yaşamı, gündelik yaşam sorunlarını göğüslemektir:



“Çünkü Allah’ınız RAB, o ilahların Allah’ı, ve rablerin Rab’bi, şahısları saymıyan ve rüşvet almıyan büyük, kudretli, ve heybetli Allah’tır. Öksüz ve dul kadın için adalet eder, ve garibe ekmek ve esvap vermekle onu sever. Siz de garibi sevin; çünkü Mısır diyarında gariptiniz.”

Tes. 10:1719



Allah bizim yegane taklit edeceğimiz varlıktır. O bizim yaratıcımızdır. Çocukların aklı başında anne babalarını taklit etmeleri gibi bizler esas sahibimizi taklit etmek zorundayız. Çünkü dünyanın anlamı ancak sahibinin elindedir. O’na yaklaşsak bizi dinlendirir:



“Göksel babanız yetkin olduğu gibi, sizler de yetkin kişiler olun.”

Mat. 5: 48



Burada yetkinlik mükemmellik anlamındadır. Mesih’in bizleri sevmesi ve kendisini yerimize bir sunu olarak vermesi Hıristiyan ahlakının temelinde var olan Allah sevgisini anlamak için çok büyük önem taşır. Bu nedenle Mesih İsa’nın bu örneği samimi bir Hıristiyan’ın ahlakında, Hıristiyan yaşamında temel kaynaktır:



“Öyleyse, sevgili çocuklar gibi Allah’a benzer olun. Mesih’in bizleri sevdiği ve bizim için kendini güzel kokulu beğenilir sunu olarak Allah’a kurban verdiği gibi, sizler de sevgi içinde yaşayın.”

Ef. 5:12



Benzer sözlerin elçi Pavlus tarafından Filipililer’e de söylendiğini görüyoruz. Filipililer’in Mesih İsa’nın yaşamını ve düşüncesini taklit etmelerini istemektedir.[8] Mesih İsa Allah’ın yaşayan Sözü, kurtarıcımız ne yaptı ise bizim de yapmamız, kurtarıcımız bazı olaylar karşısında nasıl tavır aldıysa bizim de aynı tavrı almamız gerekir. İşte Allah öğretisine dayalı Hıristiyan ahlakının temel taşları.

Buraya kadar gördüğümüz gibi Hıristiyan ahlakının temelinde Allah’ın varlığı oturmaktadır. Ayrıca Mesih İsa Hıristiyan ahlakının adeta canlı örneği olmuştur. Mesih’ten kana kana içen elçiler ise bu kutsal yaşamın dünya üzerinde ilk uygulayıcıları ve öğreticileri olmuştur. Bu nedenle elçi Pavlus kendi yaşamını da taklit edilmesi gereken yaşamlardan biri olarak ortaya koymaktadır:



“Ben nasıl Mesih’i örnek aldıysam, siz de beni örnek alın.”

1. Ko. 11:1



Elçi Pavlus birçok zaman Hıristiyanlığı bozduğu gerekçesiyle suçlanmaktadır. Oysa bu gerçeği araştırmanın en güzel yolu Mesih’in öğretileriyle elçi Pavlus’un öğretilerini ve aynı zamanda yaşamını karşılaştırma yoludur. Elçi Pavlus, gerçekten Mesih İsa’nın en iyi izleyicilerinden biri olmuştur. Özel vahiy ile kendisini elçi Pavlus’a açıklayan Mesih İsa, Pavlus’un o nefret ve kinle dolu dünyasını değiştirmiş ve Allah Sözü’nün kulu, kölesi haline getirmiştir. Elçi Pavlus’un Efendimiz Mesih İsa’dan aldığı feyz ile çeşitli uluslara Müjde’yi aksettirebildiğini ve yaşamlarına kendi örneği ile Müjde’yi ulaştırabildiğini görüyoruz. Bu Kutsal Ruh’un aracılığıyla tam bir kullanım sonucu gerçekleşmiştir. Bu nedenle Selanik kilisesi elçi Pavlus’un ve arkadaşlarının yaşamlarında Mesih İsa’yı daha net anladıklarını görebiliyoruz.



“Siz de bizi ve Rab’bi örnek aldınız. Karşılaştığınız yoğun acıya karşın, Kutsal Ruh’tan kaynaklanan sevinçle sözü kabul ettiniz. Böylece Makedonya ve Ahaya bölgelerindeki tüm inanlılara örnek oldunuz..”

1. Se. 1:67



Elçi Petrus’un ve Yuhanna’nın aynı şekilde Mesih İsa’nın örneğinde yürümeleri konusunda imanlıları teşvik ettiklerini görüyoruz:



“Böyle bir yaşama çağrıldınız. Çünkü Mesih de sizin için işkence çekti. İzinden gidesiniz diye sizlere bir örnek bıraktı.

1. Pe. 2:21



“O’nun bağlılığında durduğunu söyleyen kişi tıpkı O’nun yaşadığı gibi yaşamalıdır.”

1. Yu. 2:6



Bütün bu ayetlerde gördüğümüz gibi kutsallık Allah’ın kimliğinin bizden yansıması olarak değerlendirilmektedir. Allah’ın yaşamının taklit edilmesi ile hem Allah’ın hoşnut olması hem de O’nun Kutsal Yazıları’nın canlı olarak yaşamda yansıtılması söz konusu olur.





AHLAKİ YAŞAM İYİ BİR TANIKLIKTIR



İnsanlar genelde gördükleri şeyleri daha iyi hatırlarlar. Hiç kuşkusuz insanlar okuduklarını da kolaylıkla öğrenebilirler ama özellikle gördüklerini unutmaları daha zordur. Bizler kelimelerimizle Mesih İsa’nın sağladığı kurtarışı, Allah’ın kimliğini ve özelliklerini başkalarına aktarabiliriz. İnsanlar bu sözlerin güzel olduğunu söyleyebilirler, hatta bir müddet sözlerinizin etkisinde bile kalabilirler. Ama şu soru daima akıllarında olacaktır. Tamam, madem ki Allah seni Mesih İsa aracılığıyla kurtardı, acaba yaşamında ne değişti? Bu soruyu sormasa da çok dikkatli bir biçimde senin yaşamını izleyecektir. Eğer söylenilen sözler yaşamda görülmezse, işte o zaman etki uzun süreli olmayacak ve kişilerin yargılamaları daha net bir biçimde üzerinizde olacaktır. Demek ki, yaşamımız Mesih İsa’nın sağladığı kurtuluşumuzun en etkili ve en iyi tanığıdır. Aynı şekilde yaşamımız en güzel kanıt ve müjdecidir. Bunda hiç kuşku yoktur. Birçok insanlar bazı imanlıların yaşadıkları kutsal yaşamdan etkilenerek Rab’be gelmişlerdir, bazıları da Mesih İsa’ya iman eden kişilerin yaşamlarındaki büyük değişiklikleri gördükleri için Rab’be gelmişlerdir. Sözü paylaşma konusunda birçok konuyu etkin olarak değerlendiriyoruz da neden esas önemli olanı, yani kendi yaşamımızla Allah kurtarışını aktarmayı, Allah karakterini başkalarına yansıtmayı değerlendiremiyoruz? Mesih İsa şöyle diyor:



“Işığınız insanların önünde öyle parlasın ki, sağlıklı işlerinizi görsünler ve göklerde bulunan Baba’nızı yüceltsinler.”

Mat. 5:16



Ne yazık ki, dünyada bunun tam tersini görmek daha mümkün olmaktadır. Çünkü birçok sözde Hıristiyan, yeni yaşamı algılamadan yalnızca işlerine geldiği gibi Hıristiyanlığa sarılmışlardır. Hıristiyan inancı, kilise onlar için yalnızca başları sıkıştığında sığınabilecekleri, kendilerini ruhsal anlamda tatmin eden bir araç haline gelmiştir. Ruhsal yaşam yoktur, yaşam hala sokaktaki yaşamdır. Birçok günahı işlemeye devam ederler. Üstüne üstlük Hıristiyan olduklarını dile getirdiklerinden günahlarının sonuçları, kutsal yaşamı, Hıristiyan inancını, Mesih İsa’nın sunduğu kurtuluşun gerektirdiği yaşamını da karalayacak bir hal almaktadır. Oysa gerçekte Mesih İsa’da kurtuluş bulmuş kişi için Kutsal Ruh’ta yaşanan bambaşka bir yaşam vardır. Bu yaşam Mesih’in ışığını insanlar önünde öylesine yansıtır ki, bazen hiçbir söze gerek kalmadan insanlar Mesih’in kurtarış müjdesini bu yaşam biçimlerinden alıverirler. Hıristiyan ahlakı, felsefi ya da fanatik bir ahlak değil, Allah’ın insanına en uygun olarak sunduğu bir yaşam elbisesidir. Onda kutsallık, onda güzellik ve onda doğruluk vardır. Abartılmış ve mistik hale sokulmuş bir ahlak değil, gündelik yaşamın zorluklarını göğüsleyen, imanlı insanı taşıyan ve Allah’ı hoşnut eden bir ahlaktır. Çünkü Allah’ın oluşturduğu ahlaktır.





ÖZET



Biz her şeye kadir olan ve kutsalların kutsalı olan tek Allah’a iman ediyor ve O’nun yollarını izliyoruz. O bütün kötülüklerden, kutsal olmayan şeylerden kısacası günahtan uzaktır. Hakiki anlamda Hıristiyan inancını gönenmiş kişiler olarak bizlerin ahlaki temeli doğrudan Allah’ın kutsallığındaki derinliğimizi anlamamıza bağlıdır. Allah’ın istemi, O’nun kutsallığını yansıtmamızdır.

İnanlılar Allah’ın çağırdığı, kurtardığı ve akladığı kişilerdir. Bunlar kendiliklerinden değil, Allah tarafından aklanmış oldukları için kutsallardır. Önderi Mesih İsa olan Allah halkını oluşturmaktadırlar.[9] Bu kişiler tamamen dünyada oldukları halde dünyadan ayrılmış, ruhsal yaşamları ve imanları yönünden dünyasal yaşamdan uzaklaşmış kişilerdir. Bu Allah’ın Ruhu’nun içlerinde işlemesiyle gerçekleşmiştir. Tepe üzerindeki köyün ışıklarının birçok yerden görülmesi gibi artık onların ışıkları da birçok yerden görülmektedir.[10] Allah yaşamının canlı ve net görünümü insanları Allah’a çekmek için en etkin araç olacaktır.

Kutsallık, Allah’ın karakterini kişinin içinde geliştirerek yansıtması demektir. Bu kişinin kendi elinde olmamakla birlikte, Allah kurtarışının verdiği büyük destekle kişinin kutsallığı hedeflemesi ile söz konusu olacaktır. Kutsallığı hedefledikçe kişi gerçekten Allah kutsallığını daha çok yansıtmaya başlayacaktır. Bu nedenle bizim Mesih İsa’nın karşılıksız verdiği kurtarışı yürekten gönenmemiz ve Allah’ımıza adeta teşekkürler sunarcasına, O’na ibadet edercesine O’nun karakterini kuşanmaya kendimizi hazırlamamız gerekir. Üzerimize yeni elbise giyer gibi yeni yaşamı üzerimize giymeliyiz:



“Aldanışın yol açtığı tutkular ardından koşarak yıkıma giden önceki yaşayışınıza özgü eski kişiliğinizi atın üzerinizden. Aklınızı ve ruhunuzu tamamen yenileyin; öte yandan Allah’a benzer yaratılan yeni kişiliği kuşanın. Bu yeni kişilik gerçeğe bağlı doğrulukla ve kutsallıkla belli eder kendini.”

Ef. 4:2224



Kutsal olma bir süreç işidir. Bugünden Allah’ın dünyayı noktalayacağı güne kadar, bir başka deyişle Efendimiz Mesih İsa’nın yeryüzüne ikinci gelişine dek sürecek bir süreç. Pavlus Selanikli imanlılara bu süreci şöyle aktarmaktadır:



“Size karşı bizim sevgimiz nasılsa, Rab sizin de birbirinize ve herkese karşı sevginizi artırsın, geliştirsin. Öyle ki, kutsallık ortamında yüreklerinizi kusursuz kılıp desteklesin. Rab’bimiz İsa’nın bütün kutsal yaşamlılarıyla birlikte gelişinde, Allah’ımız ve Babamız önünde durumunuz bu olsun.”

1. Se. 3:1213



Allah yaşamı, bizim geçmişimizin karanlıklarını ortadan kaldıran yepyeni bir yaşamdır. Böyle bir yaşamı yaşayabilmek için, elçi Pavlus’un Korintoslu imanlılara hitaben söylediği sözlerde vurguladıklarını göz önünde bulundurmak lazım:





“Hepimiz açılmış yüzle, Rab’bin yüceliğini aynada yansıtırcasına, bir yücelikten bir yüceliğe geçerek, aynı görünüme dönüştürülüyoruz. Ruh olan Rab’bin etkisidir bu…”

2. Ko. 3:18



Bu sözlerde, Hıristiyan ahlakının temelinin ne olduğu küçük bir cümlede çok güzel açıklanmaktadır. Hıristiyan ahlakının temeli onun bunun söylediği sözler yada felsefelerle üretilen yaşam tarzı değil, doğrudan o pak ve derin pınarın, Allah’ın kutsal karakteridir.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Hristiyan Ahlakının Temelleri
« Posted on: Nisan 16, 2024, 06:56:36 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Hristiyan Ahlakının Temelleri e-book, Hristiyan Ahlakının Temelleri programı, Hristiyan Ahlakının Temelleri oyunları, Hristiyan Ahlakının Temelleri e-kitap, Hristiyan Ahlakının Temelleri download, Hristiyan Ahlakının Temelleri hikayeleri, Hristiyan Ahlakının Temelleri resimleri, Hristiyan Ahlakının Temelleri haberleri, Hristiyan Ahlakının Temelleri yükle, Hristiyan Ahlakının Temelleri videosu, Hristiyan Ahlakının Temelleri şarkı sözleri, Hristiyan Ahlakının Temelleri msn, Hristiyan Ahlakının Temelleri hileleri, Hristiyan Ahlakının Temelleri scripti, Hristiyan Ahlakının Temelleri filmi, Hristiyan Ahlakının Temelleri ödevleri, Hristiyan Ahlakının Temelleri yemek tarifleri, Hristiyan Ahlakının Temelleri driverları, Hristiyan Ahlakının Temelleri smf, Hristiyan Ahlakının Temelleri gsm
Yanıtla #1
« : Mart 25, 2009, 05:09:24 ÖS »

[-By*FoR1cİn-]
*
Üye No : 15920
Yaş : 28
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 145
Mesaj Sayısı : 4 162
Karizma = 6625


bimediğimiz ne kadar şey var

Forum webcanavari rapcanavari rockcanavari kadincaforum mp3 film driver notebook xp vista sohbet radyo arkadaşlık ortam 4 yaşındayız emo awatar emo resim ceza ayben sagopa kolera pit10 şanışer mp3canavari video
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Patterns (Desenler) Temelleri
Photoshop
By.CeZa 5 1556 Son Mesaj Nisan 30, 2008, 08:50:25 ÖS
Gönderen : Musty*
Matematiğin Temelleri « 1 2 »
Matematik
Musty* 11 3665 Son Mesaj Nisan 19, 2014, 11:46:57 ÖS
Gönderen : manyak11


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular