0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1 2
Konu: Hıçkırık - Kerime Nadir  (Okunma Sayısı: 4200 Kere Okundu.)
« : Kasım 06, 2007, 07:59:49 ÖS »

xxRuzqaRxx
*
Üye No : 2
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1921
Mesaj Sayısı : 13 559
Karizma = 57


KİTABIN ADI :    Hıçkırık
KİTABIN YAZARI               :      Kerime NADİR
BASIM YILI          :      2001

 

1.KİTABIN KONUSU:
Yedi yaşında öksüz kalan bir çocuğun evlatlık olarak alındığı evin tek çocuğuna karşı duyduğu
büyük aşkı.

 

2.KİTABIN ÖZETİ:

 Binbaşı Kenan
Eskişehir’de görev yapmaktadır ve rahatsızlığı nedeniyle üç ay izin alıp
İstanbul’a gelmiştir. Onun için İstanbul’un ve özellikle çocukluğunun geçtiği
Çamlıca’nın önemi büyüktür. Her gün genç yaşta kaybettiği sevgilisinin mezarına
gitmektedir. Günlerden bir gün, emeklilik yıllarını evinde sakin bir şekilde geçiren eski askerin
dikkatini, bahçesinin önünden her sabah elinde bir tutam leylak, yanında kendisinden oldukça
genç,uzun boylu bir hanımla geçen, otuz otuzbeş yaşlarında, uzun boylu, sarışın, üniformasının
içerisinde endamla duran bir binbaşı çekmektedir. Genelde yanındaki hanımla pek
konuşmayan binbaşıyı, onun kardeşi olduğunu düşünmektedir. Bu düşüncesini aralarındaki yaş
farkı ve resmi ilişki de desteklemektedir. Bir sabah yine binbaşının geçtiğini gören emekli
yarbay, o gün yalnız olmasını da fırsat bilerek, O’nun sırrını çözmeye karar verir ve onu
takibe koyulur. Hemen arkasından yürümesine rağmen binbaşı O’nu farketmemektedir.
Binbaşı onu Karacaahmet Mezarlığı’na götürür. Etrafı demir parmaklıklarla çevrili
mezara girip, mezarın üzerinde duran leylakları tazelemesini izler. Yavaş yavaş olayı
çözmektedir ancak bu seferde bu mezarın içinde yatanın kim olduğunu merak etmeye başlar.
Dizleri üzerine çöküp, avuçlarıyla toprağı yoğuran, gözyaşlarıyla sulayan binbaşıya
dokunabilecek kadar yaklaşır. Samimi bir arkadaşıymış gibi ellerini kederli binbaşını omuzlarına
koyar. Binbaşı aniden elektrik çarpmışa döner ve kafasını yaşlı askere doğru çevirir. Yaşlı adam
O’na bir dost olduğunu ifade etmesine rağmen, kim olduğunu bilmediği bu adama
şaşkın şaşkın bakmaya devam eder. Ancak bu emekli yarbay, samimiyetine inandırmayı başarır
ve el sıkışıp evin yolunu beraber tutarlar. Binbaşıyı evine davet eder ancak binbaşı daha sonra
eşi ile birlikte geleceğini söyler ve dediğinide yapar. Zamanla dostlukları ilerler. Birgün Binbaşı
Kenan bu yaşlı dostunu evine davet eder ve altı aylık çocuğundan bahseder. Bunu duyan yaşlı
adam çok şaşırır. Bu şaşkınlığı kızı diye düşündüğü kişinin eşi, mezarını hergün ziyaret ettiği
kişininde çocukluğundan beri sevdiği kişi olduğunu öğrenince, O’nun hayatının
gizemine karşı olan merakı büsbütün artar. O’na haytını anlatmasını ister.  Binbaşı
Kenan ise bir hafta sonra dört aylık izninin bittiğini ve gitmeden önce herşeyi ama herşeyi
öğreneceğini söyler. Ertesi hafta dostunu uğurlamaya gider. Binbaşı Kenan dostuna bir paket
vererek içinde hayatının sırrının yazdığını ve neden hayatına tek kelime ile
“hıçkırık” dediğini anlattığını söyler ve trene biner. Yaşlı adam heyecan
içerisinde evine döner ve paketi açar. Paketin içinden bir hatıra defteri ile, üzerinde bir gün
öncesinin tarihi yazılmış olan bir mektup bulur. Mektubun içinde, şu an çok bahtiyar olduğu ve
O’nun için üzülmemesi yazılıdır. Emekli yarbay sabaha kadar hatıra defterini büyük bir
heyecan içinde okur…

         Binbaşı
Kenan’ın hatıra defterinde şunlar anlatılmaktadır:

      
   Annesi öldüğünde henüz yedi yaşında bir çocuktur. Babası Susamzade Safi Bey
varlıklı bir tüccardır. Annesinin hayatta olduğu dönemde araları çok iyi olan babasından,
zamanla uzakalaşmaya başlar. Birgün babası evlenmek istediğini küçük Kenan’a açar.
Kenan bunu istemese de kabul etmek zorunda kalır. Yeni annesi Kenan’a ilk günlerde
iyi davransa da sonradan gerçek yüzü ortaya çıkar. Sürekli dayak yiyen Kenan’a ev
zindan olmaya başlar.Birgün okuluna gelen bir müfettiş Kenan’ın acı durumunu
farkeder ve onun başına gelenlerin hepsini öğrenip durumu Muhip Azmi Bey ismindeki
yardımsever bir dostuna bildirir. Muhip Azmi Bey küçük Kenan ile konuşur ve O’nu
evlat edinmeyi istediğini söyler. Küçük Kenan kararsızdır. Muhip Azmi Bey Kenan’ında
sonradan üvey babası olduğunu öğrendiği Susanzade Safi Bey’le konuşur. Aslında O
da  bunu istemektedir. Küçük Kenan artık İstanbul yolcusudur. Uzun bir yolculuktan
sonra, Muhip Azmi Bey ve Kenan eve ulaşırlar. Ev halkıyla tanışır ve evin tek çocuğu olan,
kendisinden yaşça büyük Nalan ile hemen bahçeye, oyun oynamaya giderler. Artık hayatı
değişir, evin bir parçasıdır ve Nalan’dan hiçbir farkı yoktur. Evde tek evlatlık olan
Kenan değildir. Otuz yaşlarına girmesine rağmen halen evlenmemiş olan Vesime de bu evde
evlatlık olarak büyümüştür. Bütün zamanını Nalan ile beraber geçiren Kenan için hayat artık,
yaşamaya değer hale gelmiştir. Nalan, yaşil iri gözlü, çelimsizliğine rağmen oldukça hareketli bir
kızdır. Okula gitmemesine rağmen, evde özel ders almaktadır.Kenan da yaşı ilerledikce derslere
başlar. Bazı zamanlar bu iki çocuk, yakınlarda eski ama şirin bir kulübesi bulunan Şeyh Kudsi
Efendi’nin yanına gider ve onun neyinden dökülen notaları büyük bir hayranlık içinde
dinlerler.Zamanla Kenan’ın içinde Nalan’a karşı normalden daha farklı ve daha
şiddetli bazı duygular belirmeye başlar. O’nu sevmektedir hem de ölürcesine! Bu
sonuca, zaman zaman baş gösteren kıskançlığından ulaşmaktadır.

    
     Artık ikisi de büyümüştür ancak herşey yolunda gitmemektedir. Nalan zatüre
geçirir ve zayıf olan vücut direnci iyice zayıflar. Kenan ortaokuldan mezun olur ve öz babası
gibi subay olmak için Kuleli Askeri Lisesi’ne girer. Günden güne Nalan’a karşı
olan sevgisi büyür ve bu sevgiyle beraber kalbindeki yarada derinleşir. Nalan’a karşı
olan sevgiyi O’na açamaz ve O’da bu sevgiyi çocukluğuna verir ve ciddiye
almaz. Hatta yine bir bahar günü, herzamanki gibi, leylak hastası olan Nalan ile Kenan,
leylakların arasında dolaşırken, Kenan yine kıskançlığını belli edince Nalan O’na
şakayla karışık kendisini sevip sevmediğini sorar. Bir an için öldüğünü zanneden Kenan,
sevgisini itiraf edecek gücü kendisinde bulamaz ve inkar edip kardeş olduklarını söyler. Zaman
geçtikçe Nalan’ı hastalık pençesi altına almaktadır. Bazen öksürmekten boğulacağını
düşünürler. Yine böyle bir günde Nalan yatağını kana bulamıştır. Hemen aile dostları ve bir
süredir de doktorları olan İlhami Bey’i çağırırlar. Muayeneden sonra ilaçlar yazılır. Bir kış
Nalan yatağından kalkamadan böyle mutsuz bir şekilde akıp gider. Ancak bahar gelipte
leylaklar açtığı zaman, Nalan da ayağa kalkar. Bütün eve bir cümbüş hakim kılar. Kenan her
haftasonunu Nalan ile geçirebilmek için iple çeker. Yine böyle bir haftasonu, Nalan’ı
herzamanki gibi leylakların arasında bulacağını düşünerek, O’na bir sürpriz yapmak
ister. O’na habersizce yaklaşıp leylak yağmuru içerisinde boğacaktır. Ancak
O’na yaklaşınca yalnız olmadığını anlar. Yanında Doktor İlhami Bey vardır. Doktor
İlhami Bey O’na evlenme teklif etmektedir. Kenan neye uğradığına şaşırır ama elinden
de hiçbirşey gelmez. Hemen Doktor İlhami Bey ve Nalan nişanlanırlar, bir süre sonrada
düğünleri olur. Kenan ise hem sevdiği kişinin evliliğine hem de O’nun kocasıyla birlikte
başka bir eve taşınmasına üzülmektedir. Bir süre sonra Nalan’nın bir de küçük kızı olur.
Nalan’ın isteğiyle kızının adını Kenan koyar. Kenan aşkını çoktan açıklamıştır.
“Nalan’ın ağlattığını Handan güldürsün” der ve kızının ismini
“Handan” kor. Doktor İlhami Bey sık sık işi gereği seyahat eder ve bundan
dolayı Nalan için en uygununun Çamlıca’daki baba evinde kalmasının olduğunu
düşünür. Nalan eve döndüğü gün bütün evde bir mutluluk rüzgarı eser. Handan da büyür ve
ele avuca sığmaz bir hale gelir. “Ağabey” olarak çağırdığı Kenan’ın
kucağından inmemektedir.

         Kenan artık çoktan
Harbiyeli’dir. Tıpkı küçüklüğünde olduğu gibi Nalan ile birlikte leylaklar arasında
yürüyerek günlerinin büyük bir kısmını geçirirler. Vesime sürekli Handan’la ilgilendiği için
Nalan rahattır ancak O’nun doğumu bünyesini iyice zayıflatmıştır. Günden güne Nalan
ile Kenan arasındaki ilişki dahada kuvvetlenir. Hatta bazı geceler Nalan’ın odasında
geç vakitlere kadar oturup konuşurlar. Kenan sürekli Nalan’a karşı olan sevgisinin
O’nu ne kadar yıprattığından bahseder ve sevgisine karşılık bekler. Ancak Nalan eşine
ve çocuğuna karşı sadık olduğu için O’na hiçbir karşılık vermez. Bir gece yine
Nalan’ın odasında konuşurken, Kenan Nalan’a karşı yoğun bir izdivaç isteği
duyar ve kendisini kontrol edemez. Olay Nalan’ın tokatı ile sonuçlanır ve bu olaydan
sonra Kenan ceza aldığını bahane ederek dört ay boyunca okulda kalır ve eve gelmez. Taki
birgün Vesime Kenan’ın okuluna gelip Nalan’ın çok hasta olduğunu ve
O’nun artık eve dönmesini istediğinin söyleyinceye kadar. Artık barışmışlardır.
 
         Kenan artık Harbiye’den mezun olup yakışıklı bir
subay olmuştur. Kılıcını kuşanıp, şıngırtılar içerisinde Çamlıca’ya, evine gelir. İlk olarak
babası Muhip Azmi Bey’in ellerinden öper. Nalan da O’nu beklemektedir.
O’nunda  hemen leylak kokulu yumuşacık ellerine sarılır ve doyasıya öper. Artık
Kenan’ın gideceği kıt’a da belli olmuştur. Gideceği yer İstanbul’a çok
uzakta olduğu için başta Nalan olmak üzere evdeki herkes üzülür. Artık sadece mektuplarla
haberleşeceklerdir. Ancak Nalan Kenan’dan O’na kardeşiymiş gibi mektup
yazmasını ister ve Kenan’da bunu kabul etmek zorunda kalır. Nalan çok hastadır ve
günden güne eriyip gitmektedir ve O da bunun farkındadır. Bundan dolayı Kenan’ı bir
daha göremeyeceğinden korkmaktadır.

         Kenan artık
bir kıt’a subayıdır. Görev hayatında başarılı ve arkadaşları tarafından sevilen bir
insandır. O da hayatından çok memnundur ancak sadece Nalan’ın yokluğunu çok
fazla hisseder. Nalan ve babasına her fırsatta mektup yazar. Ancak birgün hayatının hatasını
yapar ve efkarlı olduğu bir günde Nalan’a karşı olan bütün duygularını yazdığı bir kağıtı
farkında olmadan Nalan’a gönderir. Bu hatayı anladıktan sonra üstüste birçok telaffi
mektubu yazar ama aylarca cevap gelmez. Endileşenmeye başlar ve komutanından izin ister
ama seferberlik olduğu için komutanı izin vermez. En sonunda bir telgraf alır: “(D.R.)
süvari alayı, sekizinci bölük komutanı Kenan ZİYA Bey’e: Ölüyorum çabuk gel!..  
Nalan” Bu telgraftan sonra Kenan komutanına koşar ve ona bu telgrafı gösterip izin
ister ve alır. Atına atlar ve onaltı günlük uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra İstanbul’a
ulaşır. Ancak bir gece önce Nalan gözlerini hayata yummuştur. Bir an için Kenan da kendisini
O’nunla beraber ölmüş gibi hisseder ve olduğu yere yığılıp kalır. Kendine geldiği zaman
ilk işi, Nalan’ın mezarına gidip toprağına kapanmak olur. Eve döndüğü zaman Vesime,
o sadık ve iyi kalpli kadın, elinde bir paketle Kenan’ı beklemektedir. Elindeki paketi
Nalan’ın O’na bıraktığını söyler ve O’na uzatır. Kenan paketi heyecan
içinde alır ve odasına çekilir. Pakette 18 yaşına girdiği zaman Handan’a verilmesi
gerektiğini yazan bir mektup ile Nalan’ın kendi el yazısıyla yazılmış yedi sayfa vardır. Bu
kağıtlarda Nalan artık Kenan’a karşı olan aşkını gizlemez ve bütün duygularını döker.
Ayrıca Kenan’ın yanlışlıkla gönderdiği kağıdı kocasının okuduktan sonra yaptığı
işkenceler, kızı Handan’ı bu yüzden ölünceye kadar göremediği de yazar. Bu kağıtları
okuduktan sonra Kenan iyice yıkılır. Bir süre sonra Doktor İlhami Bey ile salonda karşılaşırlar.
Tartışmaya başlarlar ve Kenan herşeyi bütün açıklığıyla anlatır ancak kendisine bir türlü
inandıramaz. En sonunda Nalan’ın Kenan’a yazdığı kağıtları gösterir. Doktor
İlhami Bey artık pişmandır ama bu pişmanlık Nalan’ın ölümüne çare değildir. Muhip Azmi
Bey ile barışır ve Handan’ı da annesinin evine geri getirir. İzini biten Kenan tekrar
kıt’asına döner.

         Balkan Harbi biter, Cihan
Harbi başlar. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 6 Ekim 1923’te İstanbul’a
giren Türk ordusu arasında Kenan da bulunur. Artık otuz-otuzbeş yaşlarında bir subaydır. Eve
dönünce herkes O’nu neşe ile karşılar. Bu arada Handan da içeriye girer ve
Kenan’ı şaşkınlık içinde bırakır çünkü O artık 18 yaşında bir genç kızdır daha da  
ilginç olanı, annesi Nalan’ın bir ikizi olmuştur.Kenan hergün Nalan’ın mezarına
gider. Bir süre sonra Handan da O’na eşlik etmeye başlar. Annesinin O’na
bıraktığı mektubu bir süre sonra Kenan’dan almıştır. Yine beraber gittikleri mezardan
dönerken Handan annesinin O’na bıraktığı mektuptan bahseder. Annesinin
kendisinden gerçekten sevdiği birisiyle evlenip, hayatını O’nun gibi mahvetmemesini
istediğininden ve evleneceği kişinin de sarışın ve uzun boylu bir subay olursa çok bahtiyar
olacağını yazdığından bahseder. Daha sonra ekler “Nalan’ın ağlattığını ancak
O’nun kızı güldürebilir!” Kenan şaşımış ve aynı zamanda da mutlu olmuştur.
Handan’ı kolarıyla kavrar ve bir dahada asla bırakmaz.

3.KİTABIN ANA
FİKRİ: Şartlar ne durumda olursa olsun insanlar içlerinde sakladığı sevgiyi ve arzuyu başkasıyla
paylaşabilmeli, yoksa herşey çok geç olabilir.

4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE
ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Kenan ZİYA: Yedi yaşında annesini
kaybettikten sonra üvey anne ve babasının elinde kaldığı sürece büyük acılar ve işkenceler
yaşamıştır. Bu acılardan kurtularak İstanbul’a gelmiştir; fakat burada daha büyük bir
acıyla karşılşacağından haberdar değildi. Kendinden büyük Nalan isminde bir kıza aşık olur;
fakat Nalan’ın ağlattığını kızı Handan güldürür.

Nalan: Evin tek çocuğu
olan Nalan’ın her isteği yerine getirilmiştir ve özel hocalardan ders alarak iyi bir eğitim
almıştır. Çelimsizliğine rağmen çok hareketli ve neşeli bir çocukluk yaşamıştır; fakat küçük
yaşlarda yakalandığı zatüre illeti onu mutlu edemeden öldürmüştür.Doktor İlhami Beyden
Handan isminde bir kızı vardır.

Susamzade Safi Bey: Kenan’ın üvey
babasıdır. İlk zamanlarda Kenan’a iyi davranan Safi Bey, eşinin ölümünden sonra
başka bir kadınla evlenmiştir ve ikisi de Kenan’a karşı çok kötü davranmışlardır. Safi
Bey zengin, çalışkan ve azimli bir  esnaftır.

Muhip Azmi Bey: Sarışın, yeşil
gözlü mabeynde çalışan çalışkan ve varlıklı bir devlet adamıdır. Nalan isminde bir kızı vardır.
Karısının ölümünden sonra kendini kızına vermiştir ve kızının zatüreye yakalanıp günden güne
erimesi O’nu mahvetmiştir. Sekiz yaşındaki Kenan adında bir çocuğu evlatlık almıştır ve
onu öz kızından ayırt etmemiştir.

Emekli Yarbay: Bu emekli subay
Osmanlı’nın son zamanlarında emekli olduktan sonra kendini doğaya adayan, sakin bir
yaşam sürdüren, doğayı seven, canayakın, sevecen ve merhametli bir kişiliğe sahiptir. Kısa
sürede Binbaşı Kenan ile iyi bir dostluk kurmuştur.

Doktor İlhami Bey: İlk başta
doktor olarak geldiği köşkün daha sonra damadı olmuştur. Nalan’ın kocasıdır ve de
Handan’ın babasıdır. Nalan ilk başlarda duyduğu aşkı günden güne azalmıştır ve ilgisiz
kişiliği ortaya çıkmıştır.

Vesime: Muhip Azmi Beyin evlatlığı Nesime evlenmemiştir ve
ölünceye kadar konak da hizmetli olarak çalışmıştır. Oldukça iyi bir kişiliğe sahip olan Nesime
özellikle Kenan ve Nalan aşklarını bir sır gibi saklamıştır.

Şeyh Kudsi Efendi: Nalan
ve Kenan’ın sevdikleri ve saydıkları, müzikten iyi anlayan, özellikle çaldığı ney ile onları
büyüleyen ve aşık eden bir insandır. Küçük, şirin bir kulübede oturan adamı onlar devamlı
ziyaret ederler.

5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:Bu kitabı daha önce
askeri lisede arkadaşlar okumuştu; ama ben okumamıştım. Şimdi bu kitabı okuduğumda ne
kadar da geç kaldığımı anladım ve aldığım bu kitabı yaklaşık altı arkadaşıma vererek onların da
okumasını sağladım. Kitap, oldukça sade ve anlaşılır bir şekilde yazılmış; kitabın akıcılığından
dolayı okumaya başladıktan sonra elinden bırakamıyorsun. Aşk ve sevgi konusu mükemmel bir
şekilde dile getirilmiş; ama şunu bilmeliyiz ki, bizler yani askerler fazla duygusal olmamalıyız ve
duygularımızın yerine mantığımızla hareket etmeliyiz.

6.YAZAR HAKKINDA BİLGİ: 5
şubat 1917’de İstanbul’da doğan Kerime Nadir ANZAK, 20 mart
1984’te öldü. Bebek Saint Joseph Sörler Okulu’nu bitirdi. Ayrıca özel eğitim
gördü. İlk şiir ve öyküleri 1937’de Servetifünun-Uyanış ve Yarımay dergilerinde
yayımlandı. Kadın kahramanlar üzerine kurduğu duygusal aşk ve serüven romanlarıyla çok
okunan bir yazar oldu. Anılarını Romancının Dünyası(1938) adlı kitapta topladı. Başlıca
romanları arasında Yeşil Işıklar(1937), Hıçkırık(1938), Seven Ne Yapmaz(1940), Gelinlik
Kız(1943), Uykusuz Geceler(1945), Kahkaha(1946), Posta Güvercini(1950), Pervane(1955),
Esir Kuş(1957) ve Sonbahar(1958) sayılabilir.


Link
WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
« Son Düzenleme: Şubat 14, 2012, 08:36:16 ÖS Gönderen : SmBRN »

İhtişamlı bi avare
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Hıçkırık - Kerime Nadir
« Posted on: Mart 28, 2024, 06:04:31 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Hıçkırık - Kerime Nadir e-book, Hıçkırık - Kerime Nadir programı, Hıçkırık - Kerime Nadir oyunları, Hıçkırık - Kerime Nadir e-kitap, Hıçkırık - Kerime Nadir download, Hıçkırık - Kerime Nadir hikayeleri, Hıçkırık - Kerime Nadir resimleri, Hıçkırık - Kerime Nadir haberleri, Hıçkırık - Kerime Nadir yükle, Hıçkırık - Kerime Nadir videosu, Hıçkırık - Kerime Nadir şarkı sözleri, Hıçkırık - Kerime Nadir msn, Hıçkırık - Kerime Nadir hileleri, Hıçkırık - Kerime Nadir scripti, Hıçkırık - Kerime Nadir filmi, Hıçkırık - Kerime Nadir ödevleri, Hıçkırık - Kerime Nadir yemek tarifleri, Hıçkırık - Kerime Nadir driverları, Hıçkırık - Kerime Nadir smf, Hıçkırık - Kerime Nadir gsm
Yanıtla #1
« : Ocak 24, 2008, 05:04:22 ÖS »
Avatar Yok

MizantRopi
*
Üye No : 1244
Nerden : Ankara
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 331
Mesaj Sayısı : 2 889
Karizma = 1311


paylaşım için t$k
Yanıtla #2
« : Nisan 14, 2008, 05:42:17 ÖS »

mer_ve_g
*
Üye No : 1499
Yaş : 30
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 357
Mesaj Sayısı : 4 269
Karizma = 592


özeti bu kadarsa gerçeği ne kdardır kim bilri =)Zuhahaha
Yanıtla #3
« : Mayıs 16, 2008, 03:07:02 ÖS »
Avatar Yok

iBRaHiMiNe
*
Üye No : 3622
Yaş : 35
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1247
Mesaj Sayısı : 2 560
Karizma = 349


Güzel Bi Bilgi Emeğine Saglık teşekkürler Paylasımın İçin

Dengeli Yaşam Tarzı Yolunda Bir Adım
Yanıtla #4
« : Temmuz 04, 2010, 11:52:50 ÖÖ »

Anqel*
*
Üye No : 21465
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 5208
Mesaj Sayısı : 17 796
Karizma = 50130


Teşekkürler..

WebCanavari
Yanıtla #5
« : Temmuz 04, 2010, 11:55:12 ÖÖ »
Avatar Yok

EyLüL_GüNeŞi_53
*
Üye No : 31909
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 592
Mesaj Sayısı : 3 384
Karizma = 28063


Teşekkürler..

'' ../ben gittim bembeyaz uykusuzluktan
kasketimi eğip üstüne acılarımın...
Yanıtla #6
« : Ocak 01, 2013, 05:25:53 ÖS »
Avatar Yok

birgulkeskin
*
Üye No : 121672
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 15
Karizma = 0


tesekkür ederim
Yanıtla #7
« : Temmuz 05, 2013, 11:40:13 ÖS »
Avatar Yok

carrerayzer
*
Üye No : 140585
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4
Mesaj Sayısı : 20
Karizma = 1


çok sağolun
Yanıtla #8
« : Ağustos 21, 2013, 01:01:43 ÖS »
Avatar Yok

tarikaksakal
*
Üye No : 139311
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 95
Karizma = 2


teşekkür ederim
Yanıtla #9
« : Mart 15, 2014, 11:26:01 ÖS »
Avatar Yok

anabellee
*
Üye No : 149268
Nerden : Ankara
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 470
Karizma = 1


teşekkür ederim
Sayfa 1 2
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Suçlu - Kerime Nadir
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
By.CeZa 1 1361 Son Mesaj Haziran 16, 2014, 12:47:17 ÖÖ
Gönderen : rehberlik
Zambaklar Açarken - Kerime Nadir
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
By.CeZa 0 1424 Son Mesaj Temmuz 22, 2008, 12:55:13 ÖS
Gönderen : By.CeZa
Gizli Hıçkırık
Şiir Köşesi
YalnızHayat53 0 781 Son Mesaj Kasım 16, 2008, 01:22:04 ÖS
Gönderen : YalnızHayat53
Uğur Arslan - Son Hıçkırık
Türkçe Sözler
blue_hyt 3 873 Son Mesaj Ağustos 05, 2009, 04:10:57 ÖÖ
Gönderen : yalnısslık
Solan Umut - Kerime Nadir
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Furkan 2 1251 Son Mesaj Ocak 01, 2013, 05:29:02 ÖS
Gönderen : birgulkeskin


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular