0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’  (Okunma Sayısı: 980 Kere Okundu.)
« : Ağustos 13, 2008, 04:48:35 ÖS »
Avatar Yok

By.CeZa
*
Üye No : 293
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 12191
Mesaj Sayısı : 28 687
Karizma = 11179


Günseli Işık
Yaptığı işleri takip ettiğiniz ve hayranlık duyduğunuz birini -hele de ünlüyse- yakından tanımanın, sü-kût-u hayale uğramak gibi bir riski de vardır. Zira işin içine tüm zaafları, hataları ve doğallığıyla ‘insan’ olma hali girer.
Ve uzaktan, belki de biraz flu iken hoşa giden o görüntüdeki bütün cırtlak renkler kendini apaçık belli edince, kim bilir, o manzaraya bakmaktan pek de hazzetmeyebilirsiniz. Ama şu garanti; eğer nev’i şahsına münhasır oyunculuğu, keskin politik tavırları ve dillere destan agresifliği ile Sean Penn’i seviyorsanız Richard T. Kelly’nin kaleme aldığı Sean Penn: Hayatı ve Zamanları (Stüdyo İmge) adlı kitabı okuyunca kesinlikle kötü bir sürprizle karşılaşmayacaksınız!

Hollywood’un ender ‘gerçek’ yeteneklerinden olan, Savaş Günahları, Carlito’nun Yolu, Dead Man Walking, U Dönüşü, Oyun, İnce Kırmızı Hat, Benim Adım Sam, Gizemli Nehir ve 21 Gram gibi filmlerin her birinde bambaşka karakterlere bürünen Sean Penn, özetle söylemek gerekirse ‘akıl almaz’ bir adam. Dolayısıyla Kelly, gerçekten de çok iyi bir iş yapıp böyle bir insanı hem kendi ağzından hem de neredeyse tüm tanıdıklarından sorup soruşturarak sinemaseverleri mest edecek bir çalışmaya imza atmış. Kitapta Penn’in ailesi, oyuncu arkadaşları, yönetmenler, rolüne hazırlanırken tanıştığı çeşitli meslek gruplarından insanlar, savaşı protesto için gittiği Irak’ta beraber çalıştığı sivil toplum kuruluşlarının gönüllüleri, Woody Harrelson, Jack Nicholson, Woody Allen, Charles Bukowski’nin eşi Linda Lee Bukowski gibi isimler var. Bütün bu isimler aslında sıfatları ya da ‘şöhret’leri dolayısıyla değil, Penn’in, etrafında oluşturduğu geniş dostluk halkasının parçaları olarak bulunuyor kitapta. Yine bu halkaya katılmış ve Penn’in, Irak’ta tanışıp oğlu Mustafa’nın tedavisi için Amerika’ya gelmesine yardımcı olduğu, sonrasında da dostluğunu sürdürdüğü Iraklı Ümmü Haydar ise kitapta bizzat yer almamış; ama onun da şu cümlesini Penn’le Irak’a giden Cole Miller aktarıyor: “Sean Penn’i seviyorum. O sözünün eri bir adam, bana ve Mustafa’ma yardım etti.”

Henüz lisedeyken sörfle başlayan macera tutkusu eşliğinde arkadaşlarıyla filmler çekmeye, sonra oyunculuğa başlayan, sözü kadar yumruğunu da esirgemeyen ve bu yüzden hapse bile giren, ilerleyen yaşında ‘vatansever’ olduğunu vurgulayarak ve tam da bunu öne sürerek başkan Bush’a kafa tutan, bu uğurda gazetelere tam sayfa ilan veren, yetmedi; kalkıp Irak’a giden bu adamın derdinin ilk nüvesi, yine bir oyuncu olan annesi Eileen Ryan Penn’in şu sözlerinde gizli: “Sanırım Sean her zaman mutlu bir çocukluk geçirmekten biraz utanmıştı. Bence o hayatın öbür tarafındaki insanlarla özdeşleşmek istiyor, kötü şeyler yaşamış insanlar için kendini kötü hissediyor.” Bu hisleri, lisedeki tarih hocası Leonard Vincent sayesinde entelektüel açıdan da beslendi. Vincent, derste öğrencilerine Watergate oturumlarını dinletiyor, her gün iki gazete getirip haberlerin alt metnini tartıştırıyordu. Penn, bu birikimi dışa vuruşundaki kendine -belki de aşırı- güveni ise babasından almış olmalı. Oyuncu olan babası Leo Penn, komünist avı döneminde sadece sendikalı olduğu ve ‘ava katılmadığı’ için kara listeye alındığında gazeteye ilan vererek bunu protesto etmişti. Sean Penn de hiçbir zaman mücadeleden çekinmedi; yönetmenleriyle bile ölesiye çatıştı. Çünkü, onun için doğru olanın, doğru kabul edilmesi gerek. Şu var ki onun doğrusu gerçekten de hep en doğrusu oluyordu.

“Ya katili oynarsa?”

Kimilerine göre Penn’in oyunculuğunu farklı kılan, adını öyle koymasa bile, metot oyunculuğunu benimsemesi. Yani üstlendiği rolü, gerçek hayatta da yaşaması. Bu yüzden rolleri için saçından başlayarak envai kılığa girdi (ki annesinin kendini tanıyamadığı çok olmuş), sette mutlaka rol ismiyle çağrılmak istedi, dövme yaptırdı, polis rolü için polislerle, zeka geriliği rolü için zihinsel engellilerle, azılı suçlular için hapistekilerle sadece tanışmadı, onlarla ‘takıldı’! Bunun için Stanley Jaffe “Eğer herhangi bir yerde katili oynarsa Tanrı yardımcımız olsun; çünkü film şirketi ondan ayrıldıktan sonra ortada cesetler bulacaktır!” diyor. Bunun sebebi sadece oyunculuk değil, dostu Woody Harrelson’ın isabetle söylediği gibi ‘oyunbaz’lık olmalı. Fırsat bulmuşken farklı hayatlar yaşayıp farklı insanlar olabilme şansını tutkuyla sevmek onunki. Ne denebilir ki; paparazzilerle ettiği kavga yüzünden girdiği hapiste kendini ziyaret eden annesi bile şöyle konuşuyor: “Bundan da bir şey öğrenecek diye düşünüyordum. Bence oynayacağı başka bir karakter için kullanacaktı. Demek istediğim… Dead Man Walking filminde oynadı, öyle değil mi?”

Biyografiler için klasik bir tanıtım cümlesidir; falancanın hayatıyla birlikte şöyle şöyle bir tarihsel dönemin ya da falan şirketin/grubun tarihini de öğreniyorsunuz. Bu kitap için bu cümleyi, “Sean Penn’in hayatıyla birlikte arka planda Hollywood’un, sinemanın, bağımsız sinemacıların, Amerika hakkında da bilgiler edinebiliyorsunuz” şeklinde kullanabiliriz. Ama başta Sean Penn olmak üzere Jack Nicholson, Woody Harrelson gibi isimlerin, sohbet havasındaki anlatımlarının keyfi de yabana atılmayacak bir ayrıntı. Söyleşilerdeki iki büyük eksik Sean Penn’in 1985-1989 arasında evli kaldığı Madonna’nın olmayışı ve Irak tecrübelerinin Penn’in ağzından anlatılmayışı. Bu tabii ki yazarın eksikliği değil, ama keşke olsalardı. Bir de Penn, kendi filmografisinde pek önemli bir yere koymayabilir, ama U Dönüşü ve Oyun filmlerinden de keşke biraz daha fazla bahsedilseymiş.

Kitap, belgesel mantığıyla hazırlanmış. Bu bir yandan zevkli, ama bir yandan da okumayı zorlaştırıyor. Her paragrafta yeni bir isim görmek veya birkaç bölüm boyunca konuşmayan biri tekrar söz aldığında onu hatırlamaya çalışmak pek de kolay değil. Bir de gerçekten korkunç bir çeviriyle karşı karşıyayız. İmla hataları ve kötü bir editörlük de devreye girince (Amerikan konuşma dilinin -yani her kelimenin arasına binlerce ‘ve’ koymak gibi- Türkçe yazı diline çevrilmeyişi gibi bir kötü editörlükten söz ediyoruz) gerçekten sayfaları çevirmek işkence halini alabiliyor. Sean Penn, bunu duy; buna yalnızca senin hatırına katlanabilirdik!
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’
« Posted on: Nisan 24, 2024, 02:32:07 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ e-book, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ programı, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ oyunları, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ e-kitap, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ download, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ hikayeleri, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ resimleri, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ haberleri, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ yükle, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ videosu, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ şarkı sözleri, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ msn, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ hileleri, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ scripti, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ filmi, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ ödevleri, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ yemek tarifleri, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ driverları, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ smf, Hayatıyla Oynayan Bir ‘oyunbaz’ gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Gladiatus Oynayan ? « 1 2 »
Online Oyunlar
Furkan 10 4083 Son Mesaj Eylül 20, 2012, 09:56:11 ÖÖ
Gönderen : Fatihim
Satranç Oynayan Adamlar
Beyin Fırtınası
panaromic 2 1784 Son Mesaj Şubat 10, 2012, 07:06:26 ÖS
Gönderen : panaromic
Forumu Gerçek Hayatıyla Karıştıranlar
Serbest Kürsü.
ecre 0 757 Son Mesaj Mayıs 17, 2012, 01:18:46 ÖS
Gönderen : ecre
Oyunbaz - Wulf Dorn
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
sanane_61 6 2487 Son Mesaj Şubat 18, 2015, 02:28:13 ÖÖ
Gönderen : sanane_61
Masa Tenisi Oynayan Robot
Bilim - Teknoloji ve Bilim Adamları
-Trinity- 0 696 Son Mesaj Ekim 07, 2015, 08:49:45 ÖÖ
Gönderen : -Trinity-


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular