0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Hayata Dair Mektuplar  (Okunma Sayısı: 2323 Kere Okundu.)
« : Kasım 09, 2011, 11:18:58 ÖS »
Avatar Yok

y[N]s
*
Üye No : 71728
Nerden : Konya
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 382
Mesaj Sayısı : 2 445
Karizma = 1542


Kendime , kendimden !

 Nasıl başlardım acaba , yada nasıl başlanırdı bir insanın kendisinden kendisine bir mektup yazamaya?? Saçmalık deyip daha ilk harfini yazmadan bile kendime kendimi yasaklmam tavsiye edilirdi herhalde....Absürt karşılanacaktır tahminimce .. Ama olsun deniycem...Kendime Bir mektup yazmaya kararlıyım..

Sevgili ben nasılsın ? umarım iyisindir, beni soracak olursan bende idare ediyorum yada iyim işte yaşamaya çalışıyorum diye harfleri sıralıyacağım , sanki bilmiyorum ben nasıl olduğumu. Çok zor birşey insanın kendisine kendinden bahsetmesi kırk kat yabancıya anlatabiliyorsund’da hatta onun hakkında yorum bile yapıyor insan, ama kendine gelince tarifsiz bir kendinden kaçış yaşıyorsun!! ne tuhaf ölene kadar soluduğun ruhun emanetçisi olarak ızdırap verircesine kendine korkak olarak hayata devam demek zorundasın...
 Ve ben hala kendime bir şeyler yazamadım....nasıl oluyorda insanlar başkalarına sayfalar dolusu yazıyorlar ama kendine gelince susuyor ve kendine bukadar kıymetsız oluyorsun?? tuhaf dimi?? yani en azından bana öyle geliyor...
 Sizler peki hiç kendinize bir mektup yazmayı denediniz mi??? Eminim hayır ve ne gerek var buna deyip kafa sallayacaksınız!! haklı olabilirsiniz ..ama bir düşünün kendinize bir mektup yazacaksınız korkunç bir yüzleşme olur biliyorum......
 Ama mutlaka birileri bunu deneyecektir....


--------------------------------------------------------------

Ben aslında hep sana aşıkmışım. Yıllarca , hemde yüzyıllarca kendimi baska , hemde bambaşka bedenlerle kandırmışım. Biliyorum benim aşkım ateşin suya girmesi gibi yanlış bir işti. Güya aklım bu aşkı başlamadan bitirmişti. Ama hesaba katmadı ki kalbimi. Yıllardır bu kalbim inat üstüne inat ettiğini hesp edememişti.
 Ama biliyormusun , bu kalp başkalarını unutmuş. Çünkü yazmamış onları içine. Kimseyi işlememiş senin gibi herbir zerresine. Keşke benimle olsan şimdi. Bedenim isyan ediyor. Sindirmek istiyor sensiz yıllara inat seni özüne. Ve o zaman elveda diyeceğim saçmalıkların bitimine.
 Farkındayım , hiçbir zaman seninle uzunca ve huzurla geçireceğimiz vakitlerimiz olmayacak. Sarılmaya doyamayacağım sana hiç. Bulduğum kısacık zamanlar yetmeyecek sana doymaya. Hep gizli , hep korkak olacak buluşmalarımız. Ve buna `AŞK` diyeceğiz.Acının ve kahrın vazgeçilmez kahramanı AŞK...


------------------------------------------------------------

Kardeşim!

 Bu cümleyi senden her duyuşumda içimi tarifsiz bir güven duygusu kaplardı. İkindi ışıklarının bir yaprağa yansıması gibi, gülen gözlerini bulurdum dudaklarından dökülen kelimelerde. Bir rüzgâr misâli girmiştin hayatıma ve yine bir rüzgâr misâli...

 Bu mektup sanadır kardeşim!

 Alışık olduğumuz şakalarından biridir diye düşünmüştüm, dün telefonda öğrendiğim durumu. Bir yanım “inanma, sana şaka yapıyorlardır” dese de, yüreğimi korkunç bir endişe kaplamıştı. Hemen hastaneye gidip seni görmeli, o dost kokunu duymalıydım. Uzadıkça uzayan yolları bir bir çiğneyip ulaşmalıydım sana. Verdiğin sözle teselli bulup tutuyordum direksiyonu:
 Birbirimizi bırakmayacağız!

 Sanki tüm arabalar, bu haberi duymuşçasına yollara koyulmuştu. Hangi ışıkta durdurursam arabayı, bir hatıramız yeşile boyuyordu yol kenarında beni bekleten direği. Ellerimin sımsıcak olmasından anlıyordum; o küçücük ellerinle beni koruyordun. Tıpkı söz verdiğin gibi!

 Yol bitmişti. Hastane koridorlarını yıkıp hemen sana ulaşmalıydım. Yangın yeri olmamalıydı hastane! Soğuk duvarlar, seni içine çekmemeliydi! Uzun saçlarını savurarak şarkılar söylemeliydin yine!

 İşte, tam karşımda ağabeyin var. Dualar gönderiyor Allah’a. Seni yatırmışlar iyileştirmek için. Ben korkmuyorum Eda; çünkü söz verdik birbirimize! Durumunun ciddiyetini koruduğunu söylüyordu bahçe kapısındaki tanıdık yüzler. Nefes alıp verebilecekmişsin eskisi gibi! Seni koruyordu dualar!

 Sana sadece dua gerekliydi dün gece. Artık yavaş yavaş evlerimizin yolunu hatırlatıyordu hastanenin sessizliği. Sen yarın gözlerini açacaktın, biz seninle konuşmaya gelecektik!

 Çok kısa bir süre de olsa rahatlamıştık. Evlerimize gitmiştik ama, odalar bir başka hâl almıştı; renkler siyah! Telefon beklemiyordu kimse, cesaretler kırılmıştı. Çalmamalıydı telefon! Yılmaz’ın “Eda’yı kaybettik, geri dönün.” cümlesini duymamalıydı kulaklarım!

 Bana bu satırları yazdıran olay gibiydi telefondaki çığlıklar. Her şey senin, benim, bizim dışımızda gerçekleşmişti. Yarın, eminim yazacaktır gazeteler seni. Koca koca başlıklarda çınlayacak kulakların. Annenin feryatlarıyla geçireceksin elbet bu geceyi. Babanın o ‘baba duruşunu’ seyrederken sen, sınıfımız hep bir ağızdan seni sayıklayacak:
 Sınıfımızın şekerliği ölmedi!

 Herkesin elbette farklı farklı anıları vardır seninle. Kaza haberini akşam öğrendiğim zaman, ilk olarak aklıma tanışmamız geldi. Geceme düşen sis bulutlarını dağıtmaya çalışınca da lisenin son günü mavi gömleğime yazdığın yazıyı okudum. Kendini ‘tatlı belanım senin’ diye anlatıyordun bana ve ‘beni asla yalnız bırakma’ diyordun. Bir de imzanı sadece ikimizin anlam verebileceği bir kelime ile açıklıyordun:
 Kaardiiş!

 Fenerbahçe-Galatasaray maçlarından sonraki konuşmalarımız takılıyor gözyaşlarıma. “Sarı-lacivert formayı severim ama Cimbom’dan vazgeçmem.” diyordun hep. Bir de her boş derste, en arka sırada vatanı kurtarırdık seninle. Her şeyin en iyisini sadece biz bilirdik. Sadece ikimiz söylemeliydi en güzel şarkıları. Motorları maviliklere sürerdik seninle geceleri. Omzuma başını yaslayıp ağlardın sebepsiz yere. Ne oldu Eda, demeye varmadan gülmeye başlardın. Bana “Sen evlenince eşini kendime benzeteceğim.” derdin. Uçarı hayaller büyütürdün yarınlarında.

 Ellerimi silerdim her okul dönüşünde. Her okul dönüşünde koluma kazıdığın ismini dökerdim lavaboya. Uykumuzu getiren hiçbir dersi dinlemezdin ve elimi masmavi bir renge boyardın Zümray’la. Sen sadece koluma adını yazmakla kalmıyordun, kalbime de kazıyordun o güzel ismini. Kardeşliğin en güzel tarifini öğretiyordun bana... Senin güzelliğini kıskanıyordu tüm bulutlar!

 Öğretmenlerimizin bizi uyarmasına bile aldırış etmezdik. Her sınav zamanı mâsum bir bilgi alışverişi başlardı seninle aramızda. Sen, sınav başlar başlamaz bana hangi soruları yaptığımı sorardın. Şimdiyse sadece beni seyrettiğini biliyorum uzanıp dinlendiğin köşende! Sadece sende saklı benim anlam veremediğim soruların cevabı.

 Utandığında yanaklarının aldığı renklere takılıyor şimdi gözüm. Kırmızı atkınla kış mevsimini renklendirişin geliyor aklıma. Siyah montunla salına salına yürüyüşün ve yarınlara umutla bakan gözlerin... Utandığında sıranın altına sakladığın ellerine takılıyor şimdi gözlerim. Kızdığında “Ben yoruldum.” diyen ellerine...

 Şimdi yine bir ağacın altında okuldan kaçış planları kursak seninle! Bir tren çığlığı gibi gür umutları beslesek birlikte. Eskiden olduğu gibi yine beraber akıtsak gözyaşlarımızı mor hüzünlü şarkılarda. Sınıfın en arkasında, en güzel şarkılar için arkadaşlarımızı toplamaya çalışsak... Vakit, çağlaları çalmanın ortasına denk düşse ve biz öğle aralarında sadece çağla yesek...

 Seninle yaşadığımız her hatırayı yazamam benim esmer kelebeğim. Buna gücüm de yok, kalemim de yetmez! Kıraç’ın ‘Bırakma beni insanlar kötü’ şarkısını senin bana hediyen olarak dinlemeye devam edeceğim.

 “Beni bırakma beni insanlar kötü!”

 Allah’ımın seni koruduğunu biliyorum güzel kardeşim. Yıldızların bu gece neden küskün olduğunu, rüzgârın neden bu kadar ürkek estiğini biliyorum. Biliyorum her yalnız kalışımda saçlarımı okşayıp yanımda oturacağını. Nâzım’ın şiirlerini besteleyeceğini, ağlayacağını yine tatlı tatlı, bir tebessümünle yıkacağını tüm kötülükleri...

 İnsanların arasında güçlü görünmeye çalıştım bugün, seni son defa uğurlarken. Kollarımın üzerinde uyuyuşuna dayanamayıp ağladığım için kızma bana. Üstüne toprak attığım için de özür dilerim! Seni çok seviyorum canım kardeşim. Bırakma beni cadı kız; insanlar kötü!

 Seni şimdiden çok özledim; kelimelerim üşüdü, ben üşüdüm...

 Rüyalarıma buyur gel!

dagda 3-5.domuz sürüsü tutturmuş bir kürdistan türküsü eline almş bayrak diye bi masa ördüsü satsan 5 para etmez ne dirisi nede ölüsü soyu soysuz olan toprak senin neyine ite itlik yapıp kafa tutma beyine anla dediğimi sokaktaki köpek ağlar haline duy ulan soysuz: NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !!!!!!!!!!!!!!!!!
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Hayata Dair Mektuplar
« Posted on: Mart 29, 2024, 12:33:10 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Hayata Dair Mektuplar e-book, Hayata Dair Mektuplar programı, Hayata Dair Mektuplar oyunları, Hayata Dair Mektuplar e-kitap, Hayata Dair Mektuplar download, Hayata Dair Mektuplar hikayeleri, Hayata Dair Mektuplar resimleri, Hayata Dair Mektuplar haberleri, Hayata Dair Mektuplar yükle, Hayata Dair Mektuplar videosu, Hayata Dair Mektuplar şarkı sözleri, Hayata Dair Mektuplar msn, Hayata Dair Mektuplar hileleri, Hayata Dair Mektuplar scripti, Hayata Dair Mektuplar filmi, Hayata Dair Mektuplar ödevleri, Hayata Dair Mektuplar yemek tarifleri, Hayata Dair Mektuplar driverları, Hayata Dair Mektuplar smf, Hayata Dair Mektuplar gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Hayata Dair Sözler « 1 2 »
Hayata Dair.
saklı düşlerim 10 3460 Son Mesaj Aralık 28, 2009, 01:40:10 ÖÖ
Gönderen : Turkishfox
Eflatundan Hayata Dair
Gothic Şiirler
FeMoX 4 2663 Son Mesaj Eylül 15, 2014, 12:25:32 ÖÖ
Gönderen : sinem70
Hayata Dair
Hayata Dair.
*Dantes* 5 1764 Son Mesaj Mart 12, 2014, 02:45:32 ÖS
Gönderen : eche06
Yaşadığınız Her Günden Hayata Dair Bir Ders Alın!
Hayata Dair.
Mavi_Kiyamet 1 1295 Son Mesaj Mart 18, 2012, 01:33:23 ÖS
Gönderen : yaradici
Hayata Dair Öğütler
Kariyer ve Kişisel Gelişim
sanane_61 0 1064 Son Mesaj Ocak 30, 2014, 12:06:46 ÖÖ
Gönderen : sanane_61


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular