|
|
|
Kadınlar binlerce yıldır doğuruyor ama bu sizin doğumunuz ve bugüne kadar yaşayacağınız en önemli olay. Peki ama sizi korkutan nedir? Bu korkuya sebep olan nedenler nelerdir? Ve bu korkularla nasıl baş edebilirsiniz? Bu soruları psikiyatrisi Berfu Akbaş''a yönelttik.
Doğum korkusu ülkemizde ne kadar yaygın? Hamilelik ve doğumla ilgili korkular kadınların ortalama %90''nında bulunuyor. Ancak bu korkular gereğinden fazla abartılıyorsa nedenlerini araştırmak gerekir.
Bu korkular neden oluşuyor? İlk gençliğimizden hatta çocukluğumuzdan itibaren, akrabalarımızın ve komşu teyzelerin travmatik doğum hikayeleriyle yoğruluyoruz. Günlerce çekilen sancılar, iç dikişler, dış dikişler, sonrasında yaşanan sıkıntılar... Sonra bir de, televizyon ekranındaki korkunç doğum sahneleri vardır hani... Ortalık kan revan, kadının sanki bedeni parçalanıyor... Sonra kalkıp size "Aaaa, ne gerek var ameliyata, normal doğur!" diyorlar. Bu işte bir terslik var. Kadın korkmasın da ne yapsın?
Kadın, öncelikle doğum esnasında çekilecek ağrının şiddetine dayanamamaktan korkuyor. Ayrıca yabancı bir ortamda yalnız ve çaresiz kalmaktan, bebeğin başına kötü bir şey gelmesinden, doktora ya da hastaneye ulaşamamaktan korkuyor. Ayrıca normal doğum olarak adlandırılan vajinal doğumun doğum sonrası cinsellikten zevk almayı olumsuz yönde etkilediği düşüncesi de endişeye yol açabiliyor.
Kadınlar sadece normal doğumdan mı korkuyor? Yalnız normal doğumdan değil bazen sezaryenle doğum yapmaktan da korkuyor kadınlar... Bu korkuları; anestezi korkusu, bilinci kaybettikten sonra kontrolün tamamıyla başkalarının elinde olması, ameliyat esnasında ve de sonrasındaki ağrılar, operasyon sonrası iyileşme döneminin uzun olması şeklinde sıralayabiliriz. "Ya bayılıp tekrar ayılamazsam?... Sonuçta bu bir ameliyat ve her ameliyatın riskleri vardır!... Kontrolü tamamen kaybedeceğim ve bebeğimi herkesten sonra ben göreceğim!..." gibi düşünceleri olabiliyor kadının.
Doğum sancısı her kadını aynı oranda mı etkileniyor? Her kadın bu ağrıyı aynı düzeyde yaşamıyor. Öncelikle her insanın ''ağrı eşiği'' dediğimiz fizyolojik bir ağrıya dayanabilme sınırı var. Bu kimi insanda yüksek, kimi insanda düşük olabiliyor. Bunun yanında doğum ağrısının bir de psikolojik boyutu var ve bu birçok konuyla ilgili olabiliyor. Kadınlık kimliği ile ilgili çatışmalar, karı-koca ilişkileri, hamileliğin isteğe bağlı olup olmadığı, travmatize edici eski tecrübeler hatta anne adayının kendi annesiyle olan ilişkileri bile bu duyguyu etkileyebiliyor.
Doğum sancısını daha az hissetmenin bir yolu var mı? Şüphesiz ki, ne şekilde doğum yapmış olursa olsun, her kadın doğum sırasında bir miktar ağrı çekecektir. Bu kişinin yapısına göre değişebilir. Kimse doğumun kolay olacağını yüzde yüz garanti edemez. Yine de epidural anestezi gibi modern yöntemlerle günümüzde özellikle ağrıyla başa çıkma konusunda annelere oldukça yardımcı olunabiliyor.
Eşin, doğum sırasında yanında olması anne adayının korkularını azaltabilir mi? Mutlaka... Fakat bu olay bizim ülkemizde yaygın değil. SSK ve Devlet hastanelerinde baba adaylarının doğumhaneye girmeleri yasak... Özel hastanelerde bu yasak yok fakat yine de Türk baba adaylarının büyük bölümü doğuma girmeyi tercih etmiyor. Oysa doğuma eşin de katılması özellikle yabancı bir ortamda (doğumhane) yalnız kalma korkusuna yardımcı olabiliyor.
Doğum olayını yaşamak annenin psikolojisini olumlu ya da olumsuz nasıl etkiliyor? Annelik kimliğinin yerleşmesinde doğum tecrübelerinin yeri büyüktür. Doktor ve hemşirelerle işbirliği içerisinde, ağrıya ya da paniğe yenik düşüp kontrolü kaybetmek sizin gerçekleşen başarılı bir doğum sonrasında kadının kendine güven duygusu artıyor, bununla birlikte annelik yetenekleri konusundaki özgüvenini de arttırıyor. Ve ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz oluyor.
Doğum korkusu olan anne adaylarına neler önerirsiniz? Aslında insan bilmediği şeyden korkar. Bu nedenle korkuyla başa çıkmada ilk adım yeterli bilgi edinmek olmalı. Onlara hamilelik süreci ve doğum hakkında bol bol okumalarını, kaygılarını ve korkularını ise doktorlanyla paylaşmalarını öneriyorum.
|