0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4  (Okunma Sayısı: 2262 Kere Okundu.)
« : Mart 29, 2008, 12:31:06 ÖS »

Sahin07
*
Üye No : 3786
Yaş : 38
Nerden : Antalya
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 408
Mesaj Sayısı : 2 252
Karizma = 1453


BOŞANMA

  Bazı çevreler, İslâm’da kadının boşanma hakkı yoktur. Erkek kadına üç kere «boş ol » dese boşanma vuku bulur, iddasındadırlar.  Dilin kemiği yok, iftira atışları serbest. Ama cevap hakkımız saklı.

  Öncelikle İslâm’da kadınında boşanma hakkı vardır. Evlenirken «benim de boşanma hakkım var kabul ediyor musun ?» sorusuna evet diyen ve bunu yazılı belge haline getiren bir erkekle evlenen her kadın kocasını boşayabilir. Ayrıca İslâm’da «bir saniyede üç cümle ile boşanma gibi yani boş ol » ile boşanma yoktur. En az üç ay süren bir boşanma.

   I. Ay: Kadın erkek, kadıya (hakime) gider. Boşanmak istediklerini söylerler. Kadı onlara bir ay mühlet verir ve barışmalarını tavsiye eder.
   II.Ay : Eşler yine gelirlerse kadı (hakim) onları yine gönderir. Ailelerinin çağırıp onlara tavsiyede bulunmalarını söyler. Bir ayda büyüklerinin nasihatları ile geçer.
   III. Ay : Vazgeçmemişlerse kadı onlara; son bir ay , yine gelirseniz kesin boşanma kararı verilir der.

  İslami yaşam ve batı tarzı yaşam, hangi yaşam tarzı insanı mutlu kılar, hangisinde boşanma aza indirgenir. Cevabı batılı bir araştırmacıdan, Gibbon’dan alalım :

  300 senelik Osmanlı dönemi İstanbul arşivini inceleyen Gibbons, 300 senede İstanbul’da toplam 10 boşanma davasının olduğunu araştırmaları sonucu bulmuştur.Ya günümüzde 3 saatte sadece İstanbul ‘un bir mahkemesinde kaç boşanma davası görülmektedir ?

  Hangi toplum huzur içinde yaşamaktadır ? ...

  Not: Seçme ve seçilme hakkı kadınlara Hz. Resul döneminde verilmişti.Hz. resul “Akabe biatlarında “ kadınlardanda biat (kabul oyu ) almıştı fakat ilerki yıllarda iktidarı elinde bulunduran bazı çevreler erkeklerden olduğu gibi kadınlardan da seçme ve seçilme hakkını almışlardır... Dolayısı ile çağımız, müslümanların (.....) hatasını yine islama mal ederek, islmda kadının seçme ve seçilme hakkının olmadığı, gibi yanlış bir sonuca varmışlardır.

                                                          KADININ ŞAHİTLİĞİ
           Şahitlik  konusunda iki kadına bir erkeği  mi kabul eder İslam...?!  Asla!:
         İslâm hukûkunda erkeklerin vâkıf olamayacağı ve tamamen kadınların ilgi sahası olan doğum, bekâret, emzirme ve aybaşı gibi kadınlara mahsûs hallerde, erkeğin değil, sadece kadının hattâ tek kadının şâhidliği yeterlidir.  Bu gibi konulara, kadınların çokça şâhid olmaları ve erkeklerden fazla gözlem ve tecrübelere sahip bulunmaları sebebiyle, tek kadının şâhidliği bile geçerli sayılmıştır. Hattâ Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in emzirme konusunda tek kadının şâhidliğini kabul ettiği bilinmektedir. . Nitekim: "Erkeklerin muttalî olmadıkları şeylerde kadınların şâhidliği makbûldür."  buyurması bunun en güzel delîlidir. Doğum için de tek bir kadının şâhidliği kabûl edilmektedir. Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz: "Doğum konusunda bir kadının şâhidliği yeterlidir.." buyurmaktadırlar. Hz. Ömer (r.a.), boşanma konusunda yalnız başına kadınların şâhidliğini kabul etmiştir. Hz. Ali (r.a.) da, bir çocuğun öldürülmesine şâhid olan kadınların şâhidliğini muteber saymıştır
       Aslında iki kadının şâhidliğinin bir erkeğin şâhidliğine denk olduğu iddiâsı, gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan asılsız bir iddiâdır. Konu ile ilgili olarak Bakara sûresinin 282. âyet-i kerîmesinde şöyle buyrulur:
       "Ey îmân edenler! Belirli bir vâdeye kadar birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın. Bunu, aranızda bir kâtib doğru olarak yazsın. Erkeklerinizden iki de şâhid tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, şâhidlerden kendilerine güvendiğiniz bir erkek ve -biri unutunca diğerinin hatırlatması için- iki kadın yeter."          
       Yukarıda görüldüğü gibi bir bütün olarak ele alındığında, âyetin genel olarak şâhidliği düzenleyen umûmî bir hüküm koymadığı, âyet-i kerîmedeki hükmün sadece vâdeli borçlanmalarla ilgili olduğu açıkça görülür.
         İki kadın şâhid önerilmesinin sebebi, birisi yanılırsa diğerinin ona hatırlatması içindir. Ancak âyette "iki kadın şâhidden biri mutlaka yanılır veya unutur" denmemektedir. "Yanılırsa veya unutursa" denmektedir.O halde iki kadın şâhidden birisi, şâhidlik ettiği borçlanma akdiyle ilgili olarak yanılmaz veya unutmazsa, şâhidliğini tam olarak yaptığı için, erkek şâhid ile kadın şâhidin şâhidlikleri yeterli, aynı zamanda eşit değerde olacaktır. Bu ise kadının şâhidliğinin, erkeğin şâhidliğine denk olabileceğini gösterir.
      Neden mi? ...Çünkü  o  dönemde kadınlar  ticaretle direk ilgilenmiyordu...Hatta Hz. Hatice bile  kendi işlerini erkeklere, ticaretini erkeklere  yaptırıyordu...!O  dönemde kendi ilgi alanlarının dışındaki " vadeli borçlar " konusundaki bu istisnai  hükümü genelleştirmek sadece önyargı ifadesidir...Ayrıca yukarıda da ifade edildiği gibi kendi ilgi alanlarında olan işler için - mesela doğum,emzirme... -  her kişinin tek şahitliği kabul edilmektedir...
    Günümüzde  ekonomi  özel ilgi alanına giren  - ekonomi  alanında eğitim gören kadınlar mesela  - kadınlar için bu ayet tabii kendilerini sınırlandırmaz...Çünkü  "unutma ve ilgi  alanı olup olmama " temel  sebep...Bu  sebep ortadan kalkınca  hükümde kalkar...veya bu  şartlara uyan - ilgilenmeyen, unutan,ilgi duymayan dolayısı ile aklında tutma ihtimali daha az olan - kimsenin şahitliğinde ilgilenen  gruba göre  iki kişi şartı aranır.Vadeli  borçlarda şahitlikte esas  olan bunlardır -  ilgi, alaka,işin içinde olup olamam ve dolayısı ile ilgi ile paralel unutup unutmama- yoksa cinsiyet :kadın erkek olup  olmama  değil ...!

                                         MEVZU HADİSLER VE KADIN
Hadis, peygamber efendimizin sözlerine denir. Mevzu hadis, kendi şahsi, siyasi,... emellerine ulaşmak için peygamberimizin ağzından uydurulan, Hz. Resül'ün söylemediği halde kendisine mal edilen sözlerdir. Uydurma- mevzu hadisler genellikle kadınlar, siyasi görüşler, ırkçılığa dayanan konular... çerçevesinde dönmektedir.
Kadınla ilgili bazı uydurma-mevzu hadisler:
  " Kadınlara okuma- yazma öğretmeyin: " İbn-i Cevzi, İbn-i Hıbban, İbn-i Adıyy hadisi kabul etmez, uydurmadır derler. (Kitabul Mevzuat 2/268)
  " Kadınlarla istişare edin, onlara tanışın ve onların söylediklerinin zıttını yapın": Sehavi ve İbn-i Arrak hadisi merfu görmezler. Ebu Hatim, İbn-i Adıyy , İbn-i Cevzi, İbn-i Hıbban hadisin uydurma olduğu görüşündedirler. ( El- Makasıdul Hasene: 248 , Tezkiretul mevzuat :128, Tenzihuş Şeria : 2-204, Silsiletul Ehadis: 432 ) .Ayrıca, Hz. Resul Ümmü Seleme ile istişarede de bulunmuştur (Makasıdul Ha-sene: 585, Silsile: 436, Keşful Hafa :2-3)
" Kadınlara iteat pişmanlıktır." : Sehavi, Ukayli hadisi uydurma kabul ederler. ( Tezkiratul Mevzuat : 128, Kitabul Mevzuat : 2, 272)
" Kadınlar olmasaydı Allah'a hakkıyla ibadet edilirdi". Suyuti, Buhari, İbn-i Adıyy, Ebu Hatim, İbn-i Cevzi, Muhammed Nasuriddin, İbn-i Hıbban hadisi mevzu kabul ederler. ( Silsiletul Ehadisuzzaif : 74, Tenzihuşşeria : 1/62, El-leali : 2/59)
" Kadınlar olmasaydı, erkekler cennete girerdi." : İbn-i Arrak, Es- sakafi hadisi kabul etmezler. ( Camiussağir: 2/113)
"Güzele bakmak sevaptır veya ibadettir, gözü kuvvetlendirir.." : Ebu Nuaym, Durekutni, İbn-i Cevzi, Sehavi, İbn-i Hacer, Iraki, Zehebi, İbn-i Kayyim, Muhammed İbn-i Arrak, Nasıruddin... hadisi uydurma kabul ederler. ( El- Maka- sıd: 129, Silsiletul Ehadissuzaif : 164, Kitabul Mevzuat: 1/63, Mevzuati Aliyyul Kari: 124, Keşful Hafa: 2/317, Tenzihuşşeria: 201...)
  "Uğursuzluk kadın, at ve evdedir." : Peygamber Efendimiz Hz. Mö ammed 'in eşleri, Hz. Aişe bu sözü duyunca: Kur'an-ı indirene yemin ederim ki, bunu rivayet eden, Ebul Kasım'a (Hz. Muhammed'e) iftira etmiştir. Resulullah sadece, "Cahiliye insanları, uğursuzluk, kadın, ev ve hayvandır" dediklerini söylerler.
  Hz. Resul bu sözü cahiliye dönemi (İslam öncesi dönem) insanlarının bir sözü olarak nakleder . İslam, cahiliye görüş ve adaletlerini tümden reddettiği gibi, uğursuzluk kavramını da kabul etmemekte, reddetmektedir.
  " Kadınların akılları ferclerindedir :" : Sehavi, Aliyyul Kari, Acluni sözün uydurma olduğunu kabul ederler. ( El-Makasıd:292, El esrarul Merfua : 246, Keşful Hafa: 2/62)
  " Döl getiren siyah bir kadın, döl getirmeyen beyaz bir kadınla hayırlıdır". Iraki, hadis uydurmadır der. ( Mevzuatı Aliyyul Kari : 73). İslâm'da hayırlı olmanın ölçüsü takva (Sevgi ile karışık korku)'dur. Ayrıca Kur'an çocuk sahibi olmanın veya olmamanın Allah'tan gelen bir imtihan vesilesi olduğunu da bildirir . (Şura Suresi : 49-50)
  Karı ve kocayı birbirinin dostu ilan eden (Tevbe Suresi : 71), eşlerin ikisinin de birbirine ısınıp aralarında muhabbet ve merhamet oluşturan (Rum Suresi : 21). Allah'ü Teala'nın yüce Resül'ü "Sizler (Kız-erkek) çocuklarınızı seviniz, kız çocukları kendi kendilerini sevdirirler" buyururlar, Hz. Ömer:" Cahiliye döneminde kadınları, hiç bir şey saymazdık. Taki İslam geldi, Allah'u Teala onlardan bahsedince, o zaman kadınların üzerimizde bir takım hakları olduğunu gördük" derken, iyi amel işleyen kadın veya erkeğin cennete gideceğini bildiren (Nisa Suresi:124) dinimizin ve onun yüce ilahının kulları arasında ayırım yapacağını kabul etmek imkansızdır. O, rahman ve rahimdir.
 

                                                   KADININ EŞİNİ SEÇME HAKKI VE İSLAM
     Medine’nin yerlilerinden olan Hidam’ın kızı Hansa, bir gün Aişe validemize gelir ve sorusunu şöyle sorar: Valide, der. Babam beni itibarlı bulduğu akrabasıyla evlendiriyor. Bana sorma gereği duymuyor. Ben de bundan rahatsızlık duyuyorum. Ben bir kız olarak hayat arkadaşımı seçme hakkına sahip değil miyim? İslam bana bu hakkı tanımıyor mu? Babamın seçtiğini seçmeye mecbur muyum? Aişe validemizin cevabı:  Şu anda Resulullah evde yok. Birazdan gelir. Sorunu O’na soralım, cevabını da O’ndan birlikte dinleyelim. Sen şuracıkta biraz bekle... Az sonra Efendimiz (sas) teşrif eder. Aişe validemiz de Hansa’nın sorduğu soruyu aynen sorar:  Kızın seçme hakkı yok mu, der. Hansa bana böyle bir soru sordu. Babası Hidam onu itibarlı bulduğu bir akrabasıyla evlendiriyor, kızcağıza sorma gereği de duymuyormuş? Bu soruya Efendimiz özel bir ilgi gösterir ve ilk emrini verir:  Hemen kızın babası Hidam’ı bulup getirin! Ensar’dan Hidam aranıp bulunur.Resulullah seni istiyor, derler. Telaşla huzura giren Hidam’a Efendimiz’in ilk sorusu:  Hidam! Sen kızına sorma gereği duymuyor da kendi beğendiğini mi beğenmeye zorluyorsun? Baba Hidam’ın cevabı hazır:  Ya Resulullah, der. Benim beğendiğim iyi bir ailenin akıllı bir çocuğudur. Kızıma layık olan da odur!  Hidam, seçtiğin bu gençle hayatı yaşayacak olan sen misin, yoksa kızın mı?  Kızımdır ya Resulullah!  Öyle ise hayatı kim yaşayacaksa son söz de onun hakkı değil mi? Kızın yaşayacağı genci beğenme hakkına sahip olmazsa, beğenmediği gençle nasıl mutlu yaşayacak? Efendimiz sözünü söyler ve şöyle bağlar:  Hemen kızına sormadan yaptığın bu anlaşmayı durdur! İşte bu sırada ötelerden beklenmedik bir ses gelir:  Ya Resulullah, babamın seçtiğine artık ben de evet, diyorum. Anlaşmayı durdurmasın! Bundan sonra da şu fevkalâde güzel açıklamayı yapar Hansa kız. Der ki:  Babamın kendi seçtiğini seçmeye beni mecbur bırakması, şehirde, ‘Kızların seçme hakkı yoktur.’ gibi bir düşüncenin yayılmasına sebep oldu. Bu yüzden sorma gereği duydum. Şimdi anlaşıldı ki, kızların seçme hakkı vardır. Ailesi kendi seçtiğini seçmeye kızlarını zorlayamaz. Artık ben babamın seçtiğine kendi isteğimle evet, diyorum. Sözünden dönme durumunda kalmasın babam! Elbette hiçbir baba kızına kötü aday seçmez...( Ahmet  Şahin, 13 Mart 2007)
       Halife Hazret-i Ömer'in (ra) "Biz İslam'dan önce kadınları  insan  yerine koymazdık.islam gelince onlara hem ayetlerde hem de hadislerde yer verdi, erkekler gibi hakları anlatıldı. Ondan sonra biz kadınların da erkekler gibi hakları olduğunu düşünür hale geldik!.." (Buhari, Müslim).Bir tespit de oğlu Abdullah'tan. "Biz kadınlar hakkında ileri geri konuşmaktan korkar olduk, vahiy gelir de bizi azarlar kadın hakları konusunda diye!

                                                            İSLÂM ve AKRABA EVLİLİĞİ
  Akraba evliliği sakat doğumlara sebep oluyorsa İslâm akraba evliliğine neden izin vermiştir?Sakat doğuma akraba evliliği değil, hastalık (kan uyuşmazlığı, ırsi hastalıklar...) neden olur. Yani her arkaba evliliği sakat doğuma neden olmaz, sakat doğuma neden olan hastalıklardır, hastalık akrabada olsun veya olmasın fark etmez.
  Akraba olmazsa bile hastalık nedeni taşıyan her insan sakat doğuma neden olur. Ama akraba olduğu halde hastalık nedeni taşımayan insan sakat doğuma neden olmaz. O halde yasak olan hastalık nedenleridir (kan uyuşmazlığı...), akraba evliliği değil.

                            İslam   kadını sınırlar , hayattan  soyutlar mı ? :

 BAŞÖRTÜSÜ : kadın  saçı  bir  süstür  ve     kadınlar  arasında  sınıf  ve  seviye  ayırımı  olmaması  için  emredilmiştir. Günümüzde  kuaförlere  daha  çok  kadınlar  gider  ve  perma , boyama   ... gibi  şeylere  daha  çok  para  harcar ... Ya  parası   ve  imkanı  olmayan  aile  ve  kadınlar  ne  yapsın .? İşte  islam  bu  süsü  sadece  mahreme - helale göstermeyi  emredip , toplum  içinde  örtünme  ile  ayırımı  ortadan  kaldırmayı  amaçlar.
          TOKALAŞMA :İnsanın  kendi  kalbi  temiz  olsa  bile  karşıdaki  insanın  içaleminden  ve  temizliğinden  nasıl  emin  olunabilecek   ki ? Ç . Çaplin ‘in   ( Niçin  her gördüğünüz  kadının  elini  öpüyorsunuz   diye  sorana )  dediği  gibi  “ Bir  yerden  başlamak  lazım  “  diyen  birisi  ile  karşılaşılamayacağını  kim  iddia  edebilir ?
             ÇALIŞMA : İslam  kadının  çalışmasına  izin  verir ( Önce Annelik  görevini  yapıp  , gelecek  nesli   yetiştirdikten  sonra ) amaO’nu  korumak  için  belli  şartlarla ; Eğit–sen‘in yaptığı bir araştırmaya göre :kadın eğitimciler arasında cinsel tacize uğrayanların oranı:% 37,7‘dir
           KADIN  ERKEK  YALNIZ  KALMASI ( haremlik selamlık  ) :Namahrem  kadın  erkek   niçin  birarada  yalnız  kalamaz ? Kadın   ve  erkek  belli  yaştan  sonra  anne- babası  ile   niçin  yalnız  kalamaz ? Kaynatası  ile  gelin   neden  yalnız  kalamaz...? En   kısa  cevabı :En sets  ilişki  olmasın  , taciz , zina   artmasın  diye...Her  gün  okunan  gazetelerdeki   fuhuş , cinayet, zina  olaylarına  haremlik – selamlık  uygulansa  idi  olur mu  idi  diye  bir  bakılsın  lütfen ...

                                                                      ÖNEMLİ NOT            
         Biz  ( Kadın – erkek tüm )  Müslümanlar ;   “Tesettür  veya  kadın  hakları  ...”  konularında  diğer sistemlere göre  farklı  görüşleri  ileri  sürüyorsak  , bu  bizlerin  kadınlara  düşmanca , önyargı  ile ( ... )  bir  bakış  açısına  sahip olmamızdan ( ! ) dolayı  değil , aksine biz Müslümanlar  gibi  islami  eğitim  almayan  kişilerden   kadınları   ve  onurlarını  korumak  amacıyla  yapılan  bir iyi niyet  göstergesi , nemelazımcılıktan  uzak  bir  sorumluluk  örneğidir ve  Yüce   Yaratıcının  biz Müslümanlara  yüklediği  bir  görevdir!...Zaten  medyada , internette ve hayatta  “ taciz , saldırı , kadın  sömürüsü   “ yapanların   savundukları  sistem  ve  ideolojilere   objektif  bakınca  kimin  “ kadınları  korumak , kiminde  kullanma k  amacına  hizmet  ettiği  ortaya  çıkmaktadır. Kadın  satan , pazarlayan ,taciz  eden , sömüren  KAÇ DİNCİ (! ) GAZETE ; İNTERNET  SİTESİ VEYA AŞIRI  DİNCİ  GÖSTERİLEBİLKİR Kİ ?
        Biz  Müslümanlar “ O mazlum , kurban bizim eşimiz ,akrabamız değil “  deyip kenara çekilmeyiz, çekilemeyiz.Bize  göre  dünyadaki  tüm  kadınlar :  ya annemiz , ya eşimiz , ya da kız kardeşimizdir ( Hz. Adem’den  kardeş veya İslami  kardeşlik ) ; Anne   ve Eşimiz bellidir, geri kalan tüm kadınlar biz Müslümanların “ bacısı “, kız kardeşidir ve biz   onlara  öyle  bakarız. Bu ; sapıkların , metresçilerin , röntgencilerin , genelevci ve ahlak  abidesi gözüken içten pazarlıkçıların  hoşuna  gitmese de    böyledir , realite ortadadır.
          HANGİ  KADIN  ÖRGÜTÜ  ; GENELEVE  ,   ARABA LASTİĞİ...  REKLAMINDA  KADININ  KULLANILMASINA   KARŞI  ÇIKMIŞTIR ?.ONLAR  GENELEVDEKİ   KURBANI  KURTARMAK  YERİNE , “ SE X    EMEKÇİLERİNİN “ EMEKLİLİK  HAKLARINI   SAVUNURLAR ( TABİİ   KENDİ   YAKINI AYNI YERDEN  EMEKLİ  OLSUN  ASLA  İSTEMEZ ... ÇÜNKÜ  O  KADIN DA  OLSA , BAŞKASININ  KIZI, EŞİ ,ANNESİDİR...! ) KİMSE  CELLATI  KURTARICI  GİBİ  GÖSTERMEYE  KALKMASIN . HER   KONUDA  TEK KURTULUŞ  İSLAM’DADIR.

      " ETEK BOYU  KARARININ KAYNAĞINDA İYİ YA DA KÖTÜ DEĞERLENDİRİLMİŞ BİR TÜR DAVRANIŞ ÖZGÜRLÜĞÜ...TOPLUMSAL DAYATMALARA KARŞI GELİŞ BULUNUR..." DİYEN TENNUR KOYUNCUOĞLU'NA -Radikal :12.06.06- CEVAP :
      "GÜNÜMÜZDE " ASIL TESETTÜR TERCİHİNİ SEÇEN KADIN, TOPLUMSAL DAYATMAYA KARŞI GELiş VE ÖZÜNDE ÖZGÜRLÜK VE KİMLİK bilinci bulunan bir davranışı seçmiş demektir.TopluMUN " AÇ , NE OLUR..." BASKISI, DERİN SİSTEMİN "İŞ, AŞ " SAHİBİ OLAMAZSIN, " SENİ ÖCÜ GÖRÜYORUZ" CÜMLELERİNE KARŞI BİR VAR OLUŞ VE BİLİNÇLİ BİR TERCİHTE BULUNMA GÜDÜSÜDÜR TESETTÜR! YOKSA TOPLUM ZATEN " AÇ AÇABİ,LDİĞİN KADAR " MANTALİTESİNDEDİR! AÇANA DEĞİL, KAPATANA BASKI VARDIR GÜNÜMÜZDE...!

                                                                 LOLİTA  İHTİLALİ
  Dünkü Milliyet'in 3. sayfasında bir haber: "12 yaşındaki kız internette tanıştığı adama kaçtı." Sayfayı çevirin: Edirne'de sevişirken görüntülenen liseli kızın fotoğrafları... Ve günlerdir Mardin'den Sivas'a kadar Türkiye'nin dört bir yanından 12 - 13 yaşında küçük kızlara tecavü haberleri...     Madalyonun bir yüzünde ağzı salyalı sübyancılar var. Peki diğer yüzünde?..Alttan alta inanılmaz bir "ergen ihtilali" yaşadığımızın farkında mısınız?Son zamanlarda bir lise mezuniyet balosunda bulundunuz mu hiç? Gitseniz, gördüğünüz ağır makyajlı, cesur dekolteli, yüksek topuklu, cep telefonlu kızların 16 - 17 yaşında olduğuna inanabilir miydiniz acaba? Levent'te bir estetik kliniğinde görevli bir uzmanla görüştüm. Dinlediklerime inanamadım:
     "14 - 15 yaşında kızlar, ana babalarından habersiz gelip kaşlarını kaldırmak, fazla yağlarını aldırmak, selülit tedavisi yaptırmak istiyor"muş.Geçenlerde bir kız elinde Angelina Jolie'nin fotoğrafıyla gelmiş ve "Bununki gibi dudak istiyorum" demiş.18'lik bir lolita da Yasaklanmış Bir Kelime Kullanıldı, Lütfen Bu Konu Link'ini <a href="WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
" target="_blank">Buradan Şikayet Ediniz..![/url]
 büyütmesi için yalvarmış. "En büyük istekleri" neymiş biliyor musunuz? Zara'nın ya da Diesel'in 34 bedenine sığmak...Bunun için yarışıyorlarmış: "Çünkü televizyonda gördükleri mankenler 34 beden giyiyor. Onu giyebilmek için 44 kilo kalmaları lazım. Bunun için resmen aç geziyorlar. Gün boyu yedikleri, bir kase yoğurt, iki tas salata, sigara, kahve ve kola... 500 kaloriyle yaşamaya çalışıyorlar. O yüzden vücutlarında demir, sodyum eksikliği var. Yanlış beslendikleri için vücutları hızla deforme oluyor, müdahale için de bize geliyorlar."Uzman, bunun son 3 yılda gözlenen bir "patlama" olduğunu söylüyor:
     "Ben de anneyim, 18'lik 'lipolu' (yağ aldırmış) kızları görünce dehşete kapılıyorum. Biriktirdiği 300 - 500 milyonla gelip 'Dudağımızı şişir' diyenleri 'Bırakın dudağınızı da gidin kafanızı şişirin' diye geri yolluyorum." Genelde üst gelir grubundan hastaları bulunan bir jinekoloğun gözlemleri daha da çarpıcı:
     "Genç nüfusta müthiş bir uyanma var" diyor. 17 - 18 yaşlarında lise öğrencilerinin kürtaj için başvurduğunu söylüyor ve bazı gözlemlerini aktarıyor:Batı'da ergenlik yaşı 16 - 17'den 11 - 12'ye geriledi. Amerika'da 10 yaşa kadar düştü.Genç kızlar annelerinden çok daha erken adet görüyor artık...Bunun, iklimden beslenmeye kadar pek çok nedeni olabilir ama en önemli nedenlerinden biri "psiko - sek süel uyarımın artması"...Yani, okulda, çevrede ve özellikle de medyada cinsel teşhirin yaygınlaşması... Baştan çıkarıcı klipler, uyarıcı filmler, cinsellik yüklü diziler, çıplaklığa çağıran reklamlar, beyinde ergenliği erken uyandırıyor, cinselliğin keşfini hızlandırıyor. Özellikle varlıklı kesimden gençler, lise çağında, özentiyle büyük ve se ksi görünme derdine düşüyor. Karşı cinsi de sadece bir s eks nesnesi olarak görüyor.Anneleri mi? Onlar da kızlarının ponponlu çorapları ve lastik ayakkabılarıyla genç görünme çabasında... Küçükler büyük, büyükler küçük görünmek için yarışıyor adeta... Kimseyi suçlamayalım; bu tablo bizim eserimiz: İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki? Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda nasıl çocuklara "Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt" öğüdü verebiliriz ki? Yasak çare değil...  Beyin faaliyetine itibar kazandırmaya ve öncelikler konusunda topyekün bir hesaplaşmaya ihtiyacımız var.  ( MİLLİYET : Can Dündar )

                                                  ÇAĞDAŞ HAYAT ( !) VE KADIN
     Çağdaş olduğu iddia edilen hayat tarzında kadınlar ,kendilerinin dış görünüşleri ile değer kazanacakları konusunda ikna edilmiş durumda bulunmaktadırlar.Bilgi,görgü,zeka'dan önce uzay çağının ,21. yüzyılının kadınının  (!) değeri sarı (bazen kızıl...! ) saçlar ,ikide bir değişen vücut ölçüleri daralıp bollaşan, bazen yırtık, bazen sökük ...ama daima modacılarla kumaş tröstlerinin anlaşması ile çoğu da  cinsel tercihini tuhaf şekilde yapan kreasyoncularca hazırlanmış moda elbiselerini  giyen ,kendince karar vermesine izin verilmeyen makyaj, giyim, ...hatta hayat tarzına, yaşam tarzına ( yani dinine) başkalarının karar verdiği evlendiği kocasının yanında yüzünde salatalık maskesi , saçlarında bigudi ...vs ile dolaşan ve kocası ile yatağa bu halde iken girerken sabah evden çıkarken , kocasından ayrılırken makyaj yapmaya çalışan süslenen, kokular sürünen kadın ne kadar hayatında hür  ve doğru karar verme hakkına sahip olabilmektedirler acaba...?Örneğimize devam edelim ;her çağdaş kadın aynı şeyi yapsa, eşinin yanında savaş boyalarını sürünmüş gibi dolaşırken dışarıya çıkarken süslense eşleri ,hayat arkadaşları hanımından uzaklaşıp gözü dışarıya kaymaz mı ?Öyle ya eşine değilde dışarıdaki insanlar için süslenen kadın eşini ne kadar kendine bağlayabilir...? Kocasıda tıpkı kendi eşi gibi ,eşi için süslenmeyen ,başkaları için farkında olmadan süslenen diğer kadınlara ilgi duysa ,aynı şeyi başka erkek kendi eşine karşı hissetse toplumda aile ,ahlak ne hale gelir ,öyle değil mi!Flörtle başlayıp ,aşkla alevlenen ,evlilikle sonuçlanan çağdaş evlilikler ;ihanet,kısa süren evlilikler , boşanmalar asrı olan  asrımızın temel kaynağı bu ters mantık olmasın sakın...! Hatalı olan ne kadın ne de kocadır, hata iki cinsede modern hayat diye bu tuhaf  ve ters mantığı kabul ettirenlerdir!
    İslam'da ise kadın dışarıda örtünür , süsünü ,çekiciliğini evde eşine saklar.Tabiiki aynı durum erkek içinde söz konusudur!Yine acaba neden hostes bacılar onlarca erkeğe hizmet ederken , yemek ikram edip ,yastık kabartıp , kemer bağlarken... medeni olurlar da evlenip işini terkedip   sadece eşine hizmet etmeye karar verince tenkide uğramaktadır."Hayatını güvence altına almak,ekonomik özgürlük..."  sözlerinin arkasında doğru ve güvenilebilen bir eş ,hayat arkadaşı bulunamaması  gibi bir mantık yatıyor olmasın sakın?
    Sokakta kızımızın beline bir erkek kolunu dolasa ona kızarız da adı " dans " olunca bu harekete neden tepki  göstermeyiz acaba !!?? Adı "Moda " olunca  yırtık,çıplak,tuhaf elbiseleri neden doğal karşılarız ! Kızımız veya oğlumuz  " don " ile dışarıda dolaşsa   buna karşı çıkarız da   adı " mayo veya şort " olunca neden buna karşı  çıkmayız !
      SUNUCU -MANKEN İPEK TENOLCAY : " MİNİ ETEK GİYİP , İNCE ÇORAPLA GEZİYORSAN BAŞKALARIYLA FLÖRT EDİYORSUNDUR.İLTİFATLAR , BAKIŞMALAR ALDATMA DEĞİL Mİ ?" ( MİLLİYET :11.01.2003)
                                              

                                                     Eğitimli kadınlar cinsel şiddet mağduru  
      İstanbul Üniversitesi (İÜ) Adli Tıp Enstitüsü'nce, üniversite öğrencisi ve mezunu kadınlarla yapılan bir araştırma, katılımcıların büyük bir bölümünün cinsel şiddet türlerinden en az birisine maruz kaldığını ortaya koydu. İÜ Adli Tıp Enstitüsü'nden Prof. Dr. Mustafa Fatih Yavuz ile yüksek hemşire Zehra Kayı, 591'i üniversite öğrencisi olan 700 kadınla, ''Kadın üniversite gençliği ve mezunlarına yönelik cinsel saldırı'' konulu araştırma yaptı.Araştırma sonucunda, katılımcıların yüzde 84'ünün laf atma, açık-saçık konuşma, röntgencilik, teşhircilik, sarkıntılık, ırza geçme gibi ''sözel, görsel, dokunsal'' cinsel şiddet türlerinden en az birisine maruz kaldığı belirlendi. Bunlardan yüzde 44.8'inin, basit cinsel içerikli dokunuştan zorla cinsel ilişkiye kadar uzanan ''dokunsal şiddet'' türlerinden birini yaşadığı tespit edildi. Cinsel şiddet türleri arasında ilk sırayı yüzde 81.3 ile sözel ve dokunsal olanlar aldı. Araştırmaya katılan yaklaşık her 5 kadından birinin teşhircilik eylemiyle karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı. Cinsel saldırı boyutundaki eylemlerin yaklaşık yarısında fiziksel şiddet kullanıldı. Yine eylemler sırasında korkutma-tehdit ile kandırma da ilk sıralarda yer aldı.(Milliyet:12.06.2003)
                                                             İLK SIRADA SEVGİLİLER VAR
      Araştırma, sanılanın aksine, cinsel şiddet eylemlerinin yabancılar değil, çoğunlukla tanıdık kişiler tarafından gerçekleştirildiğini ortaya koydu. Buna göre, saldırganların yüzde 95'inden fazlası tanıdık. Çalışmaya göre, ilk sırada sevgili düzeyindeki erkek arkadaş, ikincisi sırada nişanlılık ve sözlülük ilişkisi geliyor. Üçüncü sırada ise ens est ilişki türleri var.Araştırmada, sevgili düzeyindeki erkek arkadaşların daha çok görsel ve dokunsal cinsel şiddet türü uyguladığı dikkat çekti.Saldırganların çok büyük çoğunluğunu ise ortalama 25 yaşındaki erkekler oluşturdu. Eylemin gerçekleştirildiği yerler arasında ilk sırayı saldırganın evi aldı. Çalışma, eylemler nedeniyle adli makamlara başvuru oranının ise hemen hemen yok denecek kadar az olduğunu da ortaya koydu. Buna göre, adli makamlara iletilen cinsel şiddet türleri teşhircilik, cinsel içerikli dokunma ve cinsel birleşmeye teşebbüs eylemi ile sınırlı kaldı ve oranı yüzde 2-3'ü geçmedi.Bu tür eylemleri yaşayanların, çaresizlik ve suçluluk hissiyle utanma duygusunu yaşadığı da belirlendi.
      
                                                          TAHMİN EDİLENİN DAHA ÖTESİNDE...
      Araştırma sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Yavuz, cinsel şiddetin toplumdaki tüm bireyler için bir sorun ve tehlike olduğuna işaret etti.Prof. Dr. Yavuz, ''Bu çalışma, toplumumuzda cinsel şiddet boyutlarının tahmin edilenlerin de daha ötesinde olduğunu ortaya koyuyor'' dedi. Mağdurların adli makamlara başvurmama nedenleri arasında ilk sırayı toplumun olumsuz yaklaşımının aldığına işaret eden Prof. Dr. Yavuz, bunu; ispatlayama ve saldırganın misilleme yapma korkusunun takip ettiğini ifade etti.Prof. Dr. M. Fatih Yavuz, ''Cinsel şiddet eylemlerine maruz kalma oranının yüksekliği, karşı karşıya olduğumuz sorunun büyüklüğünü de gösteriyor. Adli makamlara yansıma oranlarının çok düşük olması da, bu soruna hukuksal, sosyolojik ve medikal açıdan ciddiyetle ve yoğun bir şekilde önem verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor'' diye konuştu.

    NOT : AŞAĞIDAKİ YAZI BİR İSLAM ALİMİNİN YAZISI DEĞİL,AKSİNE BİR YABANCI YAZARIN EVLİLİĞİN HAYAT BOYU MUTLU ŞEKİLDE SÜRMESİ İÇİN YAZDIĞI EŞLERE TAVSİYELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTAN ALINMIŞTIR !                                                    
                                             KARŞI CİNSTEN İNSANLARLA ARKADAŞLIK
             Karşı cinsten insanların uzun süreli çalışma ilişkilerinde olaylar genellikle sinsice gelişir.Kişi ”Karşı cinsten filanca kişiyle sadece  arkadaşız” dediklerinde kesinlikle kendilerini aldatmaktadırlar.Bazen doğru gelebilir yada ilişkinin başında doğru gelebilir. Oysa pek çok durumda karşı cinsle kurulan arkadaşlık bir süre sonra, diğerinin zekası yada mesleki yeteneğine duyulan saygıya bağlı olarak arkadaşlıktan öte bir şey haline gelmeye başlar.İlişki adım adım daha açık ve güvenilir bir nitelik kazanır.Küçük şeyler paylaşıldıkça bir takım tesadüfler ve ortaklıklar sonucunda daha yakınlaştığınızı fark edersiniz.
               Eğer evliyseniz eşinizle aranızdaki farklılıklar yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlar. Bir bakmışsınız ki yeni arkadaşınızla her şeyde uyuşurken ,eşinizle hiçbir konuda uyuşmaz hale gelmişsiniz.Tabii sonunda diğer insanla (arkadaşınızla) uyum faktörü yada fiziksel çekicilik nedeniyle hormonlar faaliyete geçer ve kaçınılmaz olay nihayet gerçekleşir.Olmasını asla tasarlamadığınız şeyler olur.    Konunun trajik  yanı  Çoğu cazip şeyin zamanla felaket getireceğinin başta inkar edilmesidir.Karşı cinsten biriyle gözlerin  SANİYENİN ONDA BİRİ KADAR BİR ZAMANDA uzunca birleşmesi , koridorda yanından geçerken özel bir itina göstermek,herhangi bir yerde tesadüfen çarpışmak,TOKALAŞIRKEN veya bir şey alıp verirken ellerin bir iki saniye daha uzun tutulması,… bunlar ve bunun benzeri ipuçlarını görmemezlikten gelmek … bu gibi şeyler kırmızı bayraklardır böyle durumlarda kendinize “zararsız flört “ olamayacağını hatırlatın.
             Eğer evli iseniz  olan şeyi dürüstçe kabul edin – mazeret aramayın – ve eşinize bağlılığınızı hatırlayın.  İş yerinizdeki arkadaşınızla veya sekreterinizle bir kere yemeğe çıksam ne olur  , demeyin : Boşanmaların yüzde yetmişi aynı iş yerinde veya yakın iş birliği halinde çalışan şahısların yakınlaşması sonucu oluşuyor.yüzde ellisi de eşlerden birinin bir alış veriş merkezinde veya otoparkta karşı cinsten biri ile tanışması ve o kişiye karşı ilgi duyması ile gerçekleşiyor.
              Kısacası sekreterinizle veya işbirliği içinde olduğunuz karşı cinsle iş yemeğine veya bir yerde  buluşmanızın  size hiçbir kazancı olmaz , ama kaybedeceğiniz çok şey olur! İşin gerçeği bu konuda duyarlı öğütler vardır :” evlilikten önce iffet , evli iken sadakat gerekir.”Karşı cinsten biri ile çalışmanız gereken durumlar olacaktır. Bu durumu önleyemeyebilirsiniz ama kendi düşünce ve konuşmalarınızı pekala denetleyebilirsiniz.Temel sorun , dostluk ile  flört arasındaki çizgiyi aştığınız  zaman sonuçta  bir şeylerin yaşanabilecek olmasıdır.yaşananlarda kötü sonuçlar doğurur. ( Z. ZİGLAR : HAYAT BOYU  FLÖRT )

                                                REKLAMLAR  VE  KADIN    HAKLARI
      - BIR  PARTIDESINIZ ,SIZI NASIL FARKETMELERINI SAGLARSINIZ ? ...GÜLÜMSEMENIZE GÜVENEREK ( DISLERINIZLE ! )
      - FARKEDECEKLER (SAÇLARINIZI ...)
    - BAKALIM  ILK  KIM   BIRISININ   DIKKATINI  ÇEKECEK ? ... ( TABII KI  EN   DEKOLTE GIYINIP, SAÇLARINI AHENKLE  DANSETTIRENLER...)
   KRAVAT  RAKLAMINDA BUZ PATENI   YAPAN MINI ETEKLI , KRAVATLI ( ! ) BAYAN, MAYO  ILE  GÖZLÜK   REKLEMI  YAPAN     MANKEN ( ! ) LER , ...; GÖZLER BAYRAM ETTI , ÜRÜN DEGIL  , MANKEN ILGI TOPLADI HABERLERI ...
       Sömürülmek  isteyen "çağdaş(!)    yaşamı savunmaya devam etsin ...taki GERÇEK      yüzünmüze   çarpana kadar.
      HA    SAHI ! ! ,  HIÇ KADIN SÖMÜRÜSÜ YAPAN  SAHIBI ASIRI DINCI BIRI  OLAN  MAMÜL  REKLAMI GÖRDÜNÜZ MÜ ?...
     Ne  ilginçtir , " sevgilinizin  çıplak resmini gönderim , yayınlayalım" diyen  genel yayın yönetmeni , kendi  eşinin  çıplak  resminin  yayınlamayı reddediyordu bir özel kanaldaki sohbette...!!!

                                       YA  BU HABERLERİ (!) YAPANLARA NE DEMELİ
' En öpülesi dudaklar' Jessica Alba'nın Colgate'in 'Ağız Sağlığı Haftası' için gerçekleştirdiği ankete göre erkekler en çok sek si yıldız Jessica Alba'yı öpmek istiyor.Mükemmel vücut hatlarıyla erkeklerin hayallerini süsleyen ünlü oyuncu Alba 'En Öpülesi Dudaklar' anketine katılanlardan aldığı oylarla dolgun dudaklarıyla ün yapan Holywood'un sek si oyuncusu Angelina Jolie'yi bile geride bırakarak birinci oldu. Son günlerde Hollywood'dun en çok konuşulan isimlerinden biri olan Alba aldığı bu yeni unvanla yine adından sıkça söz ettirecek gibi duruyor.( Milliyet :04.10.2006 )
En güzel kalçalar Beyonce'un Knowles, ABD'de yayınlanan In Touch dergisinin gerçekleştirdiği bir anketle, 'Hollywood'un en güzel kalçalı yıldızı' seçildi. Knowles, birçok ünlü ismin yanısıra, kalçaları da adı kadar ünlenen Jennifer Lopez'i de tahtından etti.En sek si kalçalara sahip Hollywood ünlülerini belirlemek için gerçekleştirilen ankette, Jessica Simpson ikinci, Salma Hayek üçüncü olurken, Lopez bu sıralamada ancak sekizinci sırada yer bula bulabildi.( Milliyet :02 Ekim 2006)  
En güzel ve en çirkin bacaklar seçildi Bir şarap firmasının geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği ankette Hollywood’un en ‘çirkin bacaklı’ ünlüleri belirlendi.     ‘Lmbrini’ adlı şarap firmasının düzenlediği ankete katılan 3000 kişi ‘En çirkin bacaklı’ ünlüleri belirlerken ‘En güzel bacaklıları’ da unutmadı.Ankette son zamanların en popüler oyuncularından Kelly Brook’un bacakları ‘en güzel’ seçilirken şaşalı yaşantısıyla gündemden düşmeyen Victoria Beckham ‘en çirkin’ bacaklı ünlü seçildi.( Milliyet :28 Kasım 2006)
     SİZE NE MİLLETİN ORASINDAN BURASINDAN...AKLI, İLMİ, NEZAKETİ..ÖN PLANA ÇIKARSANIZA..!

                                     15  YAŞINDA ÇAĞDAŞ HAYATIN KURBANI OLDU !
         MERSİN'de evlenme vaadi ile kandırılan liseli 15 yaşındaki N.Ö., sevdiği gencin kendisini terk etmesinin ardından fuhuş batağına düştü. N.Ö.'yü ïpara karşılığı pazarlamak, zorla cinsel ilişkiye girmek, oral ve grup toplu s eks yapmağı iddialarından aralarında sendikacı, öğretmen, işadamı, muhasebeci, muhtar ve eski bir bürokrat eşinin de bulunduğu 11 kişi yakalandı. 2 kişi ise aranıyor. Olay, Yeni Mahalle'de oturan 46 yaşındaki anne Hamide Ö.'nün Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği şikayet dilekçesi ile ortaya çıktı. Dilekçenin Emniyet Müdürlüğü'ne havale edilmesi üzerine Ahlak Masası operasyon başlattı. İfadesini gözyaşları içinde veren N.Ö., başından geçen olaylar zincirini tüm ayrıntısına kadar anlattı.`EVLENECEKTİK'  Genç kız geçen aralık ayında komşuları olan Gökhan Nayman'la tanışıp arkadaşlık yapamaya başladığını belirterek, ``Gökhan ile arkadaşlığımızda evine gittik. Burada bir süre oturduktan sonra bana evleneceğimizi, mutlu bir yuvamızın olacağını söyleyerek benimle sevişmeye başladı. Ben de evleneceğimiz için sesimi çıkarmadım. Daha sonra benimle evlenmeyeceğini söyleyerek ayrıldı. Ben de korktuğum için kimseye bir şey söylemedim. Daha sonra beni terk edip ortada bıraktı. Bu olaydan sonra barda tanıştığım Garip Öztürk benimle evleneceğini söyledi. O da bir süre benimle olduktan sonra kayıplara karıştı'' dedi. Yaşamı kararan genç kız ifadesinde öz teyzesi N.'nin evinde de eski İl Daimi Encümen Üyesi, Selüloz-İş Sendikası Silifke Şube Başkanı ve MHP milletvekili aday adaylarından İ.Y. ile tanıştığını ifade ederek, ``Bir gün Silifke'ye gittiğimde İ. ile karşılaştım. Beni bürosuna çıkarttı. Orada ilişkiye girdikten sonra bana 30 milyon lira para verdi'' diye konuştu. .......  İşçi Nejat Ö. ile evli olan anne Hamide Ö.'nün şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında N.Ö.'nün verdiği ifadelerden sonra polis, genç kızla ilişkiye giren sendikacı, öğretmen, işadamı, emlakçı, muhasebeci, muhtar ve aracı kadınları yakalayarak gözaltına aldı. Garip Öztürk ile İ.Y., T.K., M.A., B.K., G.T., H.K., M.T., O.T., R.Y., M.A. gözaltına alınırken; polis N.Ö.'yü evlenme vaadiyle kandırıp birlikte olan Gökhan N. ile ilişki kurduğu B.A.'yı ise arıyor.  ( Milliyet :20 Eylül 2003 )

     BİZLER GAZETELERDEKİ BU TÜR İĞRENÇ OLAYLARA , HABER  NİTELİKLİ YAZILAR GÖZÜYLE BAKMAYIZ,BAKAMAYIZ !AKSİNE AYNI OLAYLAR BAŞKA GENÇ KIZLARIN- SİSTEMİN KURBANLARININ - BAŞINI GELMESİN DİYE HAREMLİK-SELAMLIK'I  TAVSİYE ETMEKTE, SAVUNMAKTAYIZ!!!
     AYRICA YUKARIDAKİ MAĞDUR AİLE DE BİR GÜN BAŞLARINA BÖYLE BİR ŞEY GELECEK DİYE BEKLEMİYORLARDI. AYNI OLAYIN BAŞINA GELMESİNİ İSTEMEYEN TÜM TOPLUMA HAREMLİK-SELAMLIK'I SAVUNMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ...SENDİKACI,ÖĞRETMEN,MUHTAR,İŞADAMI,ASKER,POLİS...HEPSİ OKUMUŞ İNSANLAR AMA EĞİTİM ,NEFSE UYMAYA-ZİNA ETMEYE HATTA ZALİMLİĞE-SAPIKLIĞA-SÜBYANCILIĞA ENGEL DEĞİL...!
     KISACA "HANGİ ÇAĞDAYIZ , 21.YY , ...VS LAFLARININ İÇİ BOŞ , HEDEFİ KADIN-KIZLARI ERKEKLERİN SOFRASINA YEM YAPMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMIYOR !

                                                           KADINLARIN OY KULLANMASI
    MÜMTEHİNE SURESİ 12. AYETTE KADINLARIN BİATLARININ  - O YILLARIN OY KULLANMA ŞEKLİ - KABUL EDİLECEĞİ BELİRTİLMİŞ VE BU HAK KUR'AN İLE 1400 SENE ÖNCE KADINLARA BİR HAK OLARAK TANINMIŞTIR !HZ. RESUL'DE AKABE BİATLARINDA KADINLARDAN BİAT - OY - ALMIŞTIR.AMA DAHA SONRA PADİŞAHLIK ,EMİRLİK GİBİ MAKAMLAR İLE OY -BİAT SİSTEMİ KULLANILMADIĞI İÇİN , HEM ERKEK HEM KADIN OY HAKLARINDAN MAHRUM KALMIŞTIR!

                                                                   KADIN DÖVÜLÜR MÜ?
  HZ. EYYÜB ( AS) KENDİSİNE ASİ OLAN HANIMINI DÖVMEYE KARAR AHDEDER.İYİLEŞİNCE ALLAH AYET İNDİRİR:" ELİNE BİR DEMET ÇİMEN SAPI AL VE ONUNLA VUR ! "( SAD :44).DEĞNEK YERİNE ÇİMEN.!
  KUR'AN'DA KADINLARIN SERKEŞLİK ETME TEMAYÜLLERİ HALİNDE , AİLE HAYATINI BİTİRECEK BİR AHLAKİ ZAAFİYET DURUMU HASIL OLUNCA SIRA İLE ÜÇ AŞAMALI BİR AİLEYİ - DOLAYISI İLE  TOPLUMU - KURTARMA OPERASYONUNDAN BAHSEDİLİR (  NİSA : 34 ) :
    ( SERKEŞLİK ;AHLAKİ ZAAFİYET  OLDUKTAN SONRA  ZATEN BOŞANMA VUKUU BULACAKTIR;DOLAYISI İLE AİLELERİN DAĞILMASININ , FERT ÇOCUK,TOPLUM ÜZERİNDEKİ YIKICI ETKİLERİ ORTAYA ÇIKABİLECEKTİR !)
   İSLAM AİLE PARÇALANMADAN ,AİLEYİ KURTARMA UMUDU VARKEN ÖNLEM OLARAK ŞU TAVSİYELERDE BULUNUR:
  *" NASİHAT ET " : HANIMIN ADININ KÖTÜYE ÇIKMASINDAN,ÇOCUĞUN  ANNE ŞEFKATİNDEN MAHRUM KALMASINA,AİLENİN DAĞILMASINA,...OLAYLARA GENEL BAKMASI İÇİN KADINA NASİHATTE BULUNUR ÖNCELİKLE EŞİ...!
  * " YATAKLARI AYIRMA " : KADININ KÖTÜ EĞİLİMLERİNİ ENGELLEMEK İÇİN , PSİKOLOJİK OLARAK , AYRI KALMANIN ,YAPTIKLARINI DÜŞÜNMENİN , KÖTÜ EYLEMLERİN SONUCUNU KAVRAYABİLMESİ İÇİN BİR ORTAM HAZIRLANIR.KADIN YALNIZ KALINCA DÜŞÜNÜR,HATASINI ANLAMASI İSTENİR.
  * " AİLE DAĞILMASIN ,KADIN-ERKEK-ÇOCUK VE GELECEĞİN TOPLUMU İÇİN SON OLARAK YÜZE OLMAMAK ŞARTI İLE , BELKİ DE OT SAPI İLE ( KADIN DÖVÜLÜR DEMİYORUZ , BU DÖVME DEĞİLDİR VE İSLAM'DA DÖVME YOKTUR,... ) KADININ AHLAKİ ZAAFİYET GURURU , KÖTÜLÜĞE YÖNELMİŞ NEFSİ , ,İSTEKLERİ KIRILIR VE AİLE DAĞILMADAN SON KURTARMA OPERASYONU GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ OLUNUR!
HALA DURUM ÜMİTSİZ İSE BOŞANMA GERÇEKLEŞTİRİLİR!

                                                         İki tokat atsaydı boşanmazdık
Demet: Maçoluk istiyorum İncir çekirdeğini doldurmayacak şeylerden kavga çıktı. Genelde çıban başı benim. Zor bir kadınım. Problemler benden çıkıyor. Oğuz'un benden tek bir isteği vardı; İstanbul'da sahneye çıkmamı istemiyordu. Huzurumuz bozulur diye düşünüyordu ki haklıydı da. Sonunda sözüne geldim ama Oğuz'un. Belki iki tokat atsaydı otururdum. Ama Oğuz böyle biri, hayatta yapmaz. Kavga ederken bile sesini yükseltmez. Boşanalım dediğin de bağırıp, çağırsaydı, ben dururdum. Biraz maçoluk istiyorum.( Hürriyet :15 Mart 2007 )

                                                             NOTLAR:   KADIN  HAKLARI :
  "Birisine bir kız çocuğu müjdelenirse, üzüntüsünden yüzü simsiyah kesilir..." (Kur'ân-i Kerîm 16 (en-Nahl)/58 ) Bu âyette Allah (c.c.) cahiliyet insanının kadina bakışını anlatır ve takbih eder. Halbuki, "Allah diledigine kız, dilediğine erkek, dilediğine ikisini birden verir, dilediğini de kısır yapar."(Kur'ân-i Kerîm 42 (es-Sûrâ)/49)

  Kadın da tıpkı erkek gibi doğar, erkek gibi insan yavrusudur. Sefkatte ve hediyede aralarını ayırırlarsa, anne baba sorumlu olurlar. Peygamberimizin vasiyetini gözetmemiş olarak şefaatten mahrumiyeti hak ederler. Cahiliyet duygularının insanlarda zaman zaman depreşeceğini bildigi için, Efendimiz kız çocuklarının, egitimini özellikle vurgular ve "üç, iki, hattâ bir kız çocuğunu, haklarını koruyarak yetistiren babanin, Cennette kendisiyle beraber olacağını" (Ibn Mâce, edep3) duyurur. Çocugun kız doğmasında da erkekte oldugu gibi, "Şükür" olarak "akîka" kurbani kesilir. İsmi güzel verilir, zorunlu egitimi yaptırılırr. Gerekli cinsel bilgileri anneden alır. Kur'ân'da ve Sünnette ilme teşvik eden hiç bir nas, kadınları bundan ayırmaz. Tersine, ihmale ugrayacaklarını bildigi için, Peygamberimiz özellikle kadın eğitimini tavsiye etmiş. haklarının korunmasını emretmiştir. Onun devrinde "müctehid" olan kadınlar yetişmiştir. (Meselâ Resûlüllah'in (s.a.) zevceleri Âişe validemiz bunlardan biridir.)

   Kadın hiçbir konuda erkekten ayrı tutulmadan büyütülmüş ve yetiştirilmiş, sira evlenmesine gelmiştir. Damat adayını görmesi bir hakkı ve ayni zamanda bir sünnettir. Beğenmezse reddeder, velîlerin ve damat adayının ısrarı hiçbir şeyi değiştirmez. Evlenirken ağırlığını koyar, damat adayından istediği kadar "mihir" alir. Mihir onun Allah'ça belirlenmiş en tabii hakki ve hayat garantisidir. Harcama sahasi, mesru çerçevede tamamen kendi iradesine bağlıdır. Mihrini, ya da varsa diğer mal varlığını, hayir yolunda harcayabileceği gibi ticarî işletmelerde kullanabilir, şirketler kurar, şirketlere hisse senetleriyle ortak olur, kazanır ve kazandığını da istediği yerde harcar. Çünkü kendi sosyal güvenliği, kocaya varmakla garanti altına alınmıştır. Ev için ve kendisi için gerekli bütün zarûri harcamalar erkegin sırtınadır. Erkek, elbiseni ya da süs malzemeni kendi kazancınla al, diyemez. Kendi varlığı ölçüsünde kadının nafakasını sağlamak zorundadır. Sağlayamayacaksa evlenemez. Evlendikten sonra sağlamazsa kadının boşanma talebi olumlu sonuçlanır.

  Kocası onu tahkir edemez, onun hayat arkadaşı olduğunu unutmamak zorundadır, darılıp evinde yalnız bırakamaz. Erkeğin en hayırlısı, kadına en iyi davranandır. (Bk. Buhâri, nikâh 43; Müslim, fedâil 68)  Evde hanımıyla şakalaşmak, eğlenmek ve onu eğlendirmek kocanın görevlerindendir.

  Kadının hak-hukuk tanımayıp isyan etmesi dışında, sudan bahanelerle erkek karısını dövemez, (Karının dövülmesi konusunda Kur'ân-ı Kerîm 4 (en-Nisâ)/34 âyeti ve tefsirlerine bakılabilir. Örnek olarak bk. Ibn Kesîr N/257; Kurtubî NI/170,172,173; Elmali N/1351; Ebû Dâvûd, menâsik 56; Ibn Mâce, menâsik 84; Müslim hac 147; Tirmizi, Rada'11; Ebû Dâvûd, menâsik 56; Halebî Sagîr s. 395; Halebî Kebîrs. 621; Canan, Terbiyes. 391;) hastalık kıskançlığından kaynaklanan süphesinden ötürü karısını anî baskınlarla rahatsız edemez. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadîslerinde ailesinden uzun zaman ayrı kalan birisinin, haber vermeden gece ansızın eve gelmesini yasaklamıstır. Bunda ayrıca koltuk altı, etek tıraşı ve süslenip taranmayla kocasına hazirlik yapabilme imkâni bulması da, sebep olarak zikredilmiştir. (Bu konuda bir hadîs-i serîfin meâli söyledir: "(Uzaklardan) geceleyin geldiginde hanımın yanına girme ki, bıçak kullanıp tıraş olsun, dağınıksa tarasın. (gelişine hazırlansın)" Buhârî, nikâli 121,122; Müslim, radâ' 58, imâret 181,182; Dârimî, nikâh 32, cihâd 163; Müsned NI/298. Hadîs serhleri buna sebep olarak bir de, eve geceleyin aniden girmesinin, hanımının ihanetinden süphelendiği anlamına gelebileceği ihtimalini gösterirler.)

  Kocanın karısını cinsel yönden tatmin görevi de vardır. Peygamberimiz, karısını düsünmeden, işini bitirerek hemen inen insanları horoza, yani hayvana benzetmiş ve sevişip oksama olmadan cinsel iliskiye geçilmemesini tavsiye etmistir. (Deylemî'den, Gazâlî, Ihyâ N/52 (Terc. N/129); Ayrıca bk. Suyutî, el Camiu's-sagîr (Fethu'I-Kadîr ile) VI/323) Çünkü erkek bakmakla hemen tahrik olabilir, ama kadın cinsel iliskiye ancak uzun bir okşama döneminden sonra hazır hale gelir. Iyi bir erkek, karısını bu işe hazırlamayı başarabilen ve kendi doyduğu gibi onu da doyurabilen erkektir. Cinsel iliskide sadece kendisini düsünen erkekler, karşısındakine zulmettiklerini ve işkence ederek zevk aldıklarını unutmamalıdırlar.

  Evlendikten sonra bir yıl içerisinde hiç cinsel iliski yapamayan erkekten kadının ayrılma hakkı vardır. Kadın "peşin mihrini" almadan kendisini erkeğe teslim etmeyebilir.Kadının nafakası gibi, tedavisi ve ilâç harcamaları da kocaya aittir. Kadın ekmek yapamayan birisi ise, erkek hazır ekmek almak zorundadır. Süslenmesini istiyorsa, süs malzemeleri ve koku masrafı erkeğe aittir. Yılda  en az  yazlık ve kışlık olmak üzere iki takim elbise erkeğe aittir. Anlaşmazlık söz konusu olursa elbisenin nitelikleri mahalli idarelerce tesbit edilir. Kadın, kocası sefere çıkarken, gelmediği günler için nafakasına, ondan kefil alabilir. Âdetli günlerinde kocasından ayrı yatmak isterse, ayrı bir yatak istemek hakkıdır.

   Durumuna göre kadın kocasından hizmetçi isteyebilir. Hizmetçinin ücreti kocasina aittir. Örfe göre kadınların yapmaması ayıplanan ev işleri dışında kadın, hiçbir is yapmak zorunda değildir. İhtiyaç duyarsa kocasıyla aylık nafaka miktarında anlaşırlar. Yetmediğini anlarsa artırmasını ister, koca kabul etmezse mahkemeye başvurabilir. Kadın kocanın yakınlarını istemediği takdirde, kocası onu müstakil bir evde oturtmak zorundadır. Buna sebep olarak, kocasıyla oynaşmak ve yararlanmak arzusuna, onların bulunmasının engel olacağı gösterilmistir. Hattâ cinsel iliskiyi bilmeyecek kadar küçük olan çocugu dışındakiler için de aynı sebeble ayrı odalar istemek, kadının hakkıdır.Erkeğin haklarına bir zarar vermeyen meşru işlerde; kadının meşru çerçevede çalışmak hakkıdır.

Âdet ve lohusalıktan ötürü hamama gitmek istediği takdirde, hamam parasını erkek verir, ancak hamamda avret yerlerinin açılmamasına riayet edilmediği biliniyorsa, kadın hamama gönderilmez."Ric'î" (dönülebilir) ya da "bâin" talakla boşanan karısının her türlü nafakasını, iddeti içerisinde erkek verir.Bu söylediklerimiz bütün fıkıh kitaplarında kadının erkek üzerindeki hakları sayılırken açıklanan konulardan sadece birkaç örnektir. Sonra bunlar birer tavsiye niteliğinde değil, yaptırımı olan kanûni haklardır. Karadeniz'de, Anadolu'da. şurada-buradâ kadınlar çalıştırılıyor ve ancak erkeğin yapabileceği zor işler altında eziliyorlarsa, bunun suçu İslam'ın değil, İslâmı onların hayatından uzaklaştıranların olsa gerektir.

    Bir seçim söz konusu olduğunda kadının seçme hakkının bulunduğunu çoğu İslâm bilginleri söylemişlerdir. Çünkü onların böyle bir hakkının olmadığına dair hiçbir delil yoktur. Kaldı ki seçme, "bey"at"tan ibarettir. Halbuki, Peygamberimiz kadınlardan da bey'at almıştır. (bk. Kur'ân-ı Kerîm 60/12 âyeti ve tefsirleri.) Hz. Ömer'den sonra seçilecek halife için, evlenmemiş genç kızlar dahil, herkesten fikir alınmıştır.(bk. Muhammed Hamîdullah, Islâm Müesseselerine Giriş Ist.1981, s. 112 (Ibn Kesîr'den nakil)  Nihayet kadın öldüğünde kefeni de kocasına aittir. (Özet olarak sunduğumuz bu maddelerin daha geniş bir açıklaması için bk. Ibn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, Mısır 1380 (1960) NI/571 vd. Ayrıca bütün fıkıh kitaplarının nafaka bölümleri ve özellikle Serahsî, Mebsût V/180 vd.)

    Görüldüğü gibi kadın geçim konusunda hiçbir derdi ve endişesi olmayan, yani alabildiğine sosyal güvenliği bulunan bir insandır. Ve bütün bunlar bir anlaşmazlık söz konusu olduğunda mahkeme kararı ile belirlenecek olan kanunî haklardır. Yoksa İslâm'da karı-koca birbirinden devamlı hak koparmak için çekişip duran iki düşman kutup değildirler. Birbirlerini tamamlayan, birbirlerine yardım eden, destek olan, huzur ve moral kaynağı oluşturan, bir bütünün iki yarım parçasıdırlar. Tıpkı Peygamberimiz'in ev işlerine yardım etmesi, Hz. Ali ile eşi Fatıma arasında iş bölümü yapması gibi.      

                                                  
                        
« Son Düzenleme: Nisan 26, 2010, 04:04:44 ÖS Gönderen : SmBRN™ »

Ah!Mümkün olsa
savaştan barış
barıştan insan yapardım
acıdan sevinç
sevinçten umut
umuttan dostluk yapardım
kurşun yerine çocuklara
her sabah şiir atardım.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4
« Posted on: Mart 28, 2024, 11:14:47 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 e-book, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 programı, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 oyunları, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 e-kitap, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 download, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 hikayeleri, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 resimleri, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 haberleri, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 yükle, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 videosu, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 şarkı sözleri, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 msn, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 hileleri, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 scripti, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 filmi, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 ödevleri, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 yemek tarifleri, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 driverları, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 smf, Hak Dini Islamda Kadın Hakları (herkes Okusun) 4 gsm
Yanıtla #1
« : Nisan 17, 2008, 11:02:46 ÖÖ »
Avatar Yok

By.CeZa
*
Üye No : 293
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 12191
Mesaj Sayısı : 28 687
Karizma = 11179


paylaşım için teşekkürler..
Yanıtla #2
« : Nisan 18, 2008, 10:47:32 ÖS »

Lady32
*
Üye No : 3262
Yaş : 37
Nerden : Isparta
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 134
Mesaj Sayısı : 3 585
Karizma = 54


ALLAH Razi Olsun.... Emegine Saglik.....
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Heavenfire 1863 Açıklama Kesinlikle Herkes Okusun. (seri Cs)
Knight Online
alisb3y 0 1302 Son Mesaj Mart 25, 2011, 11:26:08 ÖS
Gönderen : alisb3y
Kadın Hakları Mı Erkek Hakları Mı
Güncel Sorunlar & Hayat
-o_o-GökhaNur-o_o- 0 1091 Son Mesaj Mart 16, 2012, 08:04:47 ÖS
Gönderen : -o_o-GökhaNur-o_o-
Islamda Kadın Ve Erkek
İslamda Aile
Asortik Hatun 0 659 Son Mesaj Haziran 05, 2013, 11:18:28 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Herkes Olabilen Kadın
Fotoğrafçılık
-minel- 6 3577 Son Mesaj Şubat 25, 2015, 09:33:26 ÖS
Gönderen : Tourniquet


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular