Seri tamamlansa da okusak.Vampir Akademisi serisini çok sevmiştim.Bu seriyi de okumak için sabırsızlanıyorum.Paylaşım için teşekkürler.   

Çok değişik duygulardayım. Seriye başlamış olanlar bu kitabı da okuyacaklardır kesin ama henüz okumamış olup merak edenlere küçük spoilerlar vereyim.
Öncelikle şunu belirteyim tarafsız olamayacağım. Çünkü serinin inanılmaz hayranıyım (Adrian sağ olsun). 
Tanıtımdan da anlaşılacağı üzere bir nikah var evet de bol sayıda cenaze ben görmedim.  Harika bir nikah oldu bence.  Kimlerin evlendiğini tahmin ediyorsunuzdur.
Kitabın ilk yarısı biraz sıkıcıydı. İlk başta tüm serinin en durağan kitabı gibi görünse de sonradan bir açılıyor tam açılıyor. Özellikle Adrian’ın sarayda kendini dağıtmasına sinir oldum  Neyse ki çabuk toparlandı. Sydney’e yapılan işkenceler de yeter artık uğraşmayın şu kızla dedirtti.  Ama kitabın ikinci yarısı yani Sydney’in kurtarılmasından sonraki kısım beni benden aldı resmen.  Kitap birden öyle bir hızlandı ki Sydney ve Adrian güvenli bir yere ulaşana kadar ben yoruldum sanki.  
Rose ve Dimitri’yi özleyenler için kitapta, ufak bir kısımda da olsa, onlar da var.
Ve son olarak Richelle kitabı öyle bir yerde bitirdiki The Ruby Circle’ı okumak için sabırsızlanıyorum. 

Seriye başlamamış olanlara; "bence başlayııınn" diyorum

Diğer kitap çıkana kadar ben iptal.. Rıchelle yine yaptı yapacağını.
İlk sayfadan son sayfanın, son kelimesine kadar olay olay. Uzun bir yorum yapmayacağım çünkü ne yazarsam spoiler verecekmişim gibi hissediyorum. Seride en çok olayın olduğu kitaptı. Diken üstündeydim okurken. Adrian'a ilk sayfalarda öyle sinir oldum ki kitabın içine girip pataklayacaktım kendine gelsin diye. Neyse ki gerek kalmadı. Ayrıca Lissa da kraliçe olduğu halde Sydney için yardım isteyen Adrian'a elimden bir şey gelmez diyor. Bu da ayrı bir patlama noktam oldu. Jill ve Lissa'yı kıyaslayınca Jill daha iyi bir kraliçe olurdu. Düşündüm de kitaplar ilerledikçe karakterler hakkında ki fikirlerim değişip duruyor. Bkz: Jill Sydney, kapatıldığı yerde çok cesurca hareket etti. Orada tutulan herkese yardım etmeye çalıştı. Adrian da önce Sydney'in yokluğunda bocalasa da çabuk toparlandı ve daha kedine güvenen bir Adrian olarak sahnede yerini aldı.   Daha olgundu mesela Marcus ile yan yana olmalarına rağmen hiç didişmediler.     Bu arada Marcus bu kitapta daha çok aktifti. Bir çok şey onun sayesinde gerçekleşiyor zaten. Neyse yazarın patlattığı bombalardan sonra diğer kitapta neler bizi bekliyor kestiremiyorum.. Umarım son kitap çabuk çıkar.

Not: Sanem (@Ckmksm)'e katılıyorum kitap kapağı konusunda. Bende Sydney'i böyle hayal etmiyoruuum