0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Göç Sosyolojisi  (Okunma Sayısı: 1311 Kere Okundu.)
« : Ocak 24, 2010, 08:53:09 ÖS »
Avatar Yok

.By.pisLick.*
*
Üye No : 28021
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1669
Mesaj Sayısı : 4 572
Karizma = 23665


GİRİŞ

Kentleşme olgusu, son 200 yılın en önemli olgularından biridir. Sanayi devrimi ile birlikte ortaya çıkan makine teknolojisi, sanayileşme,ulaşım sistemleri ve bunların sağladığı kolaylıklar büyük miktarda nüfusun topraktan kopmasına yol açmıştır. Böylece ortaya çıkan nüfus hareketleri kentleşme olgusunu yaratmıştır.
Günümüzde de modernleşme süreci içinde olan ülkelerde en önemli gelişimlerden biri kentleşmedir. Kentleşme olgusunun genel bir tanımı ve nedenleri üzerinde durduktan sonra, gelişmekte olan ülkelerden biri olan Türkiye’de kentleşmenin özelliklerini ele alacağız.


1. KENTLEŞME

Modernleşme süreci içinde olan ülkelerde en önemli gelişmelerden biride kentleşmedir. Kentleşme son 200 yılın en önemli olgularından biri olmuştur. Sanayi devrimi ile birlikte ortaya çıkan makine teknolojisi gelişen fabrika ve ulaşım sistemleri, bunların sağladığı kolaylıklar ve zorunluluklar büyük miktarda nüfusun topraktan kopmasına yol açmış, ortaya çıkan bu nüfus hareketleri kentleşme olgusunu yaratmıştır.
Kentleşme, dar anlamıyla kent sayısının ve kentlerde yaşayan nüfusun artmasıdır. Kentte nüfus; doğumların ölümlerden fazla olmasıyla ve göçlerle artar. Özellikle de kırdan kente göç şeklinde gelişen iç göçlerle artar. Kentleşme olgusu, daha geniş bir biçimde ise şu şekilde tanımlanabilir: Kentleşme “sanayileşme ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, işbölümü ve ihtisaslaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir.” Bu tanımında ortaya koyduğu gibi, kentleşme salt bir nüfus birikimi olayı değildir. Bir ülkenin teknolojik, ekonomik ve toplumsal yapısında meydana gelen değişmelerin sonucunda ortaya çıkan evrensel bir süreçtir. Aynı zamanda kentleşme bir sonuç olarak da toplumun ekonomik, sosyal ve siyasal yapısında ve toplumu oluşturan bireylerin tutum ve davranışlarında da değişmelere yol açabilmektedir.
Demograf Kingsley Davis, kentleşme olgusunu dünya çapında nüfusu 100 bini geçen büyük yerleşim bölgelerinde yaşayan insan sayısı ile açıklamaktadır. Davis’e göre; kentlerde yaşayan insan sayısı gün geçtikçe artış göstermektedir. Kentleşme olgusu sadece gelişmiş ülkelerde değil gelişmekte olan ülkelerde de çarpıcı bir biçimde gelişim göstermektedir.

1.1. Kentleşmenin Nedenleri

Toplum bilimcilerimiz ve kent bilimcilerimiz kentleşmenin nedenlerini açıklarken, soruna farklı kavramlarla yaklaşmaktadırlar. Aslında açıklamalarında bir çelişki yoktur. Örneğin, Sencer Türkiye’de Kentleşme adlı kitabında, kentleşmeyi doğuran nedenleri “ itici, çekici ve aracı” nedenler olarak sınıflarken, Ruşen Keleş, Kentbilim İlkeleri adlı kitabında “ekonomik, siyasal ve sosyo-psikolojik” nedenler olarak guruplandırmaktadır. Kemal Kartal ise Kentleşme ve İnsan adlı kitabında yine diğerlerine benzer biçimde “itici, iletici, çekici ve siyasal” nedenler olarak belirtmektedir.

1.1.1. İtici Nedenler

Tarıma yeni teknolojinin girmesi, bu teknolojilerden önce tarımda çalışan bir kısım nüfusun atıl kalması ile açığa çıkması sonucunu doğurur. Açığa çıkan bu nüfus tarım kesiminde geçim olanağı bulamayınca kente göç etmektedir. Yine entansif tarımda, makineleşme olmasa bile emek fazlası açığa çıkabilmektedir. Bazı ürünlerin üretilmesinde açığa çıkan emek ve aile nüfusunun artması bu insanları kente göçe zorlayan sebep haline gelmektedir.
Bunlardan başka olarak itici nedenler arasında; torağın yetersizliği ve toprakların mirasla parçalanması da vardır.Toprak mülkiyetinin dengesiz dağılımı ve mirasla toprakların alt kuşaklara daha küçük parçalar halinde geçmesi ve geçime yetmemesi, erozyon ve iklim koşulları, az topraklı veya toprağını kaybeden nüfusu kente göçe zorlamaktadır.
Bunlara ek olarak, kırsal nüfusun hızla artmakta oluşu yine bir nüfus fazlası ortaya çıkarmakta olup bu artan nüfusun bir bölümü de kente göç etmektedir.Ayrıca köy yaşamının sönüklüğü, eğitim, eğlence gibi olanaklarının kısıtlı oluşu da göçe neden olan diğer faktörlerdendir.

1.1.2. İletici Nedenler

İletici güçlerden kasıt; ulaştırma ve haberleşme alanındaki gelişmelerdir. Ulaşım ve karayolları alanındaki gelişim paralel olarak köyden kente göçü de kolaylaştırmıştır.Bulundukları yerlerde yaşama ve geçinme zorlukları ile karşılaşan insanlar, çalışma koşullarının daha fazla olduğu kent merkezlerine doğru gelmişlerdir. Ulaşımda gerçekleştirilen gelişmeler yanında haberleşme alanında sağlanan ilerlemeler de kentleşmeyi etkileyen diğer bir öğedir.
Haberleşme olanaklarının gelişmesi ve yaygınlaşması ile televizyon, sinema ve basın kanalı ile kentte olan biteni görebilen insanlar, bu fırsattan faydalanmak amacıyla yeni umutlarla kente doğru hareketlenmişlerdir.

1.1.3. Çekici Nedenler

Türkiye’de kentleşme süreci, endüstrileşme süreciyle birlikte gelişmiş bir olgu değildir, ancak ilişkilidir. Türkiye’de sanayi nereye yerleşir ise, işçi talebi yaratmakta ve buna bağlı olarak da insanlar bu yerlere yerleşmektedirler. Diğer bir deyimle, nüfus akmaktadır. Bu da önemli bir çekici nedendir.
Kentlerdeki iş olanakları, işgücü artış hızının çok altında gelişmekle birlikte, yine de sanayide elde edilen gelir köydekinden daha yüksek olarak gerçekleşmektedir. Bu da bir çekici neden oluşturmaktadır.
Aynı şekilde kentlerdeki yaşam koşullarının köye kıyasla daha iyi olması, kent yaşamının canlılığı, ışıkları, eğitim ve eğlence olanakları köydeki nüfusu kente çekmektedir.

1.1.4. Siyasal ve Hukuksal Nedenler

Bir ülkede çeşitli düzeyde verilen kararlar, ülkelerin sahip oldukları siyasal rejimler, uluslar arası ilişkiler kentleşmeyi özendirici veya engelleyici bir rol oynayabilir. Örneğin; İsbir, eğer ülkeler gezme, ticaret, ve yerleşme ile temel hakları sınırlayıcı bir siyasal rejimle yönetiliyorsa kentleşme olumsuz olarak etkilenecek aksi halde ise kentleşme hız kazanacaktır demektedir.
Ülkemizde Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana çeşitli dönemlerdeki , sanayileşme, ulaşım, eğitim, dış ilişkiler konusunda uygulanan ve benimsenen politikaların kentleşme üzerinde önemli etkileri olmuştur. Örneğin; 1950’lerden sonra izlenen liberal ekonomi politikası ve sanayi kuruluşlarının daha çok, büyük kentlerde ve onların çevresinde kurulması göç olgusunun yönünü belirleyen önemli bir etken olduğu gibi kentleşmeyi de etkileyen bir gelişim olmuştur.


2. TÜRKİYE’DE KENTLEŞME

Türkiye’de kentleşme sürecinin en önemli özelliği, bu sürecin hızlı olması ve metropoliten kentlerin diğerlerine kıyasla daha hızlı büyümeleridir diyebiliriz. Türkiye’deki kentleşme olgusu, ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısını biçimlendiren temel öğelerden biridir.Yalnız tarımdaki değişmelerin ve sanayileşmenin bir sonucu değil, toplumsal değişme sürecinin de bir göstergesidir. Ayrıca siyasal, toplumsal ve ekonomik yapı üzerinde kendisine özgü etkileri vardır.
Ülkenin kentsel niteliği, 1980’den sonra hızla artmaktadır. Kentleşme süreci de oldukça hızlıdır. Son yapılan sayıma göre 1997 yılında nüfusun yarıdan fazlası milyonluk kentlerde yaşamaktadır.Bu rakamlar Türkiye’de kentleşmenin ardında yatan temel nedenin kırsal alanlardan kentlere yapılan göç olduğunu göstermektedir. Kente göç edenlerin i.inde genç nüfus egemendir ancak girişkenlik kimde olursa olsun göç etme eyleminin aile çapında gerçekleştiğine kuşku yoktur.

2.1. Kentleşmenin Ardında Yatan Temel Nedenler: Tarımdaki Değişme

Türkiye’de kentleşmenin yalın olarak sanayileşme süreci ile özdeşleştirilemeyeceği gerçeği bu konuda belirtilmesi gereken ilk noktadır. Kırsal alanlardaki yaşam koşullarının elverişsizliğinden doğan itici güçler, kentleşme açısından çok önemli bir etki sahibidir.
Tarım kesiminin bugünkü durumu ve bu kesimde ortaya çıkan değişiklikler itici öğelerin ardında yatan temel nedenlerdir. İlk olarak; tarımsal etkinliklerin düşük ekonomik verimliliği göçü ortaya çıkarmaktadır. Tarımdaki gelirin düşüklüğü, toprağın eşitsiz dağılımı, toprağın küçük parçalar halinde elverişsiz ve kullanımı ve kullanıcılarına yetmemesi köylüleri göçe zorlayan etkenlerdir.
İkinci olarak; tarımsal üretimin makineleşmesi de kente göçün ardında yatan başka bir öğedir. Makine kullanılması eğilimi artmaktadır ve bu durum, bu sebeple göçün de artacağı anlamına gelmektedir.
Üçüncü olarak; ekilebilir toprakların sınırına ulaşılmış olması , bu nedenle tarımsal etkinlikler için yeni toprak kullanma olanağının yokluğu da göçün bir başka sebebidir.
Son olarak; Türkiye’de tarım kesiminin ulusal gelir içindeki payının ve işgücünün azalması kentleşmenin ardındaki temel öğe niteliği ile belirtilebilir.

2.2. Kentlerin İşlevi: Çekici Öğeler

Her ne kadar kısal alandaki yaşam koşullarının elverişsizliği göç sebeplerinden ise de kentlerin çekiciliği de göç konusunda önemli bir işleve sahiptir. İlk olarak; kentlerdeki iş olanaklarının ve kısal bölgelere göre yüksek ücretlerin çekici öğelerin başında geldiğini söyleyebiliriz.
İkinci olarak; toplumun kültürel değerleri de, halkın büyük kente duyduğu imrenmenin, büyük kente göçü pekiştiren öğelerdendir. Üçüncü olarak; büyük kentlerin eğitim ve sağlık konularındaki olanaklarının kırsal alanlara göre daha fazla ve iyi olması çekici öğelerdendir.
Türkiye’de kentleşme sürecinde hem itici hem de çekici öğeler birbirleri ile son derece yoğun bir etkileşim içindedir.. Son yıllarda bu öğelere ek olarak, doğu ve güneydoğuda yaşanan güvenlik sebepleriyle ortaya çıkan göç olgusu da ayrıca belirtilmelidir.

2.3. Kentleşmenin Özel Nitelikleri

Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri, bölgeler arasındaki dengesizlikler Türk toplumsal yapısının temel niteliklerinden bir olagelmiştir. İmparatorluktaki dengesiz gelir dağılımı Cumhuriyet döneminde de egemenliğini sürdürmüştür. Gelir ve hizmet dağılımındaki dengesizliklerin sonucu olarak kentleşme süreci de Türkiye’de ayrı bölgelerde son derece değişik yoğunluklar göstermektedir.
Türkiye’deki kentleşmenin birinci niteliği, bölgeler arası dengesizlikleri arttırmak olduğunu söyleyebiliriz. Marmara bölgesi bir Avrupa ülkesi düzeyinde kentleşmişken diğer bölgeler kentleşme konusunda geri kalmıştır. Bu dengesizlik hiç kuşkusuz dengesiz sanayileşmenin de bir sonucudur. Kentleşme bütünüyle sanayileşme ile ilgili değilse de sanayileşmiş bölgelerde kentleşme oranı yüksektir.
Kentleşme çeşitli illerde değişiklikler göstermektedir.Büyük kentler küçüklere oranla daha hızlı kentleşmekte ancak bazı orta büyüklükteki sanayileşen kentler büyük kentlerden daha hızlı büyümekteler. Dışarı göç veren illerde bile, bu göç ayrıca kendi il sınırları içinde de kırlardan il ve ilçe merkezlerine doğru olmaktadır.

2.3.1 İller Arasındaki Toplumsal Ve Ekonomik Farklar

Türkiye’de büyük kentler ile ülkenin geri kalan kesimi arasındaki büyük uçurum D.P.T. tarafından yapılan bir çok araştırmada gözlenebilen bir özelliktir. Bu araştırmalara göre Türkiye ortalamasının üzerinde gelişme gösteren on il vardır. Bunlar; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Kocaeli, Zonguldak, Eskişehir, Aydın, İçel ve Bursa’dır.
Gerek kamu, gerekse özel kesim yatırımları, bu gelişmiş on ilde yoğunlaşmaktadır. Bu illerdeki kamu yatırımları, bütün Türkiye’deki kamu yatırımlarının beşte ikisi dolayındadır. Aynı eğilim özel kesim yatırımları bakımından daha da belirgin olarak görülür. Çünkü, özel kesim, işletme yeri için uygun koşullar aradığından hizmet ve olanakların daha çok bulunduğu yerlerde daha yoğun yatırımlar yapmaktadır.
Gelir dağılımındaki bu adaletsizlik sadece iller arasında da görülen bir özellik değildir aslında. Çok göç alan büyük illerde de görülüyor.
Diğer bir ilginç nokta ise büyük illerin sürekli olarak daha fazla yatırıma gereksinim duymasıdır. Bunun nedeni, büyük nüfus baskısıyla bu kentlerdeki yaşam koşullarının gittikçe kötüleşmesidir. Biz bütün bunlardan Türkiye’de kentleşme ve özelliklerinin, toplumsal ve ekonomik dengeleri önemli ölçüde etkilediğini görüyoruz.


3. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Kentleşme, toplumsal ve ekonomik değişmelerin bir sonucu olmasına rağmen, Türkiye’nin gelecekteki siyasal ve toplumsal yapısını biçimlendirecek olgulardan biridir.
Türkiye’deki kentleşme yalnız sanayileşme ile özdeşleştirilemez. Türkiye’deki kentleşmenin ardında yatan temel öğelerin içinde, sanayileşme ile birlikte kırsal kesimin ve kasabaların sağladığı olanakların yetersizliği de çok önemli bir yer tutar. Bu süreçleri itici ve çekici nedenler diye gruplandırabiliriz. İtici nedenler sanayileşme süreci ile doğan tarımdaki makineleşme ve bunun sonucunda ortaya çıkan kırsal kesimdeki fazla iş gücüdür. Çekici nedenler ise, yine sanayileşme sürecinin ortaya çıkardığı iletişim sektöründeki gelişmeler sayesinde, kırsal kesimdeki nüfusun kentin imkanlarından haberdar olmasıdır.
Aslında Türkiye’de kentleşmenin temelinde yatan asıl neden şimdiye kadar söylediklerimizden de anlaşılacağı gibi, göç olgusudur. Bu göç süreci 1590’lerde başlayıp günümüze kadar, bazı dönemlerde artarak, bazı dönemlerde ise azalarak süregelmiştir. Bu süreç önceleri bir devlet politikası olarak ortaya çıkmış olsa da, daha sonraları baş edilemez bir hal almış ve kentlerde nüfus yığılmalarına neden olmuştur.
Bunun dışında kırsaldaki nüfusun kente yığılması, kentlerde önemli bir konut sorununu da beraberinde getirmiştir. Kente, çeşitli nedenlerle gelen kırsaldaki nüfus, kentsel bölgelerdeki yaşamın zorluğu ile bir gecekondulaşma süreci içine girmiştir. Bu süreçte önceleri yasadışı bir olgu olan gecekondulaşma, sonraları yasallaşmış ve büyük şehirlerin bir parçası haline gelmiştir. Kentlerle bütünleşerek, konut sorununa getirilen hukuk dışı bir çözüm olmuşlardır. Sonuç olarak, gecekondulaşma süreci de Türkiye’de kentleşmenin bir özelliği halini almıştır.
Kentleşme olgusu, Türkiye’de büyük kentlerde bir yığılma biçiminde kendisini göstermektedir. Oysa büyük kentlerdeki yaşam koşulları kırsala göre daha üstün görünmesine rağmen, bu birikme nedeniyle yeterli olmaktan çıkmaktadır. Bu nedenle, kentleşme olanakları, yığılma ile doğan bu büyük nüfusun yararını değil, bu yığılma ile kentteki hizmet ve kaynak yetersizliğini doğurmaktadır. Bu hizmet ve kaynak yetersizliğinden en çok etkilenen kesim ise gecekondu kesimidir.
Ayrıca Türkiye’de kentleşme, ülkenin çeşitli bölgelerindeki toplumsal ve ekonomik gelişme düzeyini de etkilemektedir. Bu, bölgeler arası dengesizlikleri pekiştirmektedir. Bölgeler arası dengesizliklerin dışında aynı bölge içinde de dengesizlikler yaratmaktadır.


Yani özetleyecek olursak, Türkiye’deki kentleşme olgusu, kentteki doğal nüfus artışıyla değil, yukarıda saydığımız itici ve çekici nedenlerden dolayı kırsal kesimden göçle gelen nüfus yığılmasıyla olmuştur. Ayrıca, Türkiye gelişmekte olan bir çok ülke gibi, gelişmiş ülkelerin sanayileşme sonrası zamana yayarak gerçekleştirdikleri kentleşme olgusunu kısa bir zaman diliminde yaşamak zorunda kalmıştır.

YALAN !  
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Göç Sosyolojisi
« Posted on: Mart 29, 2024, 02:39:59 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Göç Sosyolojisi e-book, Göç Sosyolojisi programı, Göç Sosyolojisi oyunları, Göç Sosyolojisi e-kitap, Göç Sosyolojisi download, Göç Sosyolojisi hikayeleri, Göç Sosyolojisi resimleri, Göç Sosyolojisi haberleri, Göç Sosyolojisi yükle, Göç Sosyolojisi videosu, Göç Sosyolojisi şarkı sözleri, Göç Sosyolojisi msn, Göç Sosyolojisi hileleri, Göç Sosyolojisi scripti, Göç Sosyolojisi filmi, Göç Sosyolojisi ödevleri, Göç Sosyolojisi yemek tarifleri, Göç Sosyolojisi driverları, Göç Sosyolojisi smf, Göç Sosyolojisi gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular