| 
								|  |  |  | 
 
 Geometri eski adı Hendese, Alm. Geometrie (f), Fr. Geometrie (f), İng. Geometry. Uzayı ve uzayda tasarlanabilen şekilleri ve cisimleri
 inceleyen matematik dalı. Uzay madde ve enerjiden meydana gelen bir sistemdir. Kainattaki
 madde; Güneş, gezegenler, yıldızlar, galaksiler, astroidler ve meteorlardan meydana gelen
 hacimli ve kütleli gök cisimlerinin tamamıdır.
 Yunanca bir kelime olan geometri, kelime anlamı olarak yerin ölçülmesi demektir. Geometri çok eski
 çağlardan beri vardı. Ancak geometri ismi, bu ilmin ilk sistematik hale gelmeye başladığı Yunan
 dili. 3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir. Antik Yunanca Klasik Yunan
 uygarlığının dili olarak kullanılmıştır. Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla
 beraber köken olarak ona dayanır. Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır. Modern
 Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan'da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir.
 eski Yunanlılarda verilmiş olup, aksiyomatik bir ilim haline
 gelmesine rağmen, halen kullanılmaktadır.
 
 Geometriyle sırasıyla, Eski Yunan terimi,
 Yunanca "Helias"tan dolayı "Helenler" de denen, Yunanistan
 Yarımadasında yaşayan kavimler ve onların kurduğu eski devlet ve uygarlıkları anlatmak için
 kullanılır.
 
 Çiftçi bir halk olan Helenler ya da Eski Yunanlılar, tarihlerinin
 başlangıcında çok sade bir yaşam sürerler, sırtlarına kendilerinin dokuduğu yünden bir gömlek,
 ayaklarına sığır derisinden çarık giyerlerdi. Köylüler tek bir odadan ibaret olan kulübelerde
 oturur, evcil hayvanlarla birarada yatarlardı
 Thales, Batı Felsefesinin ilk filozofu.
 
 Bilimsel Çalışmaları: M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış olan Thales
 felsefi faaliyetleri yanında bilimsel çalışmalarıyla da seçkinleşmiştir. Bu çalışmalar arasında ise,
 her şeyden önce, ona Yunan dünyasında abartılı bir ün kazandıran M.Ö. 585 yılındaki güneş
 tutulmasıyla ilgili doğru tahmini dolayısıyla astronomi çalışmaları gelir.
 Pisagor, PİSAGOR [Pythagoras] M.Ö.572-497 Antik Çağ'ın en ünlü
 adlarından biri olan Pythagoras (Pisagor) çok yönlü kişiliği yanında matematikçi sıfatım layıkıyla
 haketmiştir. Bu Eski Yunan filozofu ve bilim adamının günümüzde dahi geçerli ve tüm zamanlar
 için de geçerliliğim koruya • cağı anlaşılan ünlü teoremi, bu savı doğrulamak için yeterli
 bir nedendir. "Düzlemde, bir dik üçgende, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin a-lanları
 toplamı, hipotenüs üstüne kurulan karenin alanına eşitti
 Eflatun ilgilenmiştir. M.Ö. 3. yüzyılda Eflatun Alm. Plato, Fr. Platon, İng. Plato. Yunanlı
 filozof (M.Ö.429-347). Asıl adı Platon olup İslam dünyasında Eflatun ismi ile bilinir. Eski Yunan
 felsefecilerindendir. Sokratın talebesi, Aristonun ise hocasıdır.
 Euclides’in yazdığı Elemanlar adlı kitap, geometrinin sistemli bir ilim haline
 gelmesine öncülük etmiştir. M.Ö. 330 yıllarında kurulan İskenderiye, Akdeniz bölgesinin en etkili
 kültür merkezi olma özelliğini uzun yıllar muhâfaza etmiş ve burada geometri çok gelişmiştir.
 
 Adları zamanımıza kadar uzanan matematikçilerin, fizikçilerin ve astronomicilerin bu
 kültür merkeziyle sıkı ilgileri olmuştur. İskenderiye ocağı sönünce, matematik ve geometri
 Akdeniz bölgesinde geriledi ve hatta zamanla izleri silindi. Buna karşılık İslam aleminde birçok
 matematikçiler yetişti. Müslümanlar, geometri üzerine mevcut olan çalışmalarına devâm
 etmişlerdir. Bu arada Abbasiler zamanında klasik Yunan kaynaklarıyla temasa gelmişlerdir. Bu
 kaynaklarda yazılanlarla kendi bilgilerini karşılaştırmışlar, Yunan eserlerindeki yanlışlıkları
 düzeltmişler ve bu sahada yeni eserler vermişlerdir. İlk eserlerden birisi Benî Mûsâ’nın
 Kitâbu Marifeti Mesâhat-il-Eşkâl (Şekillerin Alan Bilgisi) adlı kitabıdır. Daha sonra bu kitaba
 Nâsıreddîn Tûsî açıklama yazmıştır. Bu ise daha sonraları Lâtinceye tercüme edilmiştir. Benî
 Mûsâ’nın konikler üzerine yazdığı kitap da meşhurdur. Sâbit ibni Kurre Parabolün
 Kuadraturu adlı eserinde parabol parçalarının alanlarını hesaplamıştır. Diğer bir geometrici
 Ebü’l-Vefâ el- Buzcânî’dir ki Fîmâ Yahtâcu İleyhi es-Sânî min
 A’mâl-il-Hendese (Sanatkârın İhtiyâcı Olan Geometrik İşlemler) eseridir. İbni
 el-Heysem’in ise izoperimetri problemleri üzerindeki çalışmaları kayda değerdir.
 
 Abbasi Devleti (750-1258) Hz. Muhammed'in amcası Abbas'ın soyundan
 gelen Ebul Abbas'ın kurduğu devlet. 750 yılında Abbasiler Emevi yönetimine karşı
 ayaklanarak halifeliği ve iktidarı ele geçirdiler. Bu tarihten başlayarak Abbasiler 1258'e
 kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.
 Biruni ile mektuplaşan Biruni tam adı Abu'l-Reyhan Muhammed Bin Ahmet
 El-Biruni El-Harizmi, sadece Türk ve İslam dünyasının değil, dünyanın en büyük bilim
 adamlarından biri sayılmaktadır. 15 Eylül 973 tarihinde Ceyhun nehri kıyısındaki Hive
 kasabasında doğmuştur. 1048 yılında Gazne'de de ölmüştür. Biruni hastalıkları tedavi
 konusunda değerli bir uzmandı. Yunan ve Hint tıbbını incelemiş, Sultan Mes'ud'un
 gözünü tedavi etmişti. Otların hangisinin hangi derde deva ve şifa olduğunu çok iyi bilirdi.
 Eczacılık
 Ebü'l-Cud, çemberi dokuz eşit parçaya
 ayıran bir metod geliştirmiştir.
 
 Ömer Hayyaö ve Tûsî’nin Euclid’in
 paralel doğru teorisi ile ilgili beşinci postulatın incelenmesi yeni bir devrin başladığına işâret eder.
 Ömer Hayyân’ın Fî Şerhi mâ Eşkale min Müsaderat Kitabı Euclid (Euclid Elemanlarının
 Zorluğu Üzerine) adlı eseri bir anlamda Euclid dışı geometrilere açılan ilk kapıdır. Bu Müslüman
 geometri alimleri ve kitapları, Rönesanstan sonra Avrupa’da yetişenlere rehberlik ettiler.
 
 
 Batıda geometrinin gelişmesi ve doğu ile aralarındaki bağın yeniden kurulması,
 ancak Rönesansla mümkün oldu. Euclid’in paraleller postulatının ilk tenkidcileri, bu
 postulatın doğruluğundan değil, açık bir noktanın olmayışından şüphelendiler. Bu sebeple
 postulatı bir tarafa bırakarak, açıklığı olan başka bir postulat koymaya çalıştılar. Aynı problem
 13. asırda İranlı Matematikçi Nasireddin Tusi tarafından yeniden ele alındı.
 
 On
 sekizinci asırda paraleller postulatı üstüne Avrupa’da Papaz Sacheri, Legender,
 Lambert gibi matematikçiler ve 19. asırda Alman Matematikçi Gauss tarafından çeşitli çalışmalar
 yapıldı. Bu araştırmalardaki başarısızlık, bu postulatın “kabul edilebilir” özellikteki
 açık önermelerden faydalanarak ispat edilemeyeceği düşüncesini ortaya koydu. Hakikaten
 çok geçmeden bu düşünce Bolyai (1832)de, Lobachevsky (1855)de “paraleller
 postulatı” yerine “Lobacevski postulatı”nı (Bir doğruya bir doğru
 dışındaki her noktadan iki paralel çizilebileceğini kabul eden postulat) koyarak, yeni bir
 geometri kurulabileceğinin farkına vardılar. Böyece “Hiperbolik Geometri”
 denilen yeni bir geometrinin temelleri atılmış oldu. Daha sonra Riemann paralelliğini kabul
 etmeyen “Eliptik Geometri”nin temellerini attı.
 
 Geometride ele alınan
 bütün konular nokta, çizgi, yüzey ve hacimlerle ifade edilir. Şekilleri bu yönlerden ele alıp,
 özelliklerini inceler. Geometrideki bu temel ifâdelerden nokta en ilginç olanıdır. Noktanın eni,
 boyu, yüksekliği, alanı ve hacmi mevcut değildir. Bu sebepten de noktanın müstakil bir tarifi
 mevcut değildir. Ancak iki doğrunun kesişim kümesi olarak tarif edilebilir. Buna mukabil
 geometrinin diğer ifâde araçlarından çizgi, yüzey ve hacim en az bir boyuta sâhib olan
 ifâdelerdir. Çizgi, sadece uzunluğu olan (bir boyutlu); yüzey, uzunluğu ve genişliği olan (iki
 boyutlu); hacim ise uzunluğu, genişliği ve yüksekliği olan (üç boyutlu) ifadelerdir.
 
 Her ilim dalında olduğu gibi geometrinin de üzerine kurulu bulunduğu bir temeli mevcuttur. Bu
 temel üzerinde kendi ifâde birimleri ile, meseleleri (problemleri) açıklığa kavuşturmaya çalışır. Bu
 temeller aksiyom, postülat, tanım (târif), teorem ve geometrik yer isimlerini alır. Bunlardan
 aksiyom, ispata ihtiyaç duyulmadan, kabul edilen önermelerdir. (Bkz. Aksiyom)
 
 Aksiyomlardan (doğru veya yanlış) büyük ölçüde faydalanılır. Doğru aksiyomlar doğru, yanlış
 olanları ise yanlış neticeler meydana gelmesine sebebiyet verirler. Geometrik aksiyomlar
 ortaklık, sıra, denklik, paralellik ve süreklilik aksiyomları olmak üzere beş gruba ayrılır.
 
 Postülatlar, mantıkî olarak doğruluğu kabul edilmesine rağmen, doğru veya yanlış olduğu
 ispat edilmeyen önermelerdir. Geometride postülatların kullanılması bâzı problemlerin
 çözümünde önem arz etmektedir.
 |