Feridun Düzağaç Yeni Albümü Fd7

Şarkılarının, son beş yılda yaşadığı aşkı anlattığını ve daha önce hiçbir albümünün bu şekilde olmadığını söyledi.

Mütemadiyen Ağlıyorum'un, yaşadığı ilişkinin içinde bulunan özlem ve öfkeyi barındırdığını ve bu yüzden çıkış şarkısı olduğunu söyleyen sanatçı, kariyerinde sinemaya ikinci bir şans verebileceğini de ekledi.

Feridun Düzağaç'ın röportajı ilk kez 12 Mart Cuma günü MTV Türkiye ekranında olacak.

FD7nin hazırlık aşamasından bahsedermisiniz? Kimlerle çalıştınız? Söz, müzik hepsi size mi ait? Albümün hazırlığı diğer albümlere nazaran ne kadar zamanınızı aldı?

FD7 stüdyo süreci üç yüz stüdyo saati sürdü ama albümlerin bu evde pek bilinmeyen çalışma dönemi vardır. Cengiz Köroğlu ve Can Alper aranjeleri oldu, albümlerin ilk şarkısı, bizim ilk hazırlamaya başladığımız şarkı "Mütemadiyen Ağlıyorum" idi ve hazırlıkları bir buçuk yıl önce başlamıştı. Son şarkı "Sensiz" oldu onu da stüdyoya girmeden yazmış, tamamlamıştım. Ortalama vermek gerekirse ben bu şarkıları bir yıldır dinliyorum, aynı zamanda Oya Erkaya Ayman'ında bir düzenlemesi var, on şarkılık bir albüm oldu FD7 ve söz müzikleri bana ait on şarkıdan oluşuyor.

Diğer Feridun Düzağaç albümlerine bakarsak bu albümde değişik bir sound yada farklı bir yöne doğru gidiş var mı?

Biz şarkı yazarları yada kendi adıma söyleyim, hem duymaktan en çok korktuğumuz soru hemde cavaplamak için sabırsızlandığımız bir soru bu... Açıkçası müzikal olarak herhangi radikal veya uç bir değişiklik yok. Yine gitara dayalı bir sound fakat şarkıların içeriği anlamında; hiç bir albümümde olmadığı kadar, sadece yaşanmış bir aşkı anlatan şarkılar oldu bu haliyle. Yine istem dışı bir hal oldu bu çünkü başka şeylerin derdine düşen, yada kendi yaşamışlıklarından ziyade başkalarının hikayelerinden bağ kurarak yazmaya çalıştığım şarkılar olsun istiyodum. Fakat bu albümdeki şarkılar benim gerçek anlamda son dört beş yılıma yayılan gerçek hikayelerim oldular ve bir çoğu benden taşarak şarkı oldular. Umarım bir şarkı yazarı olarak böyle bir eşiğim vardır. Siz kendi yaşadığınız şeyin şarkısını yapabilirsiniz ama onu dinleyenler de kendi kahramanlarını yaratırsa şarkı olur, tek farkı bu.

Peki bu süreçte neler dinlediniz, neler okudunuz? İlham aldığınız herhangi bir özel isim falan varmı?

Esinlenmek, ilham almak çoğu zaman kontrolümüz dışında gelişen şeyler. Ben uzunca bir zamandır bana hikaye anlatmayan müzikler, sözsüz müzikler dinliyorum. Dünyaca bilinen ve kendi etnik, kendilerine ait coğrafyanın enstrumanlarında ustalaşmış müzisyenleri dinliyorum, Claud Schalaod veya Ferit Faysal gibi. Bunların belki bir sonraki albüme, aslında bunlar kesinlikle planlanmış şeyler değil ama bir sonraki albüme yada bundan sonraki albümlerden herhangi birine daha minimal soundta ve daha akustiğe dayalı bir düzenleme mantığı gibi bir etkisi olabilir. FD7 tıpkı bir önceki "Uykusuza masallar" ın müzikal dinamiğine sahip kurgulandı. On şarkı içinde biraz benim şarkı sözü yazma anlayışımdan kaynaklanan bir takım uç şarkılar ve Türkçe sınırlarımın biraz zorlandığı şarkılar var. O sözlerin müzikleri tabii ona göre oldu ama bilinen FD soundu yada müzikal algısından çok farklı tınlayan bir şarkı yok.

Diğer albümlerinize nazaran bu albümü nereye koyarsınız, hangi sıraya? Yani en iyisi bumu dersiniz, yoksa hepsinin ayrı ayrı gönlünüzde yeri mevcut mu?

Kendi şarkılarıma ve albümlerime bir dinleyici gibi yaklaşıp en çok hangisini sevdiğimi zaman zaman düşünüyorum. Bu albümü müzikal olarak sadeleşme, şarkı sözleri açısından konuşuyorum, sadeleşme anlamında bir milat olabilir bu albüm benim için, burdan ilk iki üç albümdeki şarkı sözü anlayışından dolayı beni seven ve takip eden sevgili dinliyiciler için bu aslında küçük bir kötü haber ama ben hayatla ilgili olarak yaşadıklarımla ilgili olarak sadeleşme, sadeleşmekten yanayım. Bu değişimin yansıdığı bir albüm oldu. Kendi şarkılarıma hiç bir zaman tapınmadım ve hatta haddimide aşarak insanlara da yer yer bu yönde telkinlerde bulundum ama bu albümde bir şarkı var ki, ben başucumda notlarını alıp aranjör dostuma götürdüğümde tabii ki bu halde değildi ama bitmiş hali gerçekten beni bile heyecanlandıracak kadar güçlü oldu. Şarkının ismini söylemeyeceğim yönlendirmemek adına ama bazen bütün unsurlar bir araya geldiğinde yaptığınız şeyin sonucunu siz bile tahavvül edemeyebiliyorsunuz. Bu albümde buna dair iki şarkı var. Bunlar eminim FD dinliyicilerinin de seçkilerine girecektir diye düşünüyorum, umarım girerler .

İlk video Mütemadiyen Ağlıyorum, siz mi karar verdiniz bu şarkıyla çıkalım diye yoksa plak şirketinin kararı mı? Videoyu kim çekti, kaç günde çekildi, set aşamaları?

Mütemadiyen Ağlıyorum videosunda adını sevgili yönetmeni Özkan'la birlikte uydurduğumuz "aşktan sonra hayata bağlama makinası" var. Onun imalatı üç gün sürmüş yorduk çocukları biraz... Şarkı seçimi ve stüdyo sürecinde stüdyo ortamını palaşan müzisyenlerin ya da misafirlerimizin ilk etapta fikirleri oluyor çok doğal olarak... Mütemadiyen Ağlıyorum benim için çıkış şarkısı olmasının nedeni; albümün geneline hakim olduğunu anlattığım o ilişkinin hem özlem, hem öfke kısmını da barındıran sözleri var. Aslında dinleyip fikir sahibi olan herkesin ilk tercihi o şarkı oldu sanırım.

Bir önceki albümde, Uykusuz Masallarda ki videolarda animasyon tekniği de kullandınız, yeni gelecek videolarda böyle şeyler düşünüyor musunuz?

Bundan önceki albümde Beni Bırakma gibi çok mucizevi bir şansımız oldu. Var olan bir kısa filmdi ve biz özel izin alarak Fransayla yazışarak onu şarkıya uyarladık. Onlar da çok yakıştırdılar tabii sanıyorum en çok yayınlanan, en çok döndürülen, en çok dinlenen, izlenen video klipte o oldu. Animasyon video klip sektöründe çok kullanılan bir unsur haline geldi. Ben de animasyondan yanayım, bir kere animasyon klipte görünmek durumunda olmuyosunuz. Zaten açıkçası bunun için yetkin insanlara yeterli düşünmeleri için gerekli süreyi ve ekonomik imkanı verebildiğimiz sürece çok güzel sonuçlar çıkabilecektir ama günümüz şartlarında bu biraz gönül işiyle kotarılacak bir hal alıyor. Bu albüm içinde de mutlaka bir tane öyle bir şarkı düşünüyorum.

Video sizin için önemli midir? Videonun estetik olması? Ben 10 şarkının altısına video çekeyim mi dersiniz yoksa sadece üç video çekeyim ama çok iyi ve estetik videolarım mı olsun dersiniz?

Video klip müessesesiyle ben barışmak durumunda kaldım çünkü ben yapı itbarıyla çok önde olmayı seven bir tip değilim aslında ama şarkılar, hatta albümler, videolarla taşınıyor insanların dünyasına. İlk albümden sonra, Ömer Faruk Sorak'la çalışmak gibi bir şansım oldu benim. Açıkçası tamamen müziğime ve bana inandığı için jestleri oldu bana. Çok önemsiyorum özellikle beni bırakma ile taşıdığımız bir eşik var ve bu eşiğin gerisinde kalmasın istiyorum. Bu aynı zamanda zorlukta yaratıyor çünkü Beni Bırakma'dan sonra bu animasyon videolara ekstradan sevdalandım ve hem Uykusuz Masallar için hemde bu FD7 için birçok animatör arkadaşımla görüştüm. Beni Bırakma çok yüksek bir yerde ve açıkçası bu imkanlarla onu geçebilmek gibi bir şansımız olmadığını anladık. Bu kaygı var olmalı da ama video kliplerin yeterliliği, estetiği, şıklığı, güzelliği üzerinden albümlerin yorumlanmasına karşıyım. Aslında başka bir kişinin hayal ettiği görselinin var olan görselle yorumlanmasına ve yargılanmasına karşıyım açıkçası.

Sizin sinema çalışmalarınız da oldu, oyunculukta yaptınız, varmı böyle bir proje gelecekte?

Sinema filmi yada özellikle dizinin tekrar olma ihtimali düşük gözüküyor. Açıkçası televizyon için yaptığım çalışmalardan sonradan ben de memnun kalmadım ama sinema deyince akan sular duruyor. Bu çok tahrik edici birşey bence... ve gece 11:45'in üzerine, 2003'teki uzun metraj filmin üzerine belki diskografimde daha güzel şeyler yazabilmesi ve duyabilmem adına sadece sinemaya ikinci bir şans verilebilir. Televizyon için uzun vadede pek birşey düşünmüyorum şimdilik.

Bu yeni albüm için konser takvimi oluşmaya başladı mı yavaş yavaş?

Şimdi iki tane tarihi belli konser var. Bir albüm yaparken beni en çok onların konserlerini yapabilmenin hayali ilgilendiriyor ve açıkçası heyecanlandırıyor... Bu albümde belki son iki albümde olmadı ama bu albümü mümkün olduğu kadar çok gerdi, çok estetik kaygılara ve birtakım şartlara, onlara umursamaksızın mümkün olduğu kadar yerde çalmak istiyoruz. Şu an itibariyle 27 Martda Eskişehir ve 2 Nisan Ankara gibi yavaş yavaş şekilleniyor tarihlerimiz. Bu albümle beraber bir yenilik web müessesiyle barışmış olmam ve feridunduzagac.com.tr şeklinde bir web sayfamızda olması ve artık Facebook üzerinde de bir Feridun Düzağaç fan page var.

Mailadresimsensin.com da var. O da aslında bu albümü ve bundan sonraki albümleri tanıtacağımız sanal sayfamızdı, üçü zaten birbirine pararel olarak işliyorlar hem konser tarihleri ve olası gelişmeleri dinleyicilerimizin bulabileceği bir ortam hemde orta vadede bir takım fikirlerimiz var. Yine şarkılardan ve şarkılarımızdan yola çıkarak ürettiğimiz bir takım projelerimiz var. Pozitif ve yapıcı katılımcıların olduğu fikir ve iş üretilen interaktif bir ofis olmasına çalışıyoruz bu adreslerin, yani hayranlarımın hayranlıklarını ifade ettikleri bir platformdan ziyade birtakım fikirlerin üretildiği hayata katılan farklı bir oluşum olsun istiyoruz. Buna dair bizi heyecanlandıran olumlu fikirlerimiz var insanlarıda heyecanlandırırsa hayata geçecektir.

Şu anda aktif mi bu mail adresleri?

Şimdi çalışıyor bu siteler, albümün çıkış videosu var. Albüm çıkana kadar güncellenmeye devam edilecek, sonra oturmuş bir format yani insanları tatmin eden bir içeriği olacak