0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Felsefe Empati  (Okunma Sayısı: 933 Kere Okundu.)
« : Ocak 24, 2010, 11:04:30 ÖS »
Avatar Yok

.By.pisLick.*
*
Üye No : 28021
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1669
Mesaj Sayısı : 4 572
Karizma = 23665


EMPATİ


Empati son zamanlarda, psikiyatride ve psikolojide adından sıklıkla söz edilen önemli bir kavramdır.Psikiyatride ve psikolojinin çeşitli alt dallarında, özellikle klinik ve sosyal psikolojide, gelişim, danışma, okul, ve iletişim psikolojisi alanlarında, empati ile çeşitli araştırmalar yapılmış, bu konuda büyük bir bilgi birikimi ortaya çıkmıştır.

EMPATİ: Empati bir insanın, kendisini karşısındakinin yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.

Empati terimi hem bir psikolojik araştırma tarzını hem de duygulanımsal hassasiyeti ve bağı belirtmek için kullanılmaktadır.

Danışanın o andaki duygu, düşüce,algı, tavır ve davranışlarını sanki o imiş gibi, onun baktığı ve yaşadığı açıdan bakarak, ‘sanki o imiş’ niteliğini gözden kaybetmeden, doğru ve açık şekilde anlamaya empatik anlama (duyarak anlama) denir.

Günümüzde ‘empati’ denildiğinde akla, Carl Rogers ve onun konuya ilişkin çalışmaları gelir. Psikoterapi alanında empatik iletişim kurma becerisiyle ünlenmiş Rogers’ın adı ile empati kavramı, adeta özdeş anlama gelmiştir.

Rogers’ın 70’li yıllarda ulaştığı empati anlayışı, katı bir nitelik taşımamaktadır. Rogers’a göre; bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine ‘empati’ adı verilir.

Yukarıdaki empati tanımı üç temel öğeden oluşmaktadır. Bir insanın karşısındaki bir kişiyle (özellikle bir terapistin/ danışmanın karşısındaki hasta/ danışan ile )empati kurabilmesi için gerekli olan bu öğeleri şöyle sıralayabiliriz.

Empati kuracak kişi, kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak dünyaya onun bakış tarzıyla bakmalı, olayları onun gibi algılamaya ve yaşamaya çalışmalıyız. Bunu gerçekleştirmek için de empati kurmak istediğimiz kişinin rolüne girmeli, onun yerine geçerek adeta olaylara onun gözlüklerinin gerisinden bakmalıyız.

Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra bu rolden çıkarak kendi yerimize geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim kurmak (ona benzemek) ya da sempati kurmak farklı şeylerdir.

Bir insana sempati duymak demek, o insanın sahip olduğu duygu ve düşüncelerin aynısına sahip olmak demektir. Karşımızdaki kişiye sempati duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz ya da seviniriz. Empati kurduğumuzda ise karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak esastır. Kendimizi sempati duyduğumuz kişinin yerine koymamız ve anlamamız şart değildir; sempatide ‘yandaş’ olmak esastır.Empati kurduğumuzda ise karşımızdaki kişiyle aynı duyguları ve görüşleri paylaşmamız gerekmez; sadece onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışırız. Bir insanı ‘anlamak’ başka şeydir, ona ‘hak vermek’ başka şeydir.Empatide anlamak, sempati de ise anlamış olalım ya da olmayalım, karşımızdakine hak vermek söz konusudur. Empati kurduğumuz kişiler

b) Empati kurmuş sayılmamız için karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru anlamamız gerklidir. Karşımızdakinin yalnızca düşüncelerini ya da yalnızca duygularını anlamamız yeterli değildir.Çünkü karşımızdakinin rolüne girerek onun ne düşündüğünü anlamamız, bilişsel nitelikli bir etkinlik (bilişsel rol alma/bilişsel perspektif alma), karşımızdakinin hissettiklerini n aynısını hissetmemiz ise, duygusal nitelikli bir etkinliktir (duygusal rol alma/duygusal perspektif alma). Bilişsel rol alma, duygusal rol almanın ön şartı sayılabilir.

Empatinin bileşenlerinin neler olduğu konusunda araştırmacılar arasında, bazı görüş farklılıkları vardır. Örneğin Hoffman’a (1978) göre empatinin bilişsel, duygusal ve güdüsel (motivasyonel) olmak üzere üç bileşeni vardır. Bazı araştırmacılar empatinin bilişsel yönünü, bazıları ise duygusal yönünü vurgulamaktadır. Fakat çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş, empatinin bilişsel ve duygusal bileşenlerden oluştuğu yolundadır.

c) Empati tanımındaki son öğe, empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişilerin duygularını tam olarak anlasak bile, eğer anladığımızı ona ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.

Araştırmacılar, insanların zihinlerinde kurdukları empatiyle, karşılarındaki kişiye ilettkleri empati arasında farklılıklar bulunduğunu belirtmektedir (Lonnatti, 1975; Barrett-Lennard, 1981; Jakson, 1987).

Bu farkın özellikle çocuklarda daha belirgin olması söz konusudur. Borke’ye (1971) göre çocuklar, karşılarındaki kişilerin duygularını ve düşüncelerini doğru anlasalar bile, bu durumu iletmekte başarılı olmayabilirler. Biz yetişkinlerde zaman zaman, karşımızdakinin düşüncelerini ve duygularını doğru anlasak bile, uygun empatik tepki vermekte, yani içimizdekini ifade de güçlük çekeriz. Örneğin üzüntülü olan bir insanın sıkıntısını kendi içimizde hissedebiliriz fakat bu durumu ona ifade etmeye geldiğinde ise hiçbir şey yokmuş gibi gülümseyerek ‘takma kafanı’ diyebiliriz. Eğer böyle yaparsak yüzümüzdeki ifadeyle ve söylediğimiz sözle içimizdeki duygular arasında çelişki var demektir.Böyle yaptığımızda doğru empati kurmuş fakat bunu karşıdakine yeterince iletmemiş oluruz.

Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin başlıca iki yolu vardır: Yüzümüzü-bedenimizi kullanarak onu anladığımızı ifade etmek ve sözlü olarak onu anladığımızı ifade etmek. Empatik tepki vermenin en etkili yolu ikisini birlikte kullanmaktır.

AŞAMALI EMPATİ SINIFLAMASI

Onlar Basamağı

Bu basamakta tepki veren kişi karşısındaki kişinin kendisine anlattığı sorun üzerine düşünmez, sorun sahibinin duygu ve düşüncelerine dikkat etmez, bu soruna ilişkin kendi duygu ve düşüncelerinden söz etmez. Sorunu dinleyen kişi, sorun sahibine öyle bir geri bildirim verir ki, bu geri bildirim, o ortamda bulunmayan üçüncü şahısların (toplumun) görüşlerini dile getirmektedir. Bu basamakta tepki veren kişi, birtakım genellemeler yapar, atasözleri kullanır. Örneğin parasını israf ettiği için yakınan bir kişiye "ayağını yorganına göre uzat" dersem, Onlar basamağında bir empatik tepki vermiş olurum. Bu sözlerimle karşımdaki kişinin ya da benim duygu ya da düşüncelerimiz yer almamakta, yalnızca toplumun bu konu ile ilişkin görüşü yansıtılmaktadır.

Ben Basamağı

Bu basamakta empatik tepki veren kişi, benmerkezcidir; kendisine sorununu anlatan kişinin duygu ve düşüncelerine eğilmek yerine, sorunun sahibini eleştirir, ona akıl verir; bazen de kişiyi kendi sorunlarıyla başbaşa bırakıp kendinden söz etmeye başlar. Örneğin "ben" basamağına uygun empatik tepki veren bir kişi, dinlediği sorun karşısında "üzüldüm, aynı dert bende de var" der ve böylece sorun sahibini sorunuyla yüzüstü bırakıp kendi sorunlarını anlatmaya başlar. Ben basamağında empatik tepki veren kişi, karşısındaki insanı bir ölçüde rahatlatabilir.

Sen Basamağı

Bu basamakta empatik tepki veren bir kişi, kendisine sorununu ileten kişini rolüne girer, olaylara o kişinin bakış açısıyla bakar. Yani kendisine iletilen sorun karsısında, toplumun ya da kendisinin düşüncelerini dile getirmez, doğrudan doğruya karsısındaki kişinin duyguları ve düşünceleri üzerinde odaklaşarak, o kişinin ne düşündüğünü ve hissettiğini anlamaya çalışır. Üstün Dökmen yukarıda sıralanan üç temel empati basamağını kapsayacak şekilde on alt Basamak oluşturmuş:

1..Senin problemin karşısında başkaları ne düşünür, ne hisseder: Bu basamakta empati kurmaya çalışan kişi, birtakım genellemeler yapar, felsefi görüşlere, atasözlerine başvurabilir, dinlediği soruna ilişkin olarak genelde toplumun neler hissedebileceğini dile getirir; sorununu anlatan kişiyi toplumun değer yargıları açısından eleştirir.
2..Eleştiri: Dinleyen kişi, sorununu anlatan kişiyi kendi görüşleri açısından eleştirir,yargılar. 3..Akıl Verme: Karşısındakine akıl verir, ona ne yapması gerektiğini söyler.
4.Teşhis: Kendisine anlatılan sorunu ya da sorunu anlatan kişiye teşhis koyar; örneğin "bu durumun sebebi toplumsal baskıdır" ya da "sen bunu kendine fazla dert ediyorsun" der.
5..Ben de Var: Kendisine anlatılan soruna ya da sorunun benzerinin kendisinde de bulunduğunu söyler; "aynı benim başımda" diye söze başlar ve kendi sorununu anlatmaya başlar.
6.Benim Duygularım: Dinlediği sorun karşısında kendi duygularını sözle ya da davranışla ifade eder; örneğin "üzüldüm" ya da "sevindim" der.
7..Destekleme: Karşısındaki kişinin sözlerini tekrarlamadan, onu anladığını ve desteklediğini belirtir.
8..Soruna Eğilme: Kendisine anlatılan soruna eğilir, sorunu irdeler, konuya ilişkin sorular sorar.
9.Tekrarlama: Kendisine iletilen mesajı (sorunu), gerektiğinde mesaj sahibinin kullandığı bazı kelimelere de yer vererek özetler; yani dilediği mesajı kaynağına yansıtmış olur.
10.Derin Duyguları Anlama: Bu basamakta empati kuran kişi, kendisini empati kurduğu kişinin yerine koyarak onun açıkça ifade ettiği ya da etmediği tüm duygularını ve onlara eşlik eden düşüncelerini fark eder ve bu durumu ona ifade eder.


HİYERARŞİ VE EMPATİ

“Astlık-üstlük ilişkisi” hiyerarşi olarak tarif edilmektedir. Diğer bir ifadeyle hiyerarşi, kurumun “dikey” olarak yapılanması olarak adlandırılabilir. Ast-üst kavramları kurumun amaçlarını yerine getirirken sadece o kurum içi ilişkiler için geçerli olan kavramlardır.
Empatiyi daha önce tanımlamıştık.
Şimdi bu iki terimin birbirleriyle nasıl bir ilişki içinde olduklarını güzel bir örnekle anlatmaya çalışacağız.
Ast üstünün kapısını çalar, selamını verir ve titizlikle hazırladığı yazıları imzaya sunar. Üst yazıları okuyarak imzalarken, ast saygı ifade eden duruşuyla ayakta beklemektedir. Telefon çalar ve üst telefonla konuşmaya başlar. On dakikalık konuşmanın sonunda yazıları imzalar ve ast selamını vererek odadan çıkar. Ast içeride kaldığı sürece “Üstüm bir üstünün yanında böyle bekletilseydi ne yapardı?” diye düşünür ve rahatsızlığını dolaylı yollardan başkalarıyla paylaşır ve üstüne de hissettirir.

Üst astıyla empatik iletişim kursaydı; “Ben üstümle görüşmeye girseydim ve beni yarım saat ayakta bekletseydi ne yapardım?” diye düşünür ve telefondaki kişiye “bir saniye” der ve astını “İstersen burada oturup bekleyebilirsin, istemezsen dışarıda da bekleyebilirsin, telefon görüşmem bittiğinde seni çağırırım” diyerek rahatlattıktan sonra telefon görüşmesine devam ederdi.

KİŞİLERARASI İLETİŞİM
Genel bir tanımlamayla kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişime kişiler arası iletişim denir. Karşılıklı iletişimde bulunan kişiler bilgi sembol üreterek bunları birbirlerine aktararak ve yorumlayarak iletişimi sürdürürler. Konu ile ilgili bilimsel yayınlara baktığımızda bu genel tanımlamanın yanı sıra kişiler arası iletişimin daha sınırlı bir şekilde tanımlandığını görürüz. Bazı araştırmalarda insanlar arasında gerçekleşen bu tür iletişimleri kişiler arası iletişim saymama eğilimi vardır. bir göndericiden alıcıya mesaj iletilmesi olayına iletişim adı verilir. Bu durumda tüm algılamalar örneğin bir insanın bir ağaç görmesi bir iletişim sayılır. Eğer hem gönderici hem de alıcı birer organizma örneğin birer insan ise bu iletişim şekline sosyal iletişim adı verilir. Sosyal iletişimde gönderici ve alıcı arasında zaman ve mekan birliğinin bulunması şart değildir.

Tubbs ve Moss(1974), bir iletişimin kişiler arası iletişim sayıla bilmesi için şu üç ölçütün gerekli olduğunu belirtmişlerdir.
Kişiler arası iletişime katılanlar belli bir yakınlık içinde yüz yüze olmalıdır.
Katılımcılar arsında tek yönlü değil karşılıklı mesaj alışverişi olmalıdır.
Söz konusu mesajlar sözlü ve sözsüz nitelikte olmalıdır. Bu iki tür mesaj
dışındaki mesajların kullanıldığı iletişimler örneğin yazışmalar kişiler arası iletişim sayılmaz.

Yapılan çok sayıdaki tanımın buluştuğu nokta “kişiler arası iletişimin psikolojik
nitelikte bir bilgi alış verişi olduğu yolundadır” ( Cappelle,1987). Söz konusu tanımların önemli bir kısmında kişiler arası iletişime katılanların kendi adlarına iletişi kurmaları şartı aranır. Yani kişilerin bir takım rollere bürünerek yada sosyal ve kültürel kalıplara girerek sürdürdükleri iletişimler kişiler arası iletişimin dışında bırakılır.

Kişiler arası iletişimin kendi içinde nasıl sınıflanacağı yolunda yerli ve yabancı kaynaklarda çeşitli görüşler ortaya konmuştur.
Şekil 1. deki sınıflandırmada kişiler arası iletişim sözlü ve sözsüz olarak iki ana sınıfa ayrılmış bu sınıflardan her birisi kendi içinde alt sınıflara bölünmüştür. Şekilde görüldüğü gibi gerek sözlü gerekse sözsüz iletişimler niyet edilerek yada niyet edilmeden gerçekleştirilebilir.






KİŞİLERARASI EMPATİ
Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı daha sonra bu rolden çıkarak kendi yerimize geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim kurmak veya ona sempati duymak farklı şeylerdir. Empati kurmuş sayılmamız için karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir. Karşımızdakinin yalnızca duygularını anlamış olmak yeterli değildir.

Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile anladığımızı ona ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.

Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin başlıca iki yolu vardır. Yüzümüzü, bedenimizi kullanarak ve sözlü olarak onu anladığımızı ifade etmek, empatik tepki vermenin en etkili yolu her halde bu ikisini kullanmaktır. Bir sıkıntımız olduğunda bizimle konuşan kişi dostça bir gülümsemeyle kolumuza dokunup sıkıntımızı sözelleştirirse, örneğin “son günlerde çok bunalmışsın” derse rahatladığımızı hissedebiliriz.

EMPATİNİN SEMPATİDEN FARKI
Bir insana empati duymak demek, o insanın sahip olduğu duygu ve düşüncelerin aynısına sahip olmak demektir. Karşımızdaki kişiye sempati duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz ya da seviniriz. Empati kurduğumuzda ise karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak esastır. Kendimizi sempati duyduğumuz kişinin yerine koymamız ve onu anlamamız şart değildir; sempatide yandaş olmak esastır. Empati kurduğumuzda ise karşımızdaki kişiyle aynı duyguları ve görüşleri paylaşmamız gerekmez; sadece onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışırız. Bir insanı anlamak başka şeydir, ona hak vermek başka bir şey. Empatide anlamak, sempatide ise anlamış olalım yada olmayalım, karşımızdakine hak vermek gerekir. Örneğin;bir yemektesiniz ve yanınızdaki arkadaşınız yemeği üzerine döktü. Eğer arkadaşınızın utandığını hissederseniz bu bir empatidir; eğer sizde onunla utanırsanız bu da sempatidir

İnsanlar bazen bir yakınları acı çektiğinde aynı acıyı çekerler ; örneğin eşleri doğum sancısı çeken erkekler benzeri bir sancıya tutulabilirler. Bu tür sancılar bir sempati ifadesidir.
EMPATİ KURMA VE YARDIM ETME DAVRANIŞI
Yapılan araştırmalara göre yardıma ihtiyacı olan kişilere,empati kuranlar kurmayanlara oranla daha fazla yardımda bulunmaktadırlar. Empati kurmanın yardım davranışına dönüştüğünü iki şekilde açıklayabiliriz. Birincisine göre sıkıntıda olan bir kişi ile empati kuran kişi karşısındakinin durumunu anladığı için sıkıntı duyar ve bu sıkıntıyı gidermek yani kendisini rahatlatmak için o kişiye yardımda bulunur.ikincisi ise; sıkıntıda bulunan kişiyle empatide bulunarak onun durumundan haberdar olan kişi diğer gam bir davranışta bulunarak sıkıntıdaki kişiyi rahatlatmak için ona yardım eder. Birincisinde egoistlik bir güdü ikincisinde ise diğer gam bir güdü vardır.

Empatide bu her iki güdüde yer alıyor diye düşünülmektedir. Bunlardan birincisi ruh sağlığımızı korumaya ikincisi ise yardım konusundaki toplumsal değerleri sürdürmeye yarıyor olabilir.
Empatik iletişimin hangi öğelerden oluştuğu yolundaki kuramsal görüşlere göre empatinin başlıca iki öğesi vardır. bunlar bilişsel ve duygusal efektiv öğelerdir. Empatinin bilişsel yönü ile kastedilen “karşısındakinin ne hissettiğini anlamak” duygusal yönü ile kastedilen ise “karşısındakinin hissettiğini hissetmektir”

Empatinin bileşenlerinin neler olduğu konusunda araştırmacılar arasında görüş farklılıkları vardır. Empatinin bilişsel, duygusal ve güdüsel olmak üzere üç öğesi vardır. bazı araştırmacılar empatinin bilişsel yönünü bazıları ise duygusal yönünü vurgulamaktadırlar.

Bir insan karşısındaki bir kişiyle empati kurabilmesi için gerekli olan öğeleri şöyle sıralayabiliriz.
1. Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Başka deyişle empati kuran kişinin karşısındakinin femonolojik alanına girmesi gerekmektedir. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak dünyaya onun bakış açısı ile bakmalı olayları onun gibi algılamaya ve yaşamaya çalışmalıyız.
2. Empati kurmuş sayılmamız için karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak algılamamız gerekir. Karşımızdakinin duygularını ve düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir.
3. Empati tanımındaki son öğe empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışının karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile eğer anladığımızı ona ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.
Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin başlıca iki yolu vardır. Yüzümüzü ve bedenimizi kullanarak onu algıladığımızı ifade etmek ve sözlü olarak onu algıladığımızı ifade etmek empatik tepki vermenin en etkili yolu da bu ikisini birden kullanmaktır.

EMPATİNİN KİŞİLERARASI İLETİŞİMDEKİ YERİ
Empatinin ne olduğunu anlamak için öncelikle insanın yaşamının temel amaçlarının ne olduğunu anlamamız gerekir. Bu önermeleri şu şekilde açıklayabiliriz.
İnsan yaşamını sürdürmek ister.
Yaşamını sürdürebilmek için insanın öncelikle iki şeye ihtiyacı vardır. “Bilgi edinmek” ve “yalnız kalmamak”
Bilgi edinme ve yalnız kalmama isteği kişiler arası iletişimin niteliğini belirler.
Üç tür iletişim vardır. a. Çatışmalı iletişimi b. Çatışmasız iletişim c. Empatik iletişim

Aşağıdaki Şekil 2. de görüldüğü gibi çatışmalı iletişim kurmaya çalışan taraflar hem yeterli bilgi edinmezler hem de yalnız kalırlar. Çatışmasız iletişimde taraflar birbirlerine yeterli bilgi aktarabilirler ancak yine de yalnızdırlar. Empatik iletişimde ise hem yeterli bilgi aktarımı olur hem de taraflar yalnız kalmazlar.
GÜNLÜK YAŞAMDA EMPATİNİN ÖNEMİ VE EMPATİ İLE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLER
Terapi- danışma ortamlarının yanı sıra günlük yaşamın hemen her kesiminde empatik anlayış insanları birbirine yaklaştırma iletişimi kolaylaştırma özelliğine sahiptir. İnsanlar empati kurulduğunda anlaşıldıklarını ve kendilerine önem verildiğini hissederler. Bize önem verilmesi de kendimizi iyi hissetmemizi ve rahatlamamızı sağlar. Empati sadece empati kurulana yararlı olan bir şey değildir. Aynı zamanda empati kuran için de önemlidir. Empati kurmaya becerileri olan kişilerin diğer insanlara yardım eden kişilerin çevreleri tarafından sevilme ihtimalleri de çok yüksektir.

Yapılan araştırmalarda liderlik özelliğine sahip olan kişilerin empati kurma becerilerinin yüksek olduğu görülmüştür. Empati becerisi iki uçlu bir silah gibidir. İnsanların hayrına da zararına da kullanılabilir. Örneğin bazı liderler bu özelliklerini topluma hizmet için kullanırlar bazıları da sadece insanlara hükmetmek için kullanırlar.
Araştırmalara göre empatinin kendini açma, toplumsallaşma, sosyal duyarlılık ve topluma uyum ile pozitif ilişkisi vardır. Yine bu araştırmalara göre kaygı, depresyon , çocukları ihmal ve istismar etme ve saldırganlık ile empati kuma arasında negatif bir ilişki vardır ayrıca bu araştırmalar suç işleme ve empatik bilgi ve beceri arasında ilişki bulunduğunu belirtmiştir.

Kısaca ilişkinin yönü ne olursa olsun empati ve iletişim arasında ilişki bulunuyor olması empatinin günlük yaşamdaki yerini göstermektedir.

EMPATİ İLE İLGİLİ YAPILAN ARAŞTIRMALAR
Doğuştan var olan ve bir kişilik özelliği olarak kabul edilen empatik eğilim, insanlarla iletişimin esas olduğu mesleklerde çok önemli bir özelliğe sahiptir.

Empati doğrudan öğretilemediği için eğitimsel yaşantılar yoluyla dolaylı olarak geliştirilebilmektedir. Kişiler empatiyi engelleyen davranışlar konusunda bilgilendirildiği zaman korkularını ve ön yargılarını fark ederek iletişim becerilerini geliştirebilmektedirler.

YALAN !  
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Felsefe Empati
« Posted on: Nisan 18, 2024, 01:56:01 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Felsefe Empati e-book, Felsefe Empati programı, Felsefe Empati oyunları, Felsefe Empati e-kitap, Felsefe Empati download, Felsefe Empati hikayeleri, Felsefe Empati resimleri, Felsefe Empati haberleri, Felsefe Empati yükle, Felsefe Empati videosu, Felsefe Empati şarkı sözleri, Felsefe Empati msn, Felsefe Empati hileleri, Felsefe Empati scripti, Felsefe Empati filmi, Felsefe Empati ödevleri, Felsefe Empati yemek tarifleri, Felsefe Empati driverları, Felsefe Empati smf, Felsefe Empati gsm
Yanıtla #1
« : Eylül 03, 2010, 02:23:57 ÖS »

Hephaestus
*
Üye No : 26057
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4834
Mesaj Sayısı : 13 573
Karizma = 60064


Teşekkürler
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular