0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Esrarengiz Sokak  (Okunma Sayısı: 846 Kere Okundu.)
« : Kasım 07, 2009, 06:58:03 ÖS »

Furkan
*
Üye No : 3437
Yaş : 28
Nerden : Tokat
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 6751
Mesaj Sayısı : 10 941
Karizma = 15570


Esrarengiz Sokak
Alacakaranlığın sonlarına doğru sokağa sis hakim oldu. Gündüzün gürültülü sesleri yerini derin bir sessizliğe bıraktı. Karanlık ağırlaştıkça kuru soğuk donduruyordu. Sıcaklık birden 0 derecenin altına indi. Sokağın biraz uzağındaki caddenin cıvıl cıvıl hareketliliğine rağmen, o taraftan bu tarafa geçmeye kimsenin cesareti yetmiyordu. Bu cesaretsizlikleri belki kıyıda köşede bekleyen hırsız, ayyaş nedeniyleydi fakat, hırsız ve ayyaşı da korkutacak başka şeyler de vardı. Sokakta in cin top oynuyordu.

Aşağı doğru eğimlenen evler, barakaları andırıyordu. Pencereler kırık dökük, bahçelerindeki bataklıklar, neredeyse yıkılma noktasındaydı. Topu topu 3-4 ev vardı geniş sokağın içinde. Toprak yolları bir aracın geçmesiyle toza boğuluyordu. Sokağın başında, adını gösteren levha vardı, ok olan tarafındaki çivisi düştüğünden, ok aşağıya dönmüştü, rüzgar nedeniyle sallanıp duruyordu. Birçok rivayet söylenmişti üstüne ama çoğunda inanılmayacak şeylerdi. Yaşlı bir kadın gece yarısı geçerken evlerden sesler geldiğini söylemişti, kimse inanmamıştı fakat o andan sonra o sokağa da kimse uğramamıştı. Osmanlının kıyıda kalmış eski evleri, biraz ilerideki günümüz evlerinden çok uzaklardaydı sanki.

Elektrik direğindeki kablolar parçalanmıştı, sokak lambası yanmıyordu, neredeyse sağlam bir tek kaldırımları kalmıştı.

Sokağın canı olsaydı, heralde üzgün olurdu, "Ah" derdi, "nerede o eski günler, yüzyıllar önceki cıvıl cıvıllığı, şu dört evde oturan insanlar, kalabalık aileler. Gündüzün hareketli saatleri, gecenin güzel oyunları, pırıl pırıl evler şimdi ne haldeyim" derdi heralde. Köşeye itilmişti sanki, kentin dibinde kalmıştı.

Sokağın ilerisindeki caddeden ilerleyen bir kamyonet ön tarafta üç kişi sıkışmış, arkada da bir evin yükü vardı. Eşyalar birbiri üstüne düzensizce serpilmişti.

"Hey çek ayağını, ayağımı ezdin" dedi ortadaki adam.

"Haa! Pardon" diyerek ayağını çekti sağdaki adam.

Şoför: "Yahu geç kalacağız baya, şimdi bizim Bursa'yı geçmiş olmamış gerekti, oysa daha nerelerdeyiz."

"O halde daha hızlı git, görmüyor musun yollar bomboş." dedi ortadaki, iki kişiye oranla oldukça kısa olan adam.

"İstesem uçarak gideceğim de, yük çok ağır, hızlanamıyorum. Motordan sesler geliyor."

"İyi" dedi ortadaki adam, "O zaman dal şuraya da kestirmeden gidelim bari."

"Oranın kestirme olduğunu nereden biliyorsun ki" dedi şoför.

"Bilmem. Tahmin ettim" dedi ortadaki. "Ahh!" diye bağırdı tekrar "yahu kaç defa söyleyeceğim çek şu ayağını."

"Haa! Pardon" dedi sağdaki adam.

Kamyonet caddeden ayrılarak sağdan toprak yola girdi. Şeytanların bile uğramadığı, herşeyin yıkık dökük olduğu uzun bir yola girmişlerdi.

"Yollar amma da bozuk" dedi şoför. Araç sallana sallana gidiyordu. Bazen taş parçalarına çarpıp iyice bir sendeliyordu. Motor da zaman ilerledikçe daha çok "imdat" diye bağırır gibiydi.

"Ne diye bizi buraya soktun" dedi sağdaki. Ortadaki ses çıkarmadı. Saatine baktı 22.20 "iyice geç kaldık" dedi ortadaki. "Adam da iyice uyarmıştı geç kalırsanız paranızı keserim diye."

"Keşke birahaneye gitmeseydik" dedi şoför. Bir müddet sessizlik oldu. Kamyonet uzun yolu bitirince, sokağın önünde, sallanan levhanın biraz gerisinde durdu. "Neden durdun" dedi ortadaki, "Hadisene".

"Yahu biz yanlış gidiyoruz. Bu sokağın çıktığı yerin neresi olduğunu bile bilmiyoruz. İyice yönümüz şaştı."

Bu sırada arabanın motoru bir "ohh" çekti.

"Hep senin sivri zekan nedeniyle oldu" dedi sağdaki, ortadakine bakarak. "Bir sürü kestirmeye soktun bizi, sonunda kaldık armut ağacı gibi".

"Tamam tamam" dedi ortadaki, "geri dönelim o halde, hadi caddeye geri dönelim".

"On dakika boşuna geldik" dedi şoför. "Neyse hadi gidelim o halde".

"Sis de iyice bastırdı" dedi şoför, "Yahu nedir başımıza gelen". Kontak anahtarlarını çevirdi, Motordan tirenin giderken çıkardığı ses gibi bir ses geldi. Şoför tekrar denedi bu sefer daha değişik sesler gelmeye başladı.

"Galiba itmeniz gerekecek" dedi şoför. Sağdaki kapıyı açtı, inince ortadaki de peşinden dışarıya çıktı.

"Üf" dedi ilk çıkan, "Ne biçim soğuk var".

"Ben de üşüdüm" dedi sonraki, daha kısa boylu olanı.

"Ne biçim sis bu be. Hiç böylesi bir sis de görmemiştim" dedi kısa olanı.

Aracı itmeye çalıştılar. Yavaş yavaş ağaç ilerlemeye başladı. Şoför, eğimli sokağa doğru direksiyonu kırdı ki ağaç daha rahat çalışabilsindi. Araç yavaş yavaş hızlandı, arkadakiler itmeye devam ediyorlardı. İyice hızlanınca arkadakiler bıraktı itmeyi, kamyonet hızla gitmeye başladı fakat motor çalışmıyordu. Sokağın eğimiyle birlikte hızı iyice arttı. Arkadakiler oldukları yerde durmuş aval aval kamyonete bakıyorlardı.

Şoför frene basıyordu fakat frenler tutmuyordu. Araç hızla aşağıya doğru ilerledi. Sis ağır olduğundan, kamyonet gözden kayboldu. Arkadakiler ne yapacaklarını şaşırmışlardı.

"Kamyonet nereye gitti" dedi kısa olanı.

"Bilmem ki" dedi uzunu.

"Gidip bakalım mı"

"Boşversene, kimbilir hangi cehenneme gitmiştir. Bu sokağın sonu görünmüyor."

"Eee ne yapacağız" dedi uzunu.

"Bilmem ki" dedi ötekisi, saatine baktı, 11'e 20 dakika vardı.

"Bu iş pek hayırlı değil" dedi kısası, "en iyisi mi geri yürüyelim, şoför başının çaresine bakar."

"İyi o halde, caddeye kadar epey yol var ama".

"Olsun" dedi kısası, "buraya girmektense yarım saat yürürüm."

Yavaş yavaş sokağın başından ayrıldılar. Sislerin içinde hem soğuktan hem de heyecanla karışık korkudan titreye titreye yollarını tuttular.

Saat 23.00'de sis iyice hakim olmuştu artık. Neredeyse göz gözü göremeyecek kadar ağırdı hava. Tam 23.00'de dört evden de saat çanları duyulmaya başlandı. Hayatın var olduğunu gösteren belirtilerdi sanki. Evlerin bahçelerinde bulunan bataklıklardan kurbağa sesleri gelmeye başladı. Köpekler uluyordu, sesler artıyordu, evlerden bağırışlar geliyordu. Sokakta göz gözü görmüyordu ama, gürültü birden patlak vermişti.

Eşyalar canlanmıştı sanki, kıpırdanmalar, bağırışlar bütün sessizliğin öcünü alıyordu. Bu gürültü karşısında, baygın kamyonet şoförü kendine geldi. Kamyonet kaldırıma çıkmış, bir evin bahçesine girmiş ve yan yatmıştı. Zar zor kendini doğrulttu. Diğer kapıdan yukarı attı kendini, sonra tekrar eski yerine döndü, "Nerdeyim, bu gürültüler de neyin nesi" diye söylendi kendi kendine, biraz sakinleşti. Evden "onu bana atma" diye bağırış geldiğini duydu. Sonra da bir şey atıldı ve gürültülü bir demir sesine benzer ses çıktı. Şoför olduğu yerde durmakla çıkmak arasında bir tereddüt içinde kaldı. Yakınındaki bataklıktan gelen kurbağa sesleri canını sıkmaya başlamıştı.

"Yeter! Daha fazla kalamam" deyip tekrar diğer kapıdan kendini dışarı attı. Arabanın arkasına geçip eşyaların arasında kendini sakladı.

"Sabaha kadar beklerim" deyip endişeyle sesleri dinlemeye başladı. Beklemekle saat bir türlü geçmek bilmiyordu, merak içindeydi, kenardaki aracın arka kısmını örten bezi yırtarak bir delik açtı. Evi gözetlemeye başladı. Hiçbir ışık yoktu. Fakat gürültüler devam ediyordu. Bir ses duydu, baya tedirgin oldu.

"Şu araba da neyin nesi".

Birden ortalığı sessizlik kapladı. Şoförden soğuk terler boşalmaya başladı. Bataklıktan kurbağa sesleri gelmiyordu artık. Birkaç ayak sesi duydu. Kapı eşiğindeki merdivenlerden iniyordu.

Şoför delikten o yöne baktı, sadece bir ışık gördü, başka da bir şey görünmüyordu. Evden piyano sesleri gelmeye başladı. Şoförün bakmasıyla ışık aniden söndü, piyano sesi de kesildi. Hiçbir şey görünmüyordu şimdi. Şoför bir müddet sonra baygınlıkla karışık uykuya daldı.

Sabahın gizemli aydınlığı, birbirleriyle haberleşen kuşların cıvıltılarıyla şoför kendine geldi. Eşyaların arasından sersemlemiş şekilde sıyrıldı. Boynunda bir ağrı vardı. Yan yatmış kamyonetten dışarı çıktı. İlerki caddede oturan 9-10 çocuk bu sokağı kendilerine mesken tutmuş oynuyorlardı.

Şoför, kapı eşiğinden içeri girdi. Evin hertarafı kırık döküktü. Yerler toz içinde, pencereler inmiş, kapılar delik deşik, eşyalar kullanılamaz haldeydi. Merdivenlerden bir üst kata çıktı, alttaki kattan bir farkı yoktu. Saat durmuştu. Dışarıda oynayan çocuk sesleri oraya kadar geliyordu. Adam kendi kendine, "bu ev onarılıp çok güzel kalınır burada". dedi. Sonra merdivenlerden alt kata indi ve dışarı çıktı. "Neyse, kamyoneti daha sonra çıkarttırırım" diyerek bahçe kapısından dışarı çıktı ve caddeye doğru yürümeye başladı. Yaşadıklarına bir anlam verememişti ancak fazla umursamamıştı da.

Hava kararmaya başlayınca çocuklar sokağı terketti. Sokak yine eski yalnızlığına bırakıldı. Alacakaranlığın ardından oluşumlar yavaş yavaş başlıyordu. Dört evin bahçesindeki bataklıklardan tek tük kurbağa sesleri gelmeye başladı. Evlerin saatleri daha çalışacak enerjiyi elde edememişlerdi ama birkaç saat sonra deli gibi ibreler dönmeye başlayacaktı. Evdeki tozlar eşyalardan sıyrılmaya başladı, evde bir düzen beliriyordu.

Saatlerin üst kenarlarında daha %10 oluşumunu tamamlamış iki göz kapağı seçilebiliyordu.

Sokak eski gece hayatını, hareketliliğini arıyordu.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Esrarengiz Sokak
« Posted on: Nisan 28, 2024, 09:15:41 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Esrarengiz Sokak e-book, Esrarengiz Sokak programı, Esrarengiz Sokak oyunları, Esrarengiz Sokak e-kitap, Esrarengiz Sokak download, Esrarengiz Sokak hikayeleri, Esrarengiz Sokak resimleri, Esrarengiz Sokak haberleri, Esrarengiz Sokak yükle, Esrarengiz Sokak videosu, Esrarengiz Sokak şarkı sözleri, Esrarengiz Sokak msn, Esrarengiz Sokak hileleri, Esrarengiz Sokak scripti, Esrarengiz Sokak filmi, Esrarengiz Sokak ödevleri, Esrarengiz Sokak yemek tarifleri, Esrarengiz Sokak driverları, Esrarengiz Sokak smf, Esrarengiz Sokak gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Iran'da Esrarengiz Patlamalar
Güncel Haberler
y[N]s 0 637 Son Mesaj Kasım 13, 2011, 07:19:15 ÖS
Gönderen : y[N]s
Taş Kesilen Esrarengiz Şehir
İlginç - Garip Şeyler
dangeraus1 6 1950 Son Mesaj Temmuz 12, 2014, 07:20:06 ÖS
Gönderen : KabileReisi
Esrarengiz Yazı
Dünya Tarihi
Asortik Hatun 6 2520 Son Mesaj Ekim 08, 2014, 02:04:29 ÖÖ
Gönderen : Cemreb
Esrarengiz Hacker Grubu Keşfedildi
Güncel Haberler
-minel- 0 571 Son Mesaj Nisan 13, 2015, 06:11:17 ÖS
Gönderen : -minel-
Esrarengiz Kadın - Charlotte Link
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
BÖRÜLCE 0 649 Son Mesaj Kasım 20, 2015, 12:05:39 ÖÖ
Gönderen : BÖRÜLCE


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular