Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü öncülüğündeki bir Finans Sektörü Değerlendirme Programı ekibi, 27 Kasım ila 13 Aralık tarihleri arasında Avrupa Birliği'ni ziyaret etti. Ekibin incelemeleri sonucunda AB kurumları ve ulusal otoritelerinin gözden geçirmesi için yayınladığı raporda şöyle denildi:

"AB büyük bir tehditle karşı karşıya

Birliğin bazı bölgelerinde bankacılık ve borç krizi halen sürüyor. Geçtiğimiz aylarda AB'nin finans sektörünü güçlendirme konusunda önemli gelişmeler sağlandı. Politika kararlarının hayata geçirilmesine ihtiyaç var. Gündeme getirilmesinin önemi büyük olmasına rağmen üzerinde uzlaşma sağlanan çerçevenin, temel konularda anlaşmazlıkları ortadan kaldırarak ortaya konulması gerekiyor.

Mevcut konjonktür durumun yönetimini daha güç hale getiriyor

Krizle birlikte ortaya çıktığı üzere sorunların ulusal düzeyde ele alınması yüksek maliyetlere neden oluyor. Bu nedenle Avrupa genelinde bir çözüm gerekiyor. AB ülkelerinde bankacılık sektörünün sağlığı konusunda daha fazla kesinlik sağlanmasına ihtiyaç var. Bu konuda bankalar için tekil yönetim mekanıziması SSM'nin Avrupa Merkez Bankası ile ve muhtemelen Avrupa Birliği’nin geneli ile ilişkilendirildiği gözleniyor.

Bankacılık Birliği'ne doğru

13 Aralık tarihindeki AB Konseyi SSM konusunda güçlü bir bağlılığı ortaya koydu. Bu bağlılığın bir yapı ile birlikte ortaya koyulması gerekiyor. Bu yapı, bazı boşluklar içerebilir. Bu boşluklar SSM'nin ulusal otoriteler ile birlikte çalışması ve bu çalışmanın uyumlu çözüm önerisi ve mevduat garantisi uygulaması kapsamında olmasını içerebilir. SSM tam bir Bankacılık Birliği yolunda ancak ileri doğru atılmış bir adım olarak görülebilir. Bankacılık Birliği yönünde ortak bir çözüm otoritesi, ortak bir mevduat garantisi penceresi ve tek bir kural kitabı da hayati önemde olacaktır.

Avrupa'da tek bir finans piyasasının oluşturulması

AB genelinde düzenleyici yapının birbiri ile uyumlu hale getirilmesi hızlandırılmalı; AB kurumları sermaye zorunlulukları düzenlemelerinde, dördüncü sermaye zorunluluğu talimatları pasajına hız vermeli, uyumlulaşma çözümleri ve mevduat sigortası ve iflas II sigortası için düzenlemeler içeren bu talimatlar en geç 2013 ortasına kadar tamamlanmalı. Böylece bankacılık, sigortacılık ve menkul kıymetler alanında tek bir kural kitabı mümkün hale gelmeli. Buna ek olarak AB Komisyonu AB'nin üst yönetim otoritesinin kaynaklarını ve gücünü artırmalı, böylece ihtiyaç duyulan görevlerin başarı ile yerine getirilmesine olanak sağlanarak operasyonel bağımsızlık güçlendirilmeli.

Stres testlerinin genişletilmesi ve düzenlenmesi

Avrupa'da uygulanan stres testlerinin mikro düzeye indirilmesi ve diğer kırılganlıkları tespit etmeye doğru artan bir şekilde hizmet etmesi gerekiyor. Bu kırılganlıklar; likidite riskleri, yapısal gevşeklikler olarak sıralanabilir. Stres testlerinin sonuçlarına yönelik güven varlık kalitelerinin gözden geçirilmesi, performans dışı kredilere ilişkin sonuçların uyumlulaştırılması ve kredi sınıflandırmalarının standart hale gelmesi ile güçlendirilebilir. Tecrübeler gösteriyor ki güçlü yaklaşımların faydası her zaman için zararından daha fazla olmuştur.

Bankacılık risklerinin ülke risklerinden ayrıştırılması

Bankacılık risklerini ülke risklerinden ayırmaya yönelik önemler mutlaka izlenmelidir. Buna ESM'nin bankaların yeniden sermayelendirilmesi konusunda daha fazla operasyonel güç sahibi olması da dahil edilmeli. Güçlü sermaye tamponları, bankaların kendi rollerini daha iyi bir şekilde yerine getirerek ekonomik büyümeyi canlandırma açısından önemli olacaktır ve finansal istikrar açısından bir kalkan oluşturacaktır.

Vergi mükellefleri üzerindeki maliyetleri azaltmak için etkili bir kriz yönetimi oluşturulması

Vergi mükelleflerinin bankaların batışları sonrasındaki muhtemel yükümlülükleri bir çözüm rejimi ile düşürülebilir. Bu çözüm rejimi yasal kefaleti de kapsamalıdır. Ortak bir mevduat sigorta fonu oluşturulması da vergi mükelleflerinin maliyetlerini azaltabilir.

AB Komisyonu ve üye ülkeler yapısal önlemler açısından çeşitli planların maliyet ve faydalarını, bankaların karmaşıklığını ve vergi mükelleflerine yönelik yükleri azaltabilirlikleri açısından fayda ve zararları ile değerlendirmeli, koordineli öneriler getirmeli."