0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Hikmet Faydalı Ilimdir  (Okunma Sayısı: 601 Kere Okundu.)
« : Mayıs 26, 2010, 08:42:48 ÖS »
Avatar Yok

Mavi_Kiyamet
*
Üye No : 26505
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 12251
Mesaj Sayısı : 47 783
Karizma = 55168


Hikmet Faydalı İlimdir
.:hikmet faydalı ilimdir:. Hikmet hakkındaki ayet ve hadislerin muhtevasından anlıyoruz ki o insanı her zaman isabetli düşünmeye isabetli karar vermeye ve buna göre davranmaya sevk eden derin ve faydalı ilimdir. Bu ilmi Allah dilediğine verir. Fakat böyle bir ilim başlangıçta ancak düşüncenin ürünü olacağından yüce Allah; “Ancak tam akıllı olanlar gerçekleri anlar ve düşünürler.” buyurmuştur. Allah kötülükleri engelleyecek faydaları sağlayacak sebepleri ve hikmetleri hükümranlıkları gerçeğin bilgisini iradeye bağlı olan sevap kazandıracak işleri yapabilme gücünü ve faydalı şeyler yapmayı sadece kendine ait kılmaz. Akıl sahiplerinden dilediğine de verir. “Her kime hikmet verilirse o muhakkak ki birçok hayra erdirilmiş olur.” Fakat aklı temiz özü sağlam olanlardan başkası bunu düşünemez. Hak ile doğrunun ne olduğunu ne kendisi düşünüp hatırlar ne de uyarı kabul eder. Bizzat Allah âyetiyle ihtar edip uyarır da o yine aklını başına almaz aklını yormayınca da ilâhî hikmetten faydalanamaz. Demek ki hikmete ermek için vermek yetmez almak da gereklidir. Veren Allah keremi geniş olduğundan herhangi bir şarta bağlı ve muhtaç değildir. Ama alacak olan kul şarta bağlıdır. Hikmete ermenin başlangıcı da düşünmedir. Bu da temiz akıl ve temiz kalp ile olur. 12
Dolayıyla Kur’ân’ın kastettiği hikmet bir yığın felsefî nazariyat olamaz. Asırlarca insanların zihinlerini boş yere uğraştırmış ve dalalet vadilerine sürüklemiş; hakikati ararken hakikatten uzaklaştırmış olan bu tür nazariyattan kaçınmayı Resûlü Ekrem (s.a.s.) bize tavsiye etmektedir: “Faydalı ilim isteyiniz yararsız ilimden Allah’a sığınınız.” 13 Bundan dolayıdır ki İslâm âlimleri hikmeti tanımlarken mutlaka “amelle birlikte bulunan ilim” yani pratiğe dönüşen bütün davranışlarımıza yön veren tek kelimeyle hayata hakîm bir ilim düşüncesi üzerinde ısrarla durmuşlardır.
Kur’ân-ı Hakîm’de ilim ve hikmete çok değer verilmiş ve inananlar öğrenmeye ve hikmeti elde etmeye teşvik edilmiştir. Kur’ân’da ilimden bahseden âyet sayısı yedi yüz elliye varır. Yüce Kitabımız âlimi görür; cahili kör kabul eder. “..Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akl-ı selim sahipleri sağduyulu olanlar düşünüp ibret alır.” (Zümer 39/9) buyurarak bilen ve bilmeyeni bu konuda gayreti olanla olmayanı birbirinden ayırır. Bilenleri daima bilmeyenlerden bildikleri ölçüde üstün tutar. “..Kulları içinde ancak âlimler Allah’ı lâzım geldiği tarzda tâzim ederler.” (Fatır 35/28) ayetiyle bilen ve bildiği ile amel eden; ilim ve hikmet ehlinin ulaşabileceği seviyeyi nazara verir. Allah’tan hakkıyla korkanların ancak âlim kulları olduğu hatırlatılır. Bu korku ve haşyet ise hadiste ifade edildiği üzere hikmetin başıdır: “Hikmetin başı Allah korkusudur.” 14
İşte Kur’ân’ın istediği ilim boş nazariyat değil insanın iç dünyasını aydınlatan dinî bilgi ve dış dünyasını aydınlatan müspet ilimdir. Zira “vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder.” 15 Hakikat hikmetin hikmet de hakikatin ta kendisidir. Yüce Allah: “Evet Biz ileride onlara ayetlerimizi (delillerimizi) gerek dış dünyada gerek kendi öz varlıklarında göstereceğiz.” (Fussılet 41/53) Yani insanlar “hangi ilmin hangi dalında ihtisas yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar açık ve seçik olarak âfâktaki ve kendi nefislerindeki âyetlerimizi onlara göstereceğiz. Mâhiyet-i insaniyetin abes olmadığını gelişigüzel gelmediğini bu mevzûda ortaya atılan faraziye ve hipotezlerin ciddi bir dayanağı bulunmadığını insan muammasının altında bir kısım hakikatler ve zaman içinde keşfedilecek sonsuz hikmetler varolduğunu ilim onlara söyleyecek; onlar da bu hakikat ve hikmetleri kendi nefislerinde hissedeceklerdir. Hak ve hikmet onlar için apaçık ortaya çıkacak ve onlar da anlayacaklar.” 16 İnsan kendi iç âlemindeki tefekküründe en ince noktalara varıncaya kadar derinlemesine araştırma yaptığı zaman kendi maddi vücudu üzerinde ilahi sanatların tezahüründen başka Yaratıcısının kendisine vermiş olduğu manevi duygu ve kabiliyetleri de yakından tanıma imkanını elde eder. Bu sayede sahip olduğu duygu ve kabiliyetleri yerli yerince ve isabetli kullanmaya (hikmet) muvaffak olur. “Nefsini bilen Rabbini bilir.” sözü bu tefekkür faaliyetinin en önemli neticesini beyan eder. Bu şekilde yapılan bir enfûsî tefekkürün insanı hikmetin mebdei tevhide götürmesi tabiidir. Çünkü: “İnsan öyle bir nüsha-i camiadır ki Cenab-ı Hak bütün esmasını insanın nefsi ile insana ihsas ediyor.” 17
Kur’ân enfüsü ve âfakı yani iç dünyamızı ve içinde yaşadığımız dış âlemi bilgi ve hikmetin iki temel kaynağı saymıştır. Güneşi ayı gölgenin uzamasını gecenin ve gündüzün değişmesini; insanın yaratılışını; renklerinin ve dillerinin çeşitlenmesini hasılı insanın duyu alanına giren varlıkları ve tabiatta olup biten vs.. bütün olayları; Allah’ın varlığının kudretinin ve hikmetinin âyetleri (işaretleri) olarak görür/gösterir. Müslümanların görevi bu âyetleri derince düşünüp incelemek ve anlamak (fıkh anlamında hikmet) bunların yanından körü körüne geçip gitmemektir: “Göklerde ve yerde Allah’ın varlığını birliğini kudretini hikmetini gösteren nice deliller vardır ki insanlar yanından geçip gittikleri halde yüzlerini çevirdiklerinden farkına varmazlar.” (Yusuf 12/105)
Niçin Kur’ân insanın gözünü tabiata ve tabiatta olup-biten veya olmaya devam eden hadiselere çeviriyor? Çünkü Allah’ın kanunları her zaman birbirini takip eden bu varoluş ve zahiren yok oluşlarda tecellî etmektedir. Bu kanunlar üzerinde düşünen ve kanunu koyan Yüce Yaratıcının tecelliyatını keşfedenler; varlığı daha iyi tanıyıp hakikatle yüz yüze geleceklerinden Allah’ın kudretini daha iyi anlayıp O’na layıkıyla saygı gösterecekleri gibi tabiata da yine onun adına hâkim olurlar. İnsanoğlu yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Kendisine eşyaya müdahale hakkı verilmiş bir üstün varlıktır. Tabiat onun hizmetine amade yaratılmıştır. Ancak insan başta akıl olmak üzere sahip olduğu bütün donanımını isabetli kullanarak hem özünde varolan fıtratının derinliklerinde saklı bulunan yüce değerleri keşfetmesi hem de mikro-makro bütün varlıkların esrarını bilmesi (hikmet) lâzımdır ki tabiata hâkim olabilsin. Zira tabiata tam hâkim olabilmek ilim ve hikmet işidir. Sadece ilmi değil ilimle birlikte hikmeti de elinde tutan hakiki manada güce ulaşır ve hikmetle hâkim olabilir. Hakîm olarak sahip olduğu güç ve imkanları daha faydalı ve daha isabetli kullanabilir. Bu durumda sahip olduğu madde ve güç ona değil o maddeye ve güce hâkim olur. Diğer bir ifadeyle ancak hikmetli hâkimiyet sahip olduğu kuvvetleri heva ve heveslere göre değil hakkın emri ve rızası istikametinde kullanabilir. İnsanları her çeşit zulüm ve yanlışlardan alıkoyar uzaklaştırır. Bu da hikmetin adilane hüküm vermek iyileştirmek gayesiyle menetmek zulümden alıkoymak manalarıyla içicedir. İnsanoğlunun hak ve adalet anlayışına dayalı hilafet görevini tam temsili de ancak bununla mümkündür. Bunun için Kur’ân’ın emrettiği ilim ruhsuz maneviyatsız bilgi değil bilakis Yaratan’ı düşünerek varlıkları incelemek ve inceledikçe insanın Yaratan’a karşı sevgi ve saygısını artıran ilimdir. İnsanı nefsine ve şeytana değil Allah’a yaklaştıran ilimdir. Bu ilim insanı inkâra değil hikmetin mebdei imana götürür. Maddeye kulluğa değil her şeyi sonsuz kudret ve hikmetiyle yaratan Allah’a şükre vardırır. Başıboş ve ifrat-tefritlerin gelgitleri arasında çeşitli zulümlere girip mahvolmaya değil her ânın hesabını verme şuuruyla ümit ve korku arasında dengeli ve mesut bir hayata götürür.
Kur’ân âyetlerinin yanında Allah Resûlü’nün hadislerinde de hikmetin insanlara verildiğini görmekteyiz. Mesela Peygamberimiz kesin olarak kıskanmayı yasaklamışken yalnız hikmette ve hayırda imrenme anlamında kıskanmayı hoş görmüştür: “Yalnız iki şeye haset (gıpta) edilebilir: Bir adam ki Allah kendisine hikmet vermiştir o adam bu hikmeti gereğince hareket ediyor ve bunu başkalarına da öğretiyor. Yine bir kimse ki Allah kendisine mal vermiştir o da malı Hak yolunda harcamaya koyulmuştur.” 18 Aslında Allah Resûlü’nün hikmeti “müminin kaybolmuş malı” olarak tanımlaması da bu anlamda çok açık bir ifadedir.
İnsan yeryüzünde Allah’ın halifesidir. O halde Allah’ın Hakîm ve Alîm sıfatlarından yararlanmaya ilim ve hikmet sahibi olmaya çalışmalıdır. Peygamberler yeryüzünde Kitap ve hikmetin en emin ve en samimi eşsiz temsilcileridirler. Onların en büyük vazifeleri de Kitap ve hikmeti öğretmektir. İnsan onlardan öğrendiği hikmetle kendini bütün kötü düşünce ve davranışlardan arındıracak uzaklaştıracaktır. Eşyanın hakikatini idrâk edecek ve Hakk’a teslim olacaktır. O’na içten bağlanacak masivaya bütün bütün kapanacaktır.

Tek Örnek Hz. Lokman
Kur’ân’da sadece kendisine hikmet verildiği belirtilen peygamberlerden değil bunun yanında kendisine hikmet verilmiş salih kimselerden de bahsedilmektedir. Ayette
“Biz Lokman’a ‘Allah’a şükret!’ diye hikmet verdik.” (Lokman 31/12) buyrulmaktadır.
Burada kendisine hikmet verildiği belirtilen Lokman’ ın kişiliği hakkında çeşitli rivâyetler bulunmaktadır. 19 Tabiîn’den İkrime Süddî ve Şa’bî bu zatın peygamber olduğunu söylemişler ise de İslâm âlimlerinin çoğunluğunun görüşü onun salih bir kul olduğu noktasındadır. 20
Bu ayette geçen hikmet kelimesine farklı farklı anlamlar verilmiştir. Mücâhid’e göre Lokman’a verilen hikmet nübüvvetin dışındaki akıl fıkıh (anlayış) söz ve davranışta isabettir. Taberî’nin kanaati de budur. 21 Katâde ise hikmeti İslâm’da fıkh (anlayış) olarak yorumlamıştır. 22 İbn Kesîr Katâde’nin bu görüşünü naklettikten sonra burada hikmetin fehm ilim ve ta’bîr anlamına geldiğini belirtmektedir. 23 Beğâvî ise bu âyette verilen hikmetin akıl ilim amel ve onunla her işte isabet etme olduğunu söylemektedir. 24 Beydâvî Lokman’ın peygamber olmayıp sadece bir hakîm olduğunu belirttikten sonra hikmetin genel tarifini şöyle yapmaktadır: “Hikmet insanın nazarî ilimleri tahsil ederek amel yönüyle de gücü nispetinde faziletli davranışlara tam bir meleke kazanarak kemâle ermesidir.” 25
Kâsımî bu anlamda hikmetin ona bir peygamberin lisanıyla veya ilham yoluyla veya -nebî olduğunu söyleyenlerin görüşüne göre düşünecek olursak- vahiy kanalıyla verildiğini ifade etmektedir. 26 Hamdi Yazır Beydâvî’nin tarifini aynen vermekte ve bunu şöyle açıklamaktadır: “Yani hikmet gâh nazarî gâh amelî olarak tarif edilirse de tam manasıyla hikmet; illetleri ve sebepleri bilerek gayeye isabet edecek şekilde ameli ilme ilmi de amele tevfik etmektir. Bunun için kendine hikmet verilene birçok hayır verildiği beyan buyrulmuştur. Allah Teâlâ’nın âlemde hikmetiyle koyup tahsis ettiği sebepleri ve hükümleri yani kanunları keşfederek ondan bir takım ilmî sonuçlar çıkarma yeteneği şüphe yok ki Allah’ın büyük bir vergisidir. Hakîm olan kimseye yakışan da ilim ve amel bakımından bunun şükrünü yerine getirmektir.” 27
Râzî bu âyette hikmeti “amelin ilme uygun gerçekleşmesi” şeklinde tanımlamaktadır. Ona göre buna muvaffak olan kimseye hikmet verilmiştir. Kim bir şey öğrenir fakat kendi maslahat ve zararlarını bilmezse o kimseye hakîm denilemez. O kimse ancak bu mevzuda gayretli sayılabilir. 28
Kur’ân-ı Hakîm Lokman’ı hikmet sahibi yani bilen ve bildiğiyle amel eden bir bilge (hakîm) kimse olarak tanıtmaktadır. Kendisine verilen hikmet müfessirlerin bu izahlarının hangisiyle anlaşılırsa anlaşılsın kavramın anlam alanı içindedir. Allah kendisine hikmet vermiş o bunu şükürle karşılamış ve pek çok hayra nail olmuştur. Kur’ân’da hikmetin en büyük temsilcileri peygamberler arasında hikmete mazhar kılınmış örnek tek kişi olarak onlarla beraber anılmak hatta bir sûreye isim olmak büyük bir hayırdır. Dolayısıyla Lokman örneği hikmetin ne büyük bir hayır olduğunun ve insanı nasıl bir makama yükselteceğinin en açık örneğidir.
Lokman bu manevî büyüklüğü ve bilgeliği ile her kültürde bilindiği gibi bizim kültürümüzde de tanınmaktadır. Fakat Arapçadaki “hakîm” kelimesi Türkçede “hekîm”e dönüştürülerek “tabip” anlamına nakledilmiştir. Halbuki o sahip olduğu akıl fehm ilim amel ve tecrübeyle sadece ve öncelikle tıb alanında değil aynı zamanda din ahlak ve hukuk alanında da çevresindekilere rehberlik yapmıştır. Her alanda isabetli söz söylemiş isabetli kararlar vermiş ve isabetli davranmıştır. Bu itibarladır ki Kur’ân’ın sûreleri arasında yerini aldığı gibi insanların sînelerinde de yerini almıştır.
Lokman’ın Hikmetli Öğütleri
Lokman’a şükür için hikmet verildiği belirtildikten sonra oğluna yaptığı hikmetli öğütlerinden ve onun sahip olduğu üstün ahlâka dair bazı örnekler de verilmektedir. Lokman Sûresinin 13 ve 19. âyetleri arasında geçen bu hikmet örnekleri Lokman’a verilen hikmetin mahiyetini ve tezahürlerini de ortaya koymaktadır. 29 Lokman oğluna nasihat ederken;
1- “Evladım! dedi sakın Allah’a eş ortak uydurma. Çünkü şirk pek büyük bir zulümdür.” (Lokman 31/13) Lokman’ın bu öğüdü İsra sûresinde “İşte bunlar Rabb’inin sana vahyettiği hikmetlerdendir.” (İsra 17/39) âyetiyle hikmet olarak vasfedilen yirmi beş emir ve nehyin başlangıcı “Sakın Allah ile beraber başka Tanrı edinme yoksa yerilmiş bir kenara itilmiş vaziyette kalırsın.”(İsra 17/22) emriyle birebir örtüşmektedir.

Wmhocasi.com
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Hikmet Faydalı Ilimdir
« Posted on: Mayıs 01, 2024, 08:46:06 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Hikmet Faydalı Ilimdir e-book, Hikmet Faydalı Ilimdir programı, Hikmet Faydalı Ilimdir oyunları, Hikmet Faydalı Ilimdir e-kitap, Hikmet Faydalı Ilimdir download, Hikmet Faydalı Ilimdir hikayeleri, Hikmet Faydalı Ilimdir resimleri, Hikmet Faydalı Ilimdir haberleri, Hikmet Faydalı Ilimdir yükle, Hikmet Faydalı Ilimdir videosu, Hikmet Faydalı Ilimdir şarkı sözleri, Hikmet Faydalı Ilimdir msn, Hikmet Faydalı Ilimdir hileleri, Hikmet Faydalı Ilimdir scripti, Hikmet Faydalı Ilimdir filmi, Hikmet Faydalı Ilimdir ödevleri, Hikmet Faydalı Ilimdir yemek tarifleri, Hikmet Faydalı Ilimdir driverları, Hikmet Faydalı Ilimdir smf, Hikmet Faydalı Ilimdir gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular