0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35  (Okunma Sayısı: 1006 Kere Okundu.)
« : Ekim 31, 2008, 10:34:10 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


063-MÜNAFİKUN SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


[063.001] Münafıklar sana geldikleri zaman: «Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah'ın elçisisin» dediler. Allah da bilmektedir ki sen elbette O'nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylemekte olduklarına şahidlik etmektedir.
[063.002] Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Doğrusu şu ki onlar, ne kötü şey yapmaktadırlar.
[063.003] Bu, onların iman etmeleri sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerine damga vurulmuştur, artık onlar kavrayamazlar.
[063.004] Sen onları gördüğün zaman cüsseli-yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar, (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakın. Allah onları kahretsin nasıl da çevriliyorlar.
[063.005] Onlara: «Gelin Allah'ın Resulü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin,» denildiği zaman başlarını yana çevirdiler. Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün.
[063.006] Senin onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilememen onlar için birdir. Allah, onlara kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Şüphesiz Allah, fasık olan bir kavme hidayet vermez.
[063.007] Onlar ki: «Allah'ın Resulü yanında bulunanlara hiç bir infak (harcama) da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler.» derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.
[063.008] Derler ki: «Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır.» Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resulü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
[063.009] Ey iman edenler, ne mallarınız, ne çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten 'tutkuya kaptırıp-alıkoymasın'; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
[063.010] Sizden birinize ölüm gelip de: «Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam» demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.
[063.011] Oysa Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiç bir kimseyi kesinlikle ertelemez. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır.
064-TEGABUN SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



[064.001] Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmektedir. Mülk de O'nundur, hamd (övgü) de O'nundur. O, her şeye güç yetirendir.
[064.002] Sizi yaratan O'dur; buna rağmen sizden kiminiz kâfirdir, kiminiz ise mü'min. Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.
[064.003] Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O'nadır.
[064.004] Göklerde ve yerde olanların tümünü bilir; sizin saklı tutmakta olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
[064.005] Bundan önce küfre sapmış bulunanların haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini taddılar. Onlar için acı bir azab vardır.
[064.006] Bu, kendilerine apaçık belgelerle peygamberler geldiği halde onların «bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?» demeleri ve bu yüzden küfre saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiç bir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğaniy'dir, Hamid'dir.
[064.007] Küfre sapmış bulunanlar, kendilerinin kesin olarak diriltmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: «Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz, sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah'a göre oldukça kolaydır.
[064.008] «Şu halde Allah'a, O'nun Resulüne ve indirdiğimiz nur (Kur'an) a iman edin. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.»
[064.009] Sizi toplanma günü için bir arada toplayacağı gün; Kim Allah'a iman edip salih bir amelde bulunursa, (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş (fevz) ' budur.
[064.010] Küfredip ayetlerimizi yalan sayanlara gelince; onlar da içinde sürekli kalıcılar olmak üzere, ateşin halkıdırlar. Ne kötü bir dönüş yeridir O.
[064.011] Allah'ın izni olmaksızın hiç bir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah'a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, her şeyi bilendir.
[064.012] Allah'a itaat edin ve Resulü de itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız, artık elçimiz üzerine düşen (yalnızca) apaçık olan bir tebliğ (gerçeği en yalın biçimde size iletme) dir.
[064.013] Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse mü'minler (yalnızca) Allah'a tevekkül etsinler.
[064.014] Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
[064.015] Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir fitne (bir deneme) dir. Allah ise, büyük ecir (en güzel karşılık) O'nun katında olandır.
[064.016] Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.
[064.017] Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat artttırır ve sizi bağışlar, Allah Şekûr'dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim'dir (cezayı vermekte acele etmeyendir) .
[064.018] Gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, Aziz (üstün ve güçlü), Hakim (hüküm ve hikmet sahibi) olandır.
065-TALAK SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


[065.001] Ey peygamber, kadınları boşadığınız zaman, iddetli süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddetli sayın. Rabbiniz olan Allah'tan korkup-sakının. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak açık 'çirkin bir hayasızlık' göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını çiğnerse, gerçekten o, kendi nefsine zulmetmiş demektir. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş (durum) oluşturabilir.
[065.002] Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid yapın. Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir. Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir;
[065.003] Ve onu hesaba katmadığı bir yönden de rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır.
[065.004] (Yaşlılıklarından dolayı) hayızdan kesilmiş kadınlarınızdan şüphe ederseniz, bilin ki onların bekleme süresi üç aydır. Henüz hayız görmeyenler de böyledir. Hamile olan kadınların bekleme süresi doğurmaları ile son bulur. Kim Allah'tan korkarsa (Allah) onun işine kolaylık verir.
[065.005] Bu, Allah'ın size indirdiği emridir. Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, Allah, onun kötülüklerini örter ve onun ecrini büyütür.
[065.006] (Boşandığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir yanında oturtun, onları 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' kendilerine zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda maruf (güzellikle ve İslâm'a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda '(çocuğu) onun (babası) için bir başkası emzirebilir.
[065.007] Genişlik-imkânları olan, nafakayı geniş-imkânlarına göre yapsın. Rızkı kendisine kısıtlı tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiç bir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir.
[065.008] Ülkelerden niceleri vardır ki, Rablerinin ve O'nun peygamberinin emrine karşı gelip azmışlar, böylece biz de onları çetin bir hesaba çekmişiz ve onları benzeri görülmedik bir azabla azablandırmışız.
[065.009] Artık o (ülkelerin halkı), yaptığı kötülüğü taddı ve işinin sonucu da bir hüsran oldu.
[065.010] Allah, onlar için şiddetli bir azab hazırlamıştır; öyleyse ey iman etmekte olan temiz akıl sahipleri, Allah'tan korkup-sakının, Doğrusu Allah, sizin için bir zikir (uyarıp-hatırlatan ve öğüt veren Kur'an) indirmiştir.
[065.011] İman edip salih amellerde bulunanları karanlıklardan nura çıkarması için Allah'ın apaçık ayetlerine size okuyan bir peygamber de (gönderdik) . Kim iman edip salih bir amelde bulunursa, (Allah) onu içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah, gerçekten ona ne güzel bir rızık vermiştir.
[065.012] Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın her şeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle her şeyi sarıp-kuşattığını bilip-öğrenmeniz için.
066-TAHRİM SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


[066.001] Ey Peygamber! Allah'ın helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? (Şunun için ki) sen hanımlarının rızasını kazanmak istiyorsun. Allah gafûr ve rahimdir.
[066.002] Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşrû kıldı. Allah, sizin mevlânız (sahibiniz, yardımcınız) dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
[066.003] Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda ona kendisi haberi verince (eşi) demişti ki «Bunu sana kim haber verdi?» O da «Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi» demişti.»
[066.004] Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel) ; çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmağa kalkışırsanız, artık Allah, Onun mevlâsıdır; Cibril de ve mü'minlerin salih olan(lar) ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler. ona sizin yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, Mü'min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir.
[066.005] Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa-
[066.006] Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır, üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.
[066.007] Ey küfretmekte olanlar, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yapmakta olduklarınızla cezalandırılıyorsunuz.
[066.008] Ey iman edenler, Allah'a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah, sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman etmekte olanları küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşup-parıldar. Derler ki: «Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz sen, her şeye güç yetirensin.»
[066.009] Ey Peygamber, kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı 'sert ve caydırıcı' davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o.
[066.010] Allah, küfretmekte olanlara, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek olarak verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikâhları-altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, onlara (kocaları) kendilerine Allah'tan gelen hiç bir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: «Ateşe diğer girenlerle birlikte girin» denildi.
[066.011] Allah, iman etmekte olanlara da Firavun'un karısını örnek olarak verdi. Hani demişti ki; «Rabbim bana kendi katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar.»
[066.012] İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece biz de ona kendi ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.
067-MÜLK SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


[067.001] En yüce ve mübarek olan O'dur ki kâinatın saltanatı elindedir. O her şeye kadirdir.
[067.002] O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginiz daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.
[067.003] O, biri diğeriyle 'tam bir uyum (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah) ın yaratmasında hiç bir çelişki ve uygunsuzluk (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?
[067.004] Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.
[067.005] Andolsun, biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama-birimleri (rücûm) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
[067.006] Rablerine (karşı) küfretmekte olanlar için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o.
[067.007] İçine atılıp-bırakıldıkları zaman, o kaynayıp-feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler.
[067.008] Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: «Size bir uyarıcı-korkutucu gelmedi mi?»
[067.009] Onlar: «Evet» derler. «Bize gerçekten bir uyarıcı-korkutucu geldi. Fakat biz yalanladık ve: -Allah hiç bir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir şaşkınlık (ve sapıklık) içindesiniz, dedik.»
[067.010] Ve derler ki: «Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık.»
[067.011] Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun.
[067.012] Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
[067.013] Sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
[067.014] O, yarattığını bilmez mi? O, Latif'tir; Habîr'dir.
[067.015] Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O'nadır.
[067.016] Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp-çalkalanmaktadır.
[067.017] Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgâr göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz.
[067.018] Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkâr (etmelerine karşılık verdiğim azab) nasılmış?
[067.019] Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah') tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.
[067.020] Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kâfirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
[067.021] Eğer O, rızkını tutup-kesecek olsa, sizin rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direnmektedirler.
[067.022] Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?
[067.023] De ki: «Sizi inşa edip-yaratan, size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?»
[067.024] De ki: «Sizi yeryüzünde üretip-türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz.»
[067.025] Derler ki: «Eğer siz doğru sözlüler iseniz, şu tehdit (ettiğiniz azab) ne zamanmış?»
[067.026] De ki: «(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık olan bir uyarıcı-korkutucuyum.»
[067.027] Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfretmekte olanların yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: «İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir» denildi.
[067.028] De ki: «Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kâfirleri acıklı bir azabtan kurtaracak olan kimdir?»
[067.029] De ki: «O (Allah) Rahman olan (bizi esirgeyip koruyan) dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açıkça bir şaşkınlık (ve sapıklık) içinde olduğunu pek yakında bilip-öğreneceksiniz.»
[067.030] De ki: «Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olursa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35
« Posted on: Nisan 19, 2024, 02:18:56 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 e-book, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 programı, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 oyunları, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 e-kitap, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 download, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 hikayeleri, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 resimleri, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 haberleri, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 yükle, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 videosu, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 şarkı sözleri, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 msn, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 hileleri, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 scripti, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 filmi, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 ödevleri, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 yemek tarifleri, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 driverları, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 smf, Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...35 gsm
Yanıtla #1
« : Aralık 25, 2008, 05:16:44 ÖS »

MaViSh
*
Üye No : 3490
Yaş : 32
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 777
Mesaj Sayısı : 8 087
Karizma = 16200


paylaşım için sağol

Ne Ağlayacak Kadar Günahkarım...
Ne Göklere Çıkabilecek Kadar Masum...


Ne Geçmişte Yaşadıklarımdan Huzursuzum...
Ne Şu An Yaptıklarımdan Mutlu...


Sırlar İçinde Bir Dünyam Var Birde
Sen Varsın İçinde...


Ne Seni Kaybedecek Kadar Cesurum...
Ne De Seni Kazanacak Kadar Güçlü...
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular